Türkiye'de bu yıl 45 ton altın üretilmesi öngörülüyor

Türkiye'de altın üretimi COVID-19'a rağmen geçen yılın sonunda 42 tona ulaşarak, ekonomiye 2,4 milyar dolarlık bir katkı sağlandı. Hedeflenen yeni rakamla, Türkiye'nin 2021'de bir rekora imza atabileceği öngörülüyor.

Altın Madencileri Derneği Genel Başkanı Mehmet Yılmaz, önceki dönemlerde olduğu gibi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın desteği ve öngördüğü mevzuata uyarak hedeflerini gerçekleştireceklerini vurguladı. Beş yılda 100 ton altın üretme hedefini anımsatan Yılmaz, bu hedefe ulaşabilmek için sektörün elinden gelen tüm çabayı göstereceğini belirtti.

Türkiye'de maden aramalarının teşvik edilmesini ve özellikle arama çalışmalarına yapılan yatırımlardan sonra işletilen maden saha sayısını arttırmayı hedeflediklerini kaydeden Yılmaz, "2020 yılında Türkiye yaklaşık 25,2 milyar dolar altın ithal etti. Eğer topraklarımızda altını üretebilirsek ithal edilen bu miktarın karşılığı ekonomimizde kalacak. Bu para dışarıya gitmeyecek. Daha fazla istihdam sağlayacağız. Şu anda 13 bin kişi bu sektörde istihdam ediliyor. Belki bu sayıyı 20 binlere tırmandırma şansımız olacak." değerlendirmesinde bulundu.

Mümkün olduğu kadar üretimi arttırarak katma değer ve istihdam yaratmaya, ayrıca 2020 üretim rakamını üst seviyelere taşımaya yöneldiklerini belirten Yılmaz, şöyle devam etti: "2020'de gerçekleşen 42 ton üretimimizi 2021'de en az 45 tona taşımayı hedefliyoruz. Bu hedefin üzerine çıkma ihtimalimiz de söz konusu. En az 45 ton altın üretebileceğimizi öngörüyoruz. Bu kapsamda sırada bekleyen yaklaşık 20 proje için kamudan izin alındığı takdirde önümüzdeki 5 yıl içerisinde 100 ton üretme hedefimize de ulaşabileceğimizi düşünüyoruz."

"Önce insan ve çevre, sonra madencilik"

Türkiye'de madencilik faaliyetleri bittikten sonra o sahanın rehabilite edilerek, topluma ve doğaya geri döndürüldüğünü söyleyen Mehmet Yılmaz, insanı ve çevreyi önceleme hedefleri doğrultusunda altın madenciliğinde standartları yükseltmenin bu sektörü ileriye götüreceğini söyledi. Bu anlamda başta Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı gibi sektöre yönelik düzenlemeler getiren tüm bakanlıklarla birebir iletişim içinde olduklarını aktaran Yılmaz, söz konusu kurumlarla uyumlu bir şekilde çalışarak sektöre ve Türkiye'nin ekonomisine katkı sağlama gayesiyle hareket ettiklerini dile getirdi.

Türkiye gibi ülkelerin yer altı kaynaklarını ekonomilerine kazandırmak gibi bir zorunluluğu olduğuna işaret eden Yılmaz, şunları kaydetti: "Bu durum sadece altın için geçerli değil. Kömür, kurşun, bakır, mermer hepsi için geçerli. Bir şartımız var sadece. Önce insan sonra çevre sonra madencilik diyoruz. Çünkü bizim ülkemizin madencilik mi çevre mi, orman mı, sanayi mi diye seçime zorlanma lüksü olamaz. Hem çevremizi hem ormanımızı koruyarak madenimizi çıkaracağız. Sonra madencilik yaptığımız alanların tamamını rehabilite edip doğaya iade edeceğiz. Önceliğimiz bu olmalı. Burada en önemli şey taraf tutar gibi değil, analitik bir çevreci yaklaşım içerisinde olmamız gerektiğidir. Hem çevreyi koruyacağız hem de kaynakları ekonomimize kazandıracağız."​​​​​​​