Sürdürülebilir finans vergi avantajıyla büyür
Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Ebru Dildar Edin, SPK’nın kurumsal yönetişim maddelerine sürdürülebilirlik adımlarının eklemesinin sürdürülebilir Anansın gelişimi için önemli olduğunu belirterek yatırım yapana da vergisel avantaj sağlanması gerektiğini vurguladı.
Dünyanın pandemi ile sınavı sürdürülebilir bir geleceğin önemini bir kez daha insanlığa hatırlattı. Küresel kapatmalar doğanın yeniden kendine gelişiyle hiçbir şey için geç olmadığını gösterdi. Her alanda sürdürülebilirlik önemli. Ancak oldukça önemli bir alan ise sürdürülebilir finans. Böylece şirketler üretirken kendi sürdürülebilirlik sözleriyle fark yaratmayı başarıyor. Garanti BBVA da hem kendi için hem müşterileri için yeni ürünlerle sürdürülebilir finans konusunda önemli adımlar atıyor. Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Ebru Dildar Edin Türkiye’de öne çıkmaya başlayan sürdürülebilir finansın gelişmesi için Sermaye Piyasası Kurulu’nun önemli adımlar attığını daha da gelişmesi için vergi avantajlarıyla desteklenmesi gerektiğini vurguladı.
Pandeminin Türk bankacılık sektörü açısından aktivitenin azaldığı bir dönem olduğunu dile getirerek aktif rasyosu ile beraber TL kredilerde büyüme olsa da yabancı para kredilerde talebinin azaldığı ve geri ödemelerin arttığını kaydetti. Bankacılık sektörünün yabancı para borçlanmalarının sınırlı kaldığını Türk bankalarının sendikasyon kredilerini yüzde 80’ler oranında yenilediğini söyleyen Edin, şöyle devam etti:
Ürünlere odaklanılan sene oldu
“Eurobond piyasasında bankalar geçen yıl 5.5 milyar dolar seviyesinde ihraç yapmıştı. Türkiye’ye ilginin yüksek olduğu dönemdi. Bu sene ise Şubat ayından Ağustos’a kadar hiç tahvil ihracı olmadı. Hiçbir özel şirket ve bankalar ihraç yapmadı. Bundaki temel neden yatırımcı ilgisinin az olması, Türkiye’nin risk priminin artmasından dolayı borçlanma maliyetinin yüksek olmasıydı.
Hem de ihtiyaç da yoktu. Bu dönem biraz daha yurtdışı borçlanmanın sınırlı kaldığı bir sene oldu. Bununla beraber Avrupa İmar Kalkınma Bankası (EBRD), Uluslararası Finans Kurumu (IFC) gibi kurumların COVID-19 kapsamında destek paketleri oldu ve farklı ürünler geliştirildi. Bu kredilerin hepsi sürdürülebilirlik sözleriyle ve sosyal etkileri azaltacak şekilde kullanıldı. Yani ürünlere odaklanılan bir sene oldu. Özel sektör ise ciddi bir net borç ödemesi gerçekleştirdi.”
Edin, bankaların hem kendi borçlanmalarıyla ilgili hem de müşterilerine sundukları finansmanda yeni ürünlere odaklandıklarına dikkat çekerek, “Sektörde EBRD gibi kurumlardan alınan COVID-19’la ile ilgili krediler müşterilere sosyal konuları öne çıkartan krediler şeklinde kullandırdı. Biz de sürdürülebilirlik konusunda yaratıcılığımızı bu dönemde aynı şekilde devam ettirdik” dedi.
SPK’nın kurumsal yönetişim değişikliği
Edin, Sermaye Piyasası Kurulu’nun kurumsal yönetişim yönetmeliğinde değişikliğe gittiğini hatırlatarak bunun yeşil tahvil piyasasının güçlenmesine katkı sağlayacağını belirtti. SPK’nın kurumsal yönetişim maddelerine halka açık şirketlerin 2022’den itibaren 2021 verileriyle birlikte sürdürülebilirlik konusunda attığı adımları açıklamasını yoksa da buna yönelik adımının olmadığını belirtmesini istediğini söyleyen Edin, “Artık her şirketin yapması gerekecek. Düzenleyicinin aldığı pozisyon ve getirdiği kurallar çok önemli. Bu konuda net bir adım atılması ile artık sürdürülebilir finans daha çok konuşulacak. Şirketlerin sürdürülebilir finans alanında kullandığı krediler de sürdürülebilirlik konusunda attığı adımları destekleyen karnesine yıldız diye koyduğu unsurlar ve ürünler olarak öne çıkacak.”
Cazip hale getirilirse ilgi büyüyecek
Sürdürülebilir finansın gelişmesi için SPK’nın yanı sıra düzenleyici denetleyici kurumlar ve hükümetten yeni adımlar atılması gerektiğini vurgulayan Edin, şöyle devam etti: “Bono çıkarılırken sürdürülebilirlik kapsamına giriyorsa reyting alınıyor. Bu reytingin içinde bulunan sürdürülebilir unsuların vergiden muaf tutulması lazım.
Bu tür ürünlere yatırım yapan yatırımcının da muaf olması lazım. Nasıl ki TL mevduatı özendirmek için stopaj oranları aşağı çekildi burada da aynı şekilde sürdürülebilir bono alıyorsa ödemesi gereken vergi katsayı aşağı çekilmeli. Gelir vergisi kesintilerinde iyileşme sağlanmalı. Fonların bu şirketlere yatırım yaparken bazı avantajları olmalı. Emeklilik fonlarını bu bonolara yatırım yaptığında vergisel avantaj sağlayıp cazip hale getirebilirsek ilgi büyüyecektir.”
Dünyada 1 trilyon dolar hacme ulaştı
Edin’in verdiği bilgilere göre dünyada sürdürülebilir yeşil tahvil 2007 senesinde çıktı ama esas önemli olan, 2017’de uluslararası sermaye piyasaları birliği yeşil tahvil prensipleri yayımladı ve büyüme hızlandı. 2020’nin ilk altı ayında toplamda 1 trilyon dolar civarında bir hacim yaratıldı. Farklı yatırımcıların ilgisi de her yıl gitgide artıyor. Edin dünyada bu tarz bonoları çıkartanın ABD, İngiltere, Fransa Çin gibi gelişmiş ülkeler olduğunu ancak artık yeni oyuncuları da görmeye başladığımıza işaret ederek dünyada yer alan listeye Türkiye’nin de girdiğini vurguladı. Edin, şunları söyledi: “Bu yıl 7 Ağustos itibariyle bankalar ABD’de 36 milyar dolar vermiş, 32 milyar dolar Fransa’da, 22 milyar dolar Hollanda’da, 16 milyar dolar Güney Kore’de gibi liste devam ediyor. Türkiye de listede. Bu yıl biz Garanti BBVA olarak sendikasyonda da sürdürülebilirlik kriterlerini öne çıkardık. Dünyada ilk defa bir banka sendikasyon kredisini sürdürülebilirlik kriterlerine dayanarak yeniledi. Ve bunu tam pandemi krizinin ortasında gerçekleştirdik. Sürdürülebilir kriterlere dayandırdığımız için banka sayısı arttı. İki farklı kriter koyduk ve biz banka olarak bunu gerçekleştirdiğimiz takdirde faiz oranında 5 baz puanlık iyileştirme sağlıyoruz. İlk hesaplamaları yaptık ve bunu da geçtik. Enerjisa’nın işlemi vardı tüm portföyü refinanse ettiler, bir de cinsiyet eşitliği kredilerimiz var Limak ile birlikte. Bence sosyal açıdan çok önemli bu adımlar.”