Kadın olmak, girişimci olmak, bir de bu coğrafyada yaşamak...

Gilda&Partnes Consulting kurucusu Jilda Bal, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde DÜNYA gazetesi için bir yazı kaleme aldı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Kadın olmak, girişimci olmak, bir de bu coğrafyada yaşamak...

Jilda BAL / Gilda&Partners Consulting

Türkiye’de kadının güçlenmesi gereken adımlar nelerdir?

Kadın olmak, girişimci olmak, bir de bu coğrafyada yaşamak...

Kulağa biraz “çılgınca” mı geliyor? Kadın kimliği üzerine bir de girişimci" olmaya soyunmak, bir iddanızın olması, çoğu sohbet ortamında bir kaşın havaya kalkmasına, meraklı sorulara sebep olabiliyor. Yıkılması gereken ilk algılardan, kadının önündeki engellerden biri tam da bu. Cesur kadını, kendi kurallarını koyan kadını kabul etmeli ve desteklemeliyiz. Bu desteği ve kabulü, anneler küçük kızlarına, öğretmenler kız öğrencilerine, toplumun her kesiminden insan karşılarına çıkan her kadına ilk adımda sunmalı. Bu bir hak, varolmanın getirdiği bir hak; varlığımızın kabulü.

Her ne kadar “böyle olmalı”ları bilsem ve bu bilinci yaymaya çalışsam da, benim de bu kimliklerle yaşadığım zorluklar tabii ki var, yokmuş gibi yapmak kulaklarını tıkayıp gök gürültüsünü duymamaya çalışan bir çocuk gibi davranmak olur, ve bu ne yazık ki işe yaramaz, çünkü gök gürültülerinin bu şekilde yok edildiği hiç görülmemiştir.

Peki kadınların önündeki görünmez duvarları yıkmak için neler yapabiliriz?

Öncelikle çocukluktan itibaren öğretilen kalıplar, damarlara enjekte edilen korkular yerini kendine güvenme öğretilerine dönüşmeli. Bir kadın büyürken ve kimliğini oluştururken önce kendisine güvenmeli ve inanmalı, kadın gücünü keşfetmeli.

“Yapamazsın” yargısı içeren her cümlenin önyargı olduğunu ve genelde başaranların bu kalıp cümleleri dinlemeyip kendi yolunu takip edenler olduğu her küçük kız çocuğuna öğretilmeli.

Bir kadın için eğitimin ve çalışmanın önemi, topluma sağlayacağı faydalar da göz önüne alınarak desteklenmeli, hatta olmazsa olmaz kabul edilmeli. Bir çocuğa “Doktorun kızı” dediğimizde, babasının doktor olduğunu varsaymamamlı, dildeki cinsiyetçiliği farkedip yok edebilmeliyiz.

Bu kadar -meli -malı’ların haricinde; şuan ki sosyo -ekonomik ve coğrafi gerçeklerimizde, kısa vadeli en etkin çözüm yöntemi nedir derseniz; Kadın birlikleri, dernekleri, grupları çok kıymetli!

Cesaret bulaşıcıdır. Varolma yolunda önündeki engelleri aşmak isteyen bir kadın sesini duyuramayabilir belki, ama 5 kadını, 10 kadını, 100 kadını biraraya getirdiğinizi düşünün. Yaratıcı ve yapıcı enerjileri ile fark yaratacaklardır, bu kesin.

Kadınların önünde engeller mi var? Duvarlar, sınırlar, zorluklar mı var? Kaşlarını çatıp sen yapamazsın diyenler mi var?

Kadınları biraraya getirelim. Önlerinde kimse duramaz. Güçlü kadın rol modeller yaratmak, zor zamanlarında empati hissetmek, çözüm önerileri geliştirmek ve kadınların önündeki engellerin aşılması için toplumsal bilinci yayabilmek; Bu kavramlar en sağlıklı kadın birliklerinde hayat bulur ve yeşerir. Başka kadınlara da cesaret verir.

Bu noktada kadın birliklerini çok önemli buluyorum. Hayallerimi paylaşan kadınlarla beraber her engeli aşarım, bunu çok derinden hissediyorum. Kadınların enerjisi dünyayı değiştirmeye de, kafalardaki engelleri yıkmaya ve dönüştürmeye de yeter.

Kadın Girişimci