Sanayi-üniversite işbirliğinde Uludağ modeli

Bursa’nın içinde bulunduğu dönüşümde etkin bir rol oynamayı hedefleyen Bursa Uludağ Üniversitesi, üniversite sanayi işbirliğine odaklandı. Üniversite, özellikle TÜBİTAK 2244 Sanayi Doktora Programı’nda protokol imzaladığı firma sayısıyla öne çıkıyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Sanayi-üniversite işbirliğinde Uludağ modeli

Esra ÖZARFAT

Bilgiye sahip olanın ve üretime dönüştürenin ekonomik gücü elinde bulundurduğuna dikkat çeken Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmayı hedefleyen Türkiye’nin geleceğinin bilimin ve araştırmanın merkezde olduğu çalışmalarla inşa edileceğini söyledi. DÜNYA Gazetesi Bursa Bölge Temsilcisi Ömer Faruk Çiftçi ile bir araya gelen Rektör Prof. Dr. Saim Kılavuz, kentin tüm katmanlarıyla bütünleşen, birikimlerini toplumla paylaşan bir yapıyla Uludağ Üniversitesi’ni daha da geliştirmek için sürdürdükleri çalışmaları paylaştı. Üniversitelerin toplumsal dinamizmin aktörü olması gerektiğini ifade eden Kılavuz, “Bursa Uludağ Üniversitesi’nde bilimin ekonomik değere ve toplumsal faydaya dönüştüğü, hem Ar-Ge yapan hem proje üreten, hem de sanayi ile işbirlikleri kuran bir modeli uygulama arzusundayız. Düşünce ve teknoloji üreten, ileri teknolojiyi kullanan ve transfer eden bilimsel üretim merkezi olma yolunda önemli çalışmalara imza atmak için gayret içerisindeyiz” dedi. TÜBİTAK 2244 Sanayi Doktora Programı’nda 26 farklı kurum ve sanayi kuruluşu ile 27 işbirliği protokolü imzaladıklarını hatırlatan Ahmet Saim Kılavuz, bir önceki çağrı döneminde 15 olan doktora öğrenci sayısını 39’a çıkardıklarını, 16 öğrenci için de ilanların sürdüğünü kaydetti. Rektör Kılavuz, “Herhangi bir üniversitede doktora yapmakta olan bir öğrenci firmalarla irtibata geçerek anlaşması halinde yatay geçişle okulumuz öğrencisi olabiliyor. Bu dönemde de TÜBİ- TAK’a 27 protokolle 100 kontenjan için başvuruda bulunduk. Araştırma üniversiteleri içinde 5 aday üniversite içindeyiz. Bu yıl yeniden bir değerlendirme yapılacak. Aday üniversite olmamıza rağmen 2244 projelerinde firma sayısında yüzde 60’a yakın artış kaydederek araştırma üniversitelerinin ortalamasını yukarı çektik. Kontenjan talebimiz de 67’den 100’e çıktı” dedi. Devlet tarafından belirlenen 100 öncelikli alanda 192 doktora öğrencisine ulaştıklarını belirten Ahmet Saim Kılavuz, 11 öğrenci için de YÖK onayı beklediklerini aktardı. 2244 Sanayi Doktora Programı’nda Türkiye’de ilk iki üniversite içinde yer aldıklarına vurgu yapan Kılavuz, “Bu 100 alan Türkiye’yi şaha kaldıracak. Toplumun, ülkenin önceliklerini ele alıyor. Biz de moleküler biyoloji ve genetik üst başlığı altında genom ve gen hastalıkları çalışmaları alanında güçlü hocalarla çalışıyoruz” diye konuştu.

“Birikimimizi iş dünyasına sunmaya başlıyoruz”

Son 6 ay içinde üniversitenin almış olduğu patent sayısının 14’ten 36’ya yükseldiğini ve bunların bir kısmının da ticarileşmeye başladığını vurgulayan Prof. Dr. Saim Kılavuz, “Patentler başta olmak üzere sanayi dünyasına birikimimizi sunmaya başlıyoruz. Bir taraftan BTSO ile işbirliğimiz devam ederken diğer yandan da kurduğumuz Üniversite-Sanayi İşbirliği Geliştirme Merkezi (ÜSİGEM) ve Kamu-Üniversite-Sanayi İşbirliği Platformu (KÜSİ) bünyesinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. ÜSİGEM-KÜSİ Çalışma Grubu bünyesinde üniversiteden 10 akademisyeni, iş dünyasından da 10 sanayiciyi platforma dâhil ettik. Hocalarımızla birlikte sanayi kuruluşlarını geziyoruz. Yapılan çalışmaları yerinde izlerken üniversite olarak sağlayabileceğimiz katkılar konusunda da ikili görüşmeler yapıyoruz. Bugün Türkiye’nin elde ettiği başarıların arkasında Türk sanayicisinin gücü yatıyor. Bu bizi heyecanlandırıyor. ÜSİGEM icra konseyimize BOSİAD, DOSABSİAD ve NİLSİAD’ı da aldık. Onlarla toplantılara başlayacağız. Ardından 17 sanayi bölgemizin SİAD’ları, ıslah sanayi bölgeleri olmak üzere hocalarımızla ziyaretlere başlayacağız, ortak iş imkanları değerlendirilecek. Şimdiden olumlu geri dönüşler almaya başladık” diye konuştu.

Meslek yüksek okulları misyon odaklı yapılandırılacak

Bursa Uludağ Üniversitesi bünyesinde 15 MYO’da 20 bine yakın öğrenci bulunduğunu belirten Ahmet Saim Kılavuz buraları misyon odaklı yeniden yapılandırmayı planladıklarını kaydetti. “Bazı bölümlerimiz Türkiye’de ilk üçe giren bölümler” diyen Kılavuz, şu bilgileri verdi; “Bursa Uludağ Üniversitesi’nin tüm meslek yüksekokullarının iş dünyasının talepleri doğrultusunda kendisini güncellemesi ve kaliteli eğitim vermesi noktasında ön hazırlıklarımızı tamamladık. Gemlik’te bulunan yüksekokullarımız, teknik bilimler meslek yüksekokulumuzun otomotiv programı ve diğer programlar olmak üzere teknik çalışmalar yapan, bu konularda sanayi tecrübesi olan ve otomotiv sektörüne Ar-Ge desteği veren çok sayıda akademisyene ve laboratuvar olanaklarına sahibiz. İki MYO’da elektrikli ve hibrit araçlara özel programı açıyoruz. Bu alanda çalışan öğretim görevlilerini de bünyemize katacağız. Ayrıca yerli otomobilin üretileceği Gemlik’teki Asım Kocabıyık kampüsündeki MYO’yu da Denizcilik Fakültesi’ne dönüştürüyoruz. Tedarik zinciri ve lojistik konusu da burada gündemde olacak.”

Yerli otomobil için yeni bölüm açılacak

Bursa Uludağ Üniversitesi bünyesindeki Otomotiv Mühendisliği bölümünün Türkiye’deki en gelişmiş otomotiv bölümlerinden biri olduğuna işaret eden Ahmet Saim Kılavuz, “Türkiye otomotiv endüstrisinin nabzını elinde tutan iki büyük otomotiv ana sanayi kentimizde bulunuyor. Bursa Uludağ Üniversitesi olarak; yerli otomobilin, tasarım ve Ar-Ge çalışmalarında verilecek her türlü akademik göreve talibiz ve her türlü desteğe hazırız. Bu alandaki dönüşümde geri kalmamak için adımlar atıyoruz. Bu konu fizik, kimya, malzeme bilimi, endüstri mühendisliği gibi pek çok alanla da alakalı olan multidisipliner bir konu. Üniversite olarak bu alanlarda yetkiniz. Elektrikli ve otonom araçlar konusunda araçların geliştirilmesinde ve Ar-Ge çalışmalarında önemli görevler üstleneceğimiz inancındayız” değerlendirmesini yaptı. Kılavuz, Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu bünyesinde yerli araç için özel bir program açmaya hazırlandıklarını da bildirdi.

TEKNOSAB’ın Ar-Ge’si üniversitede

● Akademisyenlerin sanayi ve kentle, sosyal katmanlarla işbirliği, yerel yönetimler ve STK’larla ilişkilerini artırma noktasında gelişme kaydettiklerini vurgulayan Kılavuz, Teknoloji Transfer Ofisi (TTO) ve Uludağ Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nin (ULUTEK) bu kapsamda önemli çalışmalar yürüttüğünü anlattı. BTSO, UİB ve Bursa Büyükşehir Belediyesi ile ortak oldukları ULUTEK’te yüzde 100 doluluk oranına ulaştıklarına değinen Ahmet Saim Kılavuz, ULUTEK bünyesinde 440 dönümlük arazide yeni bir projeye de başladıklarını duyurdu. Kılavuz, “Üniversiteye 15 kilometre mesafede kurulacak olan TEKNOSAB’ın Ar-Ge birimlerini üniversite arazisi içinde Teknokent çatısı altında oluşturmayı hedefliyoruz. Planları hazırlandı. Finans arayışına geçildi. İçinde oteli, sosyal donatı alanları, belli gizlilikle girilebilecek özel araştırma merkezlerinin bulunduğu bir kompleks planlanıyor” açıklamasını yaptı.

Kükürtlü Kaplıcaları için yatırımcı arayışında

● Yatırımlarla ilgili de bilgi veren Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, kent merkezinde bulunan ve üniversiteye ait olan Kükürtlü Kaplıcası’nın yeniden faaliyete geçirilerek termal turizme kazandırılması için düğmeye bastıklarını anlattı. Kılavuz şunları söyledi, “Milli Eğitim Bakanlığı’ndan 10 yıllık kiralama izni aldık. Yap işlet devlete sıcak bakmıyoruz. Önümüzdeki günlerde ihaleye çıkacağız. Orada günlük tedavi hizmeti veren bir fizik tedavi merkezimiz var. Tahminlerimize göre tarihi bir yapı olduğu için 30 milyon liranın üzerinde bir restorasyon masrafı olacak. Şu anda 20 yatak var. Bu sayı artırılabilir. VIP odalar oluşturulabilir. Değerli bir kaynak suyu var. Termal turizmde yurt dışına da açılabilir. Güçlü bir yatırımcı arayışındayız. İhaleye sağlık tesisi olmaktan ziyade kaplıca tedavi merkezi olarak çıkmayı düşünüyoruz. Açık ve kapalı alanı olmak üzere toplam 24 dönümlük bir alan. Düşüncemiz 3 ihalede topyekün vermek. 3 ihalede arzu ettiğimiz sonucu elde edemezsek sadece bahçe kısmını ihaleye çıkaracağız. Önceliğimiz tarihi yapıyı kurtarmak.”

Kütüphane inşaatının da tamamlandığını ifade eden Ahmet Saim Kılavuz, Eğitim Fakültesi’nin ek binasının da eğitime başladığını, Veteriner Fakültesi’nin de et ve süt ünitesinin faaliyete geçirildiğini aktardı. Kılavuz, “Önümüzdeki günlerde et ve et ürünleri üretimi başlayacak. Sonrasında süt ürünlerini de devreye alacağız. Veterinerlik fakültesi kendi çarkını çevirebilecek noktaya geldi. Ziraat Fakültesi de yeni ürünler üzerinde çalışıyor” şeklinde konuştu.

Kentle bütünleşen üniversite hedefi

● Üniversitelerin ürettiği bilgiyi topluma yansıtma sorumluluğu bulunduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, bu çerçevede yerel ve merkezi yönetim olmak üzere toplumun her kesimiyle bütünleşen bir üniversite olmak için adımlar attıklarını dile getirdi. Kılavuz, “Üniversitede oluşan fikirler ortak akıldır. Bu sonuçların topluma yansıtılması gerekiyor. Yerel ve merkezi yönetimlerden taleplerin ötesinde üniversite olarak ‘kente nasıl katkı sağlayabiliriz’ konusuna ağırlık veriyoruz. Bu alanda da KOSGEB ile ÜSİGEM birlikte çalışmalar yürütüyor. Son olarak Milli Eğitim Müdürlüğü ile Bursa’da unutulan sanatlar ve özel eğitime ihtiyaç duyan çocuklarla ilgili protokol imzaladık. Liselerarası TÜBİTAK proje yarışmasını üniversitemizde düzenledik. Kentin her katmanıyla ilişkilerimiz devam ediyor. İŞKUR, BTSO ve diğer devlet kurumlarıyla işbirliği içinde Sürekli Eğitim Merkezi’nde eğitimleri sürdürüyoruz. Öte yandan SİAD’lar ile yapılacak toplantılarda hangi alanlarda startupların destekleneceğini ortaya koyacağız. Gençleri de bu alanda destekleyeceğiz” değerlendirmesini yaptı

Ekonomi