Tekstilde kriz derinleşiyor: Türkiye numune ülkesi oldu, kazanan ise Mısır!

Tekstil sektöründeki kriz derinleşiyor. Büyük firmalar, üretim maliyetlerini düşürmek için Mısır gibi daha ucuz ülkelere yönelirken, küçük atölyeler ayakta kalma mücadelesi veriyor. Sektörde uzun yıllardır faaliyet gösteren Aslan, durumu “Biz üretiyoruz, kazanan ise Mısır” sözleriyle özetledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Tekstilde kriz derinleşiyor:  Türkiye numune ülkesi oldu, kazanan ise Mısır!

Bir zamanlar Türkiye ekonomisinin lokomotiflerinden biri olan tekstil sektörü, son yıllarda giderek derinleşen bir krizle karşı karşıya. Özellikle küçük ve orta ölçekli üreticiler, artan maliyetler ve azalan siparişlerle ayakta kalmakta zorlanıyor. 30 yıllık deneyimiyle sektöre tanıklık eden Erol Aslan, krizin etkilerini, nedenlerini ve iş gücündeki dönüşümü çarpıcı ifadelerle anlattı.

Erol Aslan, henüz çocuk yaşta adım attığı tekstil sektöründe, 1990’ların altın çağında ustalaşmış bir isim. Ancak bugün, o hareketli günlerden eser kalmadığını dile getiriyor:

“Eskiden makineler sabah açılır, gece yarısına kadar durmadan çalışırdı. Merter, Osmanbey, Laleli’deki atölyelerde sipariş yetiştirmek için herkes yoğun bir tempoda çalışıyordu. Şimdi ise makineler çalışsa da kazanç yok. Hatta bazı günler, makineleri hiç açmadan geçirdiğimiz oluyor.”

Tekstil sektörü, yıllardır süregelen krizle birlikte ciddi bir belirsizliğin içine sürüklendi. İstanbul’un eski üretim merkezlerinden birinde faaliyet gösteren usta terzi Erol Aslan, yaşanan dönüşümü şu sözlerle özetliyor:

"Bugün gömlek dikiyoruz ama yarın ne olacağını bilmiyoruz. Eskiden işler planlıydı, firmalar siparişlerini aylar öncesinden verir, atölyeler üretim sürecini ona göre ayarlardı. Şimdi ise günübirlik siparişlerle çalışıyoruz. Hem işveren hem de çalışan için büyük bir belirsizlik var."

Atölyede o gün gömlek üretimi yapılıyor. Ancak Aslan, sektörün artık eskisi gibi düzenli bir işleyişe sahip olmadığını belirtiyor. Sürekli değişen piyasa koşulları ve azalan siparişler, üreticileri zorluyor. Tekstil sektörünün kalbinde yaşanan bu belirsizlik, yüzbinlerce çalışan için de ciddi bir gelecek kaygısı yaratıyor.

Aslan’a göre Türkiye tekstilinin gerilemesinin temelinde üç önemli sorun yatıyor: Üretim maliyetlerindeki artış, dolar kuru, iç piyasada daralma ve talep eksikliği...

"Türkiye numune ülkesi oldu, kazanan Mısır!"

Tekstil sektörü, üretimde yaşanan büyük değişimle birlikte zor günler geçiriyor. İstanbul'da yıllardır üretim yapan usta terzi Erol Aslan, büyük firmaların üretimi yurt dışına kaydırmasının sektörde dengeleri altüst ettiğini belirtiyor.

Aslan, "Türkiye artık sadece numune ülkesi oldu. Koleksiyonlar burada hazırlanıyor, ama seri üretim Mısır’a kaydırılıyor. Ustabaşılarını bile yurt dışına gönderiyorlar. Sonra orada ürettirdikleri ürünleri getirip Türkiye’de satıyorlar. Biz burada emeğimizi veriyoruz, ama parayı Mısır kazanıyor." dedi

Aslan’a göre, bu durum atölyelerin kapanmasına ve yerli üreticilerin zor durumda kalmasına neden oluyor. İşçilik maliyetlerinin daha düşük olduğu ülkeler tercih edilirken, Türkiye’deki emek gücü giderek devre dışı kalıyor. Tekstil sektörünün geleceği belirsizliğini korurken, yerli üreticiler çözüm bekliyor.

"Gençler çalışmak istemiyor"

Tekstil sektöründe yaşanan kriz, yalnızca üretimi değil, iş gücü yapısını da köklü şekilde değiştirdi. BirGün'de yer alan habere göre, İstanbul’daki atölyelerde artık yerli işçi bulmak neredeyse imkânsız hale geldi.

Sektörde 30 yılı aşkın deneyimi bulunan usta terzi Erol Aslan, değişimi şu sözlerle anlatıyor:

"10 kişilik bir atölyede 5-6 kişi yabancı oluyor. Suriyeli, Afgan, Türkmen, hatta Afrikalı işçiler çalışıyor. Eskiden Moğol işçiler vardı, şimdi ise ağırlıklı olarak Afganlar var. Genç Türkler bu işi yapmak istemiyor."

Yerli işçilerin sektörden uzaklaşmasının en büyük nedenlerinden biri, düşük maaşlar ve ağır çalışma koşulları. Küçük atölyeler kapanma noktasına gelirken, büyük firmalar üretimlerini yurt dışına kaydırıyor. Tekstil sektöründeki bu iş gücü değişimi, Türkiye’de emeğin geleceği açısından da endişe yaratıyor.

Erol Aslan: 10 yıl sonra Türkiye’de sadece büyük fabrikalar kalır

Türkiye'nin tekstil sektörü, hala önemli bir istihdam kaynağı ve ihracat kalemi olmasına rağmen, küçük ölçekli üreticiler hızla sistemin dışında kalıyor. Erol Aslan, sektördeki bu dönüşümü ve geleceğe dair endişelerini şu sözlerle dile getiriyor:

"Bu gidişle 10 yıl sonra Türkiye’de sadece büyük fabrikalar kalır. Küçük atölyeler ya tamamen kapanır ya da fason üretimden başka bir şey yapamaz. Oysa bu sektör bir zamanlar milyonlarca kişiye umut veriyordu."

Aslan, sektörün hızla merkezileşmesinin ve büyük firmaların üretimi yurt dışına kaydırmasının sürdürülebilir olmadığını belirtiyor. Küçük ölçekli üreticilerin ve atölyelerin zorluklarla baş etmeye çalıştığı bu dönemde, tekstil sektöründeki iş gücü ve üretim yapısındaki değişiklikler, Türkiye’nin gelecekteki ekonomik ve istihdam politikaları açısından ciddi soruları gündeme getiriyor.

 

 

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız
Ekonomi