Ücret gelirlerinin beyanı
Mart ayına girilmesi ile birlikte gelir vergisi beyan dönenimi de başladı. Yasada yer alan şartların gerçekleşmesi halinde beyanda bulunulması gereken gelirler arasında ücret geliri elde edenler için bu yıl özel düzenlemeler var. 2020 yılında elde edilen ücret gelirlerinin beyanı ve vergilendirilmesinde önceki yıllara göre önemli farklılıklar mevcut.
Yasada ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar (hizmet karşılığının mal olarak verilmesi) ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen (konut, araç sağlanması vb.) menfaatler olarak tanımlanıyor.
Gerçek kişilerin bir takvim yılı içinde elde etmiş oldukları ücret gelirleri, gelir vergisine tabidir. Ücret, bedensel ya da zihinsel bir emek karşılığında işverenden elde edilen hasılayı ifade eder. Bu hasıla para şeklinde olabileceği gibi ayni veya para ile temsil edilebilen menfaat şeklinde de olabilir. Örneğin mülkiyeti işverene ait brüt alanı 100 metre kareyi aşmayan konutların hizmet erbabına mesken olarak tahsisi suretiyle sağlanan menfaatler vergiden istisna iken aşan kısma isabet eden tutarın ücret olarak vergilendirilmesi gerekmektedir.
Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık ilişkisi niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması ücretin niteliğini değiştirmiyor.
Türkiye’de ücret gelirlerinin vergilendirilmesinde ilke olarak gerçek usul kabul edilmiştir. Vergi, gelirin gerçek ve safi tutarı üzerinden alınmaktadır. Ücretin safi tutarı, işveren tarafından verilen para ve aynılarla sağlanan yararlar toplamından (yani ücretin gayrisafi tutarından) belli indirimlerin yapılmasından sonra kalan miktardır.
BU İNDİRİMLER GENEL OLARAK AŞAĞIDAKİ GİBİDİR:
- Emekli aidatı ve sosyal sigorta primi, XSosyal güvenlik destekleme primi, Xİşsizlik sigortası primi,
- Hayat/ şahıs sigorta primi,
- OYAK ve benzeri kamu kurumlarınca yapılan yasal kesinti,
- Sendikalara ödenen aidat (işçi ve memur sendikaları),
- Engellilik indirimi
Ücretin ödenmesi sırasında sorumlular tarafından verginin kesilerek vergi dairelerine yatırılmasına kesinti (tevkifat) usulü denilmektedir. Gerçek usulde elde edilen ücretlerin vergilendirilmesi esas olarak bu yöntemle yapılmaktadır. Bu yöntemde mükelleflerin beyanname vermelerine gerek bulunmamaktadır. Ancak kesinti yolu ile vergilendirilen ücretlerin bazı özel durumlarda ayrıca yıllık beyannameye de konu edilmesi gerekmektedir. Bunun sebebi, artan oranlı tarifenin de ücret gelirlerine uygulanmasını sağlamaktır. 2020 yılına ilişkin ücret gelirlerinin beyanı aşağıdaki gibi olacaktır.
Öteden beri gelen uygulama kapsamında, birden fazla işverenden tevkif yoluyla vergilendirilmiş ücret alan ve birden sonraki işverenden aldıkları brüt ücretlerin toplamı 2020 yılında 49.000 TL’yi aşan mükelleflerin birinci işverenden aldıkları ücretleri dahil tamamı kesinti yoluyla vergilendirilmiş ücretleri için yıllık beyanname vermeleri gerekiyor.
Önceki yıllarda tutarı ne olursa olsun tek işverenden alınan ve tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücret gelirleri için yıllık gelir vergisi beyannamesi verilmemekteyken 7194 Sayılı Kanunla GVK ’da yapılan değişiklik sonrası 2020 yılında tek işverenden elde edilen ücret gelirinin 600.000 TL’yi aşması halinde yıllık beyanname verilmesi gerekiyor.
Yeni düzenleme ile ayrıca birden fazla işverenden ücret geliri elde eden mükelleflerin, birinci işverenden aldıkları ücret gelirleri de dâhil olmak üzere ücretleri toplamının 2020 yılında 600.000 TL’yi aşması halinde elde edilen ücret gelirinin tamamının beyanı gerekiyor.
Birden fazla işverenden ücret alınması halinde, birinci işverenden alınan ücretin hangisi olacağı ücretli tarafından serbestçe belirlenmektedir.
Birden fazla işveren kavramı da üzerinde durulması gereken başka bir konudur. Birden fazla işverenden ücret gelirinin elde edilip edilmediğinin tespiti açısından önemli olan, ücretlinin aynı anda birden fazla işverenin yanında çalışarak ücret geliri elde etmesi değil, bir vergilendirme dönemi içerisinde birden fazla işverenin yanında çalışarak ücret geliri elde etmesidir. Örneğin (A) bir şirketin ücretli çalışanı iken başka bir şirketin yönetim kurulu üyeliği dolayısıyla huzur hakkı elde ediyor olması halinde veya (B) nin (X) limited şirketinde çalışıyorken bu iş yerinden ayrılıp aynı yıl içerisinde (Y) anonim şirketinde işe başlaması halinde, hem (A) hem de (B) bir takvim yılında birden fazla işverenden ücret geliri elde etmiş durumdadır.
Öte yandan kişinin bir iş yerinden ayrılıp farklı işverene ait bir firmada işe girmesi halinde kümülatif gelir vergisi matrahının taşınması zorunlu değildir. Ancak kişinin yeni işverenine önceki işindeki kümülatif gelir vergisi matrahını bildirmesi ve ona göre yeni işvereni nezdinde tevkifat yapılması, gerekli koşulların sağlanması halinde hem yıl sonunda verilecek beyannameden doğacak vergi yükünü ortadan kaldıracak, hem GVK 89'uncu maddede yer alan indirimler sebebiyle iade alınmasını da sağlayacaktır.
Özellikle takvim yılı içinde iş değiştiren bu nedenle ikinci işvereninden elde ettiği gelirleri 49.000 TL’yi aşan ancak daha önce hiç beyanname vermediği için veya ödemesi gereken vergilerin tevkifat ile kesildiğini düşünen ancak 49.000 TL’lik sınırı aşan kişilerin vergi cezaları ile karşılaşmaları mümkündür. İşyerlerinde tüm çalışanların Gelir Vergisi Kanunu’nun 86'ncı maddesi anlamında bilgilendirilmeleri uygun olacaktır. 311 seri No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nde ücret gelirlerinin beyan edilip edilmeyeceğinin kendi içinde değerlendirileceği, diğer gelirlerin bulunması halinde bu gelirlerin hesaplamaya dahil edilmeyeceği; yine, diğer gelirlerin beyan edilip edilmeyeceğinin tespitinde de ücret gelirlerinin hesaplamaya dahil edilmeyeceği açıklanmıştır.
Yıllık beyanname verilmesi durumunda; beyan olunan ücret gelirleri toplamından GVK’nın 89'uncu maddesinde yazılı eğitim ve sağlık harcamaları ile bağış ve yardımlar gibi bazı harcamaların da indirim konusu yapılması ve yıllık beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisinden ise GVK’nın 94 üncü maddesine göre yıl içinde ücretlerden tevkif suretiyle ödenen vergilerin mahsup edilmesi mümkündür. Mahsup edilemeyen bir tutar kalması halinde iadesi de alınabilecektir.
Özel şoför ücretleri gibi Gelir Vergisi Kanunu’nun 64'üncü maddesinde yer alan diğer ücretler hariç; yıl içerisinde tevkifata tabi tutulmamış ücret gelirlerinin ise tutarı ne olursa olsun yıllık beyanname ile beyan edilmesi gerekmektedir. Bu ücret gelirlerine, yabancı büyükelçilerde çalışan Türkiye Cumhuriyeti uyrukluğundaki kişilerin ücret gelirleri örnek gösterilebilir.