Piyasalar TCMB'nin faiz kararı ve mesajlarını nasıl yorumladı?
Merkez Bankası'nın faizleri sabit tutması ve piyasalara verdiği 'uzun müddet sıkı duruş' mesajı ne anlama geliyor? Ekonomistler ve analistler TCMB'nin mesajını değerlendirdi.
Merkez Bankası piyasaların beklentisine paralel olarak faizlerde değişikliğe gitmeyerek sıkı duruşun uzunca bir süre devam edeceğinin mesajını verdi. Peki, TCMB'nin faiz kararı ve PPK metninde piyasalara verdiği mesajlar ne anlama geliyor? Ekonomistler ve analistler karar değerlendirdi.
Deniz Yatırım Strateji Bölüm Müdürü Orkun GÖDEK:
'Ortodoks’ retorik güçlendirildi: “…uzun bir müddet.”
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından gerçekleştirilen Ocak ayı olağan Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında 1 hafta vadeli repo ihale faiz oranı yüzde 17.00 seviyesinde sabit tutuldu. Söz konusu yaklaşım piyasa konsensüsü ve Deniz Yatırım Araştırma Bölümü beklentilerimiz ile paralellik göstermekte.
Kamuoyu ile paylaşılan toplantı sonuç metninde yer alan değerlendirmeler riskler açısından Aralık ayı yaklaşımı ile benzerlik gösterirken, ayrışma noktası ise geleceğe yönelik yönlendirmenin daha Ortodoks yaklaşım ile güçlendirilmesi ve net duruşun bir kez daha gösterilmesi oldu.
28 Ocak tarihinde gerçekleştirilecek olan yılın ilk Enflasyon Raporu (ER) sunumunda şu aşamada bankanın 2021 orta nokta TÜFE tahmininde herhangi bir değişikliğe gitmeyeceği sinyalini alıyoruz. Gerekçemiz ise rapora 1 hafta gibi kısa süre kala PPK değerlendirmesinin mevcut analiz üzerinden yapıldığı şeklindeki ifade.
Başkan Ağbal’ın yapacağı açıklamalar kritik önemde olacak. 2021 sonunda politika faizi seviyesini %12.50 seviyesinde öngörüyoruz.
Tera Yatırım Ekonomisti Enver ERKAN
Faiz artışı yok, “şahin” perspektif korunuyor
Merkez Bankası, Ortodoks para politikası perspektifini benimsediği dönem sonrasındaki 3. PPK toplantısında faiz artırımlarına ara verdi, buna karşın enflasyonla mücadele konusunda yapmış olduğu vurgularla piyasalarda önemli mesajlar verdi. Önceki toplantılarda, sırasıyla tek fonlama aracı ve ardından ilave sıkılaşma yapan Merkez Bankası, faiz artırımı yapmamasına rağmen para politikasını “uzun” bir süre sıkı tutacağının taahhüdünü politika açıklamasına ekledi ve erken bir gevşeme döngüsüne dair endişeleri hafifletti.
Merkez Bankası, Sn. Naci Ağbal başkanlığındaki yeni yönetimi altında gerçekleştirdiği politika hamleleri ve yerinde sözel yönlendirmesiyle beraber kredibilite kazanmaya devam ediyor. Özellikle Merkez Bankası'nın enflasyon karşısındaki perspektifi açısından politika açıklamasındaki ayrıntılar önemliydi. Bu noktada uzun süreli bir sıkılaşma vurgusu, TCMB'nin de enflasyon risklerini gözettiğini gösteriyor. İlerleyen aylar enflasyon açısından zor geçecek ve tepe noktasına göre bir faiz artırımı opsiyonu daha olabilir. Nisan döneminde tepe yapmasını beklediğimiz enflasyonun; geçmiş kur artışları, emtia ve enerji fiyatları ile gıda enflasyonu bileşenleriyle biraz daha yukarı gitmesini bekliyoruz. Enflasyonun gerileme sürecine girmesi açısından ise; baz etkisini lehimize işleyecek olması ve mevsimsel koşulların düzelmesi bakımından yılın ikinci yarısını öngörüyoruz. Buna karşılık, erken ve aceleci bir gevşeme döngüsüne girilmesinin ekonomiyi kur ve enflasyon sarmalına yeniden sokmasından endişe ederiz. Politika açıklamasındaki “uzun süreli sıkılaşma” vurgusu bu nedenle kritik.
En çok soru işareti yaratan konu olarak, TCMB'nin perspektifi yatırımcı tarafından beğenilse de ilave sıkılaşmaya direkt referans yoktu. Gerekirse ek parasal sıkılaşma yapılacağı ibaresinin politika açıklamasında yer alması, Merkez Bankası’nın gerekli koşullarda faiz artırımı yapacak pozisyonda olduğunu gösteriyor. Enflasyona karşı doğru yerde konumlanma anlamında da güven unsurunu artırıyor.
Merkez Bankası, Kasım ayının başından beri değiştirdiği perspektifi ve benimsediği yeni politikalar ile iyi bir güven yüklemesi yapıyor. Şu ana kadar yapılan politika yönlendirmesi olumlu yönde. 21 Ocak PPK kararları için; “faiz artışı olmadan "şahin" bir perspektif” yorumunda bulunabiliriz. Gevşeme döngüsü konusunda aceleci davranılmaması konusu, ekonomiyi toksik etkilerden korumak adına önemli. Uzun süreli politikalar, enflasyon perspektifi ve gerekli koşullarda ilave sıkılaşma bu PPK toplantısının ana teması olmuştur.
InvestAZ Araştırma Müdürü Yusuf TOPÇU:
TCMB'nin piyasayı pasif bir duruşla yönlendirebilmesi reel ekonomide güçlenmenin devamlılığına bağlı
TCMB politika faizine dokunmadı ve 21 Ocak PPK toplantısını pas geçti. Gerektiği takdirde ek sıkılaştırmaya gideceğini söyleyerek politika yapıcılığı noktasında kendisine de alan açmış oldu.
Kasım ayında başladığı kredibilitesini onarma sürecine devam eden Merkez Bankası’nın attığı bu adımla piyasalarda herhangi bir volatilite görülmemesi 21 Ocak’ın en büyük kazanımlarından biri. Borsa İstanbul’da ve döviz kurlarında karar öncesi ve sonrası fiyat hareketinin sınırlı olmasının yanı sıra dolar ve euro kurlarında da Türk Lirası’na karşı hafif değer kaybı izlendi.
Uluslararası yatırım bankalarının görüşü politika faizinin %17 seviyesinde 6 ila 12 ay arası bir süre geçireceği yönünde. Karardan hemen önce yukarı yönlü hareketlenen döviz kurlarına karşı TCMB’nin herhangi bir adım atmadan gevşemeye sebep olması ve piyasayı pasif bir duruşla yönlendirebilmesi bugün nezdinde sınırlı olsa da ilerleyen dönemlerde hem rezervlerde hem reel ekonomide güçlenmenin devamlılığına bağlı. Sıkı duruşun uzun müddet süreceği söyleminin de arkasında yatan sebep de bu.
Akbank Ekonomik Araştırmalar Bölümü:
Yaz aylarından itibaren indirimler gündeme gelebilir
TCMB’nin enflasyonda aşağı yönlü, kalıcı bir eğilim oluşana kadar, politika faizini %17 seviyesinde koruma eğiliminde olmasını bekliyoruz ardından enflasyonda gerileme eğiliminin belirginleşmesi ile birlikte ancak yaz aylarından itibaren kısmi faiz indirimlerinin gündeme gelebileceğini değerlendiriyoruz."