Sanayici ranttan, arsadan değil katma değerden para kazanmalı
Sanayici ve ihracatçıların dünya standartlarında rekabet edebilmesi için üretim imkânlarının da benzer seviyede olması gerektiğine dikkat çeken Burak Önder, “İş dünyası olarak önce kendi ödevlerimizi çok iyi yapmamız lazım. Ardından kamudan yapıcı taleplerde bulunmamız gerekiyor. Sanayicinin bugün ranttan, arsadan, inşaattan değil, katma değerden, verimlilikten para kazanabilmesi lazım. Bunun üzerine düşünmeliyiz” dedi.
İMAM GÜNEŞ
EKONOMİ Gazetesi’nin YouTube kanalı Nasıl Bir Ekonomi TV ekranlarında yeni bir içeriğe başladık. İş dünyasını yakından ilgilendiren dış ticarete dair konuları, mevzuatları, yeni gelişmeleri ve gelecek beklentilerini ‘Dış Ticaret Masası’nda ele alıyoruz.
İlk bölüm konuğumuz Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği (EVSİD) Kurucu Başkanı Burak Önder oldu. Önder, özellikle ihracatçılar açısından öz eleştiri yaparak çok önemli tespitlerde bulundu:
Önce kendi ödevlerimizi çok iyi yapmamız lazım. Dünyada katma değer ve verimlilikte rekabet edemeyen ülkelerin oynadığı oyun kur, faiz, enfl asyon ve finansmandır. Tabi ki, son 2 yıldır sanayici bu sorunlarla mücadele etti. Ama 2 yıldan önce de biz hep aynı şeyleri konuşuyorduk. Öncelikle firmalar, iş dünyası, sivil toplum örgütleri, kamu, üniversiteler bilgi, kavram üretme noktasında çalışırlarsa, üreticilerimiz rekabetçilik konusunda gayret gösterirse, dünyayı daha iyi takip edebilirsek, ben en azından bu konjonktürde bile çift taneli büyüyebileceğimizi düşünüyorum.
Hadımköy’deki arsa fiyatları ABD’nin 30 katı
Önder, üretim alanlarındaki sorunlara da vurgu yaptı: Türkiye’de verimlilik istiyorsanız öncelikle üretim alanlarınızın verimliğe uygun olması lazım. Bazı firmalar deprem ve yangın riskiyle karşı karşıya. Çünkü katlı alanlarda üretim yapıyorlar. Hâlâ bu şekilde yapılan yeni yatırımlar var. Niye? Çünkü Türkiye’de sanayi arsaları çok pahalı. Bugün Hadımköy’de konuşulan metrekare rakamları 650-700 dolar, Silivri’de 500 dolar, Ergene tarafında 350-400 dolar. Almanya’da ortalama 20 Euro, Amerika’da 20 dolar. Bu ülkelerde yatırım karşılığında 10 yıla kadar faizsiz kredi imkânı olabiliyor. Rekabetçiliğimizi arttıracaksak dünyadaki koşullarla aynı şekilde rekabet edebilmek de lazım. Sanayicinin bugün ranttan, arsadan, inşaattan değil, katma değerden, verimlilikten para kazanabilmesi lazım. Bunun üzerine düşünmeliyiz.
"THY’nin başarı hikâyesini konteyner taşımacılığında da yapabiliriz"
Sanayici ve ihracatçıya da önemli görevler düştüğünü belirten Önder, kamu tarafına yapıcı taleplerle gidilmesi gerektiğini söyledi: İş dünyasının kamu tarafından doğru şeyler istemesi lazım. Sürekli ucuz elektrik istemek yerine rekabeti artıracak talepler sunmamız gerekiyor. Bence lojistik imkân ve kabiliyetlerimizi geliştirip maliyetlerimizin düşürülmesi daha önemli. Dünyada taşımacılığın çok büyük oranı konteyner taşımacılığı olarak yapılıyor. Burada dünyayı domine eden oligopol bir yapı var. Türkiye, Türk Hava Yolları’yla yaptığı başarı hikâyesini konteyner taşımacılığında da yapabilir.
Türkiye, ev ve mutfak eşyaları ihracatında değerde 6’ncı, tonajda 2’nci sırada
Ev ve mutfak eşyaları sektörünü de değerlendiren Burak Önder, sektördeki daralmaya rağmen kilogram ihracat fiyatının arttığına dikkat çekerek, şu bilgileri verdi: Türk ev ve mutfak eşyaları sektörü olarak, 2024 yılını yaklaşık yüzde 3 daralmayla 3,16 milyar dolar ile tamamladık. Dış ticaret fazlası veren sektörlerden biriyiz. Kilogram başı ihracatımız 3.80 dolar seviyesinde. Bugün dünyada Çin’den sonra tonajda en büyük 2’nci üreticisiyiz. Değerde de 6’ncı sırada yer alıyoruz
Kısa vadede öncelik çevre ülkeler olmalı
Burak Önder, çevre ülkelerin ihracattaki önemine değindi: Bence bu süreçte çevre ülkelere yapacağımız ihracat daha önemli olacak. Çünkü bu ülkelerle kültürel yakınlığımız var. Aynı zamanda lojistik avantajlarımız da var. Her ne kadar Avrupa ile bazı problemler yaşasak da Avrupa’ya her zaman ihtiyacımız var. Diğer yandan gelişen siyasi ilişkilerin etkisiyle Orta Doğu, Orta Asya, Afrika’ya da ihracatımızı artırmaya odaklanmalıyız. Kısa vadede uzak pazarlardan daha çok yakın pazarlar stratejisi ile hareket etmeliyiz.