Banka karlarında ilk çeyrekte yüzde 40 düşüş bekleniyor
Regülasyonlar nedeniyle kredi mevduat getiri makasındaki bozulma, TÜFE’ye endeksli tahvillerin getirisindeki düşüş bankacılık sektörünün ilk çeyrekte net karını olumsuz etkiledi. Aracı kurumların raporlarına göre bankacılık sektörünün net karı geçen yıl son çeyreğe göre yüzde 40 azalabilir.
Şebnem TURHAN
Borsa İstanbul şirketlerinde bilanço dönemi başladı. Geçen yıl enflasyonun da desteğiyle güçlü kar rakamlarına ulaşan şirketlerde bu yılın ilk çeyreğinde ivme kaybı bekleniyor. Aracı kurumların hazırladıkları beklenti raporlarına göre bankacılık sektöründe net kar geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 50 civarı artarken 2022 son çeyreğine göre en az yüzde 40 azalacak. TÜFE endeksli kağıtların getirisinde beklenen düşüş, regülasyonlar nedeniyle kredi-mevduat getiri makasındaki bozulma faaliyet giderlerindeki artış bankacılık sektöründe kar düşüşünde etkili olacak. Finans dışı sektörlerde ise kapsama alınan şirketler açısından değişim göstermekle birlikte yüzde 24 yıllık net kar artışı ile yüzde 22 son çeyreğe göre azalış beklentileri öne çıkıyor.
Ak Yatırım
Araştırma kapsamındaki bankaların toplam karının bu yıl ilk çeyrekte geçen yılın son çeyreğine göre yüzde 40 gerilemesini bekliyor. Sektörde regülasyonlarla kredi mevduat getiri makasının kötüleşmesine ve TÜFE endeksli tahvillerin getirisinde beklenen düşüşe rağmen komisyon gelirlerinin güçlü artış ivmesini koruduğunu belirten Ak Yatırım karşılık ayırma baskısının rahatlaması ve taşınmaz değerlemesi ve bağış kaynaklı olarak etkin vergi oranının düşmesi sektör genelinde kar açısından bir miktar rahatlama yarattığını kaydetti. Bankaların net faiz marjının ilk çeyrekte 2022 yılı ortalamasına göre 275 baz puan gerileyerek ortalama yüzde 4,3 düzeyinde kalacağını dile getiren Ak Yatırım ortalama öz kaynak karlılık oranının özel bankalarda 2022’deki yüzde 50’den yüzde 30’a; kamu bankalarında da 2022’deki yüzde 25’ten yüzde 16’ya gerileyeceğini öngördü.
Banka tarafında Albaraka Türk’ün TÜFE tahvil getirisindeki düşüşten daha az etkilenmesi nedeniyle ilk çeyrekte kar artışı sağlayan tek banka olarak dikkat çektiği kaydedilen Ak Yatırım’ın raporunda Garanti BBVA’nın nispeten daha küçük TÜFE tahvil portföyü ve daha olumlu kredi-mevduat fiyatlaması ve TSKB’nin düzenlemelerden çok daha az etkilenmesi nedeniyle ilk çeyrekte net karlarında ortalamaya göre daha hafif daralmalar bekleniyor.
Deniz Yatırım
Şirket araştırma kapsamımızda yer alan bankaların net kar rakamlarının bir önceki çeyreğe göre yüzde 43 daralırken, geçen yılın aynı dönemine göre ise yüzde 50 artış göstermesini bekliyor. Özsermaye karlılığının yaklaşık yüzde 30 ile 2022 son çeyreğine göre 20 puan kadar daralmasını öngören Deniz Yatırım, geçen yıl ilk çeyreğe göre ise hemen hemen yatay kalabileceğini vurguladı. İlk çeyreğin ön plana çıkan dinamiklerini Deniz Yatırım şöyle sıraladı: “TL kredilerdeki büyümenin bir önceki döneme göre hafif hızlanmış olması, TL mevduat büyümesinin TL kredi artışının üzerinde gerçekleşmesi, TL tarafta mevduatın krediye dönüşüm oranının önceki çeyreğe göre 5 puan kadar iyileşmesi ve güçlü aktif kalitesinin artan karşılık oranları ile birlikte korunmuş olması. Karlılık tarafında ise artan TL mevduat maliyetleri nedeniyle TL kredi/mevduat faiz makasında aşağı yönlü net bir eğilim, TÜFE’ye endeksli bonoların enflasyondaki gerilemeye bağlı olarak marj katkısının önceki çeyreğe göre çok daha düşük olması, komisyon gelirlerindeki güçlü seyrin devamı olarak sıralayan Deniz Yatırım raporunda “Ancak, operasyonel giderlere ayrı bir parantez açılırsa; personel ve kira giderlerindeki artışın yansımasının yanı sıra deprem ile ilgili destek harcamalarının operasyonel giderlerin bu dönemki yıllık artışını ortalamada yüzde 150 seviyesinin üzerine taşıması beklenebilir.”
Deniz Yatırım yıllık bazda kar artışında TSKB ve Halkbank’ın daha ön planda olabileceğini TÜFE’ye endeksli bono portföylerinin yüksek olmasından dolayı Akbank ve Yapı Kredi’nin bu dönemde daha fazla marj baskısı hissedecek olsa da takip eden dönemlerde bu negatif etkinin dengelenmesini ve her iki bankanın da yılın özellikle ikinci yarısında çok daha kuvvetli bir marj artışı yakalamasını bekliyor.
Garanti Yatırım
Bankacılık sektöründe çeyreksel kar daralması bekleyen kurum araştırma kapsamında bankaların ilk çeyrekte ypüzde 44 çeyreksel kar daralması ile, toplam 43.7 milyer TL net kâr açıklamalarını bekliyor. Bunun neticesinde, bankaların ilk çeyrek özkaynak karlılığının ise yüzde 25 olacağını tahmin ediyor. Garanti Yatırım raporuna göre yabancı para kredilerin yatay kaldığı çeyrekte, tüketici kredilerinin desteği ile TL krediler çeyreklik bazda yüzde 17,4 büyüdü. Kredi mevduat makası ise hem artan TL fonlama maliyetleri hem de azalan kredi getirileri neticesinde ortalamada 350-400baz puan daralıyor. Önceki çeyrekte yüzde 85’e yakın oran ile değerlenen TÜFE kağıtları ise bu çeyrekte yaklaşık yüzde 35-40 arasında bir değerleme oranı ile muhasebeleştiriliyor. Dolayısıyla, Garanti Yatırım aylık verilerden de görüldüğü üzere önemli bir net faiz marjı daralmasının kaçınılmaz olduğunu vurgulayarak “Aktif kalitesi tarafında önemli bir sorun yaşamayan bankaların faaliyet giderleri ise artan personel giderleri ve deprem yardımları ile baskı altında kalıyor” dedi.
Vakıf Yatırım
İlk çeyrekte araştırma kapsamında bulunan bankaların toplam net karının, önceki çeyreğe göre yüzde 41,9 düşüş, yıllık bazda ise yüzde 51,0 yükseliş göstererek 52.2 milyar TL olacağını tahmin etti. Araştırma kapsamında bulunan bankaların tümünün net karında çeyreksel bazda düşüş bekleyen Vakıf Yatırım, bu dönemde Akbank’ın ve İş Bankası’nın bir önceki çeyreğe göre yüzde 50,2’lik azalış ile net karı en fazla gerileyen bankalar olacağını öngördü. Aynı dönemde en az düşüşün ise yüzde 5,9 ile TSKB’de görüleceğini tahmin etti. Bankaların net faiz gelirlerinde ilk çeyrekte çeyreksel yüzde 41,3 gerileme bekleyen Vakıf Yatırım bu düşüşün temel olarak, TL kredi-mevduat makasındaki dikkat çekici düşüşün yanı sıra TÜFE tahvillerinin değerlemesinde kullanılan enflasyon tahminindeki aşağı yönlü güncellemeden kaynaklandığını değerlendirdi. Araştırma kapsamımızda bulunan mevduat bankaları arasında, TÜFE tahvillerinin gelirlerindeki muhasebeleştirme yöntemi farklılığı ve buna bağlı oluşan düşük baz nedeniyle net faiz gelirlerinde en az düşüşün yüzde 10,0 ile İş Bankası’nda görüleceğini tahmin etti. İlk çeyrekte bankaların net karını olumsuz etkilemesini öngördüğümüz diğer önemli faktör ise, tek seferlik giderlerin yanı sıra enflasyonist ortamın etkisiyle artmasını beklediği faaliyet giderleri olacak. Bu dönemde bankaların faaliyet giderlerinde ortalama yüzde 36,4 artış tahmin etti.
Vakıf Yatırım bankaların ilk çeyrekte toplam kredi hacminde yüzde 10,7, mevduat büyüklüğünde ise yüzde 14,8 artış tahmin ederken büyümede hem kredi hem de mevduat tarafında bu dönemde en yüksek artışın Halk Bankası’nda olacağını değerlendirdi.
Yapı Kredi Yatırım
Şirket ilk çeyrekte takibindeki bankaların net karında çeyreksel yüzde 44 düşüş, yıllık olarak ise yüzde 50 artış öngördü. Azalan TL kredi-mevduat makası, TÜFE’ye endeksli tahvillerden düşük katkı ve yüksek faaliyet giderleri artışı zayıf çeyreklik karlılık gelişiminin en temel nedenleri olarak sıralayan Yapı Kredi Yatırım yaklaşık yüzde 15 TL kredi büyümesi sayesinde komisyon gelirlerinde güçlü seyir olmasını tahmin etti. Aktif kalitesi korunurken bankaların karşılık giderlerini azaltmalarını bekleyen Yapı Kredi Yatırım “Takibimizdeki bankalar arasında Albaraka Türk, TSKB ve Garanti BBVA’nın görece daha güçlü çeyreklik performans göstermelerini bekliyoruz” dedi.
Finans dışı şirketlerde sektörlere göre farklılık
Finans dışı sektörler konusunda ise araştırma kapsamında bulunan şirket sayısı ile takip edilen sektörlere göre aracı kurumların raporları farklılık gösteriyor. Ak Yatırım banka dışı şirketlerde önceki yılın aynı dönemine göre satış gelirlerinde yüzde 63, FAVÖK’te yüzde 29 ve net karda yüzde 24 artış bekliyor. Ak Yatırım yılbaşındaki ücret artışlarının talep üzerindeki olumlu etkisi ve halen yüksek seyreden enflasyon ile satışlarda güçlü büyüme trendinin devam ettiğini dile getirirken güçlü satış büyümesine rağmen, devam eden maliyet baskıları, yaşanan depremin stoklar üzerindeki olumsuz etkileri ve kısmen de görece yüksek baz etkisiyle FAVÖK marjında daralma öngördü.
Deniz Yatırım araştırma kapsamı en geniş olan kurum. Raporunda finans dışı şirketlerin net kar rakamının bir önceki çeyreğe göre yüzde 55 azalış, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde %41 artış göstermesini beklediği yer aldı. Finans dışı tarafta; holdinglerde, şirket özelindeki gelişmeler dolayısıyla farklılaşmalar olabileceğini öngörürken, beyaz eşya sektöründe yıllık bazda zayıflayan parite ve artan maliyetler dolayısıyla operasyonel karlılıkların geçen yılın aynı dönemine göre zayıf kalacağını, demir çelik sektöründe de daralan ürün fiyatı-maliyet makası dolayısıyla yıllık bazda zayıf finansallar görüleceğini tahmin etti.
Garanti Yatırım banka dışı şirketler için ilk çeyrekte çeyreklik yüzde 19 FAVÖK daralması ve yatay satış gelirleri tahmin etti. Öte yandan, ilk çeyrekte çeyreksel olarak dolara karşı sadece yüzde 2,4 seviyesinde değer kaybeden TL’nin yabancı para gelirleri olan şirketlerde baskı yarattığını belirten Garanti Yatırım deprem yardımları ve yarattığı etki bilançolara yansırken, önceki çeyrekte birçok şirkette görülen vergi gelirlerinin bu çeyrekte olmayacağını kaydetti.
Vakıf Yatırım ise takip listesinde yer alan banka dışı şirketlerin satış gelirlerinde yıllık yüzde 75 artış öngörürken, bu şirketlerinde FAVÖK büyümesini yıllık yüzde 38 hesapladı. Net kar büyümesinin ise yıllık yüzde 22 seviyelerinde kalmasını bekliyor.
Yapı Kredi Yatırım ise banka-dışı şirketlerde toplam satış gelirlerinin ve FAVÖK’ün sırasıyla yıllık yüzde 66 ve yüzde 35 artış göstermesini tahmin ederken net karlarda ise yıllık yüzde 43 artış tahmin etti. Çeyrekle ilgili ön plana çıkan ana temalar yıllık gelir artış trendinde yavaşlama ve önceki çeyreklere göre marjlarda zayıflama olarak sıralayan Yapı Kredi Yatırım karjlardaki zayıflamanın ana nedenleri enflasyonda gerileme (hala yüksek), asgari ücretin yıllık iki kat artışı ve yüksek enerji maliyetlerini saydı. Finansman koşullarındaki sıkılaşma işletme sermayesi ihtiyacı olan şirketlere olumsuz yansırken, görece yatay seyreden TL kur farkı değerlemelerinin her iki yönde de etkisini sınırladı.