Varlık yönetim şirketleri 20 milyar TL’lik takibe düşen borcu tahsil etti

Türkiye'de varlık yönetim şirketleri şimdiye kadar 20 milyar TL’lik takibe düşen borcu tahsil etti, 80 milyar TL’lik takibe düşen borç portföyü satışı yaptı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Varlık yönetim şirketleri 20 milyar TL’lik takibe düşen borcu tahsil etti

Son yıllarda Türkiye’de finansal sistemin önemli parçası olan varlık yönetim şirketleri şimdiye kadar 20 milyar TL’lik takibe düşen borcu tahsil etti. Türkiye’de aktif 23 varlık yönetim şirketi var. Sektör kurulduğundan bu yana bankalar, şirketlere 80 milyar TL’lik takibe düşen borç portföyü satışı yaptı. Türkiye’de 20 yıla yakın geçmişi olan sektör, EKONOMİ’nin WEBTV programında masaya yatırıldı. Ekonomide Varlık Yönetimi Sektörü adlı programa Finansal Kurumlar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve Doğru Varlık Yönetim A.Ş Genel Müdürü Önder Demirkurt, Armada Varlık Yönetim A.Ş. Genel Müdürü Emrah Ünsal konuşmacı olarak katıldı.

Vahap Munyar moderatörlüğünde gerçekleşen programda konuşan Finansal Kurumlar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve Doğru Varlık Yönetim A.Ş Genel Müdürü Önder Demirkurt, Türkiye’de varlık yönetimi şirketleri banka ve finans kuruluşlarının tahsili gecikmiş alacaklarını satın alıp, kendi şartlarına uygun esnek ve alternatif ödeme planları oluşturarak ödeme imkanı tanıdığını hatırlattı. Varlık Yönetim şirketlerinin BDDK gözetiminde, bankacılık kanunlarına ve yönetmeliğe göre hareket ettiklerini belirten Demirkurt, şunları anlattı: “Devamlı gözetim altında olması, banka ve finans kurumlarının tahsili gecikmiş borçlarına alternatif ödeme oluşturması nedeniyle de belirli disiplinlerle ilerliyor. Türkiye’de 20 yıla yakın geçmişi olan bir sektör. Finansal sistemin önemli parçası olduk. Türkiye’de aktif 23 varlık yönetim şirketi var. Yeni başvuruların olduğuna dair duyumlar var. Normalde kredisini ödememek üzere hiçbir kişi ya da kurum kredi almaz. Beklenmeyen nedenler gelişip zora düşünce bankanın ilerleyemediği yerde bize devrettiğinde süreci biz yönetiyoruz. Varlık yönetim şirketlerine devir olan borçlar çok çeşitli. Bireysel borçlar rakamlarının küçük olduğu borçlar. Bunların tahsil süreçleri de farklılık gösteriyor. Bireysel kredilerde alacaklar hızlı ödeniyor. KOBİ ve ticari borçlarda belli hukuki süreçleri de gerektirdiği için uzun sürüyor. Harçlarla ilgili farklı hukuki yorumlar var. Kanun varlık yönetim şirketlerine ‘tüm harçlardan yükümsüzdür’ diyor borçlular da harçlardan muaf oluyor. Ama uygulamada bazı şirketler talep ediyor. Bununla ilgili sorunlar yaşıyoruz.Kredi hacimlerindeki artış, tahsili gecikmiş risk oranlarında da artış getiriyor. Ekonominin piyasanın gidişi ve varlık yönetim şirketlerinin gidişi paralel. Varlık yönetim şirketlerine daha çok portföy satış geçmesi cirolarının artıracak. Önümüzdeki dönemde sektörün büyüyeceğini tahsilatların artacağını büyüyeceğini düşüyorum.”

“SEKTÖRÜN HACMİNDE ARTIŞ BEKLİYORUZ”

BDDK verilerine göre bankacılık ve diğer finans kuruluşlarının şu anda 170 milyar TL civarında tahsili gecikmiş riski olduğunu ifade eden Demirkurt, “Bir bu kadarda ikincil riskler var. Takibe düşmemiş ama yakından izlemeye alınmış ya da yeniden yapılandırılmış. Sektör kurulduğundan bu yana 80 milyar TL’lik portföy satışı oldu varlık yönetim sektörüne. Tahsilatlar da 20 milyar TL’ye yakın toplam tahsilat oldu. Bankaların satacağı kredi oranları da değişiyor. Son dönemde enfl asyonist ortam sebebiyle tahsil gecikmiş risk oranındeki ve takibe düşmemiş yakın izlemedeki kredilerdeki artışa paralel olarak varlık yönetim şirketlerine devredileceği kredilerin de artacağı görülüyor. 2023’ün ikinci yarısı, 2024 ve 2025 yıllarında sektörün hacminde artış bekliyoruz” diye konuştu.

“BORÇLULAR DA SİSTEME DÖNEBİLİYOR”

Varlık yönetim şirketlerinin borçluya da faydası olduğunu, tekrar finansal sisteme şansı verdiğini söyleyen Armada Varlık Yönetim A.Ş. Genel Müdürü Emrah Ünsal şunları söyledi: “Bankaların takibe düşen kredi oranı 2022 yılında yüzde 2 civarındaydı. Bankalar kalitelerini korumak için takibe düşen kredilerini aslında ortalama 2 ila 2,5 yıl içinde ellerinden çıkartıyorlar. Varlık yönetim şirketlerine devrediyorlar. Varlık yönetim şirketi borcu aldıktan sonra biz bankanın sözleşme şartlarıyla borcu devir alıyoruz. Borcu aldıktan sonra şartlarda değişiklik faizde artış ek maliyetler çıkarma lüksümüz yok. Tam tersi varlık yönetim şirketleri o borcu yeni bir protokole bağlıyoruz. Bireysel borçlar paket halinde satılıyor. Bankalar bunu varlık yönetim şirketlerine eşit şartlar sunan ihalelerle satmak zorundalar. Proje dosyaları dediğimiz bazı kurumsal borçlar birebir satılabiliyor. Bazı durumda bankalar adil ihale şartları yapmıyor. BDDK bu konuda düzenlemeler yaptı. Krediye ulaşımını da kolaylaştırmak istiyoruz. Aldığımız tahsilatın krediye dönmesini istiyoruz. Enfl asyonist ortamda tahsilatı kolaylaştırıyor. Bu ortam bankalar için de az eforla tahsilat şansı yaratmaya başladı. Borçların satışındaki isteksizliği getiriyor bu da. Banka satışları yıllardır istediğimiz seviyeye çıkmadı. İkincil risklerinde takibe düşmesiyle, önümüzdeki dönemde borç satışları artabilir.” Varlık yönetim şirketlerinin şu anda yüzde 30’un altında maliyetle alış yapamaz hale geldiğini söyleyen Ünsal, “Banka satışlarının azalması, varlık yönetim şirketlerinin artmasıyla piyasa agresif ve yüksek fiyatlara çıktı. Artık 100 liralık borcu, 10 liraya almak diye bir durum kalmadı. Bu sektörün başlarında olmuş. Şimdi maliyetleri yüksek şirketlerin, operasyonel maliyet var. Hukuk ve icra en büyük maliyet kalemi. Bankacılık sektörü ile birlikte önümüzdeki dönemde bu sektörde büyüyecek” dedi. Sektörün 2008-2020 verilerini derleyen PWC’nin raporundan bilgiler veren EKONOMİ Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ, “Sektörde 2008- 2020 yılları arasında 62,6 milyar liralık hacim oluşmuş büyümenin 3 temel nedeni var. Bankaların ya da diğer finansal kuruluşların tahsili gecikmiş alacak satışının faydasını anlamış olmaları. Bu operasyonel bir kolaylık sağlıyor. İkincisi varlık yönetim şirketlerinin kendileri de gelişti bu süreç içinde. Üçüncüsü makro ekonomik nedenler. Ekonomik sıkıntıların da etkisiyle tahsili gecikmiş alacaklarda bir artış da yaşandı.”

Ekonomi