Atölyesini kapatan tekstilci, hipodromlara şampiyon yetiştiriyor
Uşak'ta yıllardır faaliyet gösterdiği tekstil sektörünü bırakarak yarış atı yetiştirmeye başlayan Ümit Özçaka, kısa sürede alanının en büyüklerinden biri haline geldi. Yarış camiasında elde ettikleri derecelerle tanınan Arbatur, Yağmurbatur ve Santino başta olmak üzere çok sayıda yarış atı yetiştiren Özçaka, 60 birinciliğe sahip.
Uşak'ın Sivaslı ilçesinde tekstil atölyesi sahibi olan Ümit Özçaka, çocukluğundan bu yana sahip olduğu at sevgisini gelir elde edecek bir iş koluna dönüştürdü. Çevresinden destek gelmeyeceğini düşünerek, satın aldığı yarış atından kimseye bahsetmedi. Çocuğu gibi ilgilenerek yetiştirdiği atının 2007'de İzmir Hipodromu'ndaki yarışlarda birincilik elde etmesiyle, bu alanda iş yapmaya karar verdi.
Şampiyonluk karşısında ailesinin de desteğini alarak, yarış atı yetiştirmek üzere tekstil atölyesini kapatarak 2009'da bir at çiftliği kurdu. Yetiştirdiği atların iyi dereceler elde etmesi ve yüksek değerlerle satılmasıyla bu kez işini daha büyük bir ölçeğe taşıdı. 2018 yılında Sivaslı ilçesi Hacım köyünde 56 bin metrekarelik büyüklükte bir alana yeni bir çiftlik kurdu.
Sattığı yarış atlarının fiyatı 400 bin lira
Burada 13 attan doğan tayları yetiştiren Özçaka, yarış atlarını 400 bin liraya ulaşan fiyatlarla satmaya başladı. Yarış camiasında elde ettikleri derecelerle tanınan Arbatur, Yağmurbatur ve Santino başta olmak üzere çok sayıda yarış atı yetiştiren Özçaka, ülke çapında şampiyon atlar yetiştiren sayılı girişimciler arasında yerini aldı.
Ümit Özçaka, 2004 yılında bir hevesle aldığı atın hayatını değiştirdiğini, keyif aldığı bir işten aynı zamanda da başarı kazanmanın mutluluğunu yaşadığını söyledi. "Ailemden saklayarak bu işe girdim, ama şimdi tekstil sektörünün çok üzerinde para kazanıyorum" diyen Özçaka, geleneksel olarak atçılık sporları merkezi olan Uşak'a önemli bir tesis kazandırdığını söyledi.
60 birinciliği var
Özçaka'nın Hacım köyündeki çiftliğinde 54 ahır var. Yılda 10 tane tay yetiştirdiğini belirten Özçaka, "60 birincilik, 60'a yakın ikincilik, üçüncülük ve dördüncülüğüm var. Bu dereceler verdiğim emeklerin karşılığı diye düşünüyorum. Bunlar benim için bir gurur kaynağı. Burada yetiştirdiğim atları satıyorum. Buradan gönderdiğimiz tayların büyüyünce kazandıkları başarılarla da gurur duyuyorum." dedi.
Atları evlat olarak gördüğünü, çocuklarına gösterdiği özeni onlara da gösterdiğini anlatan Özçaka başarılı olmanın yollarını da şöyle anlattı: "Bu işte başarılı olmanın yolu atın dilinden anlamaktan geçiyor. At, derdini söyleyemiyor, aynı bir çocuk gibi, sürekli ilgilenmen gerekiyor, onunla konuşman gerekiyor. Evde çoluğuna çocuğuna nasıl her şeyin en iyisini yediriyorsan atına, tayına da aynısını yedirmen gerekiyor. Masrafı esirgememen gerekiyor."
İnsan ve atın birlikte çalışarak başarı göstermelerini çok duygusal bulduğunu, atın insana en yakın hayvan olduğuna inandığını dile getiren Özçaka, iyi bir at yetiştirmek için öncelikle anne ve baba kan özelliklerinin uyuşması gerektiğine işaret etti.
İyi bir yarış atı nasıl yetiştirilir?
Ümit Özçaka anlatıyor:
* Tay daha henüz dünyaya gelmeden anne karnındayken bakımı başlıyor. Annenin bakımı ve beslenmesi önemli. Özellikle gebeliğin son 3-4 ayında sık kontroller ve gelişim takip edilmeli.
* Tay doğduktan sonra kontrollerinin zamanında ve düzenli yapılması gerekiyor.
* Bir bebeğe gösterilen özenin bir benzeri gösterilerek büyütülmesi lazım.
* Yeni doğan bir tayın koşulara katılabilmesi için geçen süre yaklaşık 18 ay. Bu süre içinde çok hassas ve itinalı bir bakım süreci gerekiyor.
* Sahaya çıktığında bilinçli antrenörler ve seyisler tarafından eğitilmeli. Bu bir ekip işi. Ekibinin çok iyi ve işinin ehli olması lazım.
* Atın ilk yarışa çıktığı andan itibaren heyecan da başlıyor. Emeğinin karşılığını almaya başlıyorsun. Bu sektöre girmek isteyenler mutlaka bilenlere danışsın. Çok zevkli ve aynı zamanda da iyi gelir getiriyor.