Sanat dünyası, NFT'lerle yeniden şekilleniyor
Eşsiz dijital sanat eserleri olarak lügatımıza girdi NFT’ler. Her ne kadar kripto paraların farklı bir uzantısı olarak görülse de sanatın dijitalleşmesi olarak popülerliği gün geçtikçe artıyor. Bu yeni piyasada, dijital sanat eserlerine biçilen değerler milyon dolarları buluyor.
Deniz KILINÇ
Teknolojinin akıl almaz hızıyla her alanda görülen dijital dönüşüm sanat dünyasına da sıçramış gibi görünüyor. Kripto para birimlerinin henüz yeni yeni anlaşılmaya ve yaygınlaşmaya başladığı günümüzün dijital dünyasında şimdi de yeni bir dijital varlıkla karşı karşıyayız: NFT’ler. Non-fungible token olarak bilinen ve kripto sanat olarak anılan bu yeni varlıklar, resim, ses, video gibi çeşitli verilerin dijital bir ortamda blok zincire yazılması ve bu verilerin dijital olarak sertifikalandırılması anlamına geliyor. Bir başka deyişle NFT’ler, internet ortamında orijinalliği blok zincirle doğrulanan ve dijital pazar yerlerinde satışa çıkarılan dijital sanat eserleri… Milyonlarca dolara alıcı bulan bu yeni varlık grubu, çeşitli gruplar tarafından eleştirilerle karşılaşıyor fakat bu, NFT’lerin popülerliğini azaltmıyor. Türkiye dahil dünyada adını sık sık duymaya başladığımız NFT’ler, sanatın yeni bir boyutunu temsil ediyor belki de.
Ağırlıklı olarak bu eserlerin alım satımı için özel olarak oluşturulan pazar yerlerinde satılan NFT’ler, ayrıca bireysel olarak da el değiştirebiliyor. Bunun yanı sıra yurtdışında bazı müzayede evleri de sanat dünyasının karşılaştığı bu dönüşümden geri kalmamak için NFT satışlarına başladı bile. Dünyanın önde gelen müzayede evleri Christie’s ve Sotheby’s gibi birçok kuruluş, koleksiyonlarına artık NFT’leri de eklemiş durumda.
NFT'ler kripto paraların yerini alabilir mi?
Sanat dünyasının geçirdiği bu dijitalleşme, çeşitli alanlarda da birçok tartışmanın kaynağı aslında. Bazı sanatçılar, NFT’leri benimseyerek kendi eserlerini NFT olarak satışa çıkarmaya başlarken, daha geleneksel olanlar ise bu yeni sanat dalını yüzeysel ve saçma olarak tanımlıyor. Esasen sanat sahipliğinin yeni bir kapısı olan NFT’ler, fiziki bir tabloya veya heykele sahip olmaktan pek farklı değil. Satılan bir NFT eseri her ne kadar internet ortamında bulunsa ve diğer kullanıcılar tarafından görüntülenebilse de, NFT sahipleri için bu önemli değil.
Kimileri tarafından 2017’de kripto para birimlerinin en popüleri Bitcoin’in 20 bin doları görmesiyle popülerliği artan dijital paralara rakip olarak görülen NFT’ler, kripto paralarla aynı düzeyde talep görmüyor. Kripto paralar, en temel düzeyde insanların yatırım yapabilecekleri ve kâr edebilecekleri bir varlık sınıfı. Bazıları, kripto paralar ile -özellikle yüksek artışlar kaydeden Bitcoin ve Ether- yaptıkları yatırımı kısa süreli tutup para kazanmaya bakarken, bazıları ise kripto paraların “internetin yeni parası” olduğu inancıyla yatırımını uzun vadeli tutuyor. Halihazırda volatil olan bu piyasadaki artış veya düşüş eğilimlerini yatırımcılar gün be gün takip ediyor ve bu hareketlere göre pozisyon alıyorlar. Yani bunu, tahvil, hisse senedi veya altın yatırımı gibi düşünebilirsiniz.
Finansal araç olarak görülmüyor
Nitekim bu noktada kripto para birimlerinden ayrışan NFT’ler ise bir finansal araç olarak görülmüyor. Evet, belki x fiyattan satın aldığınız bir NFT’yi haftalar veya aylar sonra aldığınız fiyatın çok daha üzerinde satabilirsiniz fakat NFT’lerin kripto paraların aksine sınırlı bir arzı veya bir enfl asyon oranı yok. Kriptolar paraya daha yakın bir konumda, NFT’ler ise daha çok yüksek meblağlar harcanarak sahip olunan lüks eşyaları anımsatıyor. Başta zengin kimseler olmak üzere çok sayıda alıcı bulan NFT’ler her ne kadar alım-satımı blok zincir üzerinden yapılsa ve orijinalliği bu yolla doğrulansa da kripto paralardan farklı bir amaca hizmet ediyor. Kaydı blok zincir üzerinde tutulan NFT’ler, bu sayede sanatçıların müzayede evlerini aradan çıkararak, doğrudan alıcılara ulaşmasını ve satılan eserlerden komisyon alabilmesini sağlıyor. Örneğin yaşayan en pahalı ressam konumundaki İngiliz sanatçı David Hockney'nin 2018 yılında 90,3 milyon dolara el değiştiren bir eseri vardı. Fakat sanatçı bu satıştan hiçbir pay almadı çünkü aynı resim, 1972 yılında 18 bin dolara satılmıştı. NFT de ise dijital sanatçılar, devam eden satışlardan da değişen yüzdelerde paylar alabiliyor.
Her şey 2014 yılında başladı
NFT’lerin tarihi, esasen henüz bu terimin var olmadığı 2014 yılına dayanıyor. Kevin McCoy isimli bir sanatçı, 2 Mayıs 2014 tarihinde kendisi gibi başka bir kodlayıcı olan Anil Dash ile Quantum ismindeki ilk NFT’yi oluşturdu aslında. İkili, dijital sanatçıların oluşturdukları eserleri dijital ortamda satabilecekleri, takip edebilecekleri ve telifine sahip olabilecekleri bir sistemin hayaliyle bu projeyi gerçeğe dönüştürdü. Sekizgen bir şeklin animasyonu olan Quantum NFT’sini oluşturduktan sonra New York City’deki New Museum’da bir grup sanatsevere “dijital sanatın paraya çevrilebileceğini” anlatan McCoy ve Dash, o gün alaycı bir yaklaşımla karşılandı. Fakat bu fikir kripto yazılımcılarından destek buldu ve NFT, zaman içinde bugünkü şeklini aldı. Söz konusu eser, geçen aylarda 1,4 milyon dolara satıldı. Artık Alibaba ve Facebook gibi dijital teknoloji devlerinin de ilgisini çeken bu teknoloji için yeni pazaryerleri oluşturulmaya başlandı. Hatta Ethereum blok zinciri tabanlı bir NFT pazarı olan OpenSea, ağustos ayının son haftasında 1,14 milyar dolarlık haftalık işlem hacmine ulaştı.
NFT piyasası da dolandırıcılık riskleri sunuyor
Kripto paralardan alışık olduğumuz dolandırıcılık riskleri NFT pazarında da mevcut. Her ne kadar alım-satımı güvenilirliğiyle bilinen blok zincirler üzerinden yapılsa da milyon dolarların döndüğü bu piyasaya dolandırıcılar da gözünü dikti.
Geçen haftalarda İngiltere'de bir bilgisayar korsanı, dünyaca ünlü sokak sanatçısı Banksy'nin resmi internet sitesi üzerinden bir NFT müzayedesi düzenleyerek 244 bin sterline sanatçıya ait olmayan sahte bir eser sattı. Banksy ekibi, BBC’ye yaptığı açıklamada sanatçının hiçbir eserinin bir NFT müzayedesinde yer almadığını söyledi. Dolandırılan Banksy hayranı ise dünyaca ünlü sanatçısının ilk NFT’sini satın aldığını sandığını söyledi. Twitter'dan kendisine gelen mesajlarla dolandırıldığını fark eden ve ismini vermek istemeyen 30 yaşındaki mağdur, özenle hazırlanmış bir dolandırıcılığın kurbanı olduğunu ifade etti.
NFT, sanat dünyasında telif kurallarını yeniden yazıyor
Çoğumuzun bildiği gibi Kentçizer Tarık Tolunay'ın karantina sürecinde tamamladığı ve Eminönü, Tarihi Galata Köprüsü ve Karaköy'ü resmeden ‘Pandemi’ eseri Blockchain ile imzalanarak geçtiğimiz günlerde yaklaşık 20 Ether’e (36.000 dolara) İranlı bir koleksiyonere satıldı. Ve bu satış Türkiye'den yapılan ilk büyük çaplı NFT satışları arasında yer aldı. Kimine göre elimizde tutamadığımız, duvara asamadığımız bir resim için para vermek gereksiz bir eylem ancak Tarık Tolanay’a göre yaşanan bu algı sorunu yakın zamanda yok olacak. “NFT aslında sadece biçimsel bir değişiklik” diyen Tolunay, bu konuya şöyle yaklaşıyor: “İnsanoğlu mağara devrinde fikirlerini duvarlara işledi, sonraki yüzyıllarda kağıtlara çizdi, taşlara işledi bu fikirlerini ve heykeller yaptı. Böylelikle sözünü, eserini bıraktı ve kalıcı olmaya çalıştı. Sonrasında matbaa icat oldu ve matbaalar üzerinden fikirlerini çoğaltma ve diğer insanlara ulaştırma olanağına kavuştu. Bu bir iletişim biçimi ve iletişim biçimine çok takılmamalıyız. Önemli olan yani ana amaç insanlar arası iletişim. Mecralar değişir. İletişimin biçimi değişir. Ama fikri olan birinin diğer insanlara ulaştırma çabası bitmez. Bunu duvar üzerinden de yapabiliriz, kağıt üzerinden de yapabiliriz. Bugün ise internet üzerinden daha da yeni teknoloji olan Blockchain üzerinden yapabiliriz.” NFT, erişilebilirlik ve ekonomik kazanım anlamında da sanatçılara farklı avantajlar sunuyor. Blokchain üzerinden imzalanan eserin üçüncü şahıslara geçmesi durumunda sanatçının telif hakkı baki kalıyor. Eser her el değiştirdiğinde ya da farklı alanlarda kullanıldığında bu hak geçerli oluyor. Telif boyutu ile ilgili olarak, “Sanat piyasası ve telif dünyası kuralları yeniden yazılıyor ve bu matematik üzerinden tekrar şekilleniyor ve doğru bir yoldun ilerleniyor” diyen Tarık Tolunay, şu bilgileri paylaşıyor: “Siz eserin içine yani DNA’sına imzanızı atıyorsunuz. Blockchain’de benim sahipliğim yüzbinlerce bilgisayar tarafından tescillenmiş oluyor. Böylelikle eseriniz farklı amaçla kullanıldığında da ispat etmek anlamında zorluk yaşamıyorsunuz.”
Şu anki sisteme göre daha adil işliyor
Kentçizer Tarık Tolunay, eserinin Blockchain üzerinden satılmasını sanatın değerinin ispatlanması anlamında da önemli buluyor. Bu satışla Fractal İstanbul'un değerinin de günlük hayatta ispatlanmış olduğunu kaydeden Tolunay, “Benim adım da dijital sanat dünyasında bir yere oturmuş oldu. Bu gurur verici bir şey” diyor. NFT’nin sanat dünyasını olduğu gibi pek çok sektörü etkileyeceğini düşünen Tolunay ancak her şeye rağmen bu değişim konusunda temkinli olunması gerektiğini de savunuyor. NFT'nin şu anki sisteme göre daha adil işlediğini kaydeden Tolunay, “Ama bunu kutsal bir kurtarıcı olarak görmemek lazım ya da bir devrim olarak nitelendirmemek gerekir. Sanat dünyasında şu an kullanmakta olduğumuz, aksayan tarafl arı olan sistemi düzeltebilir. Ama gerçek hayatta bunun nasıl şekilleneceğini önümüzdeki günlerde göreceğiz” diyor
Türkiye'de NFT
Türkiye’de de çeşitli sanatçıların yanı sıra futbol kulüpleri, şefl er, gazeteciler ve yazarların da aralarında yer aldığı NFT piyasasında satışlar arttı. Kentçizer Tarık Tolunay’ın Pandemi isimli eserini NFT olarak satması, Türkiye’de NFT tarihinin ilk dönüm noktası. Tolunay’ın bu hamlesiyle Türkiye’den ilk kez bir sanat eserinin dijital olarak satışı gerçekleşmiş oldu. Tolunay’ın ardından gazeteci Cüneyt Özdemir’in NFT olarak satışa çıkardığı bir Twitter paylaşımı, 10 bin dolara alıcı buldu. Özdemir, bu satıştan elde ettiği geliri Darüşşafaka Cemiyeti’ne bağışladı. Kripto artist olarak bilinen Murat Pak ise NFT olarak en çok satış yapan ikinci sanatçı konumunda. Toplamda 268 farklı sanat eseri NFT dünyasında toplam 1 milyon dolara satılan Pak için kripto dünyasının en pahalı sanatçısı tanımı yapılıyor. Bunun yanı sıra Zeynep Bugay da edebiyat dünyasından NFT'ye giriş yapanlardan. Bugay'ın fantastik tarzda kaleme aldığı Proti Adası'nın Esrarı kitabının çıkış öyküsü olan ve kitapta yer almayan "Anne" isimli öyküsü, NFT dünyasında 12 bin 400 dolara alıcı buldu. Böylece Bugay, Türk edebiyat dünyasında bir ilke imza attı. Fakat NFT'nin Türkiye'deki gelişimi burada bitmiyor. Geçtiğimiz günlerde futbol kulübü Galatasaray, kurucusu Ali Sami Yen ile başlayarak sezon boyunca kulüp tarihinin önemli olaylarını vurgulayan bir koleksiyonu piyasaya süreceğini açıkladı. Türkiye'de NFT'nin en ilginç olaylarından birisi de gastronomi dünyasından geldi. Neolokal kurucu şefi Maksut Aşkar, kendi yemek tariflerini NFT olarak satışa sunmaya başladı.
NFT'ler bir balon değil, yeni tüketici sınıfı için yeni bir 'dijital gösteriş' aracı
CoinShares CSO'su Meltem Demirörs
ABD merkezli dijital varlık yönetimi şirketi CoinShares stratejilerinden sorumlu üst düzey yöneticisi Meltem Demirörs de NFT sahiplerinden. Diğer yandan sıkı bir kripto para savunucusu da olan Demirörs, bazı geleneksel finans temsilcilerinin aksine, NFT’lerin bir balon olduğu görüşüne katılmıyor. Bunun aksine Demirörs, tıpkı pahalı mücevherler veya spor arabalar gibi NFT’leri halihazırda görülen dijitalleşmeye paralel olarak ortaya çıkan yeni tüketici sınıfı için bir “dijital gösteriş” aracı olarak tanımlıyor. “NFT’ler bir balon mu? Hayır, esasen varlık bir balondur” diyen Demirörs, “Tarihte ilk kez dünya genelindeki yetişkinlerin yüzde 1’inden fazlası milyoner olmuş durumda. Bu da 56 milyon milyoner demek ve bu kişilerin toplam net servetleri 158 trilyon dolara eşdeğer” açıklamasını yapıyor. NFT’lerin kripto paraların doğuşuyla şekillenen yeni tüketici sınıfı için bir statü sembolü olduğunu belirten Demirörs, ayrıca NFT’lerin “parçalanabildiğini” yani sahipliklerinin paylaşılabildiğini ve blok zincir üzerindeki finansal piyasalarda teminat olarak kullanılabildiğini söylüyor. Demirörs, şu yorumu yapıyor: “Lüks ürünlere yönelik devasa bir küresel piyasa var. NFT’ler de yeni tüketici sınıfı için bir gösteriş aracı/statü sembolü fakat varlık ve statüye yönelik geleneksel piyasaların aksine, NFT’ler herkese açık ve doğrulanabiliyorlar. JPEG’lere milyon dolarlar harcamak yerine açlık sorununu çözmemiz gerektiğini söyleyenler, lütfen sanat tüccarlarına bakın. İnsanlar, bir yağlıboya tablo için 200 milyon dolar harcıyor. Peki, dijital bir resim için 2 milyon dolar harcamak hangi açıdan daha suçma oluyor?"
Kullancıların sahibi olmadıkları bir eser için NFT oluşturmaları tehlike yaratıyor
Akdoğan-Uslaş Avukatlık Bürosu Ortağı Avukat Alper Akdoğan
Sanat kapsamında NFT’lere yönelik tartışmalar sürerken bir yandan da bu eşsiz dijital varlıkların yasal düzenleme boyutunda hala kapsama alınmaması, hem eser sahipleri hem de alıcılar için çeşitli sorunlar oluşturmaya devam ediyor. Sahip olduğunuz bir NFT eserinin orijinalliği doğrulayabilseniz dahi bu eseri satın aldığınız pazar yerlerinde çeşitli dolandırıcılık faaliyetleriyle karşılaşabiliyorsunuz. Bu açıdan kripto para birimlerine benzeyen NFT varlıkların telif hakkının dijitalleşmesi konusunda da önemli bir tartışma yarattığını söyleyen AkdoğaniUslaş Avukatlık Bürosu Ortağı Avukat Alper Akdoğan, NFT’leri fotoğraf, video, ses gibi verilerin URL adresleri üzerinden benzersiz ve değiştirilemez jetonlara işlenmesi olarak tanımlıyor. “Bu sayede atılan ilk tweet için NFT oluşturulabileceği gibi orijinalliği doğrulanan sanat eserleri için de NFT oluşturulabilmesi mümkün hale gelmektedir” diyen Akdoğan, NFT’lerin yapıları gereği dijital sanat eserlerinin blok zincir teknolojisiyle güvenli bir şekilde saklanmasının, dijital sanat eserleri için bir nevi “kripto bandrol” oluşturularak telif hakkı sahibinin belirlenebilmesini sağladığını söylüyor. Böylece eserin yaratıcısına ilişkin kayıtlar korunabiliyor ve eser sahibinin telif hakkı sahipliğinin kanıtlanması için de bir imkan sağlanıyor.
"NFT alıcısı eserin telif haklarına sahip olmuyor"
Telif hakkının ancak NFT üzerine telif hakkı konusu olabilecek bir eserin işlenmesi ile söz konusu olduğunu belirten Akdoğan, bunun için de eserin orijinal ve özgün olması gerektiğini vurguluyor. Sanat eserlerinin NFT halini alması ve burada öne çıkan dijital telif haklarıyla ilgili ise şu değerlendirmeyi yapıyor: “NFT pazaryerlerinde çoğunlukla başkalarına ait eserler için NFT oluşturulmakta ya da sanatçılar kendi eserlerini NFT formatına dönüştürmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken ilk nokta NFT alıcısının, satış sözleşmesinde açıkça kararlaştırılmadığı sürece, NFT üzerine işlenen eserin telif haklarına sahip olamamasıdır. Bu durumda NFT alıcısı, satın aldığı jetona işlenen eserin dijital kopyası üzerinde ticari amaçlı olmamak üzere, münhasır olmayan kullanım hakkına sahip olmaktadır. Türk hukukuna göre, eser sahibinin mali haklarını devredebilmesi için bu konuda 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) uyarınca geçerli bir mali hakların devri sözleşmesi yapılmalıdır. Eser sahibi NFT satışlarında telif haklarını koruduğu için, sonraki NFT satışlarından FSEK 45. madde uyarınca pay alabilir. Bu kapsamda NFT pazaryerleri, eser sahibi için telif hakkı takibini kolaylaştırmaktadır.”
Telif hakkı düzenlemeleri ihtiyacı doğuyor
Buna karşılık NFT sahibinin, NFT üzerindeki hakları konusunda bazı sınırlamaları bulunduğunu söyleyen Akdoğan, NFT üzerine işlenen verinin herkes tarafından görüntülenebildiğini ve NFT sahibinin bu linkin erişimini kapatamadığını anlatıyor. Bu kapsamda Akdoğan’a göre, söz konusu veriyle bir bağı olmayan üçüncü kişilerin “maliki olmadığı bir eser adına kolaylıkla NFT oluşturulabilmesi ve hızlı NFT yatırımları yapabilmesi telif hakkı bakımından önemli bir tehlike” oluşturuyor. Akdoğan, NFT’lerin alınıp satıldığı dijital pazaryerlerinde gerçekleştirilen NFT yatırımlarının, bu sürecin denetlenmesini oldukça zorlaştırdığını ve eser sahibinin telif haklarının kolaylıkla ihlal edilebilmesine yol açtığını söylüyor ve şöyle devam ediyor: “Buna karşılık, dijital piyasalarda telif hakkı ihlaline yönelik engelleyici veya kısıtlayıcı bir hüküm bulunmadığından, NFT dolandırıcılığına ve telif hakkı ihlallerine yönelik sorunların nasıl çözüleceğine dair kesin bir görüş yoktur. Kripto para piyasalarına yönelik herhangi bir regülasyon olmadığı gibi, NFT pazaryerlerinde gerçekleştirilen dolandırıcılığa ve telif hakkı ihlallerine yönelik yasal düzenleme de bulunmamaktadır. Facebook, Alibaba gibi büyük dijital platformların NFT pazaryerleri oluşturmasının ardından dijital piyasalarda telif hakkı düzenlemeleri kaçınılmaz hale gelmiştir.”
AB düzenlemeleri Türkiye'ye de yansıyacak
Avrupa Birliği’nde 7 Haziran 2019 tarihinde yürürlüğe giren Dijital Tek Pazarda Telif Hakkı Direktifi, Birlik genelinde bütüncül bir telif hukuku düzenlemesi hazırlanacağının sinyallerini vermişti. Türkiye’de henüz NFT kapsamında herhangi bir regülasyon bulunmuyor fakat Akdoğan, AB’de kabul gören bir düzenlemenin, Türk hukukuna da yansımaları olmasının kaçınılmaz olacağını vurguluyor: “O zamana dek, mevcut kanunlar ve özellikle FSEK hükümleri çerçevesinde uyuşmazlıkları gözden geçirmek gerekecektir. Hukukun gelişen teknolojiye entegrasyonunu sağlamak amacıyla dünya standartlarında bir dizi yasal düzenlemenin en kısa sürede yapılmasının gerekliliği ortadadır.”
En pahalı ilk 10 NFT
Yaygın olarak NFT pazar yerlerinde ve yeni yeni müzayede evlerinde satılan bu dijital eşsiz varlıklar, bireysel satışlar yoluyla da milyon dolarlara alıcı buluyor. Şimdiye kadar satılan en değerli NFT’ler listesinde, rastgele olarak oluşturulan ve hatta Ethereum blok zincirinde satışa sunulan ilk NFT’ler arasında, ABD’li oyun şirketi Larva Labs’den Matt Hall ve John Watkinson’ın oluşturduğu CryptoPunks çoğunluğu oluştururken, bağımsız sanatçılardan Edward Snowden’a birçok NFT akıl almaz fiyatları satılmış durumda:
1. EVERYDAYS: THE FIRST 5000 DAYS
Mike “Beeple” Winkelmann tarafından oluşturulan “Everydays: The First 5000 Days” isimli NFT, Christie’s müzayede evinde 69.3 milyon dolara alıcı bularak şimdiye kadar satılan en pahalı NFT konumunda. Vignesh Sundaresan tarafından satın alınan söz konusu eser, sanatçının kariyeri boyunca oluşturduğu 5 bin eserin bir kolajından oluşuyor.
2. CRYPTPPUNK#7523
Pikselleşmiş yüzlerden oluşan NFT’lerden biri olan CryptoPunk #7523, CryptoPunks eserleri arasında COVID-19 dönemini yansıttığı için özel bir yere sahip. Müzayede evi Sotheby’s’de 11,8 milyon dolardan satılan eserin yeni sahibi Shalom Meckenzie, “Bu eser COVID-19 dönemini ve NFT’lerin popülerleşmesini simgelediği için satın almak istedim” diyor.
3. CRYPTPPUNK#7804
Figma isimli yazılım şirketinin CEO’su Dylan Field, mart ayında 7,5 milyon dolara sattığı CryptoPunk #7804 ile NFT tarihinin en pahalı üçüncü satışını yapmış durumda. Söz konusu eser, piposu ve şapkası olan tek CryptoPunk eseri.
4. CRYPTPPUNK#3100
CryptoPunk 3100, yine mart ayında 7,51 milyon dolara alıcı bulan ve kafasında bir saç bandı olan tek CryptoPunk eseri.
5. CROSSROAD
Yine Mike Beeple Winkelmann tarafından oluşturulan CROSSROADS video eseri, ABD eski başkanı Donald Trump'a bir eleştiri niteliği taşıyor. 6,6 milyon dolara alıcı bulan eser, 2020 ABD seçimlerinin sonucunu, yani Trump’ın seçimleri kaybını temsil ediyor.
6. OCEAN FRONT
Justin Sun tarafından satın alınan başka bir Beeple eseri Ocean Front, esasen iyi bir amaca hizmet etti. Bu NFT satışından elde edilen 6 milyon dolar, iklim değişikliği mücadelesinde çalışmalarda bulunan Open Earth Foundation’a bağışlanmış.
7. CRYPTOPUNK#5217
Kafasında bir bere ve boynunda altın bir zincirle resmedilen CryptoPunk #5271, temmuz ayında 5,44 milyon dolara satıldı.
8. WORLD WIDE WEB KAYNAK KODU
Dünya çapında ağ, daha sık bilinen ismiyle World Wide Web’in (WWW) kaynak kodunun yaratıcısı Sir Tim Berners-Lee de NFT dünyasına adım atarak, orijinal kodun sanatsal bir temsilini Sotheby’s’de satışa çıkardı. Bazı kritikler, kodun satışının internetin merkeziyetsizliğine aykırı olduğunu savunurken, 5,4 milyon dolara alıcı bulan NFT, “This Changes Everything” ismiyle satıldı.
9. CRYTOPUNK#7252
Ağustos ayında 5,33 milyon dolara satılan CryptoPunk #7252 de popüler CryptoPunk eserleri arasında.
10. STAY FREE
Ulusal Güvenlik Ajansı’nın (NSA) muhbiri olarak dünya gündemine oturan Edward Snowden da nisan ayında NFT dünyasına giriş yaptı. NSA’in ABD’de birçok kişinin telefon kaydını dinlediğine yönelik bir metnin üzerinde Snowden’ın siluetinin bulunduğu eser, 5,27 milyon dolara satıldı.