“Merkez bankalarının sıkılaştırma politikaları gerilime yol açabilir”
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın değerlendirme bülteninde, küresel merkez bankalarının sıkılaştırma politikalarının gelişmekte olan ülkelerde sermaye çıkışını önlemek üzere faiz artırımlarıyla karşılık bulduğu ancak bu ülke paralarında değer kaybı oluştuğu belirtildi.
Mehmet KAYA / ANKARA
Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından yayımlanan raporda, küresel merkez bankalarının sıkılaştırma politikalarına karşı gelişmekte olan ülkelerin sermaye çıkışını önlemek amacıyla faiz artırımlarıyla karşılık bulduğunu ancak bu ülkelerin yerel paralarında değer kaybı oluştuğu belirtildi. Çin ve Japonya gibi bazı gelişmiş ülkelerin para politikasını sıkılaştırmadığı belirtilen çalışmada, “Parasal sıkılaşma döngüsü küresel borçluluk düzeyinin yüksek olduğu bir dönemle çakışmaktadır. Bu durum hem gelişmiş ekonomilerde hem de yüksek borçlanma ve düşük rezervlere sahip gelişmekte olan ülkeler açısından önem arz etmektedir” denildi. Raporda ayrıca, parasal sıkılaştırmanın ve gelişmekte olan ülke paralarının değer kaybının, küresel ekonomik aktivitedeki dengesizlikleri artırabileceği de vurgulandı.
Küresel enflasyonun ve durgunluğun diğer risklere eklendiği belirtilen raporda, ABD’nin enflasyona karşı sert faiz artışlarıyla verdiği tepkinin tedarik zinciri sorunlarını çözemeyeceği ve enflasyonu da beklenen ölçüde düşüremeyebileceği yönünde görüşler olduğu da hatırlatıldı. Küresel olarak durgunluk işaretlerinin emtia fiyatlarında gevşemeye neden olsa da Rusya-Ukrayna savaşının bu fiyatlardaki düşüşü sınırladığı vurgulanan raporda, “Finansal piyasalarda ise değişen beklentilere göre sürekli fiyatlama yapılmakta ve küresel risk iştahı aşağı yönlü seyretmektedir. Resesyon ihtimali emtia fiyatlarında düşüşlere yol açmakla birlikte, savaş ve tedarik zinciri sorunları özellikle enerji ve emtia fiyatlarında sert geri çekilmeleri sınırlamaktadır. Diğer taraftan emtia fiyatlarında ılımlı yükseliş bekleyen azımsanamayacak sayıda yatırımcı bulunmaktadır. Yavaşlayan ekonomik aktivite ve düşmeyen enflasyon beklentisinde olanlar stagflasyon olasılığına işaret etmektedirler.” denildi. Büyümeye ilişkin diğer risk unsurları ise iklim değişikliğiyle, bölgesel riskler olarak sıralandı.
Strateji ve Bütçe Başkanlığı raporunda, küresel hisse senedi piyasasına ilginin Rusya-Ukrayna savaşıyla daha da azaldığına işaret edilirken bazı yükselen piyasa ekonomilerine ise ilginin arttığı yorumu yapıldı. ABD dolarının değerinin yükseliş hızında belirgin bir yavaşlama olduğu kaydedilen raporda, TL’nin dolar karşısındaki değer kaybında hızlanmaya işaret edildi.
CDS’ler 800 baz puan eşiğini aştı
Strateji ve Bütçe Başkanlığı raporunda, yükselen piyasa ekonomilerinin kredi temerrüt takası (CDS) puanlarının yükseldiği ancak bazı ülkeler için yükselişin durduğu hatırlatılarak “2022 yılının ilk yarısında Arjantin’in CDS spreadlerindeki yükselmenin durduğu, Türkiye 5 Yıllık CDS spreadlerinin ise 800 baz puan eşiğini aştığı görülmektedir. Nitekim Haziran 2022 itibarıyla Türkiye 5 yıllık CDS spreadlerindeki yıllık değişim 500 baz puan civarındadır” denildi.