TÜİK Başkanı Erhan Çetinkaya: Şirket kârları enflasyonu yukarı taşıyan etkiye sahiptir
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Başkanı Erhan Çetinkaya, şirket kârlarının enflasyondan bağımsız arttığını belirterek “Türkiye’deki şirket kârları enflasyonu yukarı taşıyan bir etkiye sahiptir, akademik olarak bu gösterilmiştir.” dedi.
Maruf BUZCUGİL/ANKARA
Yıllar sonra ilk kez TÜİK Başkanı gazetecilerle sohbet toplantısında bir araya geldi. Erhan Çetinkaya ekonomi çevrelerinde merak edilen konularla ilgili gazetecilere bir sunum yaptı ve sorularını yanıtladı. Çetinkaya, TÜFE’de kapsanan 100 dolayında ürünün fiyatının hesaplamasından neden vazgeçildiğini anlatmaya çalıştı. Toplantıya EKONOMİ yazarı Alaattin Aktaş’ın TÜİK’in 2022 yılında açıklamayı durdurduğu fiyatları endeks serilerinin izini sürerek hesaplamaya çalıştığı fiyat tablosu damga vurdu.
TÜİK Başkanı bu tablonun kendileri için anlamı olmadığını söyledi. Ortalama fiyat hesaplamalarının değişiklik gösterebileceğini belirten Çetinkaya, “fiyatlar artarken aylık ortalama artış en son akılda kalan en yüksek artışı yansıtmaz.” Dedi. Alaattin Aktaş ise hesaplamayı nasıl yaptığını anlattığı bugünkü yazısında “Enflasyon hesaplaması yapmıyorum, devlet sırrı gibi saklanan fiyatlar üzerindeki perdeyi aralamaya çalışıyorum.” Dedi.
Hızla artan şirket karları enflasyonu körükledi
TÜİK Başkanı Erhan Çetinkaya gazetecilere yaptığı sunumda yüksek şirket karlarını ve enflasyona etkisini sıkça vurguladı. Çetinkaya, “Şirket karları enflasyonun üzerinde artıyor. Türkiye’de şirket karları enflasyonu yukarı taşıyan etkiye sahiptir.” Dedi. Prof. Dr. Ensar Yılmaz’ın şirket karlarının 2018’den ve Covid salgınından sonra nasıl yükseldiğini ortaya koyan araştırmasına atıfta bulunarak, “Türkiye’deki fahiş şirket karları enflasyonu yukarı taşıyan bir etkiye sahiptir, akademik olarak bu gösterilmiştir.” değerlendirmesini yaptı.
“Türkiye’de gelir dağılımında ücretlerin oranı düşüyor, karlılık artıyor.” Bilgisini paylaşan Çetinkaya, “Avrupa’da da durum böyledir: şirket karlarının enflasyon üzerindeki etkisi 45%, işçilik maliyetlerinin ise 4,5%, Ayrıca Türkiye’de şirket kar artışları fahiş, yurtdışında değil.” Dedi.
TÜİK, TÜFE kapsamındaki fiyatları açıklamaktan neden vazgeçti?
TÜİK Başkanı Erhan Çetinkaya, şu bilgileri verdi:
-Fiyatlar artarken aylık ortalama artış en son akılda kalan en yüksek artışı yansıtmaz.
-Fiyat, bırakın 7’li düzeyi 3-4-5 te bile hiçbir ülkede açıklanmıyor
Endeks ise büyük çoğunlukla 4 veya 5’li düzeyde
-Ürün fiyatları aylık ortalama fiyatları içerdiğinden dolayı, bir sonraki ayın 3.’deki cari durumu yansıtamayabilir.
(Özellikle mevsimsel geçişkenliği olan taze meyve-sebze ve giyim gibi..)
-Ürün veya madde denen bileşenler aslında toplulaştırılmış ve yanlış algılamaya sebep olan şeylerdi (örneğin domates 3-4 çeşidin ortalaması, benzinli otomobil: 10 aracın ortalamasıydı) Bu yüzden hiçbir ülke açıklamıyor.
-Bir sonraki ayın 3. gününde enflasyon açıklayan başka bir ülke yok. Az sayıda ülke ayın 7’sinde birçoğu ise 10-15’i gibi açıklıyor.
-2022 öncesi açıklayabiliyordunuz şimdi niye olmuyor? Çünkü 2022 öncesi İTO gibi sadece saha verisi ile (bakkal, manav, pazar, market, hastane, özel okul vb….) açıklıyorduk. 2020 yılında başlayan çalışmalarla artık toplam verinin 50%’si dijital olarak toplanıyor ve veri miktarı kat kat arttı. 500 bin fiyattan, 600 bin fiyata çıktı. (en büyük marketlerin tüm kasa verisi, web scraping vb.)
-Hesap ucu ucuna yetişirken, kalkıp bir de bir anlatıcılığı olmayan fiyatlar hesaplamaktan vazgeçtik, bu yüklü, ağır ve dünyada kimsenin yapmadığı bir iş.
Haziran enflasyonu neden düşük çıktı?
TÜİK Başkanı Erhan Çetinkaya, haziran enflasyonunun düşük çıkmasının nedenlerini “geleneksel olarak yaz aylarındaki fiyat seyri, kur artışlarındaki durgulardaki durgun seyir, ertelenen zamlar” olarak sıraladı. Türkiye’de döviz kurlarının enflasyon üzerinde çok etkili olduğunu belirten Çetinkaya, Haziran enflasyonunun neden düşük çıktığını anlatırken “kurlardaki stabilite”ye işaret etti. Çetinkaya’nın “Kur düşse, fiyatlar da geriler” değerlendirmesi dikkati çekti.
Alaattin Aktaş ne diyor ?
"TÜFE’de kapsanan ürünlerin fiyatlarının ne olduğu. TÜİK madde fiyatlarını açıklamıyor ama bu fiyatlara ulaşmaya yarayacak bir dizi veriyi ilan ediyor. Bazı veriler ise benim arşivimde vardı.
İşte bu aşamada bazı maddeler için hesaplama yapmak çok kolay, bazı maddeler için ise yaklaşık oran kullanmak gerekiyor.
TÜİK bazı kalemler hariç madde bazında fiyat değişimi açıklamıyor. Bu yüzden bazı mal ve hizmetler için grup bazındaki değişimden yola çıkmak gerekiyor.
TÜFE’deki 100 kalem mal ve hizmetin fiyatını bazılarını (doktor ücreti) kesin, bazılarını (sebze) grup bazında açıklandığı için yaklaşık olarak hesaplayıp yazdım.
Yazımı sağından solundan çekiştirmeye kalkışanlar oldu. Neymiş, enflasyon hesaplaması böyle yapılmazmış, fiyatlar böyle belirlenmezmiş; falan filan...
İyi de ben enflasyon hesaplaması yapmıyorum ki, böyle bir niyetim yok ki. Devlet sırrı gibi saklanan fiyatların üstündeki perdeyi aralamaya çalışıyorum.
Eminim siz bu hesaplamanın nasıl yapılacağını daha iyi biliyorsunuz. Elinizi tutan yok, buyurun yapın!"
DİSK’in açtığı dava
TÜİK Başkanı TÜFE kapsamındaki maddelerin fiyatlarının açıklanmamasını yargıya götüren DİSK’in açtığı dava ile ilgili süreci şöyle anlattı:
“CİMER üzerinden hesaplamayı durdurduğumuz bilgileri istediler. İlave hesaplama gerektirdiği için alamadılar. TÜİK’i değil Adalet Bakanlığı Bilgi Edinme Kurulunu dava ettiler. Hukuka aykırı bir yürütmeyi durdurma kararı aldılar. Karar fiili imkansızlık nedeniyle uygulanamadığı için TÜİK yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulundular, savcı soruşturmaya yer görmedi. Anayasa mahkemesine başvurdular.”
TÜFE ve ÜFE arasındaki fark nereden kaynaklanıyor
ÜFE, vergiler hariç hesaplanmaktadır. Elektrik, gıda ve birçok üründe vergiler düşürülerek ÜFE’deki artışın tüketiciye doğrudan yansımasının önüne geçilmiştir. ÜFE’de ağırlığı oluşturan, sermaye malı ve aramalı ürünleri tüketiciyi doğrudan etkilememektedir. Emtia ve enerji fiyatlarındaki global fiyat hareketleri ÜFE’yi doğrudan yukarı taşımıştır. Bunların TÜFE’ye dolaylı etkileri daha sınırlı olmaktadır. ÜFE’de yer almayan hizmetler, TÜFE’de önemli ağırlığa sahiptir. Hizmetlerde fiyat hareketi mallara göre daha sınırlı ve gecikmeli oluşmaktadır. Elektrik, doğalgaz gibi ürünlerdeki fiyat artışları devlet tarafından sübvanse edilerek tüketiciye doğrudan yansıtılmamaktadır. ÜFE’de ise elektrikte santralden çıkış fiyatı derlenmektedir, doğalgazda da sanayi, elektrik üreticisi ve tüketiciye yönelik tüm satışlar kapsanmaktadır. Bu nedenle devlet tarafından yapılan sübvansiyonlar ÜFE’ye yansımazken TÜFE’yi aşağıda tutmaktadır.