TÜRMOB: Virüsün etkileri mücbir neden sayılmalı

Dünya bir yandan salgından kurtulmaya çalışırken, bir yandan koronavirüsün ekonomik etkilerini azaltmak için seferber olmuş durumda. Türkiye de sektörel destek ve tedbirleri devreye almaya hazırlanıyor. TÜRMOB, beyan ve bildirimlerin belli bir süre ertelenmesinin fayda sağlayacağı görüşünde...

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
TÜRMOB: Virüsün etkileri mücbir neden sayılmalı

Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB) Başkanı Emre Kartaloğlu, koronavirüs salgınının küresel düzeyde benzeri görülmemiş bir resesyonu beraberinde getirebileceğine işaret ederek, “İşletmelerimizin krizden en az zararla çıkabilmeleri için şimdiden önlem almak gerekiyor” dedi.

“Ticaretin bazı sektörlerde durma noktasına gelmesinden dolayı kamusal yükümlülüklerin gündemimize alabiliriz” diyen Kartaloğlu, “Bu kapsamda GEKAP, Konaklama Vergisi gibi yeni getirilen kamusal yükümlülükler başta olmak üzere beyan ve bildirimlerin belli bir süre ertelenmesini gündemimize alabiliriz. Virüsten etkilenen işletmelerin vergileri mücbir sebep kapsamına alınabilir ve ödeme kolaylığı sağlanabilir. Buradan oluşacak kamu finansman kaybı ise spekülatif hareketlerin kontrol denetim ve vergilendirilmesi ile telafi edilebilir. Bu yönde atılacak adımlar vergi ödevlerini yerine getiren mükelleflerin daha da büyük zarar görmelerine engel olacaktır” dedi.

“Ara malı temininde sıkıntı olabilir”

TÜRMOB Başkanı Emre Kartaloğlu, yaşanan gelişmelerle ilgili şu değerlendirmede bulundu:
“İthalat ve ihracat anlamında da işletmelerimiz büyük bir sıkıntı ile karşı karşıya bulunuyor. Uluslararası ticaretin gerilemesi, bazı sektörlerde aramalı ithalatlarının adeta imkansızlaşması, üretim boyutunda sıkıntılarında ortaya çıkmasına neden olabilir. İhracat rakamlarını irdelediğimizde bu durum net bir şekilde ortaya çıkıyor. İhracattaki gelişmeler değer açısından ele alındığında, 2018 yılında 167,9 milyar dolar seviyesine, daha sonra da bir önceki yıla göre yüzde 2,1 oranında artarak 2019 yılında 171,9 milyar dolar seviyesine yükselmişti.

Temel Alt Mal Grupları (BEC) sınıflamasına göre hammadde (ara malları) ihracatı toplam ihracat içerisinde en yüksek paya sahip kalemdir. Hammadde ihracatının toplam içerisindeki payı 2015-2019 döneminde düzenli bir şekilde azalarak 2018 yılında yüzde 47,2, 2019 yılında ise yüzde 46,7 seviyesine gerilemiştir. Öte yandan, yatırım malları ihracatının toplam içerisindeki payı, 2013 döneminden itibaren düzenli bir şekilde artarak dönem başındaki yüzde 10,3 seviyesinden 2019 yılında ise yüzde 11,9 seviyesine yükselmiştir. Tüketim malları ihracatının toplam içerisindeki payı ise dönem içerisinde yaklaşık yüzde 40 seviyesinde gerçekleşmiştir. 2019 Ocak-Aralık döneminde BEC sınıflamasına göre ihracatta en yüksek paya sahip olan ara malları ihracatı, bir önceki yıla göre yüzde 1,1 oranında, tüketim malları ihracatı ise yüzde 2,6 oranında artmıştır.

"Almanya pazarını yakın takipte tutmalıyız"

Yatırım mallarında ise 2017 yılında yüzde 15,5 olan artış oranının 2018 yılında yüzde 8,1, 2019 yılında ise yüzde 3 olarak gerçekleştiğini kaydeden Kartaloğlu, “Ülkemiz açısından önem vermemiz gereken konu hammadde ihracatıdır. Bunun için etkin bir ekonomik ve siyasi mücadeleyi hükümetimizle birlikte uluslararası arenada gerçekleştirmek durumundayız. Ülke gruplarına göre en fazla ihracat yapılan bölge Avrupa Birliği olup toplam ihracatın yaklaşık yarısı bu bölgeye yapılmaktadır. Ülkelere göre Türkiye’nin en büyük ihracat ortağı olan Almanya’nın toplam içindeki payı yaklaşık yüzde 9-10 aralığında seyretmektedir. İthalat ve ihracat kapılarının olabildiğince açık kalması için tüm önlemleri almak durumundayız” şeklinde görüş bildirdi.

"Şimdiden önlem almak gerekiyor"

Koronavirüsün küresel düzeyde yıkıcı etkisinin her geçen gün hızla artığını vurgulayan Kartaloğlu, şöyle devam etti: "Virüs yaşamımızdan ekonomimize, eğitim öğretimimizden sosyal aktivitelere kadar hayatın her alanını vurdu. Özellikle küresel ekonomi korona virüsünün etkisi ile koşar adım resesyona sürükleniyor. Bazı sektörlerde adeta üretim, ithalat, ihracat durma noktasına geldi. Bu durumun ivme kazanarak devam etmesi ve domino taşları gibi birbirini etkilemesi küresel düzeyde benzeri görülmemiş bir resesyonu beraberinde getirebilir. Virüse karşı önlen bulunması durumunda bile ekonomide yarattığı tahribatın bir süre daha etkisini göstermesi beklenebilir. İşletmelerimizin bu krizden en az zararla çıkabilmeleri için şimdiden önlem almak gerekiyor. Spekülatif hareketlerin mutlaka denetim mekanizması ile etkin bir şekilde kontrol altına alınması şart."

Ekonomi