TCMB 2025'te faiz indirmeye devam edecek mi?
2024’ü faiz indirimiyle kapayan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın yeni yıl yol haritası da hazır. Faiz indirimlerinin sürmesi beklenirken, enflasyonla mücadelede TCMB dışında hangi adımların atılacağı ise hala belirsizliğini koruyor.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) 22 ay sonra yaptığı ve beklentilerin üzerinde olan faiz indirimi ile yeni yıla hazırlanırken, 8 aydır yüzde 50 seviyesinde tutulan politika faizi yüzde 47,5'e indi.
Merkez Bankası’nın asgari ücrette istediğini alan iş dünyasından sıklıkla yapılan "faiz indirin" çağrılarını da karşılıksız bırakmamış oldu.
2025 yılında aralıklarla da olsa faiz indirimlerinin devam etmesi bekleniyor.
DW Türkçe'den Aram Ekin Duran’a konuşan uzmanlara göre, 2025 sonuna kadar faizler yüzde 30 seviyelerine kadar düşürülebilir. Ancak enflasyonla mücadelenin başarıya ulaşması için hükümet tarafından uygulamaya konması gereken kamu tasarrufu, maliye politikaları ve yapısal reformlar ise hala belirsizliğini koruyor.
Faiz koridoru daraldı
Yılın son faiz kararının açıklanacağı 26 Aralık'taki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında, politika faizinde sürpriz bir kararla 250 baz puan indirime gidildi. Böylelikle Merkez Bankası 22 ay aradan sonra ilk kez faiz indirimi yaparken, Mart 2024’ten beri yüzde 50 seviyesinde sabit tutulan faiz de yüzde 47,5'e indirilmiş oldu. Piyasa beklentileri faizin 100-150 baz puan aralığında olması yönündeydi.
Merkez Bankası faiz indirimi ile de yetinmedi, faiz koridorunu da daraltma kararı aldı. Gecelik borç alma faizi yüzde 46, borç verme faizi yüzde 49 olarak yeniden belirlendi. Karar öncesi faiz koridoru +/-300 baz puan olmak üzere yüzde 47-yüzde 53 düzeyindeydi. TCMB ayrıca, 2025 yılında 12 yerine 8 faiz toplantısı yapma kararı aldı.
İş dünyasından faiz indirimine destek
Yılbaşı öncesinde gelen faiz indirimi kararı, iş dünyası tarafından olumlu karşılandı. Özellikle uzun zamandır döviz kurunu düşük bulan ve krediye ulaşma sıkıntısı yaşayan ihracatçı şirketler, faiz indirimi süreci ile finansal kaynaklara erişimin kolaylaşacağı umudu taşıyor.
Faiz indirimi sonrası bir açıklama yapan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, "İhracatçılar olarak mart ayından bu yana yüzde 50'de tutulan politika faizinde indirim zamanının artık geldiğini düşünüyorduk. Merkez Bankası da bu yönde bir adım attı. 2025’e girmeden faizin 250 baz puan indirilmesini memnuniyetle karşıladık" dedi.
Yatırım yapmak isteyen ya da işletme sermayesi zayıflayan firmalar için faizlerin makul seviyelere indirilmesinin çok önemli olduğunu vurgulayan Gültepe, "Piyasaya da moral olacağını düşündüğüm indirimlerin enflasyondaki gerilemeye paralel olarak sürmesini arzu ediyoruz" diye konuştu.
"Piyasaları rahatlatmak için yapıldı"
2025’e sayılı günler kala gelen faiz indirimi, gözleri gelecek yıl enflasyonla mücadelede atılacak diğer adımlara çevirmiş durumda. Kırklareli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Alçın, sürpriz faiz indiriminin enflasyonla mücadelede elde edilen başarıdan dolayı değil, finansal zorunluluklar nedeni ile alındığı görüşünde.
Mevcut durumda Türkiye'de enflasyonun hala yüzde 47 gibi çok yüksek bir seviyede olduğunu dile getiren Prof. Alçın, "Enflasyonda kayda değer bir başarıyı henüz göremedik ama finansal anlamda piyasaları rahatlatmak için bu indirime gerek duyuldu. Önümüzdeki aylarda yapılacak PPK toplantılarında da faiz indirimlerinin süreceğini düşünüyorum" diyor.
Faiz indirimleri, enflasyon üzerinde nasıl bir etki yaratacak?
"2025’in başında aylık enflasyon yükselecek"
DW Türkçe'ye konuşan Beykoz Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Evren Bolgün'e göre, 2024 yılının tamamını yüzde 45 seviyesinde kapatacak olan Türkiye'de aylık enflasyon dinamikleri hala beklendiği kadar yavaşlayabilmiş değil.
Çekirdek enflasyonun hala yüksek seyrettiğini, 2025’in ilk 2 ayında da yeni gelecek zamlar ile birlikte aylık enflasyonun yüzde 4'lere çıkacağını ifade eden Prof. Bolgün, "Eğer 2025’te küresel ölçekte ciddi sarsıntılar olmazsa, TCMB faiz indirimlerine kademeli olarak devam eder. Ancak yıl sonunda enflasyon hükümetin öngördüğü gibi yüzde 21 olmaz. Yüzde 30'un belki çok az altında bir enflasyon ve enflasyonun biraz üstünde bir faiz görmemiz güçlü ihtimal. Yani Merkez Bankası yıl sonuna kadar 17 puan daha faiz indirmeyi deneyecektir" diye konuşuyor.
"TCMB, 2025'e itibar kaybı ile giriyor"
Merkez Bankası'nın iş dünyasından ve ekonomi yönetiminden gelen baskılar nedeni ile faiz indirimine olması gerekenden erken başladığını düşünenler de var. Ekonomist Doç. Dr. Caner Özbudak, DW Türkçe'ye yaptığı açıklamada, "Bence Merkez Bankası faiz indirimi kararı ile 2025’e itibar kaybı yaşayarak giriyor" değerlendirmesinde bulunuyor.
Merkez Bankası’nın yakın zamanda yaptığı açıklamalarda enflasyon, rezervler ve KKM’den çıkışa dönük kayda değer iyileşme olmadan faiz indirimi olmayacağı mesajı verildiğine değinen Doç. Dr. Özbudak, şu görüşleri dile getiriyor:
"Enflasyon zaten baz etkisiyle düştü. Orada daha ekstra bir şey görmüyoruz. Rezerv ve KKM'ye baktığımızda da çok göz alıcı bir ilerleme yok. TCMB 2025’te enflasyona çok da bir etkisi olmayacak olan asgari ücret zammı konusunda abartılı bir endişe yaşanmasının da önünü açmış oldu. Bu yüzden faiz kararı öncesi apar topar asgari ücret belirlendi. Bir başka deyişle, faiz indiriminin önünü açmak için asgari ücreti baskılamayı seçtiler."
Merkez Bankası rezervleri geriledi
Öte yandan yılın son haftasında Merkez Bankası rezervlerinde gerileme oldu. TCMB rezervleri 20 Aralık itibarıyla 7 milyar 288 milyon dolar düşüş gösterirken, toplam rezervler 163 milyar 482 milyon dolardan, 156 milyar 194 milyon dolara geriledi. Net uluslararası rezervler ise söz konusu haftada 3 milyar 675 milyon dolar azalarak 61 milyar 811 milyon dolara indi.
Gözler ekonomi yönetiminde olacak
Uzmanlara göre, TCMB yönetiminin 22 ay aradan sonra faiz indirimine başlaması ile birlikte enflasyonla mücadele için gözler hükümette olacak. Zira enflasyonda kalıcı bir düşüş sağlanması için faiz politikası ile birlikte kamuda tasarruf, belirlenen fiyatlara yapılacak zam, vergi sisteminde değişiklik gibi mali politikaların da devreye sokulması gerektiği savunuluyor.
2025 yılı bütçesinin geçen hafta mecliste onaylanarak yasalaştığını hatırlatan Prof. Sinan Alçın, "Bütçe içerisinde 1,9 trilyon lira faiz harcaması olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla büyük ölçüde hazinenin borçlanma gereğinin devam ettiği bir tablo var. Mali disiplin konusunda henüz kamu gerekli iradeyi veya isteği göstermiyor" diyor.
"Merkez, hükümete sıra sende diyor"
2025 içerisinde hükümetin enflasyonla mücadeleyi sağlamlaştıracak adımlar atıp atmayacağının belirsizliğini koruduğunu ifade eden Alçın, "Merkez Bankası’nın finansal istikrarı öncelediği bir yapıyla karşı karşıyayız. Dolayısıyla Merkez Bankası’nın faiz indiriminin maliye politikası cephesinde bir karşı adım yaratacağını sanmıyorum" diye konuşuyor.
Caner Özbudak'a göre ise, TCMB faiz indirimini beklentilerin üzerinde yaparak hükümete "Biz elimizden geleni yaptık, şimdi sıra sizde" mesajı vermiş oldu. Maliye politikalarının da devreye alınması ile enflasyonla daha kapsamlı bir mücadele yapılabileceğini dile getiren Özbudak, "Aslında Merkez Bankası yılsonu hedefi tutturulamazsa faiz politikasından dolayı değil, hükümet tarafından yönlendirilen fiyatlardan dolayı olacağını söyleyerek, bir nevi sorumluluğu şimdiden üstünden atıyor. Hükümetin bu konuda ne yapacağı ise henüz belli değil" şeklinde konuşuyor.