Gençlerin yeni bir dünya yaratma hayali ortak
Robert Kolej Sosyal Girişimcilik, İnovasyon ve Yaratıcılık Ofisi Yöneticisi Aybike Oğuz, "Gençlerin yeni bir dünya yaratma hayali ortak. Sürdürülemeyen bir sistemin çökmekte olduğunu ve bundan yeni bir sistem doğmakta olduğunu biz yetişkinlerden çok daha önce fark ettiler” diyor.
Robert Kolej Sosyal Girişimcilik Kulübü, 2013 yılında beş öğrenciyle birlikte kuruldu. Bu sene itibariyle 22 öğrencisi var. Robert Kolej Sosyal Girişimcilik, İnovasyon ve Yaratıcılık Ofisi Yöneticisi Aybike Oğuz, “Öğrencilerimize en anlamlı faydamızı, her bir üyemiz için kendilerini güvende hissettikleri bir (öz) keşif, ifade ve yaratıcılık alanı oluşturmak olarak tanımlarım” diyor.
“Bu dinamik alanı, ya da bizim ifademizle çemberi, danışman öğretmenlerimiz ve her bir üyemiz oluşturuyor” diyen Oğuz, “Üyelerimizin çoğu 9. sınıfta bizimle başladıkları yolculuklarını, 12. sınıfa kadar sürdürüyorlar. Onlar mezun oldukça yeni öğrencilerimiz kulübe katılıyorlar. Bu çemberin içinde kendimizle ve birbirimizle bağ kurma çalışmaları yaptığımız gibi sosyal girişimciliği, sosyal girişimcileri, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini de çalışıyoruz. Öz keşif ve kalbimizi kıran sosyal sorunların kesiştiği noktalar bizim için çok kıymetli çünkü bunlar, üyelerimizin çalışma yapmak istedikleri alanları bulmamıza yardımcı oluyor. Sekiz sene önce Sosyal Girişimcilik Kulübü’nün başlattığı bu hareketin içinden 2020-2021 Akademik Yılında okuldaki tüm öğretmen, çalışan ve öğrencilerimize hizmet veren Robert Kolej Sosyal Girişimcilik, İnovasyon ve Yaratıcılık Ofisi doğdu. Bu bizim için yepyeni bir öğrenme yolculuğu” yorumlarını yapıyor.
Gençlerin daha bütüncül bir yaklaşımları var
“Gençlerin yeni bir dünya yaratma hayali ortak. Bunu, hepsi sosyal girişimcilik olarak ifade etmiyor olabilir. Sürdürülemeyen bir sistemin çökmekte olduğunu ve bundan yeni bir sistem doğmakta olduğunu biz yetişkinlerden çok daha önce fark ettiler” diyen Aybike Oğuz, “Tam da bu nedenle değer ve anlam, belki bizim neslimizde olduğu gibi parçalara ayrılmış değil. Daha bütüncül bir yaklaşımları var” diye ekliyor. Oğuz, “Mesela bir kot pantolon alırken doğaya, hayvana, insana saygılı şirketlerden alışveriş yapmayı tercih ediyorlar. Yiyeceklerinin nereden geldiğini sorguluyorlar. Bu anlayışla büyüyen gençler sosyal girişimcilik ekosisteminde yaratmak istedikleri dünya ile daha hizalı yaşam, keşif ve yaratım alanları buluyorlar. Sosyal girişimcilik ülke geneline bakıldığında yine de çok yeni keşfedilen bir alan. Daha çok genci bu ekosistemle tanıştırmanın önemli bir misyon olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullanıyor.
Kurumların liseli ve üniversiteli danışmanları olmalı
Oğuz, son dönemde iş dünyasının “iyilik yaparak da para kazanmak mümkün” anlayışına yaklaşmasını ise şu sözlerle değerlendiriyor: “Bu süreci, açığa çıkan gerçekliğe hizmet edemeyen paradigmanın çöküşünün sağlıklı kabulü ve iş dünyasının gençleri can kulağı ile dinlemesinin önemli bir çıktısı olarak görüyorum. Bunun daha da derinleşeceğini öngörüyorum. Değişimine yetişmekte zorlandığımız gelecekte ayakta kalacak ve anlamlı katkı sunacak her kurumun, bu bir şirket de olabilir, okul da, liseli ve üniversiteli danışmanları olması gerektiğini düşünüyorum.”
Gençlerin öncelikli çözüm üretmek istedikleri konu iklim krizi
"Gençlerin öncelikli olarak çözüm üretmek istedikleri konuların başında neler geliyor?” diye sorduğumda ise Aybike Oğuz'un cevabı net: “İklim krizi.” Şöyle diyor Oğuz, “Bu krizin kendi, ölmekte olan dünya anlayışının bir sonucu maalesef. Gençlerin meseleleri sadece iklim krizini durdurmak değil. İklim krizine sebep olan anlayışa alternatif eğitim, sağlık, ekonomi, bilim, sanat gibi tüm disiplinleri şekillendiren bir anlayış ve sistem serisi geliştirmek. Bu, doğanın yuvamız olduğunu, her bir canın birbirine bağlı olduğunu fark etmek ve rekabet etmek yerine karmaşık sorunları çoklu paydaşlarla işbirliği yaparak birlikte çözebilmek demek. Çok yaratıcı ve uygulanabilir sosyal girişimcilik projeleri tasarlayan gençlerin bu projeleri hayata geçirebilmeleri için onlara gerekli bakış açısı, kapasite geliştirme, mentorluk, ağ kurma desteğini verecek kolay erişilebilir ve sürdürülebilir destek mekanizmaları yok denecek kadar az. Tam da bu konuda öğrencilerimize destek olabilmek için okulumuzda bir Sosyal Etki Laboratuvarı kurma çalışmalarına başladık. Liseli gençlerin gelecekte değil şimdi fark yaratabileceklerine inanıyoruz ancak bunun için liselerin, üniversitelerin, inovasyon merkezlerinin, STKların ve iş dünyasının ortak yatırım ve yaratımına ihtiyacımız var.”