Uzmanından uyarı! Yaz aylarında böbrek taşına dikkat
Böbrek taşı, idrarda bulunan kalsiyum, oksalat gibi minerallerin kristal formunda kümelenmesiyle oluşur. Aslında, böbrek taşı vücutta minerallerin anormal atılımı veya emilimi sonucunda meydana gelen bileşenlerdir. Üroloji Uzmanı Op. Dr. Abubekir Böyük, "Yaz aylarında aşırı terleme ve yetersiz sıvı alımı idrarda su miktarını azaltabilir ve tuz ile minerallerin oranını artırabilir. Bu durum, idrarın yoğunluğunu artırarak kristallerin oluşumuna yol açar ve bu kristaller zamanla taşlara dönüşebilir. Sıvı alımının kısıtlandığı sağlık sorunları yoksa, günde 2,5-3 litre su içilmelidir" dedi.
Böbrek taşı, idrarda bulunan kalsiyum, oksalat gibi minerallerin kristal formunda kümelenmesiyle oluşur. Aslında, böbrek taşı vücutta minerallerin anormal atılımı veya emilimi sonucunda meydana gelen bileşenlerdir. Böbrek taşı teşhisinin genellikle iyi bir anamnez ve fiziksel muayene ile başladığını belirten Üroloji Uzmanı Op. Dr. Abubekir Böyük, fiziksel muayenede, kostovertebral hassasiyet olarak adlandırılan lomber-sırt bölgesine vurulduğunda hissedilen ve aniden artan ağrı böbrek taşlarının bir işareti olabilir. Kesin tanı koymak için ise laboratuvar testleri ve radyolojik görüntüleme yöntemlerinin kullanıldığını ifade etti.
Tanı yöntemlerinde altın standart tomografi
Teşhis ve tedaviden bahseden BHT CLINIC İstanbul Tema Hastanesi Üroloji Uzmanı Op. Dr. Abubekir Böyük Ultrasonun,’’Böbrek taşlarını görüntülemede radyasyon içermemesi ve güvenli olması nedeniyle ilk tercih edilen yöntem olduğunu ifade etti. Özellikle çocuklarda ve hamile hastalarda ilk seçenek olarak tercih edildiğini; ancak üreter taşlarını göstermek konusunda yetersiz kalabildiğini belirtti. Röntgen ise opak taşları görüntülemede yardımcı olabilir, fakat taşın boyutu ve anatomisi hakkında net bilgi sağlamadığı için sıklıkla tercih edilmez. Bilgisayarlı tomografi ise taş hastalarının değerlendirilmesinde ve tanı konmasında altın standart yöntem olduğunu olduğunu belirtti. Bilgisayarlı tomoğrafi taşın yeri, boyutu, sertliği ve yoğunluğu gibi detayları sağlar. Cerrahi planlama öncesinde yapılması önemli olup, özellikle taşın yerini ve komşu organlarla olan ilişkisini belirlemede yardımcı olur. Eski cihazlarda yüksek radyasyon maruziyeti söz konusu olabilse de, yeni nesil cihazlar daha düşük dozda radyasyonla görüntüleme sağlar” dedi.
Böbrek taşında kişiye özel tedavi
Böbrek taşlarının tedavisi, hastanın yaşı, mevcut sağlık durumu, kullandığı ilaçlar (kan sulandırıcı vs.) ve taşın boyutu gibi faktörlere bağlı olarak değiştiğini vurgulayan Dr. Böyük, 2 cm’den küçük taşlar için ESWL (ses dalgaları ile taş kırma) yönteminin uygulanabileceğini belirtti. Bu yöntem anestezi gerektirmeden taşların ses dalgaları yardımıyla kırılmasını sağlar ve genellikle cerrahiden daha güvenli, kolay ve maliyet açısından avantajlıdır. Ancak kan sulandırıcı ilaç kullanan hastalarda uygun olmayacağının altını çizdi. Gebe hastalarda ise sadece radyasyon yaymayan ultrasonik cihazların kullanılabileceğini ancak eski ESWL cihazlarının kullanılamayacağını da vurguladı.
Bir diğer yöntemin, URS (üreterorenoskop) yardımı ile endoskopik yani kapalı yöntemle yapılan ameliyatlar olduğunu ifade eden Dr. Böyük ,’’ Bu yöntemle idrar yolundan kamera yardımıyla girilip taşların lazer ile idrar kanalı veya böbrek içerisinde kırıldığını ifade etti. Taşların genellikle hasta tarafından normal yollarla düşürülebilecek boyutta kum gibi dağıldığını veya küçük parçalara ayrıldığını; büyük parçaların ise özel aletlerle çıkarılabildiğini’’ ifadelerini kullandı.