Merkez'den dövize müdahale
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, döviz piyasasına satış yönünde müdahale etti. Müdahale sonrası kur, ilk tepki olarak 13,75'e gerilese de TCMB'nin hamlesi etkili olmadı ve kur yeniden 13,90'ın üzerine çıktı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, döviz piyasasına satış yönünde müdahale etti.
Geçen hafta iki kez satım yönünde döviz piyasasına doğrudan müdahalede bulunan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), bugün bir kez daha aynı yönde müdahalede bulundu
Müdahaleyi önceki duyuruluranda olduğu gibi, "Döviz kurlarında görülen sağlıksız fiyat oluşumları nedeniyle piyasaya satım yönünde doğrudan müdahale edilmektedir" açıklaması ile bildiren TCMB, bu müdahaleye 13,90 TL'nin üzerinden başladığı görüldü.
Müdahale etkili olmadı
Satım yönündeki bu doğrudan müdahale ile kur 13,75 seviyesine kadar geri çekildikten sonra yeniden 13,90'ın üzerine çıktı.
Kur bugün en yüksek 13,9598 seviyesini görerek rekor kırmıştı.
Geçen hafta ne olmuştu?
Merkez Bankası, geçen hafta da çarşamba ve cuma günleri dolar/TL, 13,80 sınırını aştıktan son müdahelelerde bulunmuştu. Kulislerde ilk müdahalenin 1 milyar dolar ikincisinin ise 500 milyon doların altında olduğu konuşuluyordu. Her iki müdahalede de kurlar ilk tepki olarak aşağıya gelmiş ancak gün içinde düşüşlerinin çok büyük bölümünü geri almış hatta üstüne çıkmıştı. Uzmanlar müdahalelerin söylemlerle desteklenmediği müddetce etkili olamayacağını savunuyor.
Yine piyasa uzmanlarınca bu müdahaleler PPK’da faiz indiriminin kesinleştiğinin sinyali olarak yorumlanıyor. Ancak analistler müdahalelerin iştahı daha arttırdığını, kurlarda dalga boyunun artırmaktan öteye geçemediğini ve istenilen etkiyi yaratamadığını dile getiriyor.
Son iki haftada yapılan müdahaleler sonrası 16 Aralık'ta PPK önemini daha da artırdı.
Tera Yatırım Başekonomisti Enver Erkan:
Kur 14’e yaklaştıkça müdahale geliyor
Merkez Bankası'nın bugünkü müdahalesini değerlendiren Tera Yatırım Başekonomisti Enver Erkan MB'nin önceki müdahalelerinde olduğu gibi, sağlıksız fiyat oluşumlarına karşı hareket ettiğini ifade etti. Erkan'ın değerlendirmeleri şöyle:
"Bu noktada, hacimsiz olarak değerlendirilen yükselişlere oynaklığı önleme amaçlı olarak sürekli aynı seviyelerden müdahale geldiğini gözlemliyoruz. Bu noktada, kurda 14 seviyesinin Merkez Bankası’nın liranın bu kur değeri üzerinde daha fazla değersiz olmaması açısından korunduğu da düşünülebilir. Bu elbette tek başına bir kriter değil. Kurun hızlı ve öngörülemez şekilde yükselişi teorik fiyat belirlemeyi imkansız hale getiriyor. Firmalar açısından belki ihracat kriteri açısından kısa vadede, o da geçici olarak, destekleyici olabilir. Ancak maliyet ve bütçe belirleme noktasında ciddi bir sıkıntıya yol açacağı kesin. Diğer taraftan, enflasyon beklentilerinin sürekli olarak bozuluyor olması, enflasyon kanalıyla ekonomi üzerindeki yükün daha fazla artabileceğini gösteriyor.
Rezervlerin yeterliliği konusunda; yapılan swap anlaşmaları, geçici yabancı rezerv kaynakları ve zorunlu karşılıklarla brüt rezervler desteklenerek 90 milyar USD seviyelerinden 120 milyar USD üzerilerine doğru çıkarıldı. Rezervlerin kısa vadeli borç finansmanına yeterliliği noktasında, daha fazla rezerv artırması yönündeki hareketlerin devam edeceğini düşünürüz. Ancak net rezervlerin halen kısıtlı olması, Merkez Bankası’nın müdahalelerinde elini zayıflatmaktadır.
Bu noktada, 16 Aralık TCMB toplantısından ne karar çıkacağı önemli. Halen önemli bir belirsizlik aralığı görüyoruz. Merkez Bankası’nın döviz müdahalelerinde kurun sürekli düşüşe geçmesi durumu gerçekleşmiyor, kur sonradan eski seviyelerine geri dönüyor. Süreklilik arz eden rahatlama için, TCMB’nin kararlarının ne derece destekleyici olacağı kritik olacak. Dolarizasyon artmaya devam ediyor, nitekim haftalık veriler DTH’ların toplam mevduatın neredeyse %63’üne ulaştığını ortaya koydu. Ekonomide dolarizasyon eğiliminin tersine dönmesi için, liranın yeniden değer saklama fonksiyonunu kazanması gerekiyor. Bu da liranın sürekli değer kaybedeceğine olan beklentiyi kıracak konvansiyonel politikalarla olabilir. Merkez Bankası’nın da bu yönde kararlar alması gerektiğini düşünürüz. Şu aşamada ise, politika dönüşümü açısından çıtanın yüksekte tutulduğunu, yeni ekonomi perspektifi saikiyle gevşemeci politikanın sürdürüleceğini bekliyoruz."