Orta sınıf eriyor! Türkiye’de maaşlar mı düşük, verimlilik mi?
Türkiye ekonomisinde son yıllarda çalışan kesimin maaşlarındaki alım gücünün enflasyondaki yüksek seyirle erimesi bir yaşam tarzı haline dönüşerek orta sınıfı eritiyor. Verimlilik yükselmeden, asgari ücrete ya da maaşlara yapılacak zamların bu döngüyü kırmayacağı görüşüne karşı Türkiye’de gerçekten verimliliğin düşük olup olmadığı tartışmaları da sürüyor.
ÖZDER ŞEYDA UYANIK
Nobel ödüllü dünyaca ünlü ekonomist Prof. Dr. Daron Acemoğlu’nun “Asgari ücret kalıcı olarak artmalı ama bunun yolu verimlilikten geçer. Verimlilik artışı olmadan ücret artışları sürdürülemez” paylaşımı ve söylemleri çok dikkat çekmişti. Acemoğlu, verimlilik derken en çok da teknolojiye dikkat çekiyor ve devamında da şunları söylüyor:
“Önümüzdeki 10 yıl hem Türkiye hem de dünya için çok kritik. Teknolojiyi doğru kullanamazsak, eşitsizlikler ve ekonomik sorunlar derinleşecek.”
Türkiye’de yüksek teknoloji
Son dış ticaret verilerine göre, Türkiye’de yüksek teknolojili ürünlerin imalat sanayi ihracatı içindeki payı yüzde 3,6 seviyesinde.
2024 yılı ilk 10 ayında yüksek teknolojili ürünlerin ihracatındaki pay da yüzde 4,7 oranında azalırken, orta yüksek, orta düşük ve düşük teknolojili ürünlerin pay ise artış gösterdi.
İthalat tarafında da aynı dönemde yüksek ve düşük teknolojili ürünlerin payı arttı.
Kısaca Türkiye, yüksek teknolojili ürünleri dışarıdan almak durumunda kalıyor. Acemoğlu’nun söyledikleri burada bir anlam kazanıyor. Peki, verimlilik ne durumda?
Sanayide durum ne?
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın üretim endeksi verilerine bakıldığında ise çalışan kişi başına ve çalışılan saat başına üretimde yükseliş sürüyor. Hatta bu iki verinin pandeminin ardından birbirine yaklaştığı da görülüyor.
Maaşlar ne durumda?
Türkiye’de hanehalkı fertlerinin esas işteki durumlarına göre yıllık ortalama esas iş gelirleri, 2006’dan 2023’e toplamda yüzde 1228 oranında artış gösteriyor. En yüksek artış yüzde 1901 ile işverenlerde oluyor. Yevmiyeli ve kendi hesabına çalışanların da aynı dönemde gelir artış yüzde 1500 seviyesinde oluyor. Ancak maaşlı çalışanlar yüzde 1034 oranında gelirini artırıyor.
Ortalama gelire bakıldığında da maaşlı kesimin yıllık ortalama esas iş gelirleri asgari ücretin altına geriliyor.
En büyüklerde durum ne?
İSO’nun her yıl açıkladığı Türkiye’nin en büyük sanayi şirketleri verilerine bakıldığında ise üretimden satışların 2022’den 2023’e yüzde 42, net satışların da yüzde 43 arttığı görülüyor.
Şirketlerin aynı dönemde özkaynakları yüzde 245, aktifleri ise yüzde 126 oranında artıyor.
İhracatı yüzde 3 düşen en büyük sanayi şirketlerinin vergi öncesi net kar/zararı ise yüzde 33 oranında artış göstermiş.
Ücretle çalışan kişi ortalaması ise sadece yüzde 2 artıyor.
Çalışan sayısındaki artış düşük olduğuna göre, çalışanların daha verimli çalıştığı verilere yansıyor.
OECD verileri ne diyor?
Türkiye, 2020 yılı verilerine göre, OECD ülkeleri içinde haftada 60 saatten daha fazla çalışanların en yüksek olduğu ülke oluyor.
Çalışılan saat başına GSYİH, emek verimliliğinin bir ölçüsüne bakıldığında OECD içinde Türkiye yine yüksek alanda kalıyor.
Son olarak da “emek verimliliği ve kullanımı” verilerinde Türkiye’nin yüksek büyüme gösterdiği de dikkat çekiyor.
Türkiye’de verimliliğin emek tarafında olmadığı verilerde görülürken, ücretlerdeki artışın korunduğu anlaşılsa da ekonomideki payının azalmasına neden olan ana sorunun enflasyon olduğu dikkat çekiyor.
Enflasyonun, "kâr tarafında" bozulan davranışlarla alım gücünü erittiği ve ekonomiden alınan payı da azaltmasıyla çalışanların "veriminin" ücretler el değiştirdiğinde "tüketimde verimsiz" kalmasına yol açtığı anlaşılıyor.
Özetle, çalışan verimliliği düşük değil, teknoloji ile katma değerli üretim düşük kalıyor. Maaşlar yükseliyor ancak şirket kârları daha çok yükselirken, bu da hem enflasyonu etkileyerek alım gücünü düşürüyor hem de maaşların ekonomideki payını azaltıyor.