"Tekelleşmeye karşı ‘ayrışma’ sağlansın"
Vodafone Türkiye “Dijitalleşme Yolunda Sabit Genişbant Politikaları” başlıklı bir rapor açıklayarak, ‘fiber reformu’ talep etti.
Handan Sema CEYLAN
“Dijitalleşme Yolunda Sabit Genişbant Politikaları” başlıklı bir rapor açıklayan Vodafone Türkiye, dijital ekosistemin geliştirilmesi için ‘fiber reformu’ talep ediyor. Vodafone Türkiye CEO’su Engin Aksoy, “Türkiye’nin önündeki 15-20 yılda fiili bir tekel oluşmamasının yolu yapısal ayrışma ve ortak altyapı şirketi” tespitini vurguladı.
Vodafone Türkiye “Dijitalleşme Yolunda Sabit Genişbant Politikaları” başlığında açıkladığı raporla, “fiber reformu” talep etti. “Fiber tüm Türkiye’nin meselesidir” şeklinde konuşan Vodafone Türkiye CEO’su Engin Aksoy, dijitalleşmenin Türkiye için asla vazgeçilmemesi gereken bir yolculuk olduğunu vurgulayarak, “Bunun için üç konuyu gündeme getirmek istiyoruz. İlki fiber altyapının yaygınlaştırılması için ‘ayrışma’ gibi yapısal reformlar hayata geçirilmeli. Yani altyapı ve perakende hizmetleri bağımsız iki ayrı şirket olmalı. Ayrışma ile eş zamanlı olarak ortak bir altyapı şirketi kurulmalı. Lisans uzatma sürecini reformlar için bir fırsat olarak değerlendirmeli” dedi.
Vodafone’un yeni raporu, Vodafone Türkiye CEO’su Engin Aksoy ve Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Süel’in katılımıyla düzenlenen toplantıda tanıtıldı. Toplantıda 2026 yılında yapılacak lisans uzatma sürecinin reformlar için bir fırsat sunacağı, sürecin şimdiden konuşulmaya başlanırsa, sakin bir şekilde değerlendirme fırsatı olacağı öne sürüldü.
Vodafone Türkiye CEO’su Engin Aksoy, toplantıda yaptığı konuşmada “Uluslararası tarafsız araştırmalar, yaklaşık 90 ülkenin değerlendirildiği fiber gelişmişlik endekslerinde Türkiye’nin ancak 50. sıralarda yer aldığını gösteriyor. Sabitte lisans uzatmanın da yapılacağı önümüzdeki birkaç yılın ülkemiz için kritik bir dönüm noktası teşkil ettiğini düşünüyoruz. Dijital dünya şaşırtıcı bir hızla ilerliyor ve biz geride kalıyoruz. Türkiye’nin Güney Kore ile aynı yoğunluğa ulaşması için fiber hattını 2 milyon kilometreye çıkarması ve bunun için fiber hattını her yıl bir önceki yıla göre yüzde 17 artırması gerekiyor. Bu durumda ortaya çıkacak etkiler, her yıl Türkiye GSYH’sine yüzde 2,2’lik bir katkı sağlayabilir. Diğer bir deyişle, mevcut düzende devam edersek, her yıl 19 milyar dolarlık bir değerden mahrum kalacağız” diye konuştu. Aksoy, Türkiye’nin dijital devrimi için yapısal ayrışmanın gerçekleşmesi, ayrışmayla eş zamanlı olarak ortak altyapı şirketinin kurulmasına giden yolun açılması, lisans uzatma sürecinin yapısal reformlar için fırsat olarak değerlendirilerek hakkaniyetli bir şekilde uzatmanın yapılmasının öncelikli olduğunu söyledi.
RAKİPLERİN HER İKİSİ DE AYNI FONUN
Aksoy, sorulan bir soru üzerine rakiplerinin ikisinin de Türkiye Varlık Fonu şirketleri olması durumunu, “Sektördeki 3 şirketin biz dışındaki sahipleri aynı olmamalı. Tek bir şirket de altyapı yatırımını yapmamalı, çünkü bu yatırım istenildiği ölçüde yapılamıyor. Tek bir şirket her şeyi yapamaz onun için ortak şirket olması lazım” şeklinde değerlendirdi.
SÜEL: SEKTÖRDE REKABET VE KAMU MENFAATİ SAĞLANIR
Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Süel de, “Avrupa’daki düzenleyici ve denetleyici otoritelerin bir araya gelerek oluşturduğu BEREC de ayrışmanın rekabet aksaklığına uygun bir çözüm olduğunu ifade ediyor. Nitekim Avrupa mevzuatında da bunun yeri var. Diğer ülkelerde işe yaradığı kanıtlanmış, fiber altyapının tüm potansiyelini açığa çıkaran ve vatandaşlar ve işletmeler için daha hızlı, daha uygun fiyatlı internet erişimi sağlayan bu modeli benimsememiz gerekiyor. Dolayısıyla, önerdiğimiz ayrışma modeli, aslında daha önce devlet kurumlarının da işaret ettiği ve elektrik sektöründe de uygulanan bir model” şeklinde konuştu. Ülkelerden örnekler veren Süel, şunları söyledi: “Ayrışma farklı seviyelerde Singapur, ABD, Birleşik Krallık, Danimarka, İtalya, Portekiz, Avustralya, İrlanda ve Yeni Zelanda gibi ülkelerde de uygulandı. Singapur hem eve kadar fiber, hem fiberle bağlı baz istasyonunda yüzde 100 gibi üstün başarıya sahip. Birleşik Krallık’ta ayrışmayı takiben kullanıcılara yönelik olarak perakende fiyatları bir yıl içinde geriledi, genişbant abone sayısı 2 yılda 9 milyondan 15 milyona çıktı, paket hizmet kullanan abone sayısı bir yılda ikiye katlandı. Üstelik, geçtiğimiz yıl Birleşik Krallık’ta artan rekabetle sadece 1 yılda fiberle kapsanan hane sayısı 5 milyonu aştı. Yeni Zelanda’da ise ayrışma ile oluşturulan şirketin değeri arttı. 2023 itibarıyla fiber hane kapsama oranı yüzde 87’ye ulaştı. İtalya bugünlerde yapısal ayrışmayı uyguluyor. Telecom Italia’nın sabit altyapı hizmetleri 24 milyar Euro gibi büyük bir bedel karşılığında özelleştiriliyor. Özetle, ayrışmayla hem toptan hem perakende şirketler işlerini kârlı bir şekilde sürdürebilirken, bundan ülke ve kullanıcılar fayda sağlıyor.”
Süel ayrıca Türkiyede şirketler bazında hızlı internet kullanma oranının yüzde 100’e çıkması durumunda yaşanacak verimlilik artışının GSYH’ye 4,2 milyar dolar katkı sağlayacağını öne sürdü.
Süel, “Seçilecek uzatma yöntemi 5G ve 2029 yılında yapılacak ihaleler için emsal oluşturacaktır. Burada hakkaniyet esasını savunuyoruz. Bu esas, sektörde rekabeti ve kamu menfaatini sağlayacak” dedi.
RAPORDA ÖNE ÇIKAN ÖNERİLER
Türkiye’nin önündeki 15-20 yılda fiili bir tekel oluşmamasının yolu yapısal ayrışma ve ortak altyapı şirketidir.
Sabit altyapıda lisans uzatma süreci, uluslararası kabul görmüş standartlarda yapılmalı ve eş zamanlı ayrışma süreci başlatılmalı.
Türkiye sabit genişbant pazarında toptan ve perakende seviyede rekabetin güçlendirilmesi için ortak fiber altyapı şirketleri/girişimleri eş zamanlı olarak hayata geçirilmeli.
Sabit lisans uzatma ile mobil uzatma ve 5G ihalesi eşit şartlarda yapılmalı. Sabit uzatma ile mobil uzatma ve 5G ihalesi arasında orantısız farklar olmaması gerekiyor. Hem sabit hem mobil lisans uzatmaları adil ve eşit şartlar gözetilerek yapılmalı. 5G ihalesi için makul şartlarda yatırımları teşvik eden bir ihale yapısı hedefl enmeli.
Türksat satılırsa değerlendirebiliriz
Engin Aksoy, Vodafone olarak Türksat satışıyla ilgilenip ilgilenmeyeceklerine yönelik bir soruya, “Gündeme gelecek olursa, bu satışın şeff af bir şekilde yürütüleceğini düşünüyoruz. İçinde ne varsa bakar, satışını değerlendirebiliriz” yanıtını verdi.