Türkiye atık plastik ithalatında 5 yıldır zirvede!

Türkiye’nin yurt dışından ithal ettiği atık plastikler yeniden gündemde. Ay sonunda yapılacak BM zirvesi öncesinde Greenpeace’in verileri dikkat çekiyor. Türkiye, son 5 yıldır Avrupa ülkelerinden plastik atık ithalatında zirvede yer alırken, günde 125 çöp kamyonu kadar atık alıyor. Atıklar, çevreyi ‘geri dönülemez’ şekilde kirletiyor.  

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Türkiye atık plastik ithalatında 5 yıldır zirvede!

Uluslararası çevre örgütü Greenpeace'in son araştırması, Türkiye’nin Avrupa ülkelerinden plastik atık ithalatında son beş yıldır ilk sırada yer aldığını gösterdi.

Greenpeace Türkiye'nin verilerine göre, Türkiye'de, plastik atık ithalatı son 17 yılda 155 kat arttı. AB ülkeleri ve İngiltere, Türkiye'ye 2023 yılında 456 bin 507 ton plastik atık gönderdi. Bu miktar, günde 125 çöp kamyonuna eşdeğer seviyede bulunuyor.

Greenpeace Türkiye'nin aktardığı, Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) ve Birleşmiş Milletler (BM) Comtrade verilerine göre, Türkiye'ye en çok atık gönderen ülkeler şu şekilde:

İngiltere (140.907 ton), Almanya (87.109 ton), Belçika (74.141 ton), İtalya (41.580 ton) ve Hollanda (27.564 ton)

“Türkiye kendi plastiğini bu kadar toplayamıyor”

BBC Türkçe'den Fundanur Öztürk imzalı habere göre, Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sedat Gündoğdu, Türkiye'nin AB ülkeleri ve İngiltere dışında birçok başka ülkeden de plastik atık ithal ettiğini belirtiyor. Gündoğdu, "Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) verilerine göre, Türkiye'nin 2023 yılında ithal ettiği 3915 kodlu -bizim çöp dediğimiz ancak onların atık-ham madde vb. olarak adlandırdıkları- plastiklerin miktarı 623 bin ton. Yıllık 600-700 bin ton plastikten söz ediyoruz. Türkiye kendi plastiğini bu kadar toplayamıyor” dedi.

“Bilinenden fazla olabilir”

Gündoğdu, Türkiye'ye gönderilen plastik atıkların farklı kodlarla girişinin yapılması nedeniyle resmi verilerden daha fazla olabileceğini belirtirken, ikinci el eşya ya da kâğıt ithalatı içerisinde de gelen plastiklerin takip edilemediğini, ithal edilen tekstil atığı ürünlerde de plastik olabildiğini vurguladı.

Gündoğdu, plastik atık ithalatının bir kirlilik transferi olduğunu belirtirken, “Burada bir ham madde transferi ya da ekonomik faaliyet olduğu iddia edilse de aslında biz başka ülkelerden kirlilik ithal ediyoruz" ifadelerini kullandı.

“Nihai hedef bu alımları sıfırlamak”

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, daha önce bu konuda yaptığı açıklamada, Türkiye'deki geri dönüşüm tesislerinin yeterli hammaddeye ulaşamaması nedeniyle atık ithalatı yapıldığını, plastik atık ithalatına kısıtlamalar getirildiğini ve nihai hedefin bu alımları sıfırlamak olduğunu belirtmişti.

7 günlük yasak

Greenpeace uzmanlarının belirttiğine göre, Türkiye, Ocak 2018'de Çin'in plastik atık ithalatını yasaklamasıyla birlikte ilk sıraya yükseldi. Malezya, Tayland ve Vietnam gibi ülkeler de peşi sıra atık ithalatına kısıtlamalar getirmişti.

Kamuoyundaki tepkiler nedeniyle, Türkiye, 18 Mayıs 2021'de Resmî Gazete’de yayımlanan tebliğle plastik atık ithalatını yasakladı. 45 günlük geçiş süreci sonrası, karar resmi olarak 2 Temmuz’da yürürlüğe girdi.

Sonrasında Ticaret Bakanlığı, 10 Temmuz’da Resmî Gazete’de yayımlanan bir tebliğ ile yasağı geri çekmişti.

“Tehlikenin en aza indirilmesi mümkün”

Prof. Gündoğdu, 7 günlük kısıtlamada Türkiye'nin o yılki atık ithalatını etkilediğini söylerken, 2021 yılının son beş yılda en az plastik atık ithal edilen yıl olduğuna dikkat çekti.

Greenpeace Türkiye Plastik Kampanya Sorumlusu Nihan Temiz Ataş, "Bugüne dek yaptığımız saha araştırmaları, plastik atık ithalatı nedeniyle Türkiye’nin toprağı, havası ve suyunun geri dönülmez bir şekilde kontamine olduğunu ortaya koydu" açıklamasını yaparken, şunları da ekledi:

“Tam bir yasak ile bundan sonraki tehlikenin en aza indirilmesi mümkün.”

“İthal edilen atık miktarı kadar hammadde üretilemiyor”

Türkiye ithal ettiği plastiklerin büyük çoğunluğunu mekanik geri dönüşüme tabi tutuyor. Prof. Gündoğdu, "Bu mekanik kırılma esnasında, makinaya atılan plastiklerin yüzde 40-60 arası bir miktarı geri dönüşüm atığı haline geliyor. Başka bir ifadeyle, atığın da atığı haline geliyor ve hiçbir işe yaramıyor" diyor.

Gündoğdu, ithal edilen atık miktarı kadar hammadde üretilemediğini söylerken, şu değerlendirmeleri yapıyor:

"Türkiye gibi yılda 600 bin ton plastik atık ithal ediyorsanız, bundan ancak 200-250 bin ton hammadde üretebilirsiniz. Bunun da çoğunluğu daha düşük kalitedeki çöp poşeti, ayakkabı tabanı, bazı araba parçaları gibi ürünlere dönüştürülüyor. Geri dönüştürülemeyen kısımlar ya su sistemine karışıyor ya yasadışı bir şekilde çevreye atılıyor ya da geri dönüşüm tesislerinde yakılıyor. Bazı yerlerde bu atıkların çimento fabrikalarına götürüldüğü iddia ediliyor ancak düzgün bir veri izleme sistemi olmadığından bunun akıbetini bilmiyoruz."

Plastik atıkların yakılması yasak mı?

İthal edilen plastik atıkların yakılması hem uluslararası Basel Sözleşmesi'ne hem de Türkiye'nin kendi kanunlarına aykırı bir durum olurken, bu yasağın nasıl delindiğini Prof. Gündoğdu şu şekilde anlatıyor:

"Plastik çöpü ithal edip parçaladıktan sonra ortaya başka bir atık çıktığı için, o atığın niteliği değişmiş oluyor. Onu artık ithal edilmiş değil geri dönüşüm sürecinde ortaya çıkan bir atık olarak değerlendiriyorsunuz ve böylelikle yakılabilir bir atık haline geliyor. Türkiye'nin dört bir yanında gördüğümüz fabrika yangınlarında bunun örneğini sıkça görüyoruz. Bazıları da bunu belediye çöpüymüş gibi atık depolama sahalarına gönderebiliyor."

Plastik atıklar ne kadar tehlikeli?

Plastik atıkların insan sağlığı ve çevre üzerinde yarattığı etkileri 2019 yılında Greenpeace Adana’daki yasadışı plastik atıklar üzerine yaptığı araştırmada ortaya koyarken, toplanan kül, su ve nehir çamuru örneklerinde Türkiye'de bugüne kadar kaydedilen en yüksek seviyede, kanserojen olduğu bilinen dioksin ve furanlar tespit edilmişti.

Prof. Gündoğdu, Adana’da geri dönüşüm tesislerinin çevresindeki sulama kanalları ve nehirlerde "çok ciddi miktarda mikro plastik" olduğunu, bu kirliliğin de Seyhan Nehri üzerinden Akdeniz'e döküldüğünü açıklıyor ve şunları söylüyor:

"Bu yüzden Mersin körfezi şu anda Türkiye'nin en kirli körfezlerinden biri."

“Tamamen yasaklayan bir anlaşma”

Plastik atıklar konusunda gözler Küresel Plastik Antlaşması müzakerelerine çevrildi. BM Çevre Kurulu kararıyla, plastik kirliliği konusunda yasal olarak bağlayıcılığı olan anlaşma için toplantı 25 Kasım-1 Aralık arasında yapılacak. Toplantıya Türkiye'den de bir delegasyon katılacak.

Greenpeace, anlaşmanın Türkiye'ye plastik atık ticaretini durdurmak için büyük bir fırsat olduğunu vurgularken, Ataş "Plastik atık ihracatı tamamen yasaklayan bir Küresel Plastik Anlaşması istiyoruz" açıklamasını yapıyor.

“Türkiye müzakerelerde aktif rol üstlenmeli”

Greenpeace Türkiye, başlattığı imza kampanyasıyla, başta Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olmak üzere ilgili tüm bakanlıkları yasak konusunda adım atmaya çağırıyor.

“Plastiksiz Türkiye Platformu Girişimi” çatısı altında bulunan 19 sivil toplum kuruluşu, anlaşma öncesinde Türkiye delegasyonuna çağrıda bulunarak, küresel plastik kirliliğinin denizler, toprak ve hava başta olmak üzere tüm yeryüzünü tehdit ettiğini belirterek, Türkiye’nin müzakerelerde aktif rol üstlenmesi gerektiğini vurguladı.

Ekonomi