Şans Sohbetleri: Risklerde manzara çok değişir

Ekonomist Ali Ağaoğlu ve gazeteci Hakan Güldağ bu hafta Şans Sohbetleri'nde, AB’nin beklenen yaptırım kararlarına ve son dönemdeki rota değişikliklerine değindi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Şans Sohbetleri: Risklerde manzara çok değişir

Ekonomist Ali Ağaoğlu ve gazeteci Hakan Güldağ, Şans Sohbetleri’nde bu hafta AB’nin beklenen yaptırım kararlarına ve son dönemdeki rota değişikliklerine değindi. İkili bu politikalarla birlikte Türkiye’ye bakış açısının da olumlu yönde etkilendiğini dile getirdi. Ağaoğlu ve Güldağ ayrıca altın, gümüş ve petrol ile ilgili de değerlendirmelerde bulundu.

Güldağ: Avrupa ile olan ilişkilerimiz gündemde. Şu sıralar limoni. Avrupa liderleri dün ve bugün zirvede Doğu Akdeniz'deki gelişmeleri ve bu çerçevede Türkiye'ye yaptırımları değerlendirecek. Fransa'nın liderliğinde, Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ın bir nevi doğal katılımıyla Türkiye'ye karşı bugüne kadar eşine az rastlanır bir koalisyon oluşmuş durumda. Dönem başkanı Almanya başta kimi AB üyelerinin Türkiye'ye yaptırım yerine diyalog yönündeki yaklaşımları da bu sefer akamete uğrayacak gibi. Hep birlikte göreceğiz. Ancak ajanslara sızan taslak bildiride bu yönde işaretler var. Gerçi kimi AB üyeleri özellikle savunma sanayi ile ilişkili olan alanlarda örtük bir ambargo uyguluyor. Ama sınırlı olsa ya da uygulaması Mart 2021'e ertelense de, resmi olarak yaptırım kararı başlı başına önemli. Piyasa kısmen de olsa fiyatladı zaten...

Ağaoğlu: Türkiye’ye en fazla fon girişi aslında Hollanda’dan yani Avrupa’dan oluyor. Türkiye’nin ihracatının yüzde 50’sinden fazlası Avrupa Birliği’ne yapılıyor. O yüzden AB ile yapılan Gümrük Birliği Anlaşması bizim için hayli önemli. Ben Gümrük Birliği’ne halel getirecek herhangi bir yaptırımın uygulanacağını düşünmüyorum. Çünkü bu sadece bizim için değil AB için de önemli. Onlar bize birtakım yaptırımlar uygulamaya kalkarlarsa mutlaka biz de bazı yaptırımlar uygulayacağız, sonuç olarak her iki tarafın da çok da faydasına olmayan bir gümrük duvarlarının yükselmesi dönemi gelecektir. Üstelik dünya ticaretinin bu kadar daraldığı, koronavirüsün bu kadar etkili olduğu bir yerde bunun yapılacağını ben zannetmiyorum. Olsa olsa, bahsettiğin üçlünün bastırmasıyla belki Doğu Akdeniz’deki petrol ve doğalgaz faaliyetlerine yönelik hizmet ve mal tedariki yapan bazı Avrupalı şirketlerin bu tedariklerine bir kısıtlama gelebilir diye düşünüyorum. Türkiye’nin bu ihtiyaçlarının tamamını da Avrupa’dan karşıladığını düşünmüyorum. Ama mutlaka birşey gelecek.

Güldağ: Temel dinamikleri bozacak bir beklenti yok ama piyasamızı kısmen de olsa olumsuz etkileyebilir...

Ağaoğlu: Piyasamızı çok olumsuz etkileyeceğini düşünmüyorum ama fiyatlanıyor. Kur fiyatlamasında 7.80-7.85 bandında hareket ediyoruz. Orada bir risk priminiz var ve fiyatlanıyor bu. Eğer bu risk primi hafifleyecek olursa hem CDS hem de kurda bir parça gerileme beklerim.

Güldağ: Bu arada ABD Temsilciler Meclisi’nden de Rus hava savunma sistemini almamız nedeniyle Türkiye’ye birtakım yaptırımlar uygulanmasına yönelik bir karar çıktı...

Ağaoğlu: Evet, oldukça da büyük bir çoğunlukla... Tabii Senato’nun onaylaması lazım. Sonra da Başkan’ın... Trump ben onaylamayacağım diye bir açıklama yaptı. Tabii bu konuyu bir süre daha rafta tutar ama önemli olan Biden’ın ilk uğraşacağı konunun bu olup olmayacağı...

Güldağ: Tabii Senato üçte iki çoğunlukla onaylamazsa.. Çünkü o zaman Trump'un yapacağı bir şey kalmıyor.

Ağaoğlu: Ben bir-iki ay daha sakin geçiririz diye düşünüyorum.

Güldağ: Öte yandan, yabancılar gelmeye devam ediyor. Fitch de Türk bankacılık sektörünün döviz likiditesinin yeterli olduğunu açıkladı. Uluslararası raporlarda Türkiye tavsiyeleri var...

Ağaoğlu: Olası yaptırımların hafif olacağı düşünülüyor. Ben de bu risk priminin bizim fiyatlamamızda zaten olduğunu, 8.58’e giden kurun içinde bile bunun önemli bir payı olduğunu düşünüyorum. Onun için Avrupalı raporların birçoğunda Türkiye tekrar gündeme gelmeye başladı. Yüksek faiz cazip görünmeye başladı. Türkiye’nin yeniden raporlara girmeye başlamış olması buradaki risklerin çok büyük olarak algılanmadığını gösteriyor.

Güldağ: Yaptırımlardan bağımsız ve kısmen de ilgili olarak, sözünü ettiğimiz yapısal reformları hakkıyla hayata geçirirsek, Türkiye'nin 2021'i yeni bir başlangıca çevirme ihtimali de dikkate alınıyor olabilir.

Ağaoğlu: Riskler ortadan kalkmaya başlarsa resmin çok farklı bir yöne gideceği net. Çok hızlı hareketler de olabilir. Borsamız, ucuz kurumuzla uluslararası yatırımcıların da yavaş yavaş dikkatini çekmeye başladık. Saymaya gerek yok, Bakan ve Merkez Bankası Başkanı değişiklikleri dahil bazı adımlar atıldı. TÜİK’in açıkladığı son enflasyon rakamları dahil normale dönüş algısı güçleniyor.

Güldağ: Yeni dönem yeni söylem işe yarıyor yani...

Ağaoğlu: Yavaş yavaş Türkiye’ye bakışların değişmesine neden olacak. Ama buradaki yapısal değişikliklerin kalıcı olması yönünde güvenin oluşması ilk şart.

Güldağ: Sadece ulusalararası yatırımcı açısından değil. Tamam içeriden bakış daha farklı ama yerli yabancı o kadar da fark etmiyor. İş insanları önünü görmek istiyor. Hesap yapabilmek istiyor. Yabancı kural hakimiyeti istiyor da, bizim yatırımcı hukuk güvenliği aramıyor mu? Keza dış politika da öyle. Eğer Türkiye bir rota düzeltmesine giderek, daha fazla korona salgını ile mücadeleye ve korona sonrasının ekonomi gündemine, teknoloji ve büyüme gündemine odaklanırsa işte o zaman yaptırımlar o kadar ırgalamaz. Bir süre sonra aşılır. Bize etrafımızdakilerle başlayarak bütün başkentlerle ekonomik ve ticari ilişkilerimizi artıracak yönde hareket lazım.

Ağaoğlu: Suudi Arabistan’la ilgili de olumlu duyumlarım var...

Güldağ: Belki onu Birleşik Arap Emirlikleri izler. Bizde medyaya pek yansımıyor ama geçenlerde İsrail ile yeniden büyükelçilik düzeyinde bir ilişki kurma yönünde görüşmeler yaptığımız dış basına yansıdı.

Ağaoğlu: Restorasyon dönemi diyebilir miyiz?

Güldağ: Doğrusu önemli bir kavşaktayız. Dünyada bloklaşma ihtimalinin arttığı, tedarik zincirlerinin yeniden şekilleneceği bir ortamda, bu topraklar üzerinde Cumhuriyetten bu yana inşa ettiğimiz kapasite tam işe yarayacak hale geldi. Bu zemini çok önemsiyorum. Geçenlerde, sanayimizin önemli bir lideriyle konuşuyorduk. Dedi ki, 'son üç senenin büyümesine bak. 2018 yüzde 2.6, geçen sene 0.9, bu sene de 0 civarında. Yani, 3 senenin yıllık büyüme ortalaması yüzde 1.1. İç ve dış siyasette huzuru sağlar, güveni oluşturur, geleceğe ilişkin belirsizleri azaltırsanız, şimdi iyice ayaklanmış görünen enflasyon da düşer, faiz de... Arkasından yatırımlar gelir, istihdam da artar, ekonomi de büyür.

Ağaoğlu: Türkiye’den vazgeçmek çok mümkün olmayabilir. Biz de bazı yaklaşımlarımızı değiştirebiliyorsak ümit edebiliriz ama kanıta da ihtiyacımız var. İstersen gelecek hafta hem bunlar hem de 2021 beklentileri üzerine biraz daha konuşalım...

Merkez Bankası'ndan 100 puan gelebilir, açığa satış yasağı manipülasyona yol açıyor

Güldağ: Sorularım var sana... Bir, mevduat faizi ile ilgili stopajın düşürülmesi konusu meselesi uzaltılır mı ve de 6 ayın dışında da uygulanır mı? Tabii yararı da olur mu? Ayrıca BIST 30’un açığa satışına cevaz verilmişti ama diğerleri için de açığa satışı genişletmek uygun olur mu? Üçüncü sorum da şu: Enflasyon yüzde 14'ü, yurtiçi üretici fiyatları da yüzde 23'ü aştıktan sonra Merkez Bankası'ndan bir faiz artırımı bekler misin?

Ağaoğlu: Sondan başlayayım. Normal şartlar altında beklemiyordum ama enflasyon rakamının piyasa beklentisinin çok üzerinde açıklanması, enflasyon hesaplarında daha ortodoks politikalar izlenecek mi sorusunu sormamıza neden oldu. Enflasyon hesaplamalarında ilginç taktikler izleniyor algısı vardı ve o taktiklerden vazgeçilmiş olabilir. Bu durumda Merkez Bankası da piyasanın gerisinde kalmak istemeyebilir. Kalmasa da iyi olur. Ben zaten hatırlarsan 475 yerine 575 baz puana bağlayalım şu işi bir daha da ihtiyaç kalmasın demiştim. Şimdi aynı yerdeyim ama 100 baz puan daha gelebilir diye düşünüyorum.

Güldağ: Ama geçen hafta çok da gerek yok dedin...

Ağaoğlu: Enflasyon çok farklı gelince ister istemez böyle oldu. Eğer enflasyon bir parça yukarı gidecekse ki o zamana kadar TÜİK ve Merkez Bankası konuşurlarsa belki bir 100 baz puanlık artış gelebilir diye düşünüyorum.

Güldağ: Piyasa ne tepki verir?

Ağaoğlu: Gelirse memnun olur, gelmezse de çok da üzüleceğini zannetmiyorum.

Güldağ: AB’den çıkacak karar da bunda etkili olur mu?

Ağaoğlu: Olur. Sert yaptırımlar gelecek olursa kur tarafındaki sevimsiz harekete karşı faizi artırarak 'sakin olun arkadaşlar biz bunu düzelteceğiz, bize biraz zaman verin' diyen tarzda bir hareket gelebilir.

Güldağ: Ya stopaj tarafı?

Ağaoğlu: Yıl sonuna yaklaşıyoruz. Bankaların yıl sonu bilançolarında yüksek mevduat göstermek gibi bir hobi var. O nedenle faizler şu anda bir çıt daha yüksek. Bankalar da ileriki zamanlarda faizlerin düşmesini bekliyorlar. Mevduatların yıllığa geçmesi için şu anda stopaj düşürülmesi iyi midir dersen, bu çok da majör bir karar diye düşünmem. Ocak ayıyla birlikte ileriye dönük düzenleme olarak gelmesini tercih ederim.

Güldağ: Bu arada KGF tekrar devrede...

Ağaoğlu: Paket iyi haber. KOBİ’lere yönelik açıklandı. Hedefli bir KGF her zaman tercihimizdir. 7.5 milyar bana göre düşük. Nasıl kullandırılacağı da önemli.

Güldağ: BIST 30 demiştik...

Ağaoğlu: Bence değişmesi lazım. Çünkü, BIST tümde müthiş manipülasyonlar yaşandığını düşünüyorum. Bu açığa satış yasağı manipülasyonu çok artıran bir şey. Özellikle borsayı iyi tanımayan gençler, bazı tecrübeleri yaşamış borsa cambazlarının elinde oyuncak olabilirler. Açığa satış yasağının sürmesi ayrıca kendinize güvensizliği sürdürmek oluyor.

Altın, Ayşe teyzeyi üzüyor

Güldağ: Altın fiyatları geriliyor. Son durakta binen Ayşe teyze kaybetmeye devam ediyor.

Ağaoğlu: Altın, gümüş yine bu pakette doların değer kaybetmesi, biraz da aşırı pozisyonlanmalar nedeniyle teknik seviyelerde önemli gerilemeler yaşandı. 1869-70 seviyesi de altının onsu için önemli bir eşikti. 24.60 da gümüş için önemli bir eşikti. Bunları çok fazla aşamadık. Ben halen negatif taraftayım ama yabancı yatırım bankalarından biri 2021 sonunda 1650 dolar ons, 2022 sonunda da 1350 dolar ons tahmini yapmış. Onu da beklemiyorum. Altında 1695-1715 bandını bekliyorum. Gümüşte de 19.75–20.25 arasını halen bekliyorum. Oraların gelmesi ihtimali bence yüksek. Öte yandan, Bitcoin ile altın arasındaki bağ, aşının bulunması piyasalardaki güvenli liman ihtiyacını azaltıcı unsurlardan bir tanesi. Burada altın biraz Ayşe teyzeyi üzüyor.

Petrolde 60 $ ilk elde zor...

Güldağ: Petrolde 60 dolar dillendi...

Ağaoğlu: Petrolde aşırı stok halen devam ediyor. 60 dolara gitmesi zor ama burada devletler özelinde manipülasyon var. Önümüzdeki yıllarda 53 dolar seviyelerinin görülme ihtimali var. OPEC’ten sonra petrolde gerileme bekliyorum. 44.5 -46.5 bandında bir seviye bekliyorum. Petrol fiyatı çok düşük olduğunda araştırma faaliyetlerine de ara veriliyor. Koronavirüs etkilerinin 3 ay içinde geçeceğini düşünürsek, evet 60 dolar olur ama ben bunu pek öyle görmüyorum.

Paritede 1.30 uzak ihtimal

Güldağ: Euro-dolar paritesinde daha yüksek seviyeler konuşuluyor...

Ağaoğlu: Biden’ın da açıklayacağı bir mali paket var, paketle dolar değer kaybedecek ve karşısındaki her şey değer kazanacak varsayımı var. Ki burada en çok değer kazanacaklar Sterlin ve Euro olarak karşımıza çıkıyor. Ben 1.25’i halen tepe olarak görüyorum ama paketin büyüklüğü ile bu seviye daha hızlı görülebilir. Sonrasında bir düzeltme gelmesi lazım. Raporlar ise 1.25 görüldükten sonra 1.30’lara kadar paritenin yükselebileceğini söylüyor. Ben ona çok ihtimal vermiyorum.

Ekonomi