Belirsizlik ve KKM’ye talep borsayı arka plana itti
Geçen yılın en gözde yatırım aracı Borsa İstanbul bu yıl aynı coşkuyu yakalayamıyor. Kur korumalı mevduat başta olmak üzere artan mevduat faizi ile döviz kurlarındaki yükseliş yatırımcıları borsadan uzaklaştırsa da seçim sonrasında fiyatlamalardaki baskının azalması bekleniyor.
ŞEBNEM TURHAN
Borsa İstanbul geçen haftanın son işlem gününde de tüm endekslere yansıyan olumsuz görünümle birlikte yüzde 3,58 düşüşle kapandı. BİST100 endeksinde bu yılın başından bu yana kayıp ise yüzde 16,18'i buldu. Geçen yılın gözde yatırım aracı Borsa İstanbul bu yıl aynı coşkuyu yaşayamıyor. Uzmanlar kur korumalı mevduat hesabı başta olmak üzere TL mevduatlarda artan faizlerle risksiz kazanç imkanı, sadece halka arza yönelik talep ve taze para girişinin olmamasının yanı sıra seçim belirsizliğinin borsayı etkilediğini vurguladı. Kurumların hazırladıkları raporlar ise seçim belirsizliğinin ortadan kalkmasıyla birlikte fiyatlamalar üzerindeki baskının azalacağına işaret etti.
BİST100 endeksi geçen hafta haftalık olarak yüzde 7,87 gerilerken, nisan ayındaki kayıp da yüzde 4,05 olarak hesaplandı. Bankacılık endeksi ise daha dalgalı bir görünüm izlese de geçen haftanın son işlem gününde yüzde 4,4'lük kayıp oldu. Borsa İstanbul'da endeksler kayıp yaşarken yurtiçi yerleşiklerin enflasyondan korunma ve tasarruflarının değerini koruyabilmek için seçtikleri araçlar farklılaştı. Döviz kurlarında son haftalarda yaşanan hızlı yükseliş de dolar, Euro ve altına talebi arttırdı. Dolar/TL bankalararası piyasada yılsonundan bu yana yüzde 3,95 yükselirken serbest piyasadaki artışı yüzde 8,05 oldu. Yine Euro/TL bankalararası piyasada bu yıl yüzde 7 artarken serbest piyasadaki yükseliş yüzde 11,01 olarak hesaplandı. Gram altın yüzde 13,44 artış gösterdi serbest piyasada yükseliş yüzde 23,42 oldu. Tüm bu yükselişler yurtiçi yerleşiklerin tercihlerini de değiştirdi.
KKM yılsonundan bu yana yüzde 40 arttı
Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK) verilerine göre pay piyasalarındaki kayden saklanan menkul kıymet değeri geçen yıl sonunda 5.50 trilyon lira iken geçen hafta itibariyle 5.27 trilyon liraya geriledi. Ve bu yüzde 4,18’lik kayıp yaşandığını gösterdi. Buna karşılık KKM hacmi geçen yıl sonundan bu yana yaklaşık yüzde 40 artışla 2 trilyon lira sınırına dayandı, TL mevduat hacmi de yüzde 28,8 artışla 6 trilyon lirayı geçti. Yatırımcının diğer bir tercihi ise yatırım fonları oldu. Yatırım fonlarında kayden saklanan menkul kıymet değeri de yüzde 29,5 artışla 973.2 milyar liraya yükseldi. Borsa kaybederken mevduat ve fonlar kazandı.
Peki bundan sonra ne olacak? Deniz Yatırım hazırladığı raporda mayısta global ve yerel varlıklardaki fiyatlamalarda oynaklık düzeylerinin her iki yönde yükseliş göstermesini beklediğine yer verdi. Raporda gerek iç gerekse dış takvim para politikaları açısından da siyaseten de hem önemli hem de yoğun olacağı kaydedilerek şöyle denildi: “2 Mayıs’ta başlayacak işlemler ile birlikte Fed ve ECB’nin vereceği mesajlar yatırımcıların odak noktasında yer alacak. Amerikan para politikasının martta patlak veren bankacılık krizi sonrasında nasıl şekilleneceğine dair piyasa fiyatlamalarının çizdiği tablo ile resmi yetkililerin yapacakları yönlendirmeler arasında denge aranacak. ECB’nin faiz artırım serisine daha düşük bir hızda birkaç toplantı daha devam edebileceğini düşünüyoruz. Paritenin 1.10 bölgesi üzerinde kalmasına ve hatta 1.12-1.15 bölgesine taşınmasına zemin hazırlayabilir. Bu durum Türkiye ekonomisinin ihracat dengesi açısından da kritik bir detay.”
Yerli yatırımcının iştahı azaldı
Yerel varlıklar cephesinde ise mayısta oldukça yoğun ve belirsizlik teması etrafında şekillenmesini beklediklerini belirten Deniz Yatırım uzmanları, “Borsa İstanbul’da bir süredir işlem hacimlerinde azalış, yeni yatırımcı girişlerinin sadece halka arzlarla sınırlı kalması (ve devamında azalması), yabancı yatırımcıların isteksiz pozisyonda yer alması ve 2022’nin ana fiyatlama teması konumunda olan “alternatifsizlik” yaklaşımından ciddi anlamda uzaklaşıldığına tanıklık ediyoruz” denildi. Mevduat faizlerindeki yükseliş, KKM’ye yönelim ve şirketlere ait finansallarda başta marjlar olmak üzere baskılanmanın daha yakından hissedilmesinin BIST’in arka planda kalmasına neden olduğu dile getirilen raporda şunlara dikkat çekildi: “Bu durum bizim açımızdan kısmen sürpriz, kısmen de sürpriz değil. Sürpriz olan kısım ise) yıl başlangıcı ile birlikte hisse senetlerinde gördüğümüz ciddi orandaki ivme kaybı ii) yerli yatırımcıdaki iştah azalışı ve takiben fonlardan gözlenen çıkış iii) Şubat ayında yaşanan piyasa düşüşü ve son olarak da iv) seçim öncesi ciddi boyutlarda olmasını beklemesek de yine de sınırlı düzeyde yabancı yatırımcı cephesinde olabileceğini düşündüğümüz pozisyonlanma isteğinin gerçekleşmemesi olarak belirtilebilir.”
■ Hisse senedi ve kurlarda yüksek oynaklık
Ata Yatırım da yayımladığı strateji raporunda yavaşlama ile 2023 yılında kârlılık büyümesinin normalleşeceğine, genel seçimler öncesinde maliye ve para politikalarına ilişkin belirsizliklerin yüksek göründüğüne dikkat çekildi. Raporda BIST-100 için 1 yıllık hedefinin yüzde 37 yukarı yönlü potansiyele işaret ettiği, 6,800 seviyesinin de korunduğu ve 2023 yılında takibindeki şirketler için yüzde 9,5 kâr azalışı beklenirken, 2024 yılında yüzde 26,4 net kâr artışı beklendiği vurgulandı. Ata Yatırım Araştırmadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Cemal Demirtaş, “Yüksek enflasyondan kaynaklanan maliyet baskıları göz önüne alındığında, genel olarak Borsa İstanbul’da net kâr görünümü konusunda pek de olumlu değiliz. 14 Mayıs'ta yapılacak genel seçimler öncesinde maliye ve para politikalarına ilişkin belirsizlikler yüksek görünüyor. Önümüzdeki 3 aylık dönemde, baz durum senaryomuzda ekonomik büyüme ve enflasyonda bir miktar gevşeme öngörüyoruz. Türk hisse senetlerinde ve döviz kurlarında oynaklık muhtemelen yüksek olacaktır. Bu nedenle, yerel pazarda güçlü bir konuma sahip, finansal olarak sağlam ve uluslararası/yurt içi gelir dengesi dengeli olan yüksek kaliteli şirketleri tercih etmeye devam ediyoruz.” dedi.
■ Yılsonu 7100 puan endeks beklentisi korundu
Deniz Yatırım’ın raporunda Meclis ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerine çok az bir süre kaldığı hatırlatılarak şöyle denildi: “Dünyanın her noktasında seçim süreçleri yönetmesi ve öngörmesi zor periyotlardır. Fiyatlamalar üzerinde yarattığı stres de çoğu zaman yatırımcıları mevcut pozisyonlarını gözden geçirme ve/veya kapatma noktasına sevk edebilir. Ancak, devamındaki aşama ilk etaptaki geçiş sürecinin ardından kademeli denge arayışı ve stresin düşüşü şeklinde olur. Zira seçim riski masadan kalkmıştır ve oyun bir şekilde devam etmek zorundadır. Bu nedenle fiyatlamalar üzerinde baskının her koşulda bugüne kıyasla daha azalmış olmasını bekleyebiliriz. Bekliyoruz da. Diğer yandan son dönem içerisinde daha yüksek sesle tartışma konusu olan faiz ve kur cephelerindeki düzeltme beklentilerinin yatırımcıları huzursuzlandırdığını da görüyoruz. Türk hisse senetlerine yönelik orta-uzun vadeli ana düşünce yapımızda henüz değişiklik yok: yıl başlangıcında paylaştığımız 12-ay vadeli BIST 100 endeksi beklentimizi 7100 puan seviyesinde koruyoruz. Muhafazakar değerleme düşüncemiz kapsamında yüzde 18 düzeyindeki risksiz faiz oranımızı da aynı şekilde sürdürüyoruz.”