TMB Başkanı Erdal Eren: Suriye konuşacak zaman değil

Esad'ın gidişi sonrası inşaat sektörüne nasıl imkan çıkacağını’ sorularını gayrıinsani bulduğunu belirten TMB Başkanı Erdal Eren, "TV’ye çıkıp ‘Suriye çok yıkılmıştır, iş yapacağız’ demek doğru gelmiyor" yorumunu yaptı. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski'nin Türk firmaları çağırdığını belirten Eren, "Allaha şükür yıkanlar arasında değiliz" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
TMB Başkanı Erdal Eren: Suriye konuşacak zaman değil

MARUF BUZCUGİL - HÜSEYİN GÖKÇE / ANKARA

Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı Erdal Eren, Esad rejiminin yıkılmasının ardından Suriye ile ilgili ilk kez EKONOMİ’ye konuştu. Bölgedeki savaşlara insani açıdan baktıklarını, Suriye’yi da aynı gözle takip ettiklerini belirten Erdal Eren, “Suriye yıkılmış, görev düşerse onarmaya gideceğiz ama şimdi bunun konuşulacağı zaman değil” dedi. Almanya, Fransa gibi ülkelerin altyapılarını yenilemeye başladığına dikkat çeken Eren sektörün yavaş yavaş oraya da girdiğini belirterek, “Ancak benim vize almakta zorlandığım ülkeler, sıva ustasına hemen vize veriyor” dedi. İnşaatta en düşük maaşı mühendislerin aldığını vurgulayan TMB Başkanı, kule vinç operatörlerinin maaşının 200 bin liraya kadar çıktığını aktardı.

Öncelikle müteahhitliğe yönelik bir değerlendirmeye ihtiyaç var. Önüne gelen herkes müteahhitlik yapıyor. Ben meslek bölümüne hiç müteahhit yazmadım, çünkü müteahhitlik ülkemizde çok ayağa düşmüş bir meslek. Bakanlığın yaptığı düzenleme sonrası 400 bine kadar çıkan müteahhit sayısı bugün 150 bin civarına geriledi ama hâlen çok yüksek. Müteahhitler maliyet yüksekliği nedeniyle yeni konut yapamayacaklarını düşünüp frene bastı. Faizlerin yüksekliği de etkiledi, insanlar parasını faizde değerlendirmeye başladı.

“Anadolu müteahhitleri bu yükü taşıyamıyor”

Yıllık 800 bin yeni konuta ihtiyaç olmasına rağmen ruhsat sayıları 100 bin, sıfır konut satışları 350 bin civarında. Bana göre kiralara getirilen yüzde 25’lik sınırlama da adil bir uygulama değildi. Tasarruf genelgesi kapsamında kamu yatırımlarında da daralma var. Belirli bir seviyenin altındaki yatırımlara ödenek aktarılmıyor. Normal şartlarda mantıklı bir uygulama ama şantiye kurmuş, hammadde almış insanların işi bir anda durduruldu. Anadolu’daki küçük ve orta boy müteahhitler bu yükü taşıyamıyor. İsteyen yükleniciye tasfiye hakkı verilmesi gerekiyor.

 

“Kule vinç operatörü 200 bin lira kazanıyor”

Tüm sanayinin yaşadığı, ara eleman sorunu var. Deprem bölgesinde taahhütlerin hızlı bitirilmesi şartıyla ihale yapılıyor. İşçilerin yüzde 80’i deprem bölgesinde çalışıyor. Bir kule vinç operatörü ne maaş isterse alabilir durumda. Vinç durunca inşaatın tamamı duruyor. Ustalar aralarında whatsapp grupları kurarak maaşlarını belirlediler. 80 binin altında kabul etmeyin dediler, sonra 200 bine çıktı. Deprem bölgesinde iş yapanlar, mühendis maaşlarının en altta kaldığını söylüyorlar. Çünkü mühendis sayısı çok fazla. Usta arayan bulamıyor, yöneticiye yüzlerce başvuru geliyor. Deprem bölgesinde hakikaten inşaat sektörünün kaldıramayacağı rakamda mavi yakalı çalışıyor. Bu nedenle yurt dışında çalışan işçiler de deprem bölgesinde çalışmak üzere döndüler. Türk işçiler deprem bölgesine gittiği için Uzakdoğu’dan teknisyen, operatör var şu anda. Almanya, İngiltere ve Fransa kendi altyapılarını yenileme projesine başladı. Ben vize alamıyorum ama inşaat sektörü işçisine, sıva işçisine Almanya, İngiltere hemen vize veriyor. Üstelik 150 Euro gibi çarpıcı yevmiye ödüyorlar ki bizim böyle parayı vermemiz mümkün değil.

 

“Çin ile rekabet etmemiz mümkün değil”

Bugün 137 ülkede iş yaptık ancak devletin desteği olmadan sahipsiz kendi kendine bir şey yapmak kolay değil. Şu an Çin açık ara birinci durumda. Açılım modelinin enstrümanı olarak yurt dışı müteahhitliği kullanıyor. Rakiplerimizin hepsinde Çin devletinin ortaklığı var. Büyük projeler için çok uygun kredi veriyor. Mahkumları ve askerlik sırası gelmiş inşaat işçilerini çalıştırarak işçiliği bedavaya getiriyor, bununla rekabet etmek mümkün değil. Devletimiz bizim projelerimiz için kredi veremiyor. Dünya Bankası veya ülke imkanı varsa talip olabiliyoruz. Yine de büyükelçiliklerimiz ve ticaret ataşelerimiz çok başarılı oldu. Bizim en önemli pazarlarımız komşularımız. Rusya-Ukrayna, Ortadoğu, Afrika, Orta Asya, daha önce AB ihalelerine Türk firmaları kabul edilmiyordu, Doğu Avrupa bastırınca oralar da bize açıldı ve büyük işler yapıyoruz. Asıl hinterlandımızda krizler var. Ukrayna altyapısının tamamını AB kredileriyle yapmaya başlamıştı, hepsini almıştık, savaş çıkınca durdu.

“Arabistan diğerlerini beğenmemiş, bizi istiyor”

Önümüzdeki birkaç yıl için iki ülke belirlemiş durumdayız. Irak ve Suudi Arabistan’a yoğunlaşıyoruz. Bizim yasaklı olduğumuz dönemde, Kore, Çin, Batı Avrupalıları çağırmışlar ama birbirlerine çok uymamışlar. Şimdi Türk müteahhitler mutlaka gelsin diyorlar. Suudi Arabistan’da yaklaşık yarısı inşaata ayrılacak 3 trilyon dolarlık yatırım bütçesinden bahsediliyordu, o kadar paranın olmadığı ortaya çıktı. Dünya Futbol Şampiyonası stadyum ihaleleri başladı. Bu sene en fazla iş yaptığımız ülke 3,5 milyar dolar ile Suudi Arabistan oldu. İkinci ülkemiz, petrol gelirleri bloke edilen Irak. Batılı ülkeler komşumuz olan devletleri demokratikleşme üzere yıkıyorlar, yıkarken yaptıkları harcamaları tazminat olarak istiyorlar. Ukrayna örneğini verirsek, tüm ülkeler destek rakamları açıklıyorlar ama bunların çoğu lafta kaldığı gibi bu paraları da borç olarak veriyorlar. Şimdi Irak’ta Kalkınma Yolu başta olmak üzere yüzlerce hastane, binlerce konut ve altyapı ihtiyacı var. Basra’dan Türkiye sınırına kadar projelerin hepsine talibiz. Bunlar ilerledikçe projelerin çoğunda rol alırız.

“Savaş olsun, iş çıksın ifadesi gayri insani”

‘Savaşlar olsun da iş çıksın’ ifadeleri çok gayri insani. Esad gittiğinden beri çok sayıda talep alıyoruz basından, ‘İnşaat sektörüne nasıl imkan çıkacağını’ soruyorlar. Henüz çok erken olduğunu söyledim. TV’ye çıkıp ‘Suriye çok yıkılmıştır, iş yapacağız’ demek doğru gelmiyor. Ukrayna’da, Gazze’de, Irak’ta savaşlar bitse, insanlar ölmese, sefalet çekilmese noktasındayız. Ukrayna ile yakın temastayız. Belki Ocak ayında Ticaret Bakanlığı ile Ukrayna seyahati planlanıyor. Zelenski Türk firmalarının daha fazla gelmesini istemiş Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan. Ukrayna yeniden yapılanacak tabii ki; Allaha şükür yıkanlar arasında değiliz.

“Güney sınırımızda ne olacağı hiç belli değil”

■ Suriye konusundaki hassasiyetinizi biliyoruz ama sektörü ne bekliyor burada?

Biz Irak’ı yıkmadık, imarına gittik. Suriye yıkılmış, görev düşer ise hakikaten onarmaya gideceğiz ama konuşulacak zaman değil. Henüz güney sınırımızda neler olacağı belli değil, İsrail’in yayılmacı tutumunun başka planlarının olduğuna yönelik senaryolar var. Bunlar oluşmadan Suriye’nin imarını düşünemeyiz. Trump’un oradan da elimizi çekeceğiz demesi önemli. Bu savaşların hepsinde ABD var, silah endüstrisi var. ABD’liler için kendilerinin ölmediği savaşlar daha hoş. ABD ve İngiltere Putin ile olan didişiyor ama ölenler Ukraynalı, yıkılan Ukrayna. Bir tane ABD, İngiliz askeri yok ama silahları var. Bunun artık bitmesi lazım, bitince bize görev düşecektir. Savaş biterse Rusya ekonomisinde büyük canlanma başlayacaktır. Para transfer yasakları büyük handikap.

■ “Libya ile protokol imzalandı, hiç işlemedi”

■ Libya’da yaşanan sorunlar çözüldü mü?

Libya bizim uzun yıllar en fazla iş yaptığımız ülkeydi. 2011’den sonra hiç iş yapmamış olmamıza rağmen, toplamda en fazla iş yaptığımız üçüncü ülke, Rusya ve Türkmenistan’dan sonra. Fakat 2011’deki iç savaştan şimdiye problemlerimizden hiçbiri çözülmüş değil. Ne teminat mektubu, ne iş makineleri, çözülemedi. Yaklaşık 1,5 milyar dolarlık makine ve şantiye kayıplarımız var. 3 milyar dolara yakın alacak problemimiz var. Teminat mektuplarımızı birisi nakde çevirmesin diye sayın Cumhurbaşkanı talimatıyla bankalar bunları bloke ettiler. Fakat bir yandan da yeni işler yapılması var. Bankalarımız yen risk alıp teminat mektubu vermek istemiyor. 2021’de protokol imzalandı, eski hesaplar yapılacak, alacaklar ödenip yeni işe devam edilecekti. Ancak o protokol hiç işlemedi. Libya konusu açıldıkça devlet yetkililerimize protokolün çalıştırılmasını talep ediyoruz.

 

 

Ekonomi