“İhracattaki güçlü seyir cari dengenin oluşmasına katkı sağladı”
İSO Kasım ayı olağan toplantısında konuşan Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal, cari dengelenme sürecinde ihracatın güçlü seyrinin büyük önem taşıdığını ifade etti.
OSMAN KILIÇ
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi’nin Kasım ayı olağan toplantısı “Nitelikli ve Sürdürülebilir Üretim Ekonomisi İçin Finansal Politikaların ve Fiyat İstikrarının Önemi” ana gündemi ile gerçekleştirildi.
Toplantının bu ayki konuğu olan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal, göreli fiyat gelişmelerinin ithalatın yanı sıra ihracatın da önemli bir belirleyicisi olduğuna işaret ettiğini dile getirdi.
Uysal, “Yakın dönem gelişmelerini bu kapsamda değerlendirdiğimizde, ihracattaki güçlü seyrin de cari dengedeki iyileşmeye önemli bir katkı verdiğini belirtmeliyim. Türkiye küresel ticaret hacmindeki yavaşlamanın etkilerini ticaret pastasından aldığı payı arttırarak bertaraf edebiliyor” dedi. Jeopolitik gelişmelerin etkisiyle 2016 yılında önemli ölçüde zayıflayan ve ekonomik büyümeyi oldukça sınırlayan turizm sektörünün takip eden dönemde hızlı bir toparlanma sürecine girdiğini ve yabancı ziyaretçi sayısının güçlü bir şekilde artmaya devam ettiğini vurgulayan Uysal, “Turizmde de pazar çeşitliliğinin artıyor olması, belli ülkelere veya bölgelere özgü şokların olumsuz etkilerini yumuşatabilmemize imkan tanıyor. Turizmdeki bu eğilim ekonomideki toparlanma ve dengelenme sürecinin önemli bileşenlerinden biri konumunda” dedi.
“Cari dengenin makul düzeyde olması kritik önem taşıyor”
Fiyat istikrarı ve sürdürülebilir büyümenin birbirini tamamlayan unsurlar olduğunu söyleyen Uysal, Geçmiş deneyimlerimiz göstermiştir ki, fiyat istikrarına ulaşılabilmesi ve ekonominin dengeli, sürdürülebilir bir büyüme patikasına yönlendirilebilmesi için cari dengenin makul düzeylerde korunabilmesi kritik önem arz etmektedir” dedi. Uysal şöyle devam etti: “Önümüzdeki dönemde para politikası duruşumuzu enflasyondaki düşüş sürecinin devamını sağlayacak şekilde belirlerken, finansal istikrara yönelik olarak zorunlu karşılıklar gibi makro ihtiyati araçları da etkin bir şekilde kullanacak; yapısal politika alanlarındaki analizlerle kamuoyunda farkındalık oluşturma misyonumuzu yerine getirmeye devam edeceğiz.”
“6 milyar dolar cari açık verildi”
Uysal “Cari işlemler dengesi 2018 yılının ikinci çeyreğinde başlayan dengelenme süreciyle birlikte hızla iyileşmiş ve uzun yıllar sonra ilk kez bu yılın Haziran ayında yıllık olarak fazla vermiştir. Cari dengedeki iyileşme üçüncü çeyrekte de devam etmiş ve Eylül ayı itibarıyla yıllık yaklaşık 6 milyar ABD doları fazlaya ulaşılmıştır” dedi. 2018 yılı ikinci çeyreğinde milli gelire oran olarak yüzde 6.5 düzeyinde açık veren cari işlemler dengesinin, 2019 yılı üçüncü çeyreği itibarıyla yaklaşık yüzde 1 oranında fazlaya ulaştığının tahmin edilidiğini ifade eden Uysal, “Cari işlemler dengesi 2002 yılının Kasım ayında yıllık olarak fazla vermiş ve o dönemden 2019 yılının Haziran ayına kadar kesintisiz olarak açık vermiştir” şeklinde konuştu. Uysal şöyle devam etti: “Bildiğiniz üzere, üretim yapısına bağlı olarak Türkiye’de büyüme ile ithalat arasında yakın bir ilişki bulunmakta. Bu nedenle tarihsel olarak cari açıktaki düzelmelerin genelde iktisadi faaliyetin önemli ölçüde zayıfladığı dönemlerle örtüştüğünü görüyoruz. Ancak, son dönemdeki dengelenme süreci geçmiş dönemler ile karşılaştırıldığında farklı özellikleri bünyesinde barındırıyor. Öncelikle, içinde bulunduğumuz dönemde cari dengede yaşanan düzeltmenin, ekonominin sert bir şekilde daraldığı 2001 ve 2009 krizlerine kıyasla çok daha sağlıklı gerçekleştiğinin altını çizmek isterim. İktisadi faaliyetteki yavaşlamanın görece daha sınırlı olduğu bir dönemde cari fazla verme noktasına gelmiş olmamız döngüsel etkilerin ötesinde bir dönüşüme işaret ediyor.”
“İç talepteki yavaşlama ithalatı sınırladı”
İç talepte 2018 yılı ikinci çeyreğinden itibaren görülen yavaşlamanın ithalatı belirgin ölçüde sınırladığını söyleyen Uysal, “Bununla birlikte ithalat ile milli gelir arasındaki ilişkinin son dönemde belirgin bir biçimde zayıfladığını da gözlemliyoruz. Bu gelişmede reel kurdaki uzun süreli uyarlamanın ve firmaların üretim yapısındaki değişimin etkili olduğunu değerlendiriyoruz. Bu çerçevede, ilerleyen dönemde iktisadi faaliyetin kademeli olarak toparlanacağı bir konjonktürde göreli fiyatların sınırlayıcı etkisi nedeniyle büyümenin cari denge üzerindeki etkisinin nispeten daha az olmasını bekleyebiliriz” diye konuştu. Uysal şöyle devam etti: “Cari açıktaki düzelmede göz ardı edilmemesi gereken diğer bir faktör ham petrol ve emtia fiyatlarındaki gelişmelerdir. Türkiye’nin üretim ve ihracat yapısında enerji ve emtia kaynaklı ithal girdi bileşeninin yüksek olması nedeniyle, başta petrol ve metal olmak üzere uluslararası fiyatlardaki aşırı hareketler ithalatta talep koşullarından bağımsız dalgalanmalar yaratabilmektedir.”