Borsa İstanbul'da Şimşek çaktı
Borsa İstanbul'da seçim sonrası pozitif seyir hakim olurken yükselişte itici güç olarak ekonomi yönetiminin başına geçmesi beklenen Mehmet Şimşek'in adı etkili oldu. Borsa haftayı yüzde 15'e yakın primle kapatırken bankacılık sektörü ise öne çıktı.
Serap SÜRMELİ
Piyasaların seçim sonuçlarına verdiği tepki üzerinde düşünmeye değer. Pek çok seçmen markette, benzin deposunda ve elektrik faturalarında alıştığından daha fazlasını harcıyordu; gelirlerinin ise genel fiyat artışlarından daha az arttığının farkındaydı. Anketler değişimi işaret eden farklı ve çelişkili sinyallerle doluydu. Yatırımcılar, seçim öncesi haber döngüsünün çoğunu sonuç hakkında endişelenerek izledi ve şimdi seçimin ardından dünyanın sonunun gelmediğini keşfedip, rahatlamışa benziyor.
İşin iyi yanı, finansal geri dönüşler hızla gerçekleşiyor. Hisse senetleri ortalamadan daha iyi bir performans sergiliyor, tipik değer ölçüleri aniden yeşil renkte yanıp sönüyor. Ve yeniden 60 günlük hareketli ortalamanın üzerindeyiz. Kovan aklının -isterseniz buna kalabalığın bilgeliği deyin- tahmin piyasalarını geride bırakan tuhaf gücüne dair bir kanıt daha. Farklı beklentilerini, anlayışlarını ve tahminlerini birlikte itip kakan milyonlarca yatırımcı, değişim umudunu yeniden fiyatlıyor.
Seda Yalçınkaya: Piyasalar Mehmet Şimşek ismini sevdi
Mehmet Şimşek ismi yatırımcı duyarlılığını artırıyor, daha az makro belirsizlik, öngörülebilirlik ve daha az sürprizi simgeliyor ki bu da piyasaların genellikle tercih ettiği bir şeydir. Aslında konu daha çok ortodoks ekonomi politikalarına geri dönme olasılığıyla bağlantılı gibi duruyor. İntegral Menkul Değerler’in Araştırma Müdürü Seda Yalçınkaya, “Ekonomi politikalarındaki değişim isteği hala yerini koruyor. Piyasalar Mehmet Şimşek ismini sevdi ve olumlu bir fiyatlama içine girdi. Buradaki ana sebep ekonomi politikalarındaki normalleşme beklentisi. Alınan makro ihtiyati tedbirler, enflasyonla mücadelede geride kalmamız, kurdaki yönlendirme ve yeni ekonomi politikasının başarısız olması, değişim isteğine zemin sağlıyor” diyor.
Yatırımcı, firmaların karları için kötü olan veya en azından geleceği daha riskli hale getiren para politikalarından çıkılabileceğine dair kararlı bir mesaj bekliyor. Seda Yalçınkaya, yan yollarla devam edecek olası para politikalarıyla ilgili endişesini dile getiriyor: “Yan yollarla devam edecek bir ekonomi politikasının istikrar ve güven dengesini kurmakta yardımcı olabileceğini düşünmüyorum. Kısa vadeli Borsa hareketini açıklanacak ekonomi reçetesi belirleyecek.”
Dinamik Yatırım’ın Başekonomisti Enver Erkan da endişeleri destekleyebilecek ikinci bir seçimin olduğunu hatırlatıyor: “Borsa, önündeki en büyük belirsizliği atlatmak üzere. Para politikasının geleceği ve nasıl uygulanacağı konusu net bir şekilde ortaya konulmalı. Bununla ilgili en büyük risk ise 2024 yılı Mart ayında yapılacak olan yerel seçimler. Genişlemeci para politikalarına devam edilmesine yönelik bir beklenti hakimiyetini sürdürüyor. Bu noktada kaynak ihtiyacının nasıl giderileceği konusu kritik derecede önemli olacak.”
Para politikalarının değişeceğine yönelik beklentiler, seçim arifesinde ‘baygınlık’ geçiren bankacılık hisselerini de harekete geçirdi. Phillip Capital Araştırma Müdürü Onurcan Bal, “Salı günü bankalara yönelik regülasyonların gevşeyeceği yönünde piyasada oluşan beklentilerin etkisiyle bankacılık sektöründe güç kazanan alımlar endeksi destekledi. BİST-100 Endeksi’nde kısa vadede 5.000 puan üzerinde kapanışların yaşanması teknik olarak yükselişlerin devamlılığı açısından önem taşıyor. Önümüzdeki günlerde piyasaların tüm dikkati ekonomi yönetiminin hangi isimlerden oluşacağı ve ortaya konacak ekonomi politikaları üzerinde olacak” diyor.
Nasıl bir portföy?
Aslında borsa, döviz kuru, bankalar, her şey aynı ılımlı yükselişin kapısını aralayabilir. Böyle bir ihtimal var. Ama bekleyin, dahası da var...
Portföylerde altına yer açmanın zamanı gelmiş olabilir. Onurcan Bal, “Getiri – risk profi li Borsa İstanbul’da yatırım yapmaya uygun olan yatırımcıların orta vadeli bakış açısıyla oluşturacakları portföylerinde yüzde 50 oranında hisse ağırlığı bulunması, geriye kalan yüzde 50’nin ise altın ve mevduat olarak eşit ağırlıklı tutulması görüşündeyiz. ABD’de güçlü gelen ekonomik veriler Fed’e yönelik sıkılaşma endişelerini yeniden artırırken, Fed’e yönelik faiz artırım beklentileri küresel çapta doların değer kazanmasına ve ons altının baskılanmasına neden oldu. Fed endişelerinin önümüzdeki süreçte yatışmasıyla altının ons fi yatında yeniden 2 bin dolar üzerindeki seviyelerin test edilebileceğini ve gram altında yükseliş eğiliminin orta vadede devam edebileceği kanısındayız” diyor.
Enver Erkan’ın portföyünün de dörtte biri altın: Hisse (yüzde 40), Dolar (yüzde 5), Euro (yüzde 5), TL Mevduat-KKM (yüzde 20), tahvil(%0) öst (yüzde 5), Altın (yüzde 25)
Hangi sektörler öne çıkacak?
Kur politikası pek çok şeyi değiştirecek gibi duruyor. Seda Yalçınkaya, “Kurda kontrollü ve yukarı yönlü bir hareketin olacağını tahmin ediyoruz. Bu olduğunda ihracatçı şirketler rahat bir konuma kavuşacaktır. Benzer şekilde döviz fazlası olan şirketler de ilgiyi üstüne çekecektir. Döviz pozisyonu güçlü ya da kendini hedge etmiş, bununla birlikte borçsuz ya da borç rasyoları oldukça düşük şirketler, ön plana çıkma şansın yakalayabilir” diyor.
Aylık verilerde otomotiv ve havacılık sektörü oldukça güçlü ilerliyor. Yalçınkaya: “Pandemi öncesi emsal olarak kabul edilen 2019 havacılık rakamlarının oldukça üzerinde güçlü veriler bekliyoruz. Dolayısıyla portföyde havacılık sektörüne yer verilebilir. Bununla birlikte hem iç talebin hem de dış talebin oldukça güçlü olduğu otomotiv sektöründe güzel bilançolar geldi. 2023 yılı ikinci çeyreğin de güçlü taleple devam etmesini bekliyoruz.”
Krediye erişim konusunda sıkıntı devam ediyor. Şirketler yüksek faizle borçlanmak istense dahi erişim oldukça güç. Böyle havalarda yatırımcı gözü, nakit akışını iyi yöneten şirketleri arar. Yalçınkaya, “Yüksek enflasyon dikkate alındığında güçlü ciro açıklayan perakende sektörünün yılın geri kalanında da bunu sürdüreceğini tahmin ediyoruz. Bununla birlikte kur artışına bağlı olarak talebin öne çekilmesi kaynaklı teknoloji satan şirketler ile otomotiv yan sanayi şirketlerinin yine portföylerde yer alması gerektiği görüşündeyim” diyor.
Hangi hisseler?
Onurcan Bal, “Yaz dönemine girerken THYAO ve TAVHL hisseleri, holding tarafında KCHOL, SAHOL ve SISE, otomotiv cephesinde FROTO ve TOASO, çimento tarafında AKCNS ve CIMSA, gıda perakende sektöründe BIMAS ve MGROS orta vadeli bakış açısıyla beğendiğimiz hisseler. Aynı zamanda ENKAI ve ENJSA hisselerinin mevcut seviyeleri iskontolu bir fiyatlamayı işaret ediyor” diyor.
Kâr görünümündeki zayıflama beklentisine rağmen yatırımcı, seçim sonrasında azalan risk ve belirsizliklerin etkisiyle kısa vadede bankacılık sektörünü de yeniden izlemeye alabilir. İnfo Yatırım’ın Stratejisti Çağlar Toros’un tercihi GARAN.
Seçim sonrasındaki hafta borsa %15 yükseldi
Seçimlerin ardından ekonomi yönetiminin yeni isimleri kulislerde konuşulmaya başlanırken, piyasalar, Mehmet Şimşek gibi tecrübeli simaların isimleriyle heyecanlandı. Sert yükselişlerin etkili olduğu haftada özellikle bankacılık hisseler öne çıkarken, endeks 5000 seviyesini test etmesinin ardından haftayı 5.100’lü seviyelerden kapamayı başararak yaklaşık 1 ayın ardından kendini tekrar psikolojik çizginin üstüne atmayı başardı.