Teşvikte finansman ayağı güçlendirilecek
Ekonomi yönetimi, Şanlıurfa'da önemli açıklamalarda bulundu. Sanayi Bakanı Kacır, yeni teşvik sisteminde sürecin tamamladığını belirtirken Enerji Bakanı Bayraktar "Suriye ve Lübnan'e elekrtik ihraç edilebilir" dedi. Bakan Mehmet Şimşek ise enflasyonu düşürecek 4 faktörü dile getirdi.
Ekonomi Yönetimi, Yeni GAP Eylem Planı İstişare Toplantısı ve yılın son Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) Toplantısı’nın ardından gazetecilerle bir araya gelerek gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fatih Kacır, Hazır giyim, tekstil, deri, ayakkabı ve mobilya sektörlerinde işletmelerin istihdam seviyelerini korumaları şartıyla çalışan başına aylık 2,500 TL’ye kadar destek başlatacaklarını açıkladı. Kacır, “Bu sektörlerde halihazırda 1,2 milyondan fazla kişi istihdam ediliyor. Elbette bu sektörlerin rekabet gücünü ve üretimini korumayı hedefliyoruz. Bunun için de KOSGEB eliyle çalışan başına 2,500 liraya kadar bir destek sunacağız” dedi.
Hazır giyim, tekstil ve deri sektörü temsilcileri geçtiğimiz günlerde yaptıkları ortak açıklamada, artan maliyetler karşısında daha fazla istihdam kaybı yaşanmaması için üretici ve ihracatçıların desteklenmesi gerektiğini belirtmiş, özellikle emek yoğun sektörlerde işçilik maliyetinden kaynaklanan yükün paylaşılması çağrısı yapmıştı. "Çok yalın bir program olacak" diyen Bakan Kacır, 2024 sonundaki istihdam seviyesini koruyan KOBİ’lere aylık ödemeler yaparak her bir çalışan için 2,500 liraya kadar destek verileceğini kaydetti.
Programın başlangıç tarihinin Ocak 2025 olacağını belirten Kacır, “Yani Ocak’ta istihdamı korumuşsa Şubat’ta destek ödemesini KOBİ’lerimiz alacak” diye konuştu. Bakan Kacır, hazırlıkları yapılan yeni teşvik sisteminde süreci tamamladıklarını belirterek, “Önümüzdeki haftalarda ilan edeceğiz. Ana yaklaşımı il-sektör eşleşmesini kuvvetlendirmek olacak. Her bir ilin sahip olduğu ekonomik potansiyeli değere dönüştürecek yatırımlara Türkiye’de en ileri destekleri, teşvikleri veriyor olacak” dedi. Kacır eski ile yeni teşvik sisteminin farkını ise şöyle anlattı: “Yine sistemde vergi indirimleri bir önceki sisteme göre biraz daha sınırlı düzeyle uygulanırken; finansman destekleri, yani yeni yatırımlar için faiz, kâr payı destekleri ve yine makine teçhizat alımlarında özkaynak desteği uygulamalarıyla aslında finansman ayağını teşvik sisteminde mevcut halinden çok daha güçlü bir noktaya taşımış olacağız.”
Teşvik sisteminde dört, beş ve altıncı bölgeler arası mukayeseyle ilgili bir soruya ise Kacır şöyle yanıt verdi: “Mevcut sistemde özellikle altıncı bölgede istihdam teşvikleri çok etkin çalışıyor, ama önümüzdeki dönemde bu sektör-şehir eşleşmesini daha güçlü kılarak aslında her şehirde kendi taşıdığı potansiyele yönelik daha güçlü istihdam teşvikleri de sunacağız ve böylelikle hiç kimsenin dezavantajlı olmadığı, herkesin kendi değerini bir şekilde kıymetlendirebildiği bir sistemi inşallah şehirlerimize, ülkemize kazandırmış olacağız.”
“SANAYİ ALANLARININ PAYINI HIZLA BÜYÜTMEMİZ LAZIM”
Sanayi alanlarına ilişkin master planını da kamuoyuyla paylaşılacağını belirten Kacır, “Mevcuttaki planlı sanayi alanlarımızın Türkiye’nin toplam yüzölçümündeki payı yüzde 0,2 düzeyinde. Tüm sanayi yatırımlarının ve sahip oldukları sanayi alanlarının toplam yüzölçümümüzdeki payının da yüzde 0,4’ün altında olduğunu gözlemliyoruz. Bunu hızla büyütmemiz lazım” diye konuştu.
ŞİMŞEK'TEN ENFLASYONU DÜŞÜRECEK "4 FAKTÖR"
Enflasyonun 2025'te düşmeye devam edeceğini vurgulayan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de enflasyonun 4 sebepten dolayı düşmeye devam edeceğini savunarak ilk olarak para politikasının gecikmeli etkisine dikkat çekti. Şimşek, para politikasının dezenflasyonist sürece gecikmeli etkisinin 18 ay boyunca söz konusu olacağını açıkladı. İkinci olarak 2025 yılında bütçe açığının yaklaşık yüzde 5 civarından yüzde 3 civarına düşürmeyi hedeflediklerini anlatan Şimşek, bütçe açığındaki azalmanın da dezenflasyonist sürece net katkı yapacağını kaydetti.
Üçüncü olarak, yönetilen yönlendirilen fiyatlar konusuna işaret eden Şimşek, bu konuda da “maksimum hassasiyet” gösterildiğini savunarak, “Örneğin 2024 yılında doğalgaz, elektrik fiyat artışları yüzde 38 civarı oldu, yani Merkez Bankası’nın orijinal hedefine paralel gitti. 2025’te de benzer yaklaşım içinde olacağız” dedi.
Akaryakıt ve tütün ürünleri ÖTV’sinde de enflasyon hedefini tehlikeye atmayacak bir yaklaşım içerisinde olacaklarını vurgulayan Bakan Şimşek, şu görüşleri paylaştı: “Zaten yurt içi ÜFE kadar, daha doğrusu son 6 aylık yurt içi ÜFE oranında normal şartlar altında ÖTV’de bir artış söz konusu olacakken, ki bu oran oldukça düşük, yani enflasyon yıl sonu açıklanmadığı için tam bir rakam vermem doğru olmaz, ama göreceksiniz ki 2025 enfl asyonu tehlikeye atmayacak şekilde olacak. Belki akaryakıtta bir değerlendirmeye gidebiliriz, sınırlama anlamında, yeniden değerleme oranıyla artan diğer birçok harç ve ücret zaten enflasyon sepetinde yok, onlar hane halkının dönemsel olarak aldığı hizmetler karşılığında verilen hizmetler. Dolayısıyla burada önümüzde enerji fiyat ayarlamaları çok kritik. Yönetilen yönlendirilen fiyatlarda, akaryakıt ÖTV’si önemli, bir de tütün ürünlerindeki ÖTV, diğerlerinin enflasyon üzerindeki etkisi olmadığı veya çok sınırlı olduğu için onları ayrı bir çerçevede değerlendiriyoruz. Bütçede gelir ayağı perspektifiyle bakıyoruz, ama diğer yönetilen yönlendirilen fiyatlarda Merkez Bankası’nın 2025 hedefini ciddi bir şekilde dikkate alacağız.”
Bakan Şimşek, dördüncü olarak arz yönlü dezenflasyon politikasına işaret ederek “Hem gıda arzı, hem enerji arzı, hem sosyal konut arzı, dolayısıyla bütün bunlar etkili olacak” diye konuştu.
Yılmaz: Asgari ücretli sayısıyla ilgili yanlış yorumlar yapılıyor
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Enflasyonda çok ciddi sapma olması durumunda asgari ücreti değerlendiririz” açıklamalarının hatırlatılması üzerine Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Yılmaz, şöyle konuştu:
“Biz bir sapma beklemiyoruz. 2025’te çok daha güçlü şekilde dezenflasyon sürecini devam ettireceğiz. Önemli olan satın alma gücüdür. Bugün bir artış yaparsınız, yarın ondan daha yüksek enflasyon olur, hiçbir anlamı kalmaz. Bu asgari ücret. Asgari ücretli sayısıyla ilgili yanlış yorumlar yapılıyor, yüzde 50’si gibi şeyler söyleniyor. 33 milyon çalışan içinde 6,7 milyon kişi. Bunun da bir kısmı eksik kayıtlılık. Dolayısıyla bu istatistiklere bakıp herkes bu kadar alıyor diye düşünmek doğru değil.”
Suriye’de ortam iyileştikçe gönüllü ve güvenli geri dönüşün artmasını beklediklerine işaret eden Yılmaz, Türkiye’de yaşayan Suriyelilerin burada geliştirdikleri ilişkilerin yeni dönemde köprü vazifesi göreceğini bildirdi. Yılmaz, Batı’nın Suriye’ye yönelik yaptırımlarının bir önceki rejime yönelik konulduğunu ve yeniden değerlendirilmesi gerektiğini anlattı.
Bolat: Önceliğimiz Suriye ile ticaret
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Bakanlığın gelecek yılda öncelik vereceği alanlara değinerek, “Önceliğimiz, Suriye ile ticaretin yeni şartlara göre düzenlenmesi, ticaretin, yatırımların arttırılması, Suriye’deki yeni dönemin istikrarlı, güçlü ve Türkiye açısından da güney sınırlarımızda güven veren komşumuzun varlığının ortaya çıkmasıdır” dedi.
Bolat, Suriye ile 2007’de imzalanan ve yarım kalan bir serbest ticaret anlaşması olduğuna işaret ederek, şu değerlendirmede bulundu: “Onu yeni yönetim, hükümet ve bakanlar tam olarak belli olduktan ve idareyi tamamıyla devraldıklarından sonra ele alacağız. Bizim bakış açımız, serbest ticaret anlaşmasının devam etmesi. Bizim açımızdan hukuken devam ediyordu, fiilen durdurulmuştu. Ticaret şu ana kadar bazı genelgelerle yürütülüyordu. O, normal düzene konulacak.” Bolat, 2024 yılı dış ticaret ve cari işlemler açığının çok büyük oranda azalmasıyla bu konuda çok olumlu bir gelişme yaşandığını belirterek, para ve döviz piyasalarında sağladıkları istikrarlı süreçte bu gelişmenin önemli katkısı olduğunu ifade etti.
“AB, İngiltere ve Körfez ile müzakereler sürecek”
Bolat, Avrupa Birliği (AB) ile mevcut Gümrük Birliği’nin sıkıntılı konularının çözüme kavuşturulması için müzakerelere devam edileceğine dikkati çeken Bolat, İngiltere ile serbest ticaret anlaşmasının hizmetler sektörlerine genişletilmesi müzakerelerinin de süreceğini kaydetti. Körfez İşbirliği Konseyi ile mal ve hizmetleri kapsayan STA müzakereleri hızlandıracaklarını bildiren Bolat, Türk Devletleri Teşkilatı, Rusya ve Ukrayna ile ilişkiler, Afrika ülkeleriyle yatırım ve ticaret ilişkilerinin artırılması, uzak ülkeler stratejisinde Güney Amerika’dan Asya’ya olan eksende ihracatı artırma çabalarının devam edeceğini söyledi.
Bayraktar: Suriye ve Lübnan'a elektrik ihraç edebiliriz
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, rüzgar ve güneş enerjisi santrallerinin bir an önce devreye alınmasına yönelik çalışmalarda sona yaklaşıldığını belirterek, “Konuyu ilk çeyrekte Meclis gündemine taşımayı planlıyoruz. Çünkü iddialı yenilenebilir enerji hedeflerimiz var. Şu anda hedefimizdeki enerjinin tamamını rüzgar ve güneşten karşılıyoruz. 120 bin megavata 11 yıl içerisinde gitmemiz lazım, izin süreçlerini mutlaka hızlandırmamız gerekiyor” dedi.
Türkiye’nin yer altı kaynaklarının ekonomiye kazandırılmasının önemine değinen Bayraktar, bu adımın cari açığı azaltma ve istihdama katkı sağlama açısından kritik olduğunu dile getirdi. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) özelinde enerji teşebbüslerinin kurumsal yapılarının güçlendirilmesine yönelik düzenlemeler yapılacağını da açıklayan Bayraktar, bu düzenlemelerin 2025 yılı içinde hayata geçirilmesinin planlandığını bildirdi.
Suriye’ye yönelik enerji ve elektrik hizmetleri konusunda değerlendirmede bulunan Bayraktar, Türkiye’den bir ekibin Şam’da enerji altyapısının değerlendirilmesi için çalışma yaptığını söyledi.
Bayraktar, Suriye’de şu anda elektrik ve enerji hizmetlerinin Türkiye üzerinden sağlandığı yerler olduğunu belirterek, şunları kaydetti: “Özellikle harekat bölgeleri, İdlib, Afrin, diğer bölgeler. Ama ötesinde, Halep ve daha güneyde ilk tespitlerimiz şöyle: 8 bin 500 megavat savaş öncesi kurulu güce sahip Suriye, bunun yaklaşık 5 bin megavatını kaybetmiş. Şu anda 3 bin 500 megavatlık kurulu gücü var. İnsanların büyük çoğunluğu jeneratörlerle elektrik ihtiyaçlarını karşılıyor.”
Suriye ve Lübnan’ın elektrik ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla ilk etapta Türkiye’den elektrik ihracatı yapılabileceğini dile getiren Bayraktar, iletim şebekesinin durumunun da ortaya çıkması gerektiğini dile getirdi. Bayraktar, Suriye’nin enerji kaynaklarının ekonomiye kazandırılması konusuna ilişkin, “Heyetimizin içerisinde petrol ve doğal gazla ilgili yapılabilecekleri görmek üzere bir temsilci grubumuz da var. Onlar da 2011 öncesinde 350 bin varillere ulaşan günlük petrol üretimi olan Suriye bugün neler yapabilir, onunla ilgili ilk çalışmaları yapmış olacaklar” değerlendirmesinde bulundu.