TCMB Başkanı Karahan TBMM’de konuştu: Daha alacağımız yol var

TCMB Başkanı Karahan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yaptığı sunumda, "Para politikasındaki sıkı duruşumuzu fiyat istikrarı sağlanana kadar kararlılıkla sürdüreceğiz" dedi ve ekledi: "Bu süreçte iki ana koşul gözetiyoruz: Birincisi, aylık enflasyonun ana eğiliminin, belirgin ve kalıcı bir düşüş göstermesi. İkincisi ise, enflasyon beklentilerinin öngörülen tahmin aralığına yakınsaması. Her iki kriterde de alınacak bir miktar mesafe olduğunu değerlendiriyoruz"

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
TCMB Başkanı Karahan TBMM’de konuştu: Daha alacağımız yol var

Canan SAKARYA - ANKARA EKONOMİ

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’na bir sunum yapan Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, talepteki “dengelenmenin” devam ettiğini ve yılın kalanı için negatif çıktı açığı olacağını söyledi. Karahan, “Farklı yöntemlerle hesapladığımız göstergeler, ikinci çeyrekte çıktı açığının gerilediğini gösteriyor. Bu gerilemenin üçüncü çeyrekte de devam ettiğini tahmin ediyoruz. Bu noktada vurgulamak isterim ki; sıkı para politikamız sonucunda iç talepteki dengelenme devam edecektir. Yılın geri kalanında negatif düzeylere düşecek olan çıktı açığı, dezenflasyon sürecinin önemli bir bileşeni olacaktır” dedi.

 

 

Negatif çıktı açığı, mevcut talep düzeyinden daha fazla üretim yapıldığı anlamına geliyor. Karahan, talepteki düşüşün devam ederek, mevcut üretim düzeyinin altına gerileyeceğini vurgulamış oldu.

Fatih Karahan, yabancı fon girişlerindeki seyrin “ılımlı” olduğunu belirterek, gelecek dönem için jeopolitik gelişmelerin belirleyici olacağını söyledi. Karahan, “Son dönemde Türkiye’ye yönelik sermaye hareketlerinin ılımlı seyrettiği gözlemleniyor. Önümüzdeki dönemde sermaye girişleri, jeopolitik gelişmelere bağlı oynaklık gösterebilir.”

Karahan’dan henüz tam hedeflerle uyumlu seviyeye gelinmediği işareti: Alacağımız yol var

Merkez Bankası Başkanı Karahan, enflasyonunu ana eğilimindeki düşüşün 2025’te de devam edeceğini vurguladığı konuşmasında, faiz indirim kararlarıyla birlikte tartışılan konulara yönelik olarak henüz tam hedeflerle uyumlu bir noktaya gelinmediği mesajı verdi. Karahan, şunları kaydetti:

“Para politikasındaki sıkı duruşumuzu fiyat istikrarı sağlanana kadar kararlılıkla sürdüreceğiz. Daha önce de vurguladığımız gibi, bu süreçte iki ana koşul gözetiyoruz: Birincisi, aylık enflasyonun ana eğiliminin, belirgin ve kalıcı bir düşüş göstermesi. İkincisi ise, enflasyon beklentilerinin öngörülen tahmin aralığına yakınsaması. Her iki kriterde de alınacak bir miktar mesafe olduğunu değerlendiriyoruz. Bu nedenle, para politikasında sıkılığı korumaya devam edeceğiz. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası araçlarımızı etkili şekilde kullanacağız. Bir kez daha altını çizmek isterim ki; fiyat istikrarı; sürdürülebilir büyüme ve toplumsal refah artışı için ön koşuldur. Haziran’da başlayan dezenflasyon sürecinde, enflasyonu, belirlediğimiz ara hedeflerle uyumlu olacak şekilde düşürmek için ne gerekiyorsa yapmaya devam edeceğiz” dedi.

Enflasyon: Sadece baz etkisi değil

Fatih Karahan, konuşmasının enflasyon görünümüne ilişkin bölümünde ise Eylül ayı itibariyle oluşan yıllık enflasyona en büyük katkının 20,7 puan ile hizmetler sektöründen geldiğini, 11 ve 8,9 puanlık katkılarla gıda ve temel mal grupları takip ettiğini belirtti.

Yıllık enflasyonda gerilemenin sadece baz etkisinden kaynaklanmadığını, aylık fiyat artışlarının da daha düşük seyrettiğini belirten Karahan, üçüncü çeyrekte yönetilen ve yönlendirilen fiyat etkilerine rağmen aylık fiyat artış hızının düşüşüne dikkat çekti. Karahan, “Son on iki ayda ortalama yüzde 3,1 olan ana eğilim, son altı ayda yüzde 2,7’ye, son üç aylık dönemde ise yüzde 2,6’ya geriledi” diye konuştu.

Karahan, hizmet grubundaki fiyatlamanın, geçmiş dönem artışlarına bakarak yapıldığını ve hizmet enflasyonunun bu nedenle daha geç zayıfladığını belirterek, bu gruptaki fiyat artışlarının yavaşlamakla birlikte enflasyonu yukarı çektiğini kaydetti.

Hizmet enflasyonu içindeki ataletin (geçmişe bakarak yüksek fiyat artışı) nedenlerinden birinin kira olduğunu kaydeden Karahan, öncü göstergelerin kira artışlarının yavaşlamasına işaret ettiğinin altını çizdi.

Enflasyon beklentilerinin hane halkında ve sanayide daha yüksek, piyasa katılımcılarında daha düşük olduğunu, genel olarak bekleyişlerin yüksek olmakla birlikte düşüş eğilimi içine girdiğini belirten Karahan, bekleyişlerde iyileşme olacağını, sıkı para politikasının da bekleyişleri aşağıya çektiğini kaydetti.

Merkez Bankası Başkanı, para politikasına ilişkin olarak ise; sıkı duruşun sürdüğünü, makroihtiyati tedbirlerle politikanın desteklendiğini ve önemli gördükleri likidite koşullarını yakından takip ederek gerekli müdahalelerin yapıldığını vurguladığı konuşmasında, fazla likiditeyi çekmek için araçları etkili şekilde kullanmaya devam edecekleri mesajını verdi.

Finansal koşullar: İş dünyası bir süredir kısıtların gevşetilmesini talep ediyordu

Ticari kredi faizlerinin yüzde 55, mevduat faizinin bileşik bazda yüzde 60, tüketici kredisinin ise yüzde 68 dolayında oluştuğunu hatırlatan Merkez Bankası Başkanı Karahan, Mevduat faizlerinde, politika faizi, piyasadaki likidite ve makroihtiyati politikaların yanı sıra enflasyon ve kur beklentileri de belirleyici oluyor. Uyguladığımız politikaların bir sonucu olarak, likidite koşullarındaki değişimlere rağmen son dönemde mevduat faizleri yataya yakın hareket ediyor. Para politikası duruşumuz ve makroihtiyati çerçevemiz, mevduat faizlerinin, Türk lirasına geçişi sürdürecek ve tasarrufları artıracak seviyelerde kalmasını sağlayacak” dedi.

Uzun vadeli finansman maliyetleri azalıyor

Fatih Karahan, finansal koşullar içinde pozitif tarafta ise uzun vadeli finansman maliyetlerinde düşüş gözlendiğini, bunun devam etmesini beklediklerini söyledi.

Tüketici kredilerinin ılımlı büyüdüğünü ancak iş dünyasının da yakındığı ticari kredilerdeki büyümenin hala sınırların altında olduğuna vurgu yapan Karahan, yabancı para cinsinden borçlanma eğiliminin de hedeflere uygun bir patikada olduğunu kaydetti. Son dönemde yabancı para cinsinden borçlanmanın arttığı yönünde haberler yayınlanmıştı.

“Kur korumalı mevduat azalıyor, TL mevduat artıyor”

Fatih Karahan, TL mevduatın toplam mevduat içindeki payının yüzde 54 seviyesine ulaştığını belirterek, kur korumalı mevduata ilişkin şu bilgiyi verdi:

“Kur korumalı mevduatın payı yüzde 8'li seviyelere geriledi. KKM hesaplarının toplamı 2023 ağustos ayında 140 milyar doların üzerine yükselmişti. Şu anda bakiye 45 milyar doların altına gerilemiş durumda. KKM bakiyesinin azalması Türk lirası mevduat payını artırarak parasal aktarım mekanizmasını güçlendiriyor ve merkez bankası bilançosu üzerindeki riskleri azaltıyor. TL mevduat payındaki kademeli ve istikrarlı artışın dezenflasyon patikamızın önemli bir unsuru olmaya devam edeceğini öngörüyoruz.”

 

Ekonomi