TZOB’dan ayçiçeği prim desteğine ilişkin açıklama

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, ayçiçeği prim desteğinin artarak devam etmesi gerektiğini söyledi.

AA
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
TZOB’dan ayçiçeği prim desteğine ilişkin açıklama

Ayçiçeği, incir ve girdi fiyatları konularında değerlendirmede bulunan Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, ayçiçeği üretiminin Türkiye'nin bitkisel yağ sanayisinin hammadde ihtiyacını karşılayamadığına dikkat çekti. Bayraktar, ülkenin ayçiçeği ithalatında 165 ülke içinde en fazla ithalat yapan ülkeler arasında yer aldığını ve tüketimdeki artış nedeniyle ithalata bağımlılığın devam ettiğini bildirdi.

Ayçiçeği tarımının sorunlarına kalıcı çözümler üretilmesinin kaçınılmaz olduğunu belirten Bayraktar, şunları kaydetti: "Ayçiçeği üzerine çalışan kamu, özel sektör, üniversiteler ve meslek kuruluşları ön yargısız, ön şartsız iş birliği içinde sorunlara eğilmezlerse toplumun temel gıda ihtiyaçlarından biri olan ayçiçeği yağı lüks tüketim maddesi olarak raflarda yerini alacaktır."

“Hasat döneminde ithalat yapılmasın”

Trakya Birlik, Çukobirlik, Konya Şeker, Karadeniz Birlik ve Türkiye Tarım Kredi Kooperatiflerinin ayçiçeği alımında etkin olmaya başlamasıyla ekim alanlarının arttığının altını çizen Bayraktar, şu bilgileri paylaştı: "Son 10 yılda ayçiçeği ekim alanı 566 bin hektardan yüzde 28,7 artışla 729 bin hektara, üretim 1 milyon 320 bin tondan yüzde 56,6 artarak 2 milyon 67 bin tona çıktı. Türkiye ayçiçeği tüketimi ise 2010 yılında 2 milyon 497 bin ton iken 2020 yılında 3 milyon 466 bin tona ulaşarak yüzde 39 arttı. Üretilen ayçiçeğinin, 1 milyon 900 bin tonu yağlık, 167 bin tonu ise çerezlik olarak kullanılır."

İthalatın geçmiş yıllarda çoğunlukla ayçiçeği yağı şeklinde yapılırken son yıllarda ürün ithalatının daha fazla yapıldığını vurgulayan Bayraktar, 2015-2020 yılları arasında miktar bazında ayçiçeği ithalatının 3,4 kat arttığını söyledi.

Hasat döneminde ayçiçeği veya ayçiçeği yağı ithalatı yapılmaması çağrısında bulunan Bayraktar, "Yapıldığı dönemlerde de gümrük vergisi oranlarındaki ayarlamalar üreticilerimizi mağdur etmemelidir." değerlendirmesinde bulundu.

Açıklanacak alım fiyatıyla ayçiçeği üreticisinin emeğinin karşılığını alması gerektiğini belirten Bayraktar, alım fiyatlarında, ithalat fiyatları, artan girdi maliyetleri, enflasyon oranı ve üretici kar marjının dikkate alınması gerektiğini bildirdi.

Ülkenin bitkisel yağ tüketimine göre üretim politikaları geliştirilmesi gerektiğine dikkati çeken Bayraktar, "İthalata harcanan milyarlarca liranın çok daha az bir bölümü, akılcı politikalara dayanan dişe dokunur desteklerle ayçiçeği üreticilerimize aktarılırsa kısa vadede kendimize yeter hale geleceğimize inanıyoruz. Ayçiçeği prim desteği artarak devam etmelidir. Üreticilerimizin alın terlerinin karşılığını aldığı bir sezon olması en büyük temennimizdir." ifadesini kullandı.

"TMO incir fiyatlarının düşmesi halinde piyasaya girmeli"

Türkiye'nin dünyada incir ve kuru incir üretiminin yüzde 24'nü gerçekleştirdiğini aktaran Bayraktar, 10 yıllık dönemde toplam incir ihracatının ortalama yüzde 80'lik kısmının kuru incirden oluştuğunu ve bu ihracatın yaklaşık yarısının Avrupa ülkelerine ve ABD'ye yapıldığını kaydetti.

İncir üreticisinin, müdahale alım fiyatının açıklanmasını beklediğini bildiren Bayraktar, şunları kaydetti: "Toprak Mahsulleri Ofisinin (TMO) incir fiyatlarının düşmesi halinde piyasalara müdahale etmesi incir üreticileri için önemli bir güvencedir. Kuru incir üreticilerinin üretimine devam edebilmesi için makul alım fiyatı açıklanması yeterli gelir elde etmek için önem arz etmektedir. 2019 yılında olduğu gibi TMO incir alımı yapmalı veya fiyatların düşmesi halinde piyasaya girmelidir. Yüksek girdi maliyetleri göz önünde alınarak, üreticilerimizin yeterli gelir elde edeceği bir fiyat açıklanmalıdır."

"Girdi fiyatlarına üreticilerimiz yetişemiyor"

Bayraktar, artan girdi fiyatları konusuna da değinerek fiyatlarla ilgili gelişmelere dair şu ifadeleri kullandı: "Rekor seviyede artışları gören girdi fiyatlarına üreticimiz yetişemiyor. Girdi kullanımında düşüşe sebep olacak bu durum, tarımsal üretimde azalmayı beraberinde getirerek ülkemiz gıda güvencesini olumsuz etkileyeceği gibi gıda enflasyonunun artmasına da neden olacaktır. Üreticilerin üretimden vazgeçmemeleri için tarımsal girdi fiyatlarını düşürecek tedbirlerin süratle alınması, devletimizin yapması gereken en önemli görevlerden biri haline geldi. Gübrede verilen destekleri artırarak mazotta olduğu gibi gübre fiyatının da yüzde 50'si destek olarak verilmeli, destek verilmeyen yem ve bitki koruma ürünlerine destek getirilmeli, tarımsal sulamada kullanılan elektrikte vergi ve fonlar kaldırılmalı fiyatta düşüş sağlanmalıdır. Acil önlem olarak bu taleplerimizin ele alınmasını bekliyoruz."

Ekonomi