Yurt dışından 'evlilik' mailleri geliyor!
Avrupa ve ABD’nin hazır giyimdeki batık şirketleri, Türkiye’de ortaklık yapmak ya da Türk şirketlerine markalarını satmak için harekete geçti. Türk perakende patronlarına e-mail'ler atan yabancılar, 'Bizi alın' diyor. Markaların satış bedelleri ise 1 milyon ila 50 milyon dolar arasında değişiyor.
Borç batağındaki Avrupalı ve ABD’li markalar Türk şirketlerinin peşine düştü. Markalarını ve hatta tümüyle şirketlerini demirbaşlarıyla birlikte satmak isteyen şirketler, son 3 aydır Türk firmalarına e-mail'ler atıp, satış teklif ediyor. Tekliflerin bir kısmı da batık şirketleri alan yabancı yatırım fonlarından geliyor. Yabancı markalar Türkiye’de müşteri arıyor.
1 milyon dolardan başlıyor
Ortak arayan ya da şirketi satmak isteyen yabancıların, özellikle orta segmentteki şirketler olduğu belirtildi. Alman markaların ağırlıkta olduğu şirketler arasında yüzlerce mağazası olanlar da var. Almanya'da özellikle iki markanın şu anda ciddi finansal sıkıntıda olduğu, hem evlilik hem de satış için Türk firmalarıyla iletişime geçtiği söyleniyor. Avrupalı markaların bugünlerde iflas erteleme taleplerinin arttığı da aldığımız duyumlar arasında...
Kiğılı’nın CEO’su Hilal Suerdem, “Almanya, İtalya, Fransa ve İspanya’daki markalardan son 3 aydır e-mail'ler almaya başladık. Bu mail'lerde demirbaşlarını, marka değerlerini yazıp, onları almamız için teklifte bulunuyorlar. İnceliyoruz. 1 milyondan 50 milyon dolara kadar teklifler var” dedi.
Teklifte bulunanların daha çok orta sınıf markalar olduğunu ifade eden Suerdem, “Şu anda perakende piyasası hem Türkiye hem de global anlamda çok kötü. Türk firmalarında evlilik ya da satın alma için iştahın çok yüksek olacağını düşünmüyorum. Ancak işler düzelir hareket başlarsa elbette fırsatlar değerlendirilebilir” dedi.
Damat ABD’li firmayla görüşüyor
Yurtdışında onlarca mağazasıyla faaliyet gösteren Damat Tween’in sahibi Orka Holding, global markaların ve yabancı yatırım fonlarının yakından tanıdığı bir şirket. Geçmiş yıllarda da zaman zaman yurtdışından ortaklık, işbirliği teklifleri alan Damat, şu anda da bu trendin içinde.
Orka Holding’in patronu Süleyman Orakçıoğlu, “ABD’li bir firma ile markanın Avrupa ve Ortadoğu haklarını alma konusunda iletişim halinde olduklarını açıkladı. Ancak yabancı şirketin bu konuda halletmesi gereken bazı sıkıntıları olduğunu açıklayan Orakçıoğlu, “Eğer bu sorunu çözerlerse ve perakendede işler açılırsa bu yılın sonunda bu girişime imza atabiliriz. Bizden böyle önemli bir haber gelebilir” dedi.
Dikkatli olmak gerekiyor
Süleyman Orakçıoğlu, yabancı marka evlilikleri ve satın almalar konusunda Türk firmalarını da uyardı. Teklifin sadece markayı kapsaması gerektiğinin altını çizen Orakçıoğlu, “Yabancı şirketlerin şu an üzerlerinde çok büyük bir finansal yük var. Borçları artıyor. Dolayısıyla bütünüyle şirketi almak kârlı değil. Sadece markaların belli bölgelerdeki kullanım haklarını almakta fayda var. Bu alanda Türklere önemli fırsatlar çıkabilir” diye konuştu.
‘Online altyapılarına bakmak lazım’
COVID-19 öncesinde global pazarlarda mağaza bulmak Türk markaları için çok zordu. Dolayısıyla Türk firmaları yurtdışında büyümek için yabancı marka satın alma arayışı içerisindeydi. Ancak Koronavirüs sonrası adeta yerle bir olan Avrupa ve ABD perakende sektörü, onlarca batık markaya ev sahipliği yapmaya başladı. Hazır giyim ihracatının önemli firmalarından Özak Tekstil’in patronu Ahmet Akbalık, Avrupalı markaların kriz nedeniyle hegemonyalarının yıkıldığını, Türk firmalarının bu pazarda online satış platformu güçlü olan markalara yatırım yapması gerektiğini söyledi. Artık satış trendinin dünyada dijital platforma kaydığını belirten Akbalık şöyle konuştu: “Yurtdışında markalaşmanın şekli değişti. Mutlaka her yerde mağazanız olması gerekmiyor. Belli başlı yerlerde mağazalar olabilir ama iş asıl, online tarafta dönmeye başladı. Dolayısıyla Türk firmalarının buna dikkat etmesi gerekir.”
Türklere hangi avantajları sağlar?
Hem Türkiye hem yurtdışında satışlar her ne kadar online platforma kaysa da, İtalya, Fransa, Almanya, ABD gibi perakendenin büyük sektör olduğu ülkelerde belli başlı moda lokasyonları var. Bu merkezlerde mağaza bulmak, yaşanan kriz öncesinde neredeyse imkansızdı. Yabancı markaların bu bölgelerde büyük mağazaları, yönetim binaları var. Ayrıca departman store’lar içerisinde güçlü yerleri var. Güçlü bir network’leri de bulunuyor. Tüm bunlara sahip olmak, şimdi Türk şirketleri için daha kolay bir hale geldi. Sadece önümüzdeki süreç, perakende sektörü için ne getirecek, onu görmek gerekiyor. Elbette online satışlar artacak ama geleneksel mağazacılığın da kolay kolay ölmeyeceği belirtiliyor.
Çinliler atağa kalktı
İtalyan perakende sektöründe de hareketli bir dönem yaşanıyor. Geçtiğimiz ay İtalya’nın ünlü departman store’u OVS, yine İtalyan bir marka olan Stefanel’i bünyesine katmıştı. OVS’nin ülkedeki diğer batık markaları da topladığı belirtiliyor. Öte yandan en ilginç gelişmelerden biri de Çinlilerden geldi. Çinliler İtalya’da marka avına çıkmış. Kendileri global bir marka yaratmakta zorlandığı için yöntemi marka satın almada bulmuşlar. Ayrıca Arapların da İtalyan markalara satın alma konusunda ilgi gösterdiği belirtiliyor.