Bankalar altın konusunda ayrışıyor!
Fed'in kararının altına nasıl etki edeceği merak ediliyor. Bazı kuruluşlar Fed'in frene basmayacağını ve altının yükselişini sürdüreceğini söylerken, bazıları ise Fed'in hamleleri sonrasında altında geri çekilme olacağını öngörüyor.
Evrim KÜÇÜK
Uluslararası piyasalarda spot altın fiyatı 1.800 dolar/ons psikolojik direncinin altına gelinmesinin ardından dar bir aralıkta hareketine devam ediyor. Fed Başkanı Jerome Powell'ın Jackson Hole toplantılarında yapacağı konuşmada varlık alımlarını azaltma planları konusunda vereceği sinyal merak edilirken, dünyaca ünlü finans şirketleri değişen piyasa şartları dahilinde altın fiyatının ne yöne gideceğini tahmin etmeye çalışıyorlar. Bazı kuruluşlar Fed’in frene basmayacağı sadece ayağını gazdan biraz çekeceği yorumunu yaparak altında yükseliş beklentisini koruyor. Bazıları ise Fed harekete geçince altında kaçınılmaz olarak geri çekilme olacağı uyarısı yapıyor.
İsviçre merkezli Credit Suisse, geçtiğimiz günlerde yaptığı değerlendirmede altın fiyatlarının yılsonunda 2.000 dolar/ons seviyesinde olacağını öngördü. Bankanın analistleri tahvil faizlerindeki gerileme ve gevşek para politikalarının devam etmesi nedeniyle iyimser beklentisini koruyor. Banka, hemen yüksek küresel borç hem de kripto paralara karşı portföylerin çeşitlendirilmesi için altının iyi bir araç oluğunu savunuyor.
Amerikan finans kuruluşu Goldman Sachs analistleri de benzer bir tahminde bulunuyor. Bankanın son notunda, altın fiyatının bu yılın sonuna kadar 2.000 dolara yükselme alanı olduğunu bildirdi. Banka, zayıf dolar ve gelişen piyasaların talebindeki toparlanmanın altına ivme kazandırabileceğini düşünüyor.
UBS'den ‘çıkın’ uyarısı
Altına karşı uyarıda bulanan cephedeki İsviçre merkezli finans kuruluşu UBS ise kısa bir süre önce yatırımcıları küresel toparlanma ve doların kuvvetlenmesi riskine karşı uyararak altın pozisyonlarını kapatması tavsiyesinde bulundu. UBS Asya Pasifik Kur ve Emtia Müdürü Dominic Schneider, müşterileriyle paylaştığı bir notta “Eğer taktiksel bir pozisyonunuz varsa kapatın, stratejik bir pozisyonunuz varsa hedgeleyin. İyileşen küresel ekonomik görünüm piyasaların daha düşük bir seviyede dengeye geleceğine işaret ediyor. Böyle bir durumda neden çok fazla güvenli varlık tutasınız ki” dedi.
Amerikan Citigroup’un ABD Baş Hisse Senedi Stratejisti Tobias Levkovich’in bu ay yatırımcılara gönderdiği not da, altın fiyatlarında aşağı yönlü risk uyarısı olarak yorumlandı. Notta, “Tahvil piyasası Fed’in varlık alımı azaltımı, yüksek vergi ihtimali ve kalıcı enflasyona tepki vermek zorunda. Bu faktörlerin eylül ayı civarında bir araya gelip sert bir oynaklık meydana getireceğini öngörüyoruz” ifadeleri kullanıldı. Levkovich’in eylül ayıyla birlikte tahvil alım hızının azaltılması gibi bir durum karşılaşılabileceği uyarısının gerçekleşebileceği yorumu uzmanlar tarafından da altında geri çekilme yaşanabileceği şeklinde yorumlandı.
1.800-1.834 bandı zorlu bir direnç bölgesi
Altın, son 3 haftanın en iyi seviyesi 1809.60 dolar/ons seviyesini test etti. Ancak burada tutunamayarak geri adım atmak zorunda kaldı. Havada uçuşan tahvil alımının azaltılmasına dair haberler altın yatırımcısının canını sıkıyor. Öte yandan, COVID-19 pandemesinde dördüncü dalga ve Taliban'ın Afganistan'da iktidarı ele geçirmesi gibi jeopolitik riskler itici güç durumunda. Analistler 1.800-1.834 dolar bandı aşılmadığı takdirde altında ciddi bir ralli beklenmemesi gerektiğini söylüyor. Ancak burasının aşılması zorlu bir engebe olduğunu da ekliyorlar.
“Fed’in ayağını gazdan çekmesi büyük resmi değiştirmez”
Altın yatırımcısı Fed’den tahvil alımlarının azaltılması konusunda daha net mesajlar beklemeye devam ediyor. Peki Fed’in tahvil alımlarını azaltması piyasalar için ne ifade ediyor? Fed mevcut durumda ayda 120 milyar dolarlık tahvil alımı yapıyor. Tahvil alımlarında azaltıma gidilmesi ekonomiye verilen desteğin azalmasına paralel olarak piyasaların momentum kaybetmesine neden olabilir. Ancak analistler, Fed’in henüz frene basmayacağını sadece ayağını gazdan çekeceğini hatırlatıyor. Bu nedenle atılacak adımın büyük resimde topyekün bir değişiklik yaratmayacağı öngörülüyor. Diğer taraftan alımların azaltılmasının ardından faiz artırımının yavaş yavaş radara girmesi bekleniyor. 2014 yılında alımların 85 milyar dolardan 75 milyar dolara ilk kez geri çekilmesinden ilk faiz artırımına kadar geçen süre yaklaşık olarak 2 yıl olmuştu. Ancak ekonominin gücü düşünüldüğünde bu kez çok daha kısa sürede bir artırımın gelmesi sürpriz olmayacağı uyarısı da yapılıyor.