Keynesyen ekonomi nedir? Keynesyen ekonomi ve 1929 Buhranı
Keynesyen ekonomi, İngiliz ekonomist John Maynard Keynes'in görüşlerini temel alan bir makroekonomik teoridir. Keynes ekonomisi özel sektörün ağırlıklı olduğu ama devlet ve kamu sektörünün büyük role sahip olduğu bir karma ekonomik düzeni savunur. İşte, Keynesyen ekonomiye dair detaylar…
1929’da başlayarak bütün dünyayı etkisi altına alan Büyük Buhran (Kara Perşembe); üretim ve istihdamda hiç görülmedik boyutlarda düşüşlere neden olmuştur. ABD’de işsizlik %25’e yükselmiştir. Demokratik hükümetler devrilmiş, Almanya, İtalya ve Japonya’ da faşist iktidarlar yönetime gelerek, 2. Dünya Savaşı’na giden süreci başlatmıştır.
Büyük Buhran, klasik ekonomi anlayışının, çok büyük işsizlik ve piyasa aksaklıklarını ortadan kaldıramayacağını yani piyasanın kendi kendine her zaman dengeye gelemeyebileceğini göstermiştir. Bu olay, o zamana kadar ekonomi biliminde yerleşmiş olan temel inançların sorgulanmasına yol açmıştır ve Keynesyen ekonomiye geçişin temelleri atılmıştır.
Keynes’e göre, Büyük Buhran’ın başlıca nedeni toplam talepteki yetersizliktir. Keynes buna “efektif talep” yani “alım gücüyle desteklenmiş alma isteği” demektedir. Klasik ekonomistlerin iddia ettiğinin aksine; her zaman arzı talebe eşitleyen ve tam istihdamı sağlayan bir mekanizma yoktur.
Keynesyen teoriye göre, bütün birey ve işletmelerin özel sektör olarak gösterdiği bazı mikroekonomik davranışların toplamı verimsizlik ile sonuçlanmakta ve ekonomi potansiyel çıktısının ve büyümesinin altında bir seviyede işlemektedir. Bu nedenle devletin etkin bir rol oynayarak iş döngüsünü stabilize etmesi ve ekonomiyi düzenlemesi kaçınılmazdır. Merkez Bankası aracılığı ile para politikaları ve hükümet aracılığı ile maliye politikaları uygulanması Keynesyen yaklaşıma örnek olarak verilebilir. Keynesyen ekonomistler özellikle Keynes'in uluslararası koordinasyona, uluslararası ekonomik kurumların gerekliliğine ve ekonomik kuvvetlerin nasıl savaşa veya barışa yol açabildiğine verdiği önemi vurgularlar.