Sendikalardan 'ek tedbir' çağrısı

Koronavirüsün ekonomi üzerindeki etkilerini azaltmak amacıyla açıklanan ‘Ekonomik İstikrar Kalkanı' paketinin yankıları sürerken, işveren ve işçi kesimini temsil eden konfederasyonlardan tedbirlerinin genişletilmesi gerektiğine yönelik talepler var.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Sendikalardan 'ek tedbir' çağrısı

İşveren temsilcisi TİSK, vergi ve ödemelerdeki ertelemelerin tüm sektörleri ve tüm işletmeleri kapsayacak şekilde genişletilmesini isterken; işçileri temsil eden DİSK ise işten çıkarmaların ve ücretsiz izinlerin yasaklanmasını, işçilerin kredi ve fatura borçlarının ertelenmesini talep ediyor.

DİSK: Paket sadece şirketlere kolaylıklar sağlıyor

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Dr. Arzu Çerkezoğlu, "Ekonomik İstikrar Kalkanı' paketiyle alınan önlemleri çalışanlar cephesinden yorumladı. Açıklanan önlemlerin çalışanlar, emekliler açısından bir kolaylık sağlamadığını ifade eden Çerkezoğlu, pakette sadece şirketlere çeşitli kolaylıkların getirildiğini hatırlattı.

Konfederasyon olarak işçiler adına taleplerini de sıralayan Çerkezoğlu, alınacak olan tedbirlerle işten çıkarmaların yasaklanması, ücretsiz izin yerine ücretli izin uygulamasına gidilmesi gerektiğini aktardı. Çerkezoğlu, salgın tedbirleri süresince vatandaşların ihtiyaç, konut ve taşıt kredileri, kredi kartları, elektrik, su, doğalgaz ve iletişim faturalarının da ertelenmesi çağrısında bulundu. Bu uygulamalara yönelik kaynakların devlette olduğunu ifade eden Çerkezoğlu, kaynak yaratılabilmesi adına gereksiz kamu yatırımlarının durdurulması, köprü, yol, hastane gibi projelerde devlet tarafından şirketlere garanti olarak yapılan ödemelerin askıya alınması önerisinde bulundu.

'Kısa Çalışma Ödeneği ve işsiz maaşı başvuruları esnetilmeli'

Tedbirler kapsamında bu hafta başvuruları başlayan Kısa Çalışma Ödeneği uygulamasına da değinen Çerkezoğlu, paket kapsamındaki bu tedbirin aslında rutin bir prosedür ilanı olduğunu belirtti. Kısa çalışma ödeneğinde değerlendirmelerin çok hızlı bir şekilde yapılması, prosedürlerin azaltılması, ön koşulların ertelenmesinin daha faydalı olacağını savunan Çerkezoğlu, sadece kısa çalışma ödeneği değil; işçilerin işsizlik maaşından yararlanabilme şartlarının da esnetilmesi talebini yineledi.

Emekliler için asgari ücret seviyesinde maaş talebi

Salgının en çok etkilediği kesim olan emeklilerin maaşlarında da iyileştirilme yapılması gerektiğini hatırlatan Çerkezoğlu, emekli maaşlarının en düşük asgari ücret seviyesine yükseltilmesini ve salgın boyunca 1000 TL'lik destek ödemesi istedi. Mevut açıklanan pakette en düşük emekli maaşının 1500 TL'ye çekilmesi uygulamasını 'itiraf' olarak yorumlayan Çerkezoğlu, "Ekonomik İstikrar Kalkanı paketiyle en düşük emekli maaşının 1500 TL'ye çekilmesi çok önemli bir itiraftır. Bugün Türkiye'de milyonlarca emeklinin hangi koşullarda yaşamaya çalıştığının en büyük göstergesidir" dedi.

'Sosyal devlet politikaları hayata geçirilmeli'

Koronavirüs salgının, tüm dünyada toplumcu, sosyalist devlet politikalarının gerekliliğini gözler önüne serdiğini söyleyen Çerkezoğlu, "salgının sağlık açısından boyutları var ama çok ciddi bir ekonomik ve buna bağlı olarak toplumsal tahribat riskiyle karşı karşıyayız. Onun için gerçekten önemli önlemler alınması lazım. Artık sosyal devlet zamanıdır. Sosyal devlet politikalarının hayata geçirilmesi gerekiyor. Devlet, vatandaşlarının, işini, aşını ve gelirini garanti altına almalıdır" ifadelerini kullandı.

TİSK: Tüm sektörleri ve şirketleri kapsamalı

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol, "Ekonomik İstikrar Kalkanı paketindeki muhtasar ve KDV tevkifatı ile SGK primlerinin nisan, mayıs ve haziran ödemelerini 6'şar ay erteleme tedbirinin ülkemiz içinde faaliyet gösteren tüm sektörleri ve tüm işletmeleri kapsayacak şekilde genişletilmesini talep ediyoruz." ifadelerini kullandı. Akkol, yaptığı yazılı açıklamada, küresel bir salgın olan yeni tip koronavirüsün olumsuz etkilerinin giderek arttığını vurgulayarak, aldıkları önlemlerin üye sendikalar ile bağlı işletmeleri nezdinde duyurulması ve uygulanması için titizlikle hareket ettiklerini bildirdi.

Koronavirüsün yayılmaması için gerekli sosyal mesafe nedeniyle ekonominin yavaşladığını belirten Akkol, "Birçok iş yeri faaliyetine ara vermiş ya da çalışma kapasitesini önemli oranda azaltmış, çalışanlar izne çıkarılmış, sektörlerdeki ulusal ve uluslararası talebin azalmasıyla da üretim kapasiteleri düşürülmüştür." değerlendirmesinde bulundu.

'Vatandaşlar gıda haricinde alım yapmıyor'

Paketteki tedbirler arasında muhtasar ve KDV tevkifatı ile SGK primlerinin nisan, mayıs ve haziran ödemelerini 6'şar ay ertelenmesinin AVM, demir-çelik, otomotiv, lojistik, ulaşım, tekstil konfeksiyon, etkinlik organizasyon sektörlerini kapsadığını anımsatan Akkol, şunları kaydetti:

"Koronavirüs nedeniyle ülkemizdeki tüm sektörler aynı problemli süreçlerle karşılaşmaktadır. Toplum sağlığına ilişkin alınan önlemler nedeniyle işletmeler durma noktasına gelmiştir. Toplumun tüketim alışkanlıkları bu süreçte değiştiğinden vatandaşlar gıda haricinde alım yapmamaktadır. Ülkelerin aldığı önlemler nedeniyle hem ihracat hem de ithalat zor bir dönemden geçmektedir. Domino etkisiyle tüm ülkeler ve sektörleri sıkıntıya sokan bu süreçte, devletimizce birçok sektör önlem paketi kapsamına alınmış olsa da ülke ekonomisinde önemli paya sahip diğer sektörler bu paketin dışında kalmıştır. Bundan dolayı, Ekonomik İstikrar Kalkanı paketindeki muhtasar ve KDV tevkifatı ile SGK primlerinin nisan, mayıs ve haziran ödemelerini 6'şar ay erteleme tedbirinin ülkemizde faaliyet gösteren tüm sektörleri ve tüm işletmeleri kapsayacak şekilde genişletilmesini talep ediyoruz."

"Yüzde 25'lik sınır tedbirler dikkate alındığında yetersiz"

Bu süreçte tüm önlemlerin devletten beklenmemesi gerektiğini vurgulayan Akkol, şöyle devam etti: 

"Konfederasyonumuz ve üye işveren sendikalarımızca gösterilecek bu çabanın daha geniş kapsamlı olmasının sağlanması amacıyla 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 'Kuruluşların Faaliyetleri' başlıklı 26'ıncı maddesinde değişikliğe ihtiyaç duyuyoruz

Bu madde uyarınca işveren sendikaları, tüzüklerinde hüküm bulunmak ve şartları genel kurul kararıyla belirlenmek kaydıyla, işçilerin sigorta primlerinin işveren payının ödemelerinde kullanılmak ve nakit mevcudunun yüzde 25'ini aşmamak üzere, karşılıksız yardıma dayalı dayanışma ve yardım fonu oluşturulabiliyor. Madde ile belirlenmiş olan yüzde 25'lik oranın içinden geçtiğimiz bu dönem içerisinde özellikle devletimizce bu yönde getirilmiş olan tedbirler de dikkate alındığında yetersiz olduğu düşünüyoruz. İşveren sendikalarının kuracakları yardımlaşma ve dayanışma fonu sınırının, nakit mevcutlarının yüzde 25'inden yüzde 35'ine yükseltilmesini istiyoruz."

Ekonomi