Türkiye, markalı ürünlerle yüzünü Asya’ya çevirmeli

Çin’in salgından sonraki değişimi, salgının uluslararası ticaret ve Çin üzerindeki etkileri, “COVID-19 Sonrası Çin’le İlişkiler Zirvesi”nde ele alındı. Zirvede, Türkiye’nin yeni dönemde Çin başta olmak üzere Asya pazarına odaklanması gerektiği, bunu fırsata dönüştürebilmek için de markalı ihracatın öne çıkarılmasının önemine dikkat çekildi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Türkiye, markalı ürünlerle yüzünü Asya’ya çevirmeli

İSTANBUL (DÜNYA)

Mazars Denge ve DÜNYA gazetesi tarafından düzenlenen COVID-19 Sonrası Çin'le İlişkiler Online Zirvesi'nde Türkiye’nin ihracatta Asya’ya odaklanarak fırsatları yakalaması gerektiğine ve Asya’ya markalı ihracat yapılmasının önemli olduğuna dikkat çekildi. Zirvede Çin'in salgından çıkardığı dersler, Çinli firmaların Türkiye deneyimleri, Çin'deki uluslararası yatırımların seyri, dijitalleşme, Çin'in değişimi ve gelişimi konularını 360 derece irdelendi.

Yönetim Kurulu Başkanımız Hakan Güldağ moderatörlüğündeki zirvenin ilk oturumunda ‘Çin salgından neler öğrendi? Salgın sonrası Türkiye ve Çin ilişkilerinde yaşanan gelişmeler neler?’ sorularına yanıt arandı. Oturumda konuşan Asya Pasifik İş Konseyleri Koordinatör Başkanı ve Arzum Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kolbaşı, Türkiye’nin lojistik anlamda Asya'nın batıdaki son noktası olduğunu belirterek, Çinli firmaların özellikle beyaz eşya ve otomotiv gibi sektörlerde Türkiye'de üretim yapmalarının mümkün olduğunu kaydetti.

Türkiye’nin Asya-Pasifik bölgesine yıllık 40 milyar dolarlık ticaret açığı verdiğini de hatırlatan Kolbaşı, Türkiye’nin özellikle RCEP ülkeleri ile ihracatı geliştirmesi gerektiğini ifade ederek, “Asya-Pasifik’e ihracat yapmamız gerek. Önce Çin ama Asya Pasifik ülkeleri de olur. Yalnız Asya-Pasifik'e markalarla gitmemiz gerekiyor. Çünkü Asya en büyük fasoncu. Marka ile gitmek kolay değil ama güçlü olduğumuz yerler var. Gıda konusunda çok fırsatlar var. Kozmetik sektöründe ciddi yükselişi var ve Asya’da Türk kozmetiğine ilgi var. Moda markalarımızın Asya’da ülke ülke yapılanmalarının zamanı geldi” diye konuştu. Kolbaşı, Çin’in Kuşak Yol projesinin yanında ‘Made in China’ ya da ‘Standart 2035’ gibi projeleri de önemli olduğunu, bunlarla da dünya ticaretinde önemli yer alacaklarının mesajını verdiklerini söyledi.

“Çin salgından kısa süre etkinledi”

Mazars Çin, Pekin Ofisi Yönetici Ortağı Zhang Liwen ise Çin’in pandemi dönemini nasıl geçirdiğini şöyle anlattı: “Pandemide tüketim düşmüştü. Uzaktan çalışma e-ticaret talepleri büyük ölçüde arttı. Çin’i salgın kısa vadede etkiledi. Çin devleti birçok teşviki hayata geçirdi. 2020 yılının ikinci yarısında çok hızlı şekilde toparlandı. Sigortacılık, finans sektörü dönüştü. Dijitalleşme altyapı çalışmaları devlet tarafından desteklendi. Nisan ayında sanayii sektöründe büyük ölçüde yükselme oldu. Dijital alışkanlıklar yerleşti. Pandemi sonrası Çin ekonomisi genel anlamda toparlanmış durumda.”

Liwen, 2020 yılında Çin ile Türkiye arasındaki ‘Bir Kuşak Bir Yol’ projesi ile ticaret hacminin yüzde 14 artış gösterdiğini belirterek şöyle konuştu: “Ticaret hacmi 21 milyar doların üstüne çıktı. Türkiye’de binden fazla Çin şirketi faaliyet gösteriyor. Bu yıl daha fazla Çinli şirket yatırım yapacak. Çinli şirketler, Türkiye’de hızlı tren, raylı sistemler gibi projelerde yer alıyor. Trenlerle Türkiye’den 42 konteyner taşıdı. Çin’e ulaştı. Seferler iki yönlü büyük adım attı. Ulaştırma, enerji projeleri hayata geçecek. Turkcell-Huawei bulut teknoloji alanında büyük işbirliği yapıyor.”

“Çin salgın dönemini iyi yönetti”

StarMall Group CFO Ercan Karakuş da yaklaşık 3 yıldır Çin’de yaşadığını, 1,5 yılının pandemiyle geçtiğini ifade ederek, şunları anlattı: “AVM yöneticisi olarak pandeminin etkilerini anlık olarak gözlenmedik. Devlet sıkı takiple vatandaşı kurallara uymaya, tabiri caizse zorluyor. Çin, teknolojide epey ilerde. En son ne zaman kağıt parayla alışveriş yaptığımı hatırlamıyorum. Herkes telefonunu kullanıyor. Online ödeme yapılıyor. Pandemi süresince de teknoloji ile takip vardı. Virüs hangi rotaları izlemiş, kimlerle iletişim altında olduğu bulunuyor. Tüm kişiler karantinaya alınıyor. Bu nüfusu düşündüğünüzde çok zor ama başarıldı. 3 ayrı dönem yaşadık. Kapanma sokağa çıkma yasağı dönemi ve haziran temmuz normalleşme aşama aşama başladı. Şirketlerin operasyonlarına aşama aşama izin verildi. 2020 Aralık ayında yeni sıkı önlemler alındı. 6-7 milyon nüfusu olan kentteyim. Kentin tamamında ikişer defa test alındı. 1 hafta- 10 günde tamamlandı. Devlet teşviklerinde nakit desteğinin yanında elektrik, su, gaz gibi giderlerde indirimler yapıldı. Kredi sürelerinin uzatılması, faizlerin indirilmesi sağlandı. Aşılamaya hizmet sektöründen başlandı. Yaşlılardan ziyade onlara öncelik verildi. Ardından tüm halkın başvurusuna açıldı. Şu an başvuru yapmaya da gerek yok, aşı merkezlerinde sıra bekleyip oluyorsunuz.”

Çin’e 2020’de 163 milyar dolar yabancı sermaye girdi

Dünya Gazetesi Genel Koordinatörü Vahap Munyar moderatörlüğündeki 2. oturumda konuşan Mazars İcra Kurulu Üyesi ve Mazars Çin Yönetici Ortağı Julie Laulusa, “Mazars, Çinli şirketlerin uluslararasılaşması eğilimini ve ‘Bir Kuşak Bir Yol’ girişimlerini öngörerek, 2012 yılında Global Çin Hizmetleri'ni kurdu. Bugün Global Çin hizmetleri tüm dünyada 60'tan fazla ülkeyi kapsıyor” dedi.
İş Bankası Şangay Baş Temsilcisi Doruk Keser ise “Çin, özellikle ASEAN ülkeleriyle entegre oluyor. Geçen yıl Çin'in toplam dış ticareti yüzde 1,5 büyüdü. Ama ASEAN ülkeleriyle ticaret yüzde 7 büyüdü. Hatta Vietnam'la ticaretteki büyüme yüzde 21'i buldu” diye konuştu. Garanti BBVA Şangay Baş Temsilcisi Noyan Rona ise “Çin'e gelen yabancı sermaye 2020 yılında 163 milyar dolar. Dünyada ilk defa Amerika'yı geçtiler. ABD geçen yıl 134 milyar dolarda kaldı. Ocak-Nisan döneminde Çin'e fiilen gelen yabancı sermaye bu yıl geçen yıla göre yüzde 38,6 oranında artış göstermiş. Çin'de eskiden yabancıların maaşları dışında kendilerine sağlanan çocukların okul masrafı, oturdukları evler gibi şeyler vergi dışıydı. Şimdi bunun hepsini maaşın üstüne ekleyip, bunu da vergilendirecekler. Bu da şirketlere kişi başı 100 bin dolar ek maliyet getirecek” diye konuştu.

“Çin’de artık her şey ucuz değil”

Mata Automotive Yönetim Kurulu Başkanı Moiz Zilberman, “Çin'de her şey ucuz değil artık. Böyle bir şey yok. Hatta dünyanın herhangi bir yerinde, Türkiye dahil, daha pahalı ürünler bulabilirsiniz. Diğer taraftan Yuan'ın değerlenme riski var. Bu tabii ki Çin'in alternatiflik avantajını negatif etkileyecek” dedi.

Standard Profil Group, İç Denetim Lideri Kemal Tapkan da şunları anlattı: “Mazars'ın Türkiye'de de çok büyük bir organizasyonu var. Biz Çin'e çalışanlarımızı gönderdiğimiz zaman gitmeden önce Mazars'dan bir eğitim aldırıyoruz. Çin'de nasıl yaşanır, nelere dikkat etmek lazım gibi konularda yardımcı oluyorlar. Standart Profil, otomotiv sektöründe bugün 7 ülkede toplam 7.500 kişiye istihdam sağlayan bir firma. Çin'de de 10 yıldır faaliyet gösteriyoruz. Yüzde 100 Çin pazarına satış yapıyoruz.”

Zirve’nin 5 oturumu DÜNYA’nın sosyal medya kanallarında!

“Covid-19 Sonrası Çin'le İlişkiler Zirvesi”, Türkiye ve Çin’deki iş insanlarının, akademisyenlerin ve ticaret derneklerinin birbirlerini daha iyi tanımalarını ve bağlarını güçlendirmeleri amaçlıyor. Toplamda 5 farklı oturumdan oluşan zirve DÜNYA gazetesinin sosyal medya hesaplarından izlenebiliyor.

Ekonomi