Altındaki yükseliş ABD'nin planı mı?

FT’de yayımlanan bir yazıda, altında son dönemde rekorlar kırılmasının jeopolitik gerilimlerin yanında ABD’de Trump’ın ekonomi politikalarının enflasyonda yükselişe yol açma endişeleri olduğunu ancak Trump etkisinin altın üzerinde bununla sınırlı olmadığını açıkladı. Dolardaki yükselişin karşısında altındaki rekorlar olduğu belirtilen yazıda, ABD’de hükümetin bilançoyu rahatlatmak için böyle bir yöntem izlediği belirtildi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Altındaki yükseliş ABD'nin planı mı?

Financial Times (FT) yazarı Gillian Tett, altındaki yükselişin rekorlar kırmasına yönelik, “Altın, hayal edilemez olanın gerçekleşmesiyle parlıyor” başlıklı yazısında önemli bir iddiada bulundu. “ABD Başkanı, doların gücünü azaltmak isterken onun ayrıcalıklı konumunu korumayı hedefliyor” diyen Tett, altın fiyatlarındaki yükselişte jeopolitik gerilimler, yeniden alevlenen enflasyon endişelerinin yanında yeni ABD hükümetinin de etkisi olduğunu belirtti.

Tett yazısında, olasılıkları sıralarken, altın tarafında yapılabilecekleri ve görüşleri de şu şekilde değerlendirdi:

“Bir hafta daha geçti ve altın fiyatları yeni bir rekor kırdı. Altın yatırımcıları bu durumu coşkuyla kutlarken, diğerleri değerli metale yönelik talep patlamasının ardındaki sebebi tartışıyor. 

Jeopolitik kargaşa, bu yükselişin bariz açıklamalarından biri. Çılgınca gelişen gümrük tarifeleri nedeniyle artan enflasyon kaygıları da bir diğer neden. Ancak gözden kaçan üçüncü bir etken daha var: ABD Hazine Bakanı olan eski hedge fon yöneticisi Scott Bessent'in bazı meslektaşları, ülkenin altın rezervlerinin yeniden değerlenmesi olasılığını gündeme getiriyor. 

Altında dolar hesapları

Şu anda ABD’nin altın stokları ulusal hesaplarda sadece 42 dolar/ons olarak fiyatlandırılıyor. Ancak uzmanlar, bu değer mevcut piyasa fiyatı olan 2.800 dolar/onstan hesaplanırsa, ABD Hazine Genel Hesabı'na bir geri alım anlaşması yoluyla 800 milyar dolar eklenebileceğini belirtiyor. Bu da yıl içinde ihraç edilmesi gereken Hazine tahvillerinin sayısını azaltabilir. 

Bu söylentiler, Bessent'in bu hafta yaptığı açıklamalarla daha da alevlendi. Hazine’nin bilançosunun "aktif tarafını paraya çevireceğini" yani yalnızca borçları değil varlıkları da dikkate alacağını duyurdu. Ayrıca, 10 yıllık Hazine tahvil faizlerini düşürme sözü verdi. 

ABD’nin bilançosu

IESE İşletme Okulu'ndan David Teeters, "Altının piyasa değerine göre yeniden fiyatlandırılması, ABD bilançosunu mekanik olarak hafifletir" diyor. Teeters’a göre altın fiyatları yükselmeye devam ederse bu olasılık daha da cazip hale gelebilir. Libertaryen analist Larry McDonald ise konuyu şöyle özetliyor:

"ABD Hazine bilançosu konusunda yaratıcı olmanın zamanı geldi." 

Peki, bu gerçekten gerçekleşir mi? Bilmiyorum. Muhtemelen Bessent de bilmiyor, çünkü nihai kararı veren, tahmin edilemez bir figür olan Donald Trump. Ancak bu tür spekülasyonların dolaşıyor olması üç temel noktayı öne çıkarıyor. 

Vergi artışları mı?

Birincisi, Bessent’in yaratıcı çözümler üretmek zorunda olduğunu herkes biliyor. Çünkü ABD’nin bütçe açığı oldukça endişe verici boyutlarda. Sorumlu Federal Bütçe Komitesi’ne göre, Temsilciler Meclisi’ndeki Cumhuriyetçiler, önümüzdeki on yılda net bütçe açığını 5,5 trilyon dolar artıracak ve faiz maliyetlerini 1,3 trilyon dolar yükseltecek devasa bir vergi ve harcama paketi üzerinde düşünüyor. Bu durum, tahvil piyasasında büyük bir endişeye yol açabilir, hatta Kongre’de popülist milliyetçilerin tepkisini çekebilir. Açığı kapatmak için USAID gibi küçük bir ajansı kapatmak ya da Elon Musk’ın federal ödemeleri durdurmasına izin vermek yeterli olmaz. Eski Hazine Bakanı Robert Rubin’in dediği gibi:

"Gerçek mali sorumluluk ancak büyük çaplı vergi artışlarıyla sağlanabilir." 

İkincisi, Bessent’in sadece maliye politikaları değil, döviz politikaları konusunda da manevra alanına ihtiyacı var. ABD Başkan Yardımcısı JD Vance’in geçen yıl Kongre’de belirttiği gibi, Trump ve ekibi doları aşırı değerli buluyor. Bunun ABD'nin sanayi sektörünü olumsuz etkilediğine inanıyorlar ve sorunun, doların rezerv para statüsünden kaynaklandığını düşünüyorlar. 

Trump ne istiyor?

Ancak Trump bir yandan doları zayıflatmak isterken, diğer yandan küresel rezerv para birimi olarak konumunu korumak istiyor. Bessent de gümrük tarifelerinin muhtemelen doları daha da güçlendireceğini biliyor. Bu çelişkili politikalar kafa karıştırıcı görünebilir. Ancak piyasa analisti Luke Gromen, bu çelişkinin ABD Hazine Bakanlığı’nın altının dolar karşısında yükselmesine göz yumması ya da bunu teşvik etmesiyle çözülebileceğini öne sürüyor. Gromen’e göre, "Altın, Trump yönetiminin açıkça inşa etmeye çalıştığı yeni sistemin anahtar unsurlarından biri olacak." 

“Uzun vadede dolar güç kaybedecek”

Ana akım ekonomistler bu görüşe katılmayabilir. Ancak bu, üçüncü temel noktayı vurguluyor:

Siyasette mümkün olan hamlelerin çerçevesi, yani "Overton penceresi" genişliyor. Bunu anlamak için Trump’ın Ekonomik Danışmanlar Konseyi Başkanı Stephen Miran’ın geçtiğimiz yıl kaleme aldığı yatırımcı notuna bakmak yeterli. Bessent’in de büyük ölçüde benimsediği bu analiz, Trump’ın ekonomi politikalarına dair en kapsamlı değerlendirmelerden biri olabilir. 

Miran, tarifelerin ilk aşamada bir müzakere aracı olarak agresif şekilde kullanılacağını, ardından uzun vadede hem gelir sağlamak hem de jeopolitik müttefikleri belirlemek için devreye sokulacağını savunuyor. Aynı zamanda, doların rezerv para statüsü ile ABD’nin askeri gücü arasında güçlü bir bağ olduğunu ve Beyaz Saray’ın, ABD’nin güvenlik şemsiyesinden faydalanan ülkeleri uzun vadeli Hazine tahvilleri alarak bütçe açığını finanse etmeye zorlayabileceğini iddia ediyor. 

Daha çarpıcı olan ise Miran’ın şu öngörüsü:

Başlangıçta tarifeler doları güçlendirecek olsa da uzun vadede düşmesine yol açacak. Beyaz Saray rezerv para statüsünü korumak istese bile, doların değer kaybetmesi sağlanabilir. Bunun için Federal Rezerv’in "gönüllü" iş birliği ya da çok taraflı bir dolar devalüasyonu gibi çeşitli yöntemler kullanılabilir. 

“Finansal Alice Harikalar Diyarı”

Bu fikirler çılgınca gelebilir. Miran bile bu politikaların "ciddi olumsuz sonuçlar doğurmadan uygulanmasının zor olduğunu" kabul ediyor. Rubin ise "Doların değerini bilinçli olarak düşürmek son derece riskli olur" diyor. Ancak Miran’ın notu, bir zamanlar imkânsız görünen fikirlerin artık düşünülebilir hale geldiğini gösteriyor. Ve bu sadece Trump’ın Grönland’ı işgal etme tehdidiyle sınırlı değil. 

Tüm bunlar göz önüne alındığında, altının şu an Bitcoin’den daha iyi performans göstermesi ve yatırımcıların Londra’dan New York’a külçe altın taşıması şaşırtıcı değil. Finansal açıdan Alice Harikalar Diyarında gibi görünen bir dünyaya hoş geldiniz. Burada külçe altın almak bile mantıklı bir yatırım gibi görünüyor.”

 

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız
Altın Haberleri