Endeksi 5 binin üzerinde tutan seçim beklentili kurumsal yatırımcı
İnvestaz Araştırma Direktörü Tuğberk Çitilci, 4 Nisan’dan bu yana BYF’nın alımı olmadığını dile getirerek “5 binin üzerinde kalan harekette farklı bir kaynak girişi var. Bunun tetikleyicisi de seçim dönemi. Anketlerde yukarı yönlü hareketleri tetikleyen politika düşünceleri. Özellikle bankacılık tarafına geldi bu hareket. Bankacılık tarafına geliyorsa eşittir kurumsal yatırımcı" dedi.
Burcu GÖKSÜZOĞLU / FİNANS SOHBETLERİ
Borsa İstanbul’da yukarı gidemeyen bir endeks söz konusu. Yatırımcı sayısı 4,5 milyonun üzerine çıktı ancak işlem hacmi artmıyor. Bunu neye bağlıyorsunuz?
Aslında bu noktada hangi yatırımcılar? Kurumsal yatırımcılar mı? Kurumsal yatırımcılara hasret kaldık. Kurumsal yatırımcılar Türkiye'deki bazı dinamiklerden dolayı yatırım tercihlerinde bulunmuyorlar. Diğer yatırımcılar hangisi? Bireysel yatırımcılar... Borsadaki yatırımcı sayısının 4.5 milyon seviyesine yaklaşması ve daha da yükselmeye devam edecek olmasındaki kilit nokta halka arzlar. Çünkü uzun bir zamandan beri devam eden bu halka arz tarafında yatırımcılar ufak miktarlarla önemli kazançlar sağladıklarından dolayı finansal okuryazarlık artmadan borsada bir getiri imkanı var. Ve halka arzlarda da bu muhteşem potansiyel devam ettiğinden şirketler de bunu desteklemeye devam ediyor ve her halka arz geldiği zaman da yeni yatırımcı sayısı artıyor. Ama regülatörün aldığı düzenlemelerle beraber artık halka arzlarda o eski muazzam karlar veya yüksek montandaki gelmeler, miktar olarak lot tarafında daha yüksek tarafında gelmeler etkin mi? Değil. Yine getiriler yüksek ama lot miktarları çok düşük. Yani ortalama 400 lira ile 700 lira arasında geliyor. Hatta son yapılan birkaç halka arzda hiç gelmeme durumu gibi oldu. Daha ziyade portföy yönetim şirketlerine kayıldı. Bireysel yatırımcılar tarafında talep çok etkin bir şekilde karşılanamadı. İşte bu hacimsizlik bundan dolayı kaynaklanıyor. Borsanın DNA'sında bireysel yatırımcıların endeks 30 diye tabir ettiğimiz endeksteki hisse senetlerine yatırım yapma tercihleri bulunmuyor. Bir bireysel yatırımcıya uzun dönemli banka hissesi alıp taşımak ve bunu enflasyona karşı veya endekse karşı daha iyi bir performans sağlayacağı söylense bile de çok sıcak bakılmıyor. Güdü biraz daha az montanda yüksek getirili hisse senetlerine yöneldiğinden dolayı işte bizde borsada 5 bin çipalamasında düşük işlem hacmi ile devam ediyoruz.
ESKİ CAZİBESİ KALMADI
Diğer yatırım araçlarına kayış söz konusu mu?
Borsadaki ana hikaye neydi? Ultra negatif reel faize karşı net olarak Borsa İstanbul adres olarak gösterilmişti. Bu hem kamu tarafında hem de piyasa tarafında ultra negatif reel faizli borsa tek adresti. Fakat son 3 aylık döneme baktığımız zamanda enflasyona karşı korunma araçları arasında borsaya birçok alternatif rakip çıktı. 15 binden 30 bin dolar seviyelerini aşan Bitcoin ve türevlerindeki kripto varlıklar, gram altın, fiziki ons altın, Kur Korumalı Mevduat, mevduat ve fiziki tarafta da, illa enflasyona karşı korumak için parayı parayla korumak değil, parayı fiziki metayla da korumak gerekiyor, otomobil fiyatları. Borsa İstanbul'a çok fazla alternatif sayıldığından, o eski cazibesi kalmadığından dolayı 5 binin üzerinde o 5 bin 200, 5 bin 250 seviyelerinde dirence takılıyoruz.
Yukarı da çıkamayan ama aşağıya da çok inemeyen bir endeks var gibi…
Aşağı yönlü neden hareket etmiyor? Orada da yaşadığımız üzücü deprem felaketinden sonra Borsa İstanbul'un kapalı kalması sonrasında regülatörün aşağı yönlü hareketleri sınırlayıcı önlemler alması. Bu önlemlerinde en önemlisi hangisiydi? Kaynak haberlere yansıyan Türkiye Varlık Fonu'nun Borsa Yatırım Fonu üzerinden piyasanın oynaklığının çok fazla olduğu, aşağı yönlü hareketlerde destekleyici aksiyon alacağı şeklindeydi. Piyasada 4 bin 700-4.750 seviyesinde "Acaba Borsa Yatırım Fonu gelir mi? Ben de açık pozisyonda kalırım ve yukarı sert bir hareket olur mu?" diye çok fazla aşağı yöne de geçmek istemiyor. Ama Borsa Yatırım Fonu'nun girişlerini takip ettiğimiz zamanda 4 Nisan'dan beri giriş yok. Demek ki bu 5 binin üzerinde kalan harekette, daha doğrusu sınırlı olan 4 bin 950-5 bin 200'deki hareket ya farklı bir kaynak girişi, bunun da tetikleyicisi malum seçim dönemi. Herkes kendi beklentisine göre anket çalışmaları yapıyor. Ankette bu yukarı yönlü hareketleri tetikleyenlerin politik düşüncelerine bağlı olarak bir yukarı yönlü hareket olmuş olabilir. Çünkü özellikle bankacılık tarafına geldi bu hareket. Bankacılık tarafına geliyorsa eşittir kurumsal yatırımcı. Yerli veya yabancı. Veya da borsa tarafında bu değer anlamındaki ucuzluktan değer avcılarının devreye girerek bankaların yılbaşından itibaren yüzde 10'luk negatif performansına yani "Şimdilik bu kadar olmaz. Biz beli bir tetikleme yapalım, alalım, duruma göre bakalım" şeklinde olabilir diye düşünüyorum.
Otomotiv ile gıda sektörü öne çıkabilir
Borsada bilanço dönemi de başladı. Pozitif ayrışan şirket ve sektörler neler olabilir?
Bilanço sezonunda genele yayılacak hareket olmayacak. Ana unsur seçim risk faktörü. Ama bilançolara bağlı olarak endeksten ayrışacak hisseler olacak. En net yansıyacak sektör, otomotiv sektörü olacak. Çünkü artık Türkiye'de, otomobil bir yatırım aracı oldu. Paradan para kazanma yerine paradan fiziki meta ile para kazanma unsuru. Gıda aslında şu anda seçim, dünya, Türkiye gündeminden bağımsız olarak uzun dönemli portföylerde bulunmalı.
Seçime kadar en optimal yatırım aracı KKM
Seçim öncesi borsada trend değişimi bekliyor musunuz?
Beklemiyorum. Seçime kadar zaten en optimal yatırım aracı şu anda KKM olarak gözüküyor. KKM’de seçim dönemine kadar artış trendi devam edecek. Kur 18 seviyelerinde stabildi gelen kurumsal yatırımcıların raporlarında genel bant hareketi 24 ile 30 ve bazı birkaç raporda 30'un üzerine çıkan kur beklentilerinden bahsediyorlar. Ama onların tarafında da zaten net bir seçime ilişkin beklenti yok. Kurumsal yatırımcılar tarafında da netlik olmadığı için Borsa İstanbul tarafında kafalar karışık.
Normalde makasın birebire yakın olması gerekir
Kapalıçarşı ve bankalar ile bankalararası kur arasında marj neden açıldı?
İşin aslı şöyle başlamıştı. Merkez Bankası’nın TL'yi özendirme adına liralaşma stratejisi. Bankaların bütün bilançoları bu duruma göre adapte oldu. Ki biz buna tahvil tarafı ile başladık. Bizim 2 ve 10 yıllık lokal tahvillerimizde makroekonomik dinamiklerle desteklenemeyecek şekilde sert, aşağı yönlü hareketler oldu. Yani faizler yüzde 24'lü seviyelerden 8 ve 9 bandına kadar indi. Ama bu makro ekonomi tarafında yapısal bir kırılma veya iyileşme olduğundan dolayı mı oldu? Hayır. Bir liralaşma stratejisine bağlı olarak merkez bankası bu yönlendirmesini yaptı. Bankalar şu anda, yansıyan kaynak haberlerde özellikle işlem limitlerinin getirilmesi, müşteriler tarafında döviz taleplerinin defacto olarak engellenmesi şeklindeki aksiyonlar devam ediyor. Zaten burada ihtiyacı olan yani spekülatif demeyelim ama bir iş insanın ihracat yapan sektörde bulunduğu zaman da dövizle istikrar etmesi kadar çok normal bir unsur yok. Bu çok normal bir şey ve yasal bir dolaşımda olan para mı ABD doları, Euro, Pound? Evet. Bunlarla ilgili işlem yapmasına ilişkin bir yasa yok. Ama ortada efektif bir talep var ve bu döviz alımı da Kapalıçarşı tarafına kaydığından dolayı bizim ekranlarda yani bankalar arası kur 19.40'larda iken Kapalıçarşı tarafında kotasyan sağlayıcılar 20 ile 20.60 arasında farklı kotasyonlarla değişiyor ve makas açılıyor. Normalde bu makas birebir yakın olması gerekir. İlk başlarda 30-40 kuruşlardaydı ama şimdi o makas daha da açılmaya başladı. Demek ki insanlarda algı anlamında bu mevcut politikalarda kurun belli bir patika içerinden sürdürmesinin çok etkin olamayacağını düşünüyorlar ki kendi en doğal hakları olarak Türk lirası veya hangi varlıkları var ise bu varlıklarını dövize çevirerek parayı hem enflasyona karşı hem de alım gücü anlamında korumak istiyorlar.