TİM Başkanı Gültepe: Kurlar da enflasyon oranı kadar artmalı
TİM Başkanı Mustafa Gültepe, döviz kurlarındaki artışın enflasyonun altında kalmasının, ihracatta rekabet koşullarını zorladığını söyledi.
İmam GÜNEŞ - İSTANBUL
Parite kaybı, talepteki durgunluk nedeniyle fiyat rekabetinin büyük önem kazandığının altını çizen TİM Başkanı Mustafa Gültepe, “Rakiplerimizle rekabet edebilmemiz için fiyat tutturmamız gerekiyor. Bu noktada kurların bizi destekleyecek seviyeye gelmesini bekliyoruz. Enflasyon 3 artıyorsa kurlar da 3 artmalı” dedi.
Türkiye ekonomisinin büyümesine önemli katkı sağlayan ihracatçılar, yılı 250 milyar doların üzerinde tamamlamayı planlıyor. Küresel gelişmelerin etkisiyle de zorlu bir sürece giren ihracatçılar, talebi Türkiye’ye çekmek, yeni yılda da büyüme sağlamak için hazırlıklarını yapıyor. Türkiye ekonomisi ve küresel gelişmeleri değerlendiren Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, TİM’in kapılarını EKONOMİ Gazetesi için açtı. EKONOMİ Gazetesi'ne Türkiye’nin pandeminin etkisiyle ihracatta sağladığı bazı avantajları artık sağlayamadığını söyleyen Gültepe, navlundaki makasın kapandığını, kur etkisiyle fiyat tutturmakta zorlandıklarını, dünyadaki talebin de azaldığını belirtti. Gültepe, “Küresel gelişmelerin olumsuz etkisini azaltmak için pazarları çeşitlendirmeye çalışıyoruz. Avrupa’nın kapasitesi belli. Çok fazla büyüme şansımız yok. Bu nedenle büyüme potansiyeli yüksek olan Güney Amerika, Kuzey Amerika ve Asya pazarlarındaki payımızı artıracak çalışmalar yapacağız. Ancak rakiplerimizle rekabet edebilmemiz için fiyat tutturmamız gerekiyor. Fiyat tutturma noktasında kurların bizi destekleyecek seviyeye gelmesini bekliyoruz. Rekabet edeceğimiz bir ortamın oluşmasını istiyoruz. Enflasyon 3 artıyorsa kurlar da 3 artmalı. Biz de maliyetimizi bilerek fiyatımızı belirleyebiliriz” dedi.
TİM Başkanı Mustafa Gültepe’de satırbaşları şöyle:
HER ŞEY YOLUNDA GİTSEYDİ İHRACAT 270 MİLYAR DOLARI AŞARDI
* Pandemide çok büyük bir avantaj sağladık. Gelen talebe çok hızlı cevap verdik. Çin, üretimi kapatmıştı. Her yerde belirsizlik vardı. Bunu iyi değerlendirdik. İhracatımız bir yılda yüzde 33 arttı. Az buz değil, büyük başarı. Son 3-4 aydır kurlar olumsuz etkiliyor. Özellikle sezonluk çalışanlar daha fazla etkileniyor. Aynı şekilde paritenin olumsuz etkisi de büyük.
*Tüketimde azalma oldu. Lojistik avantajımız da kalmadı. Navlundaki makas kapandı, normale döndü. Durgunluk da var.
* Ancak yakın ve geleneksel pazarlarla gelişen ilişkilerimiz ihracatımıza da olumlu yansıdı. Suudi Arabistan’a ihracatımızda her şey yoluna girdi. İhracatımız bir ara 12 milyon dolara kadar düşmüştü. Son aylarda çok ciddi artış sağlıyoruz.
* Bu yıl hemen hemen her sektörümüz yüzde 15’ten aşağı büyümedi. Son 12 aydaki büyüme oranımız yüzde 17, yılın 10 ayında ise yüzde 15. Son 3-4 ayda düşüşler başladı.
* Yılsonu 250 milyar doları geçeceğiz. Son dönemde serbest bölgelerin ihracata önemli katkısı var. Parite kaybı, resesyon etkisi, sipariş kayıpları olmasaydı ihracat 270 milyar doları geçerdi. Sadece parite 1,15’te kalsaydı bugün 263 milyar doları konuşabilirdik.
* Küresel gelişmelerin olumsuz etkisini azaltmak için pazarları çeşitlendirmeye çalışıyoruz. AB ülkelerinin dışında da daha fazla pay almak istiyor. Çalışmalara başladık.
* Ocak ayının sonunda Ticaret Bakanımızla birlikte Venezuela’ya gideceğiz. Uzak Pazarlar Strateji’sini etkin bir şekilde uygulamak istiyoruz.
HER AY BİR YAKIN BİR DE UZAK PAZARA ZİYARET
* AB’nin kapasitesi belli, büyüyeceğimiz alanlar belli. Ancak daha fazla büyütme şansımız yok. Bir yılda yüzde 5-10 bandında büyüyemeyiz. Ama hiç olmadığımız ya da potansiyeli büyük olan pazarlardan pay alma şansımız çok daha yüksek. Özellikle Güney Amerika… İhracatımızdan yüzde 1,5-2 arasında bir pay alıyor. Çok düşük. Asya pazarları da düşük.
Kuzey Amerika ihracatımızdan yüzde 7 pay alıyor. Yüzde 10’un üzerine çıkabilir.
* 2023 yılında her ay bir yakın bir de uzak pazara gideceğiz. Kadroyu bu plana göre bölgelere böldük.
* Ocak ayından itibaren ihracatçı birliklerimizin 250 bin TL olan üst sınırı artırılacak. Böylece daha fazla heyet ve fuar organizasyonu yapabilecekler.
KURUN BU SEVİYEDE KALMASINI DOĞRU BULMUYORUM
* Politika faizi 9’a düştü. İhracatçı olarak yüzde 5 olmasını tercih ederiz. Finansmana ulaşmak istiyoruz, dolayısıyla kredinin ucuz olması lazım. Faiz düşük olduğunda normalde dövizin de yukarıda olması gerekiyor. Finansmana ulaşabilirsek düşük faiz işimize geliyor. Faizlerin Bu açıdan inmesini doğru buluyorum ama kurun bu seviyede kalmasını doğru bulmuyorum.
* Faiz yukarı çıksa, döviz aşağıya gelse hem ucuz maliyetli para bulamayız hem de aldığımız para azalacak. Bir kapan oluşur. Bazı adımlar enflasyonu artırmamak için yapılıyor.
* Fiyat tutturma noktasında kurların bizi destekleyecek noktaya gelmesini bekliyoruz. Rekabet edeceğimiz bir ortamın oluşmasını istiyoruz. Enflasyon 3 artıyorsa kurlar da 3 artmalı. Biz de maliyetimizi bilerek fiyatımızı belirleyebilelim.
TÜRK DİZİLERİNİN GÜCÜNÜ KULLANACAĞIZ
* Türk dizilerin pozitif etkisini değerlendirmek istiyoruz. Özellikle Latin Amerika’da çok fazla izleniyor. Hizmet İhracatçıları Birliği Başkanı Ahmet Bolat ile de bu konuda istişare ediyoruz.
* Hangi ülkede hangi sektörlerin daha avantajlı olacağını ortaya koyarak, dizilerle ilgili nasıl bir eşleştirme yapacağımızı belirleyeceğiz. Birlikte organize edeceğiz. Latin Amerika’da hangi ülkeye gidersek hizmet sektörüyle birlikte neler yapabileceğimizi konuşacağız. Bundan sonra birlikte hareket ederek hem mal hem hizmet sektörünün ihracatını geliştireceğiz.
2023’ün ilk çeyreği sisli, bütçelerde kısıntı yapacağız
* 2023’ün ilk çeyreği net görünmüyor. Görüntü oldukça sisli. Sektör bazlı değişkenlik olmasına rağmen genel olarak netlik yok. Geçmişe kıyasla bazı noktalarda bütçe kısıntısı yapacağız. Belki aynı ciroları ve hedefl eri yakalayamayabiliriz.
* Bütçeleri yüzde 15-20 küçülterek gideceğiz. 3 ay sonra oturup, dünyanın gidişatını ve ekonomik koşulları değerlendirerek revize ederiz.
* Firmaların sermaye yapıları eridi. Enfl asyon muhasebesinin uygulanması gerekiyor. Bu yönde beklentimiz var.
* EYT çıkacaksa, bundan etkilenecek firmalar için uygun kredinin sağlanması lazım.
Asgari ücreti artırmakla bir noktaya gelemeyiz
* Türkiye’de asgari ücretin 300-350 dolar arasında olması lazım. Maliyet 500 dolar olursa karşılayamayız. Asgari ücreti sürekli arıtmakla bir noktaya gelemeyiz. Fiyat artışlarının da durması lazım. Zam yapıyorsunuz çalışan yine mutsuz. Çünkü sokağın, pazarın reaksiyonu farklı. Yüzde 30-40 zam yapsan da pazarda yüzde 70-80 zam oluyor. Denetimin sağlanması lazım. Çalışanlar diyor ki “Z am olmasın ama fiyat da artmasın.”
Eximbank kaynakları yeniden açıldı
* Finansmana erişim kolay ve ucuz olmalı. İhracatçının, “Nasıl üretirim, nasıl satar” bunu düşünmesi lazım, nasıl para bulacağını değil. Yoksa tüm zamanımız para bulmaya kayıyor. Biz ihracatı artırıp destek oluyorsak, bu ölçüde ulaştığımız kredi de artmalı.
* Eximbank, kaynak kullandırmada son 2 aydır eskisinden daha iyi. Kaynaklar eskiye istinaden daha fazla açıldı. Piyasaya kullandırılan günlük krediler 50 milyon dolardan 150 milyon dolarlara kadar çıktı. Günlük ortalaması 120 milyon dolara ulaştı.
* İhracatı Geliştirme AŞ (İGE) krediye ulaşmada önemli bir aracı oldu. İGE ile tamamen kefalet sağlıyoruz. İhracatçının kullandığı kredinin teminatını sağlıyoruz. İGE teminatıyla verilen kredi 10 milyar TL’yi geçti.
TİM Başkanı Mustafa Gültepe, EKONOMİ Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ, Genel Koordinatörü Vahap Munyar ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Handan Sema Ceylan’ın sorularını yanıtladı.
Hazır giyim ve tekstilde talep Hindistan ve Pakistan’a kaydı
Hazır giyim ve tekstilde siparişler Hindistan ve Pakistan’a kaydı. Hindistan özellikle son dönem agresif büyüdü. Bangladeş de hemen arkalarında geliyor. 2010 yılında Bangladeş’in hazır giyim ve tekstil ihracatı 12 milyar dolar, bizim ise 15 milyar dolardı. Çok hızlı büyüdüler. Bugün 45 milyar dolar ihracatları var.
Hindistan, Pakistan bizden yüzde 20 daha ucuz. Türkiye ile orası arasında enerji maliyetleri de fark ediyor. Onlarda 8-10 cent olan enerji maliyeti bizde minimum 22 cent. Avrupa’ya göre enerjide çok ucuz olduğumuz söyleniyor. Ama Türkiye’nin rakibi Avrupa değil, diğer ülkeler. Biz Avrupa ülkelerinin ürettiği ürünü Avrupa’ya satmıyoruz, diğer ülkelerden aldığımız ürünü Avrupa’ya satıyoruz. Aldığımız baz Asya ülkeleri. Tekstilde yüzde 30-40 enerji girdisi var. Enerji maliyetlerinde rekabetçi değiliz.
Satışların azalışı ve fiyat verme durgunlukta etkili oldu. Hazır giyim ve tekstilde kapasite kullanım oranları yüzde 70’e geriledi. En az 10 puanlık kayıp var. Sadece takım elbise ve mont üreticilerinde doluluk var. Durgunluk mart ayına kadar bu durum devam edecek gibi görünüyor. Bizim pandemide yaşadığımız doluluğu şimdi Pakistanlı, Hindistanlı rakiplerimiz yaşıyor.
Kurlar böyle devam ederse Uzakdoğu’dan aldığımız payı onlar bizden geri alır. Dünya alımlarını aynı seviyede artırırsa tercih Uzakdoğu olur.