İşte Borsa yolundaki Başkentgaz'ın yatırım planları ve hedefleri
700 milyon liralık sermayesinin yüzde 25'ini halka açmak için SPK'dan onay alan Başkentgaz, borsada bir ilki de gerçekleştirecek. Şirketle ilgili merak edilenleri Başkentgaz Genel Müdürü Asım Yüksel ile konuştuk.
Barış ERKAYA
Enerji şirketlerinin halka arzları bu yıl Borsa İstanbul'a damgasını vurdu. Yenilenebilir enerji şirketlerinin ardından şimdi de borsada bir ilk gerçekleşiyor ve ilk defa bir doğalgaz dağıtım şirketi kapısını halka arz yöntemiyle bireysel ve kurumsal yatırımcılara açıyor. Torunlar Grubu'nun gaz dağıtım şirketi Başkentgaz tarafından SPK'ya yapılan halka arz başvurusu kabul edildi. Ortak satışı yöntemiyle halka arz edilecek olan Başkentgaz, 175 milyon TL'lik sermayesini 9.72 TL fiyatla halka açacak ve şirketin böylece yüzde 25'i halka açık hale gelecek.
Halka arza konu olacak hisselerin satışını gerçekleştirecek olan ortak ise Torunlar Enerji. Böylece 1.7 milyar TL'lik bir halka arz geliri elde edilmesi hedefleniyor. Halka arz fiyatı üzerinden arz tamamlandığında ise Başkentgaz, 6.8 milyar TL piyasa değerine sahip bir şirket olarak borsanın dev şirketleri arasında yerini alacak.
Aslında Başkentgaz, oldukça yüksek bir nakit gücüne sahip. Borsaya kote olan şirketlerin birçoğunda gördüğümüz kaynak veya nakit sermaye ihtiyacı açısından alışageldiğimiz türdeki şirketlerden hiçbirine benzemiyor. Peki bu durumda Başkentgaz neden halka açılıyor? Torunlar Enerji elde etmeyi hedeflediği 1.7 milyar TL'lik halka arz gelirini nerede kullanmayı planlıyor? Şirket borsa yatırımcılarına ne vaat ediyor? İşte tüm bu soruların cevabını Başkentgaz Genel Müdürü Asım Yüksel'e sorduk...
- Halka arz kararının alınmasının sebebi nedir?
Asım Yüksel: 2012 yılında Sermaye Piyasası Kanunu’nda bir değişiklik yapılarak enerji, ulaştırma, sağlık gibi büyük altyapı yatırımları gerektiren sektörlere yatırım ortaklığı unvanı verilebilmesi ve sermaye piyasaları yoluyla finansman sağlanabilmesi için kanunla Kurul’a bir yetki tanındı. Kurul da 2014’te Gayrimenkul Yatırım Ortaklıkları tebliğinde bu yönde bir düzenleme yaptı. Çünkü 2009 yılında çıkardıkları tebliği uygulama alanı bulamadı. Altyapı GYO Tebliği çıkarmışlardı. Daha sonra bunu GYO Tebliği içinde düzenlediler. Altyapı yatırım hizmetlerinden oluşan bir portföyü yöneten şirketlerin de bir GYO statüsüne dönüşebileceğine ilişkin Kurul tebliğde bir düzenleme yaptı. Biz de o düzenleme ile birlikte başvurumuzu yaptık.
Sonuçta grubumuzun bir de halka açık şirketi var (Torunlar GYO). O kültürün de teşvikiyle böyle bir dönüşüm süreci başlattık. Aslında bir taraftan yasal mevzuatın getirdiği bir zorunluluk, bir taraftan da kurumsal bir ihtiyaç, bir bilinirliğin artırılması, hesap verebilirlik, şeffaflık anlamında da bizim de grup olarak tercih ettiğimiz bir yöntem oldu halka açılma kararı.
- Halka arzdan elde edilen gelir nerede kullanılacak?
Asım Yüksel: Bu bir ortak satışı olacak. Başkent Gaz’a bir nakit girişi olmayacak. Ortağın tasarrufunda olacak elde edilecek gelir. Ama ortak da yatırımlarda kullanacaktır diye düşünüyoruz.
"Bu yıl 70 bin yeni abone hedefliyoruz"
- 5 yeni ilçeye daha doğalgaz dağıtımının başlaması şirkete ciroda oransal anlamda ne kadarlık bir artı sağlayacak?
Asım Yüksel: Ankara’da 25 ilçe var. 3’ü bizim lisans alanımız dışında. 17 ilçede bizim gaz arzımız var. Kalan 5 ilçemiz Güdül, Çamlıdere, Ayaş, Evren ve Nallıhan. Bunlara da bu yıl gaz arzı sağlamayı planladık. Yatırıma da başladık. Önümüzdeki hafta artık kazmayı vuruyoruz. Bu 5 ilçenin en büyüğü Nallıhan. Toplam nüfusları 129 bin civarında 2020 TÜİK verilerine göre. Buradan yaklaşık 30 bin abone gelmesini bekliyoruz. Aslında burada Ankara’nın tamamına, gaz arzı sağlamak ve Ankaralılara gazın konforunu yaşatmak amacımız. Aslında bugüne kadar yaptığımız yatırımlarla şebekemizin ulaştığı ama gaz kullanımı olmayan yerlerle ilgili de pazarlama çalışmalarımız var. Bu yıl 70 bin abone almayı öngörüyoruz. Bunun da ciromuza yüzde 10 gibi bir etkisi olacağını öngörüyoruz.
"Pandemiyle geçen 1 yılda mobil üye sayımız 200 bini aştı"
- Pandemi koşullarının hedeflerle ilgili negatif bir yansıması oldu mu?
Asım Yüksel: Hedeflerle ilgili negatif bir etkisi olmadı. Biliyorsunuz gaz, pandemi sürecinde hijyen veya daha çok evde geçirilen zaman nedeniyle biraz daha önem kazandı. Hizmetlerimizi aksatmayacak şekilde çalışmaya gayret ettik. Kesinti yaşamadık. Sadece geçen yıl pandeminin ilk dönemlerinde aslında çok da nasıl davranılacağı bilinmiyordu. Belediyeler kazı izinlerini 1 ay ertelediler. 2020’de yatırımlarımıza 1 ay geç başladık. Ama kazı sezonunu da biraz daha geç bitirerek o farkı kapattık. Aslında orada daha çok ön ödemeli sayaçlar nedeniyle insanların işlem merkezlerimize gelme ihtiyaçları doğuyor. O tip kalabalık ortamlara girilmemesini sağlamak ve teması azaltmak için mobil uygulamamızı geliştirdik. Zaten geliştiriyorduk da biraz daha hızlandırdık.
Cep telefonları üzerinden hizmet vermeye çalışıyoruz. Orada hiç beklemediğimiz bir ilgi gördük. 1 yıl oldu ve 200 bini aştık üye sayısında. Bu ciddi ilgiyi görünce daha da netleşmiş oldu ki Ankaralının böyle bir ihtiyacı varmış. Yaklaşık 1 yıllık süreçte 3 milyon işlem uygulamadan yapıldı. Aslında şubelerimiz açık, en azından abonenin mobilitesini önlemiş olduk. Pandemi kötü bir süreç ama belki de pandeminin olumlu sonuçlarından biri bu oldu bizim için.
"Bir satın alma fırsatı olursa değerlendirebiliriz"
- Doğalgaz dağıtım imtiyaz hakkının sona ermesinin ardından şirketin A ve B planları nelerdir? (Örneğin yeniden Ankara dağıtım ihalesine girmek veya bunun dışında başka bir ilin dağıtım ihalesini almak?
Asım Yüksel: Doğalgaz piyasası kanununda lisans süresinin sonundan ne yapılacağına ilişkin bir düzenleme var. Burada kanunla belirlenmiş bazı kriterler var: Ekonomik ve teknik güç, müşteri memnuniyeti, hizmet kalitesi gibi… Lisans bitiminden 1 yıl önce lisans sahibi EPDK’ya başvurup lisans süresinin uzatılmasını talep ediyor. Kurul da bu kriterlere göre bir değerlendirme yaparak uzatılıp uzatılmamasına karar veriyor. Lisans sahibinin talep etmemesi veya Kurul’un uzatmayı uygun görmemesi halinde ise yine bir ihale yapılıyor, ihale sonucunda ihale bedelinden eski lisans sahibinin yaptığı yatırımların tarife yoluyla karşılanmayan kısmını yani amorti edilmeyen kısmı eski lisans sahibine ödemesini yapıyorlar. Biz zaten grup olarak bu sektörde varlığımızı sürdürmeyi düşünüyoruz. Lisansın herhangi bir şekilde uzatılmaması halinde şirket zaten varlığını sürdürecek. Şirket mevcut varlıklarıyla farklı alanlarda da faaliyetlerini sürdürebilecek bir yapıda.
Yine Kanun’da öngörülen bir düzenlemeyle şehirlerin gelişmişlik düzeyi, abone sayısı gibi kriterleri dikkate alarak aynı şirketin lisans alabileceği şehir sayısını artırabiliyor. Biliyorsunuz Türkiye’de şehir içi doğalgaz dağıtım işi 2001’de Doğalgaz Piyasası Kanunu’nun çıkması ve EPDK’nın kuruluşu ile birlikte daha çok özel sektörün yatırım yaparak bütün şehirlere gaz dağıtımını yaptığı bir politikaya dayandı. Bu anlamda ihaleler yapıldı. Şu anda 72 farklı lisans bölgesi var. Bazı satın almalar alıyor. Bu şekilde bir konsolidasyon süreci de yaşanıyor. Biz zaten nakit varlığı ve sermaye yapısı da güçlü bir şirketiz. Bu tür fırsatlar olursa da onları da değerlendirmeyi düşünürüz tabii ki.
Halka arz izahnamesinde dikkat çeken sayaç detayı
- Şirketin halka arz izahnamesinde elektronik (ön ödemeli) sayaçların mekanik sayaçlarla değişimi konusuna büyük bir önem atfedilmiş. Bu değişimin şirkete maliyet veya gelir anlamında nasıl bir yansıması var?
Asım Yüksel: Ön ödemeli sayaçlar 1996 yılında Ankara Belediye Meclisi’nin aldığı bir kararla Ankara’da uygulanmaya başlandı. Ve Türkiye’de uygulama yoğunluğu en yüksek olan il de Ankara. Diğer dağıtım bölgelerinde bu sistem tercih edilmedi. Sonuçta doğalgaz ithal edilen bir enerji türü ve kullan öde yöntemi uygulanıyor. Burada ise öde kullan yöntemi tercih edilmiş. Bu sayaçlar tabii ki teknolojik ömrünü de doldurdu.
Sonuçta hem bizim operasyonel verimliliğimizi azaltırken hem de müşteri memnuniyetsizliğine yol açıyor. Siz İstanbul’da yaşıyorsunuz. Hayatınızda doğalgaz, faturası gelince hatırlanan bir ayrıntı.
Burada ise özellikle kış aylarında evden çıkıp işe giderken bir sayaca bakma ihtiyacı hissediyor tüketici: Gaz var mı, akşama yeter mi, alayım mı diye. Bu aslında doğalgazın kullanım konforunu azaltan ve hayatın eksenine önemli bir yere oturtan bir şey. Bu sayaçların değişimi bu anlamda bir müşteri memnuniyeti yaratacak bir şey. Hatta biz Özelleştirme İdaresi’nden devraldığımızda bu ön ödemeli sayaçların sayısı 1 milyon 50 bin adetti. 400 bin de mekanik sayaç vardı. 2020 sonunda ön ödemeli sayaç sayısı 590 bine indi. Artık aboneler de mekanik sayaçların rahatlığının farkına vardılar. Son duruma bu röportajdan hemen önce baktım: 527 bine düşmüşüz. Yaklaşık 5 aylık süreçte 60 bin adet daha sayaç değişmiş. Artık tüketici kendisi de talep ediyor. Bunlar bizim için operasyonel verimliği ve dolayısıyla hizmet kalitesini olumsuz etkileyen bir şey.
Bunları değiştirmek bir gider olmaktan çok aslında bir yatırım. Biliyorsunuz doğalgaz dağıtım şirketleri sayaç dahil yaptıkları bütün yatırımları baz varlık tabanına ekliyorlar. Biz bunları bir giderden çok Ankara’ya yapılmış bir yatırım olarak değerlendiriyoruz. Bu anlamda da müşteri memnuniyetini artıracak çok önemli bir sonucu olacak.
Hedefimiz 2026 yılına kadar ön ödemeli sayaç dönemini sona erdirmek
- Bu sayaçların tamamen değişmiş olmasına yönelik bir süre tahmininiz ve öngörünüz var mı?
Asım Yüksel: Zaten EPDK bu konuyla ilgili bir düzenleme yapmıştı 2016 yılında. Biz o düzenleme çerçevesinde biz 20 yaşından büyük ya da 14 yaşından büyük olup arızalanan sayaçları değiştiriyoruz. Elimizdeki verilere baktığımızda 2026 sonuna kadar Ankara’da bu sayaçları tamamen değiştirmiş olmayı öngörüyoruz.
"TL bazlı tarifeye geçiş olumsuz etkilemez, 6 yılda 300 milyon dolar yatırım hedefimiz var"
- Üç gün sonra artık dolar bazında değil TL bazında ve sistem kullanım bedellerinin belirleneceği bir modele geçiliyordu. Fakat EPDK aldığı kararla bunu 1 Haziran’dan itibaren 6 ay için yeni bir tarife belirledi. Bu tarifedeki oranlar neler? Bunun ardından da artık yıllık artışların da TÜFE bazında belirleneceği TL bazlı tarifeye geçilecek. Bunun şirkete ciro ve karlılık açısında yansıması nasıl olacaktır?
Asım Yüksel: Şirketi biz Mayıs 2013’te 1 milyar 162 milyon dolar bedelle Özelleştirme İdaresi ihalesinden almıştık. Bu şirketin belediye bünyesinden ayrıştırılıp bir şirkete dönüştürülmesi 2007 yılında çıkarılmış bir yasayla oldu. Ve bugüne kadarki tarife aslında o yasayla belirlendi. Daha sonra bunun hisse devir tarihinden itibaren 8 yıl süreyle uygulanacağı kararı alındı. Bizim de hisse devir tarihimiz 31 Mayıs 2013’tü. Dolayısıyla dediğiniz gibi bu süre 3 gün sonra sona erecek.
BOTAŞ’ın fiyatı değişmeyen tüm Türkiye’de uygulanan bir bedel ve biz bunun üzerine bir sistem kullanım bedeli ve KDV ekleyerek satış yapıyoruz. Ve tüm Türkiye’de tarife metodolojisi aslında yatırımları teşvik eder. Dağıtım şebekelerinin yaygınlaştırılması, genişletilmesi önemlidir. Dolayısıyla mevcut tarife yapısında teşvik edici bir metodoloji var. Bize 31 Mayıs’tan sonraki süreç için TL bazlı bir tarife belirledi EPDK yeni tarife belirlenene kadar. Sektörün üçüncü tarife dönemi dediği 2022 ile 2026 arasında.
Ama EPDK 2026’ya kadar yapacağımız yatırımlarımızı da dikkate alarak bir belirleme yaptı. Aslında Ankara’daki yatırım potansiyelimizi de düşünürseniz, şu anda 13 bin km’lik bir şebeke ağımız var, bizim alan projemize bakılınca bir o kadar daha yatırım yapabileceğimiz bir potansiyel var. O anlamda bizim gelirlerimizi olumsuz yönde etkileyecek bir durum yok. Sonuçta yatırım potansiyeli olan bir dağıtım bölgesinin lisansına sahibiz. TL’ye geçiş hem sektördeki genel tarife yapısı içerisinde yer almamızı sağlayacak hem de TÜFE ile güncellenecek bir tarife yapısına geçmiş olacağız.
- Başkentgaz olarak nakit durumunuz ve yatırım hedefiniz nedir?
Asım Yüksel: 700 milyon liralık sermayeye sahip, 2 milyar liradan fazla nakit pozisyonu olan bir şirketiz. Önümüzdeki 6 yıllık dönemde yaklaşık 300 milyon dolarlık bir yatırım yapma hedefimiz var.
"Dağıtılabilir karın tamamını nakit olarak dağıtacağız"
- Kar dağıtımı konusunda nasıl bir stratejiniz olacak?
Asım Yüksel: Bugüne kadar kar dağıtımı politikasında yasal olarak dağıtılabilir karın yüzde 100’ünü dağıtmak şeklinde. Bundan sonra da bunu değiştirecek hiçbir şey yok. Biz yine yasal olarak dağıtabileceğimiz karın tamamını nakit olarak dağıtmayı planlıyoruz. Türkiye’de genellikle yatırımcı profili kar payına çok bakmayan bir profil. Ama aslında hisse senedi yatırımcısının temel amacı uzun vadeli yatırım yaparak temettü geliri elde etmek olmalı. İzahnameyi değerlendiren yatırımcıların bu yönümüzü görüp cazip bulacaklarını da düşünüyoruz.
HALKA ARZ KÜNYESİ:
Sermaye: 700 milyon TL
Mevcut Pay Satışı: 175 milyon TL
Halka Arz Fiyatı (Hisse başına): 9.72 TL
Halka Arz Sonrası Halka Açıklık Oranı: Yüzde 25
Halka Arza Aracılık Edecek Olan Kuruluş: Garanti Yatırım
BAŞKENTGAZ FİNANSAL TABLOSUNDAN ÖZET BAZI VERİLER (2020 Sonu):
Nakit ve Nakit Benzerleri ile Finansal Yatırımlar: 2.5 milyar TL
Duran Varlıklar: 2.65 milyar TL
Aktif Toplamı: 5.78 milyar TL
Kısa Vadeli Borçlar: 858 bin TL
Uzun Vadeli Borçların Kısa Vadeli Kısmı: 195 milyon TL
Uzun Vadeli Borçlar: 554 milyon TL
Özsermaye: 1.88 milyar TL
Net Dönem Karı: 532 milyon TL
Ciro: 5 milyar TL
Esas Faaliyet Karı: 447 milyon TL
Finansman Giderleri: 143 milyon TL
Faiz, Amortisman, Vergi Öncesi Kar (FAVÖK): 568 milyon TL
FVÖK: 555 milyon TL
FİNANSAL RASYOLARI (Halka arz fiyatı üzerinden):
PD/DD: 3.62
F/K: 12.79
PD/FAVÖK: 11.98
PD/FVÖK: 12.25