Bu hafta gündem Fed ve jeopolitik riskler

Yeni haftada 1 Kasım Çarşamba günü sona erecek Fed toplantısı piyasaların yakın takibinde yer alacak. Fed’in kasım toplantısında faiz oranlarında değişime gitmeyeceğine kesin gözüyle bakılırken, karar metnindeki ifadeler ve Fed Başkanı Powell’ın açıklamaları küresel çapta fiyatlamaları şekillendirecek.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Bu hafta gündem Fed ve jeopolitik riskler

Üzeyir DOĞAN
PhillipCapital Yurt İçi Piyasalar Grup Başkanı

Mayıs ayından başlayarak üst üste 5 ay boyunca yükselen BIST 100 endeksinde ekim ayı sert kayıpların yaşandığı bir ay olarak geride kalmak üzere.  Mayıs başından ekim başına kadar yaklaşık yüzde 95 yükselen BIST 100’de 3 Ekim’den sonra gelen satışlarla kayıp yüzde 13’ü buldu. Mayıs ayından sonra yaşanan en büyük düşüş de yüzde 7’nin üzerindeki kayıpla 25 Ekim Çarşamba günü gerçekleşti. Bu düşüşte ana etken Filistin ile İsrail arasındaki çatışmanın getirdiği jeopolitik riskler oldu. Önümüzdeki günlerde İsrail’in Gazze’ye olası bir kara harekâtı başlatması halinde hem savaşın uzun bir süre devam edebileceği hem de Ortadoğu’daki gerilimin daha geniş bir bölgeye yayılabileceği ve başka ülkelere de sıçrayabileceğine ilişkin endişeler küresel risk iştahı üzerinde yeniden baskı oluşturabilir.

Yeni haftada 1 Kasım Çarşamba günü sona erecek Fed toplantısı piyasaların yakın takibinde yer alacak. Fed’in kasım toplantısında faiz oranlarında değişime gitmeyeceğine kesin gözüyle bakılırken, karar metnindeki ifadeler ve Fed Başkanı Powell’ın açıklamaları küresel çapta fiyatlamaları şekillendirecektir. Önceki hafta açıklamalarda bulunan Fed Başkanı Powell’ın enflasyonla mücadele vurgusu ile sıkı duruşun korunacağı söylemini devam ettireceği, veri odaklı ve temkinli yaklaşımın sürdürüleceği ve jeopolitik risklerin yakından izlendiğine ilişkin mesajların öne çıkacağı aynı zamanda büyümenin güçlü kalması durumunda son açıklamasında belirttiği gibi ek faiz artışlarına gidilebileceği uyarısının sürdürüleceğini düşünüyoruz.

ABD ekonomisi, üçüncü çeyrekte tüketici harcamalarındaki artışın etkisiyle yıllık bazda yüzde 4,9 ile 2021'den bu yana en hızlı büyümesini kaydetti. ABD ekonomisinin Fed’in sıkılaşma adımlarının gecikmeli etkisiyle yılın son çeyreğinden itibaren zayıflaması beklenirken, düşünüldüğü gibi bir zayıflama olmaması ve ABD ekonomisinin gücünü korumaya devam etmesi Fed’e ilişkin ek sıkılaşma endişeleri artırabilir.

Piyasadaki beklentilere baktığımızda Fed’in artık faiz artırım döngüsünün sonuna geldiğini ve 2024 Haziran sonrasında kademeli faiz indirimlerinin başlayacağı fiyatlanıyor. Bu senenin başında ABD ekonomisi resesyona girer mi tartışması yapılırken, mevcut durumda ABD’nin şaşırtıcı şekilde güçlü kalması önümüzdeki süreç için de tahmin yapmayı zorlaştırıyor. Geçen hafta Fed Başkanı Powell’ın da altını çizdiği üzere ABD ekonomisi dirençli kalmaya deva ederse ek faiz artışı görebileceğimizi düşünüyoruz. Ancak ana düşüncemiz Fed’in agresif sıkılaşmasının gecikmeli etkilerinin 2024 yılında daha hissedilir olacağı ve ABD ekonomisinde yavaşlamanın daha belirgin bir şekilde görüleceği yönünde. Bu senaryo altında Fed’in faiz artışlarının sonuna geldiğini ve 2024 yılının ikinci yarısı itibariyle kademeli bir indirim döngüsünün başlayacağı görüşümüzü koruyoruz.

Buna karşın eğer jeopolitik riskler küresel büyümeyi tehdit edecek boyuta ulaşmazsa, faiz indirim döngüsünün geç ve oldukça yavaş bir şekilde olacağını ve sıkı para politikasının ciddi bir resesyona giden bir durum yaşanmazsa hem Fed hem de küresel merkez bankaları nezdinde uzun bir süre korunacağının altını çizmek lazım.

Finans