İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran: Fırsatı iyi değerlendirmeli, heba etmemeliyiz

Bankanın 97. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla değerlendirmelerde bulunan Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, “Ekonomide olumlu bir iklime dönülmesi konusunda fırsat görüyorum. Umarım bu fırsatı iyi değerlendirir, heba etmeyiz” dedi.

AA
YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, ekonomik zorlukların aşılmasında kararlı ve sabırlı duruşun ve serbest piyasa dinamiklerine güvenmenin anahtar olduğunu vurgulayarak, “Bu konuda mesafe kat etmeye başladığımızı büyük bir memnuniyetle görüyorum” dedi. Merkez Bankası Başkanı değişikliği ve izlenecek para politikasına dair ‘test süreci’nden geçer not alındığını belirten Aran, “Dolayısıyla ben bir güven artışı olduğunu ve ilk adımın gerçekleşmeye başladığını görüyorum. Burada sabırlı duruşun devam etmesinin çok önemli olduğunun altını çizmek istiyorum” diye konuştu.

 Enflasyonun önümüzdeki çeyrekte baz etkisiyle düşeceğine işaret eden Aran, “Ben bu sınırlı iyileşmenin kıymetli olduğunu düşünüyorum. Evet, arzu edilen ölçüde olmayabilir ama sürdürülebilir ve dengeli büyüme ile istihdam yaratılması, faiz oranlarının gerilemesi, üreticinin desteklenmesi, finansman yükünün hafifletilmesi, yeni yatırımların önünün açılması ve olumlu bir iklime dönülmesi konusunda bir fırsat görüyorum. Umarım bu fırsatı bu kez kaçırmayız, iyi değerlendiririz. Fırsatı kaçırmamak, heba etmemek gerekiyor" değerlendirmesinde bulundu.

 “Beklenmedik bir kararın reçetesini bulamayız”

Bankanın 97. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla açıklama yapan Aran, ekonominin önemli gündem başlıklarından bir olan enflasyon-faiz konusuna da değindi. Enflasyonda son çeyrekte baz etkisine bağlı bir düşüş görüleceği ve sene sonunda enflasyonun yüzde 16'ya ineceği beklentisinde olduklarını söyleyen Aran, bunun Merkez Bankası'na faiz oranlarında indirim imkanı sağlayacağını aktardı. Aran, "Piyasaların bunu fiyatladığını düşünüyorum. Sürpriz bir şey olmayacak. Bu şekilde faizin indirildiği, piyasa ile çatışmayan ve faiz indiriminin kurlarda artışa neden olmadığı bir konjonktürün; hepimize moral vereceğini, izleyen dönemde enflasyonun aşağı yönlü hareketinin hızlanmasına imkan sağlayacak yolu açacağını düşünüyorum. Beklemeden birtakım kararların alınması durumunda; o noktada artık kimse bir reçete veremez, reçete verilemeyecek yerlere gelebiliriz” diye konuştu. Aran, sabır gösterilmeden kararlar alınması durumunda ise tekrardan aynı şeylerin sil baştan yaşanabileceğine dikkati çekti.

“Fed sonrası konjonktüre hazırlanmalıyız”

Hakan Aran, Fed'in izlediği politikalara ilişkin değerlendirmede bulunurken, Fed'in yerinde, cesur kararlarla ekonomiyi destekleyerek en az hasarla bugüne gelinmesine öncülük ettiğini söyledi. Aran, "Bir süre sonra çıkış stratejisinin daha net iletişimini yaparak varlık alım programını azaltmak ve sonrasında da faiz artırımına gitmek durumunda kalacak. O zaman da yönetmemiz gereken önemli riskler kapıda bizi bekliyor demektir. Bu riskler gerçekleşmeden, halen vaktimiz varken, bizim bir an evvel önlemlerimizi almamız ve yeni konjonktüre hazırlanmamız gerektiğine inanıyorum."

"Sorunlu kredilerde ilave bir risk görmüyorum"

Hakan Aran, bankacılık sektörünün aktif kalitesinde bir iyileşme olduğunu, sorunlu krediler tarafında ek bir bozulma ve ilave bir risk görmediğini vurguladı. Sorunların artmadığını, tersine sorunların çözüldüğünü ve o çözümlenen sorunlarla kredilerin yeniden yapılandırıldığını anlatan Aran, "Yapılandırılmış olan krediler, müşteriye işlerinin tekrar karlı hale gelmesi konusunda önemli bir zaman kazandırıyor. Dolayısıyla vatandaşımıza, vatandaşımızın işine ve karlılığına yansıması için gereken süreyi ödemesiz bir dönem olarak belirleyip, işinin iyileşme hızına göre taksitleri ayarlayıp, gerçekten sorunun kalmadığı bir noktada anapara ödemelerine başlayacağı bir modelin ortaya konabilmiş olması çok önemli" dedi.

“Enflasyon düşerse, sermayede denge oluşabilir”

Sermaye yeterliliği konusuna da değinen Aran, sermaye yeterlilik oranının halen yasal sınırların çok üzerinde seyrettiğini, dolayısıyla bankaların hem güçlü likiditesi hem de güçlü sermayesi olduğunu söyledi. Aran, "Sermayelerin azaldığı bir dönemde çözüm, öz kaynak karlılığının enflasyon oranına gelmesi, hatta enflasyonun üzerine çıkması. Bu, enflasyon yüzde 19 seviyesinde iken mümkün olmaz fakat enflasyon düşer öz kaynak karlılığı da artarsa tekrar bankaların sermaye biriktirdiği, sermayesini büyüttüğü bir döneme, dengeye geleceğimizi düşünüyorum. Umarım bunu sağlar, bunu görürüz." diye konuştu.

“Kripto alanında hızlı düzenleme şart”

 Kripto paralara dair de görüşlerini aktaran Aran, tüm dünyada kripto paralar, dijital varlıklar ve dijital paralar konusunda öncelikle düzenlemelerin yapılması, yatırımcıların, vatandaşların korunduğundan emin olunduktan sonra bunlara ilişkin projeler geliştirilmesi gerektiğini söyledi. Bu alana önemli miktarda para akışı olduğuna dikkati çeken Aran, bunları yok sayıp, insanları kaderiyle baş başa bırakmakla ya da yasaklamakla mesafe kat edilemeyeceğini söyledi. Aran, bu alana çok hızlı bir şekilde düzenlemeler getirilmesi, şeffaflığın sağlanması, fiyat oynaklıklarının azaltılması, yatırım yapan insanların büyük kayıplarla karşılaşmasının önüne geçilmesi gerektiğini paylaştı.

 100. yılda herkesin 'Benim Bankam' dediği bir İş Bankası hayal ediyorum

İş Bankası'na genel müdür olarak atanmasının ardından geçen 5 aylık süreye dair Aran, üstlendiği görevin kendisine son derece gurur ve heyecan verdiğini, büyük bir çalışma şevki ve başarma azmi uyandırdığını söyledi. Aran, "İş Bankası ölçeğinde bir kurumda; çalışanın, müşterinin hayatına değen işlerle uğraşmak bana müthiş bir enerji veriyor. Ben bu duygularla, heyecanla çalışıyorum. Üstelik tarihimize baktığımız zaman Atatürk'ün kurduğu, Celal Bayar'ın ilk genel müdür olduğu bu kurumda, genel müdürlerimiz arasında Adnan Bali gibi iz bırakan çok sıra dışı, özel ve insani yönleriyle öne çıkan bir genel müdürden bu koltuğu devralmak, bana çok ağır bir sorumluluk yüklüyor. Bu sorumluluk, tüm o tarihsel mirasın gerektirdiği sorumlulukla bu heyecanı birleştirmeme vesile oluyor." diye konuştu. Hakan Aran, "Özel bankalar arasındaki liderliğimizi, bilanço gücümüzü koruyarak, pekiştirerek gelinecek bir 100. yılda, buna yakışır bir 100. yıl bilançosu açıkladığımız, ‘Türkiye'nin Bankası’ olmaya devam ettiğimiz, tüm paydaşlarımızın ‘Benim Bankam’ diye sahip çıktığı bir İş Bankası… 100. yıldaki hayalim bu" ifadelerini kullandı.

Mobilde aktif müşteri sayımız 9,5 milyona çıktı

Salgın döneminde bankacılık işlemlerinde dijital kanalların kullanımındaki artışa dikkat çeken İş Bankası Genel Müdürü Aran," Pandeminin hemen başında 7,8 milyon olan mobil bankacılığı kullanan aktif müşteri sayımız bugünlerde 9,5 milyona çıktı. İkinci çeyrekte hem yeni açılan TL vadeli mevduat hesaplarının hem de kullandırılan ihtiyaç kredilerinin yüzde 87'den fazlası dijital kanallardan gerçekleşti. Bu rakamlar, gerçekten son derece çarpıcı. Bu dönemde dijital kanaldaki en önemli yenilik, banka müşterisi olmak için şubeye gidilmesine gerek kalınmaması ve uzaktan müşteri ediniminin başlaması oldu. Bu, iş yapış şekillerinde çok radikal değişiklikleri beraberinde getirecek. Yeni müşterilerimizin yüzde 40'a yakınını dijital kanallardan ediniyoruz. Bu rakamların gittikçe daha da artacağını düşünüyorum."

Finans