İstilacı aslan balığı Ege'nin kuzeyinde de görüldü
Hint Okyanusu, Büyük Okyanus'un batı kısımları ile Kızıldeniz'de yaşayan, Süveyş Kanalı üzerinden Akdeniz'e 1990'lı yıllarda giriş yapan aslan balığının, son olarak Edremit Körfezi'ne ulaştığı belirtildi.
Denizlerdeki istilacı türlerle ilgili çalışmalar yürüten Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Avlanma Teknolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. İlker Aydın, devam eden projesi kapsamında, küresel ısınma ve iklim değişikliğiyle beraber Akdeniz'de yoğun olarak görülen aslan balığını Ayvalık açıklarında kayıt altına alarak uluslararası bir makale yayımladı.
Aydın, biyolojik istilanın bu dönemin en önemli sorunlarından birisi olduğunu belirterek, yerel olmayan türlerin yeni ekosistemlere girmesinin biyoçeşitliliği ve ekosistem bileşenlerini tehdit eden bir unsur niteliği taşıdığını söyledi.
Biyolojik istilaların sadece ekolojik değil, ekonomik ve yer yer sağlık sorunlarına da zarar verdiğini ifade eden Aydın, başta Süveyş Kanalı ve Cebelitarık Boğazı olmak üzere, her geçen gün artan insan etkilerinin Akdeniz'e giriş yapan yerel olmayan istilacı türlerin sayısını arttırdığını söyledi.
Bu dönemde Akdeniz Havzası'nda yerel olmayan türlerin sayısının 1100'ü aştığını dile getiren Aydın, "Ülkemiz sularına da sirayet eden bu türler her geçen gün güncellenmektedir. Orta ve Kuzey Ege Denizi balıkçılığı üzerine devam etmekte olan araştırmalarımız kapsamında gerek istilacı gerekse daha önceden tespit edilmemiş birçok türe ait yeni bilgiler bilim dünyasına kazandırılmıştır. Bunlar içerisinde özellikle balon balıkları ve aslan balığı gibi bulundukları ekosistemin dinamiklerine önemli etkiler yapabilen türler de bulunmaktadır." dedi.
Kayalıklarda hakimiyet kuruyor
İstilacı türlerden aslan balığının ılıman sularda yaşayan bir canlı olduğunu, kendisinden küçük balıkları yediğini, özellikle kayalıklarda hakimiyet kurarak başka türlere yaşama şansı vermediğini anlatan Aydın, bu türün zehirli olması nedeniyle hem ekosistemi hem de dalış turizmi alanlarını tehdit ettiğini ifade etti.
Bu türün avcısı olan orfoz ve lagos gibi türlerin azalması nedeniyle de aslan balığının hızla yayılmasının önüne geçilemediğini aktaran Aydın, şunları söyledi:
"Aslan balığı diğer istilacı türlerden farklı olarak çok fazla zehir içermekte ama bunun yanı sıra ticari bir değeri de olduğu gözükmekte, tüketilebilmekte. Gitgide Süveyş Kanalı'ndan geçtikten sonra Akdeniz'de yayılarak ülkemizin sularına girmeye başladı. Aslan balığına ilişkin Antalya ve Muğla'nın ardından daha kuzeyde Seferihisar, Kuşadası, Karaburun gibi bölgelerde de kayıtları verildi. Biz de gerçekleştirdiğimiz araştırmalar esnasında öncelikle Dikili Körfezi daha sonra da Edremit Körfezi'nde aslan balığını kayıt altına aldık. Burada da küçük ölçekli balıkçılarla araştırmalarımız kapsamında buna rastladık. Önümüzdeki zamanlarda orada da Akdeniz'de olduğu kadar çoğalır mı bilmiyoruz ancak çoğalma ihtimali çok yüksek görünüyor. Uyum sağlama gücü çok yüksek bir tür, obur bir tür. O bölgedeki balıkçılığı ve ekonomiyi nasıl etkiler önümüzdeki günlerde göreceğiz."