TMD: 3 milyar dolarlık taklit ürün piyasası 100 ailenin kontrolünde

Türkiye’de deri aksesuar ve konfeksiyon olmak üzere 3 milyar dolarlık bir taklit pazarı olduğunu söyleyen TMd Yedek Üyesi Vehbi Kahveci, bunun 100 ailenin kontrolünde olduğunu söyledi. Mücadelede siyasi ve politik ilişkilerin devreye girebildiğini söyleyen TMd Başkanı Selçuk Güzenge de kanun ile ilgili değil uygulama ile ilgili sıkıntı yaşadıklarını belirtti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
TMD: 3 milyar dolarlık taklit ürün piyasası 100 ailenin kontrolünde

YENER KARADENİZ

Türkiye’de 2001 yılından bu yana faaliyet gösteren ve üye sayısı 140’e ulaşan Tescilli Markalar Derneği (TMd), bünyesine Türk markaları da dahil etmek için çalışma başlattı.

Derneği yeni dönem Başkanı Selçuk Güzenge, etik kurallar gereği daha önce çok fazla büyüyemediklerine dikkat çekerek bundan sonraki dönemde hazır giyimin yanı sıra sağlıktan kozmetiğe kadar farklı sektörlerden Türk oyuncuları da bünyelerine dahil edeceklerini ve en öncelikli gündem maddelerinden birinin de taklit ile mücadele olmaya devam edeceğini açıkladı.

TMd Yedek Üyesi ve ünlü markaların hukuki temsilcisi Vehbi Kahveci de Türkiye’de deri, aksesuar ve konfeksiyonda 3 milyar dolarlık bir taklit pazarı bulunduğunu belirterek bunun 100 ailenin kontrolünde olduğunu, o ailelerin bunları toptan olarak üretip dağıttığını açıkladı.

Türkiye’den Afrika ülkeleri gibi birçok bölgeye taklit ürün sevkiyatı yapıldığını açıklayan Kahveci, “Bunun ekonomiye hiçbir faydası yok. Buradaki tüm mesele kanuni düzenlemeden çok insan ve eğitimden geçiyor. Bizim de üzerinde çalışmamız gereken konulardan biri bu” dedi.

BAE’den dünyaya taklit ürün dağıtılıyor

Geçtiğimiz haftalarda değişen TMd yeni dönem yönetim kurulu, düzenlenen basın toplantısı ile bundan sonraki döneme ilişkin hedeflerini açıkladı. Yeni dönemde de taklit ile mücadelenin en önemli gündem maddelerinden biri olmaya devam edeceğini belirten TMd Başkanı Selçuk Güzenge, bu kapsamda kamudan iki talepleri olduğunu belirterek, markalar yasası ile bir takım kurallar getirildiğini ancak uygulamada sıkıntı yaşadıklarını anlattı.

Taklitle mücadelenin şikayete bağlı olmaktan çıkarılmasını ve kolluk güçlerinin de gerektiğinde kendiliğinden hareket etme kabiliyetinin olması gerektiğini vurgulayan Güzenge, “Siz gidip savcılıktan izin alana kadar işin içine siyaset, politika girebiliyor ve hakim arama izni vermiyor ve maalesef o mal yerinden kaçıyor.

Çok hakimin işine son verildi arama izni vermediği için. Birleşik Arap Emirlikleri’ne 2-3 milyar dolarlık taklit ürün sevkiyatı yapıldığı ve oradan dünyaya dağıtıldığı söyleniyor. Bu yeni bir gelişme. Bunla başa çıkmak çok da kolay değil. Biz önlemlerimizi alıp ve var olan kanunlarımızı uygulayabilirsek baya bir yol alacağız ” ifadelerini kullandı.

Yerli markalar da taklitle mücadelede

Vehbi Kahveci, 2001 yılında ekonomik krizi sırasında perakendeciler arasında bir dayanışma oluşturmak amacı ile kurulduklarını hatırlattı. Kahveci, bugün gelinen noktada Türkiye’nin bir sına-i mülkiyet hakları kanunu.

Yeni dünyada aktörler fikri ve sına-i mülkiyet haklar tarafından dünyanın her yerinde hakim olmak, çalışmak istiyorlar. Bunun da yolu patentin ve markanın çoğalmasından geçiyor. Bunun için de istikrar ve uzun vadeli öz sermayenin sağlanması gerekiyor. Biz tüm bunları onların sözcüsü TMd olarak ilgili yerlere hep bildirdik ve bugüne kadar geldik” dedi.

Kahveci, şöyle devam etti: “Aslında çok basit gibi görünen fikri ve sına-i haklar sayesinde Türk savunma sanayi bu kadar ileri gidebildi. O nedenle patentiniz varsa bunu yayınlamayabiliyorsunuz. Bu sadece Türkiye’ye has bir durum değil. ABD’de her hangi bir patent tescil ettirmek istediğinizde eğer kendi stratejik planlarına aykırı ise onu sizin adınıza tescil etmiyor.

Dolayısıyla tüm dünyada ekonomik hakların korunmasının en büyük yolu patent ve marka haklarının korunmasından geçiyor. Tüm markalar için öncelik taklidin önlenmesi.

Bu nedenle TMd gerek perakendecilerin problemlerinin dile getirilmesi gerekse AVM’ler konusundaki çalışmalardan çok taklit ile ilgili çalışmalar yapmak üzere planlanıyor. Biz yeniden bu adımları aktif hale getirmek istiyoruz ama bunu yaparken kazandığımız hakları bir tarafa koyup yeni haklar elde etmemiz gerekiyor.

Artık dünyada tesciller tek merkezden yapılıyor, haklar korunuyor. Bir marka için özellikle Afrika ülkelerine satışa gittiğiniz zaman sizden bu markaların tescil edildiğini görüyorsunuz. Bunu da önlememiz lazım. Yeni dönemde özellikle yerli markaların taklitle savaşı konusunda da çalışma yapacağız” ifadelerini kullandı.

“Türk markalarının büyümesine yardımcı olmak istiyoruz”

Yönetim Kurulu Muhasip Simge Telman, TMd’nin yabancı markalar ile ilgili çalışmalarının sürdüğünü ikinci çalışma için de Türk markalarına ağırlık vermek istediklerini söyledi. Türk markalarının gerek yurt içi gerekse yurtdışında büyümesi gerektiğini dile getiren Telman, “Bu markaların neler yaptıklarını tek çatı altında bir birleri ile konuşması gerekiyor.

Markalaşmanın bir yönü tek başınıza tabi ki bir yerlere gelebiliyorsunuz ama birlikten de güç doğar. Biz Türk markalarının da büyümesine yardımcı olmak misyonunu yeni yönetim ile birlikte almak istiyoruz. Sadece tekstil ve hazır giyim değil kozmetikte, sağlık alanında markaları büyütmemiz, yurtdışına tanıtmamız gerekiyor.

Türk markalarını çatımız altında toplayıp hem tecrübelerimiz hem bilgimiz hem de ulaşılabilirliğimiz ile destek olmak istiyoruz” değerlendirmesinde bulundu. TMd Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Füsun Kuran ise ilk kurulduklarında yabancı markaların gelişi tescili ve temsili diye kurulduklarını şimdi çok daha büyük bir kapsama kavuşacaklarını anlatı.

Kuran, “Bir sürü yeni oluşum var bunların hepsine kucak açmak içimizde barındırarak daha büyük topluluk ile ilerlemek istiyoruz. Tescili olan bir markayız perakendenin içinde olmak istiyoruz diyen küçük büyük tüm markaları bekliyoruz. Onları yurtdışına yaşıma şansımız da var” diye konuştu.

Taklitle mücadelede yaşanan sıkıntılar

İzin alıp arama yapana kadar taklit ürünler yerinden kaçırılmış oluyor. Araya siyasi, politik ilişkiler giriyor.
Mahkeme izin için 50 bin TL teminat istiyor. Yakalanacak sahte ürünün değeri o kadar değil. Bu uygulamayı imkansız hale getiriyor.
Kanunda değil, uygulamada sorun yaşanıyor.
Mahmutpaşa, Kapalıçarşı, Merter, Gedikpaşa taklit ürün ile doldu.
Ünlü markaların sitesi de taklit edilerek taklit ürün orijinal fiyatı ile satılıyor
Dünya ticaretinin yüzde 17’si sahte ürünlerden oluşuyor.
Silahta da sahtecilik çıktı.
Parfümde sahtecilik çok yüksek ancak yüzde 5’i yakalanabiliyor.
Deterjanın içine mermer tozu konuluyor.
Yakalanan ürünler marka bilgileri silinerek yeniden pazara sürülmesine müsaade ediliyor.

Ekonomi