Yatırım bütçesinin sadece %2’si kamu-özel sektör işbirliğine
Kamu Özel İş Birliği Araştırma Merkezi Başkanı Dr. Eyüp Vural Aydın, Türkiye’nin dünyaya örnek olacak KÖİ projeleri olduğuna dikkat çekti. Aydın, “Ancak tüm dünya genelinde 2021 bütçesinde projelere sağlanan kamu desteği yalnızca yüzde 2" dedi.
Selenay YAĞCI / İSTANBUL
Bu yıl 7’incisi düzenlenen ve dört gün sürecek İstanbul PPP (Public Private Partnership) Haftası (KÖİ Haftası), İstanbul Le Meridien Otel’de dün başladı.“KÖİ: İnsana, Çevreye, Ekonomiye Yatırım (PPP: Invest in People, Climate, Economy)” temasıyla düzenlen etkinliğe 41 ülkeden bürokratlar, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, firma yetkilileri, akademisyenler, öğrenciler ve sektör profesyonelleri katılıyor. Etkinliğin açılışına Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Ticaret Bakanlığı Yurtdışı Müteahhitlik ve Teknik Müşavirlik Dairesi Başkanı Murat Nesimoğlu ve Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak da katıldı. Dünya KÖİ Uzmanları Birliği, Dünya Bankası, Avrupa Yatırım Bankası, İslam Kalkınma Bankası, Asya Kalkınma Bankası, Avrupa Yatırımcılar Birliği, Afrika Yatırımcılar Birliği, BM Avrupa Ekonomik Komisyonu ve BM Asya – Pasifik Komisyonu gibi kurumların temsilcileri İstanbul’da buluştu. Katar, Dubai, Kuveyt, Umman, Fas, Tunus, Cezayir, Mısır temsilcileri de Türkiye ile işbirliği için geldi.
Dünyada KÖİ projeleri artıyor
Etkinliğin açılışında konuşan Kamu Özel İş Birliği Araştırma Merkezi Başkanı Dr. Eyüp Vural Aydın, Türkiye’nin, KÖİ alanında marka olmuş bir etkinliğe ev sahipliği yaptığını hatırlattı. Aydın, sadece 2021 yılında tüm dünya genelinde, gelişmekte olan pazarlarda, yüzde 50 özel sektör katılım artışı ile 76,2 milyar dolarlık KÖİ projesi tamamlandığını hatırlatarak, “Toplam 240 KÖİ projesi finansal kapanışa erişti. Türkiye’de, son 30 yılda, 88,5 milyar dolarlık KÖİ projesi yatırımı tamamlandı. 2021 bütçesine baktığımızda, tüm projelere sağlanan kamu desteği, yani garantiler, yatırım bütçesinin yalnızca yüzde 2’si. Gayri safi hasılanın ise binde 4’ü düzeyinde. Yani aslında Türkiye Cumhuriyeti, etkin ve sağlam bir finansmanla özel sektörü kullanarak altyapısını gerçekleştirmeyi başarmış durumda. Avrupa’da ise 1 yıl içinde 10 milyar Euro düzeyinde KÖİ projesi gerçekleştirildi” diye konuştu.
Altyapı yatırım ihtiyaçları iki katına çıkacak
Geçen 7 yılda 5 kıtadan, 50’den fazla farklı ülkeden, toplam bin 250 katılımcının İstanbul KÖİ Haftası’nda yer aldığını kaydeden Aydın, bu yıl belirlenen temayı ise şöyle anlattı: “Bir KÖİ projesi her şeyden önce insana yatırım. KÖİ modeli bir proje geliştirme modeli. KÖİ projesine bir varlık gibi değil, insanlarımızın bir ihtiyacını gidermek olarak bakmak gerekir. Bir KÖİ projesi ekonomiye yatırımdır. Dünya Bankası’na göre 2040 yılına kadar 90 trilyon dolarlık bir altyapı ihtiyacı var. Avrupa Yatırım Bankası; muhtemel iklim değişikliği, nüfus artışı ve pandeminin getirdiği değişikliklerin yanı sıra, dijitalleşmenin de arttırdığı altyapı yatırım ihtiyaçlarının 2025- 2030 yılları arasında bugünkü seviyesinin iki katına çıkacağını söylüyor. Bu sebeple, var olan taleplere cevap verecek yatırımlara hızla ihtiyaç var. KÖİ projelerini geniş bir ekonomik enstrüman perspektifinden ele almak doğru olur. Bazen bir proje, bir bölgeye has kalkınma vizyonu ortaya koyar; Çanakkale Köprüsü projesi gibi. Bazen global rekabette ülkenizi bir merkez konumuna taşımayı güder; 100 milyon yolcuya hizmet verebilen İstanbul Havalimanı gibi. Bazen uluslararası taşımacılık ağının bir parçasını oluşturur; Ankara-Edirne otoyol geçişleri ve köprüleri gibi. Son olarak Bir KÖİ projesi çevreye yatırımdır. Kalkınma bankaları ve yatırımcılar çevre, yenilenebilir enerji ve sürdürülebilir altyapılara yöneldi. İklim değişikliğine katkı sağlamayan projelerin de artık finansman oluşturması çok güç ya da çok daha pahalı. 2050 ‘net sıfır emisyon’ hedefine ulaşmak için önümüzdeki 7 yıl içinde 7 trilyon dolar yatırım yapılmalı. Gerçekçi olursak bu çok zor. KÖİ projeleri ile kaynak israfının önüne geçilebilir.”
Sürdürülebilirlikle birlikte KÖİ’lerde paradigma değişiyor
KÖİ’ler açısından bir paradigma değişimi olacağını kaydeden ve ‘Önce insan’ temalı projeleri daha çok göreceğimizi söyleyen Aydın, “Çevreye, insana, topluma değen projeler için kamu yöneticileri özel sektöre daha çok ihtiyaç duyacak. Küresel ısınma ve artan ihtiyaçlara zamanında çözüm bulma baskısı, daha sıhhatli kentleşmeye, daha nitelikli altyapılara, daha verimli bilgilere, daha hızlı ve güvenli ulaşım türlerini geliştirmeye zorluyor. Kısacası işbirliği olmadan gezegenin sorunlarına, ülkelerin altyapı sorunlarına ve kamu hizmet kullanıcısı olan her birimizin sorunlarına çözüm geliştirmek neredeyse imkânsız. Projelerin başarısının altında güçlü bir işbirliği temeli yatıyor. Kamu özel sektörü desteklediği, onunla birlikte hareket ettiği zaman ortaya bir katma değer çıkıyor” diye konuştu.
Sürdürülebilir Altyapı Temelleri adlı oturumda Brookings Institution DC, OECD Altyapı Devlet Forumu Eski Başkanı Thomas Barrett, Uluslararası Finans Kurumu (IFC) Bölge Müdürü ve Başkanı Muneer Ferozie ve Dünya PPP Birimleri ve Profesyonelleri Birliği (WAPPP) Başkanı Ziad Alexandre Hayek konuşmacı olarak katıldı. “İnsana, İklime ve Ekonomiye Yatırım” adlı panelde PPP Haftası Eş başkanı, Uluslararası Sürdürülebilir Dayanıklılık Merkezi (ISRC) Kıdemli Danışmanı David Baxter, Moseley Altyapı Danışmanlık Hizmetleri Müdürü Mark Moseley ve Uzun Vadeli Altyapı Yatırımcıları Derneği (LTIIA) Yönetici Müdürü François Bergere, altyapı yatırımlarının sürdürülebilirliğe ve çevreye olan katkısını tartıştı. Avukat, Altyapı ve KÖİ Uzmanı Helga Van Peer “KÖİ Sözleşmelerinde Roller, Riskler ve Ödüllerin Dağılımı” adlı konuşma gerçekleştirirken, ardından Meridiam, Türkiye İş Geliştime Direktörü, PRI Kurumsal İletişim Başkanı Günay Gökçen ile birlikte “Risk Tahsisi Matrisi” başlığı ile vaka çalışmasını ele aldı. PPP Haftası Eşbaşkanı, ISRC Kıdemli Danışmanı David Baxter, “Şeffaf ve Rekabetçi KÖİ Alımının Önemi” başlıklı bir konuşma gerçekleştirirken, WAPPP Yönetici Müdürü Jean Christophe Barth da anlaşma arabuluculuğunun kamu-özel ortaklıklarında bir performans katalizörü olduğunu anlattı.
KÖİ’lerle 28 milyar dolarlık tasarruf
Yabancı yatırımcılara Türkiye'de yap-işlet-devret ve kamu-özel işbirlikleri ile hayata geçirilen projeler hakkında bilgi veren Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Türkiye'nin KÖİ yatırımlarında dünyada 12. sırada olduğunu belirterek, Türk mühendisliğinin geldiği noktayı göstermesi adına da çok başarılı projelerin hayata geçirip tüm dünyada ses getirdiğini söyledi. Karaismailoğlu şunları ekledi: "Yaptığımız 183 milyar dolarlık yatırım sonucunda bugün 28 milyar dolarlık tasarruf sağlıyoruz. Altyapı projelerinin önemi burada anlaşılıyor. Türkiye'nin dünya ticaretinden aldığı payın artırılması için yoğun şekilde çalışıyoruz. Şu anda dünyadaki ticaret hacmi 12 milyar ton, 2030’da 225 milyar tona çıkacağı öngörülüyor. 2053 yılına dek bütün planlarımızı yaptık. 20 yıl önce Türkiye’nin önemli bir altyapı açığı vardı. Bu yatırımı da devlet bütçesi ile yapmamız mümkün değildi. Bu açığı kapatmak için farklı finansal modeller üretmemiz gerekiyordu. Yap-işlet-devret, kamu-özel işbirlikleri de bu açığı hızlı şekilde kapatma ihtiyacından doğdu. Türkiye’nin altyapı ihtiyacını hızla karşılamak için KÖİ finansman modeliyle projeleri gerçekleştirdik ve büyük hedeflerimiz doğrultusunda Türkiye’nin önünü açtık. Ulaştırma projelerinin yüzde 20’si KÖİ modeli ile yapıldı.”
DEİK Başkanı Nail Olpak ise KÖİ projelerinin milyonlarca insan tarafından kullanıldığına dikkat çekerek, “KÖİ projelerini klasik müteahhitlik projeleri gibi değil de risk ve fayda analizi çerçevesinde, işin sosyolojisiyle beraber kamu ile özel sektörün hem riski hem de faydayı paylaştığı projeler olarak görüyoruz. Bu proje finansman modeli, önümüzdeki dönemde tüm dünyada daha çok tercih edilecek” dedi.
Türkiye’nin otoyol altyapı hizmetleri ve işletmeciliği Avrupa’nın ilerisinde
Daha Yeşil Altyapı Hedefine Yönelik KÖİ Projelerinin İşletme Deneyimi başlıklı oturumda Avrupa Ücretli Yol ve Altyapı Operatörleri Birliği (ASECAP) Genel Sekreteri ve CEO’su Malika Seddi konuşma gerçekleştirdi. EKONOMİ gazetesine konuşan Seddi, Türkiye’nin otoyol altyapı hizmetleri ve işletmeciliğinde Avrupa’nın ilerisinde olduğunu vurgulayarak, “Avrupa’daki otoyollarla Türkiye’deki otoyollar karşılaştırıldığında, Türkiye’de KÖİ projeleri otoyol işletmeciliğini daha güçlü yapıyor” dedi. Avrupa’da 2025’te sıfır karbon emisyonlu araçların yollarda olacağını kaydeden Seddi, “Otoyolların yeni araçlara hazır olması gerek. Elektrikli araçlarda şarj istasyonlarının yollarda hazır olmasının yanı sıra belki de elektriği üreten otoyollara ihtiyaç var. Karbon emisyonu en yüksek araçlardan olan ağır vasıtalara hizmet verecek otoyol işletme altyapısına da ihtiyaç var. Önümüzdeki yıllarda araç sayısında artış olacak. Türkiye’nin daha çok elektrikli araca yönelmesi gerekiyor. Yolda daha az araç olması gerekiyor. Paylaşım ekonomisini, toplu ulaşımı da daha fazla teşvik etmek gerekiyor. ASECAP’ta 22 ülkeden, 128 üye otoyol, köprü ve tünel işleticisi firma yer alıyor. Üyeler toplam 80 bin kilometreden uzun otoyol, köprü ve tünelin işletme sorumluluğunu üstleniyor ve bu Trans- Avrupa Karayolu Ağı’nın da (TEM) büyük bölümünü oluşturuyor. ASECAP’a Türkiye’den tam üye ilk ve tek işletmeci olan ICA öncülüğünde, her yıl düzenlediğimiz ASECAP Days Zirvesi, bu yıl Eylül’de İstanbul’da düzenlenecek. Akıllı otoyolları konuşacağız” dedi.