Resesyon korkusu İstanbul'da devre kesti!
Kırılgan yapısıyla son dönemde satışların yaşandığı yeni girişin de gözlenmediği Borsa İstanbul dün Japonya ve ABD kaynaklı küresel çalkantının etkisiyle sert kayıplar yaşadı. Güne üst üste iki devre kesiciyle başlayan BİST100 endeksi günü yüzde 5,54 düşüşle tamamladı, en çok kayıp dev şirketlerin hisselerinde yaşandı. Uzmanlar şu an hiçbir şey yapmamamın çok şey yapmak anlamına geldiğini vurguluyor.
ŞEBNEM TURHAN
Küresel piyasalar yeni haftaya yangın yeri gibi başladı. ABD’de son haftalarda teknoloji ve bankacılık hisselerindeki düşüşler, tarım dışı istihdam verisinin tatsızlığı üzerine Fed Başkanı Powell’ın eylülde faiz indirimini işaret etmesi sarsıntıyı artırırken dün Japonya başta olmak üzere Asya piyasaları alt üst oldu.
Tüm dünyada para güvenli limanlara kaçarken hisse senedi piyasalarını kırmızıya boyadı. Yaşananlardan son haftalarda düzeltme hareketi içinde olan ve para girişinin sınırlı olduğu Türkiye borsası sert etkilendi. Açılışta yüzde 6,72 düşerek devre kesen, ikinci açılış denemesinde yüzde 7,07 ile tekrar devre kesen Borsa İstanbul BİST 100 endeksi gün boyu sert satıcılı seyretti. Uzmanlar bu haftanın tedirgin ve sancılı geçeceğine işaret ederken özellikle yurtdışı piyasaların seyrinin içerideki hareketlerin yönü için de belirleyici olduğuna vurgu yaptı.
Yeni haftanın ilk gününü BİST100 endeksi yüzde 5,54, bankacılık endeksi yüzde 5,58, sanayi endeksi yüzde 6,48, ulaştırma endeksi ise yüzde 5,23 düşüşle kapattı. Türkiye'nin 5 yıllık iflas risk primi CDS'i 303 puanın üzerine taşınırken gösterge tahvil faizlerinde dalgalı bir seyir gözlendi. İki yıllık gösterge tahvil faizi yüzde 42,31'e 5 yıllık gösterge tahvil faizi yüzde 28,22'ye yükseldi. Gram altın fiyatları yüzde 0,80 gerileyip 2.587 liraya indi, serbest piyasada çeyrek altın 4.181 seviyesinde yatay kaldı. Dolar/ TL günlük yüzde 0,60 yükselişle 33.40 seviyelerine, Euro/TL ise yüzde 1,4’yi aşan yükselişle 36.71 seviyesinde işlem gördü.
Endekse en büyük negatif katkı BİM'den
BİST100 endeksinin düşüşünde en büyük katkı BİST30 hisselerinden geldi. BİM, BİST100 endeksini 40.43 puan, THY 36.32 puan, Akbank 32.39 puan, Ereğli 30.19 puan, İş Bankası 27.01 puan, Koç Holding ise 25.72 puan, Yapı Kredi 21.52 puan geriletti. Kapanışta sadece 16 hisse günü pozitif tamamlamayı başardı. Böylesi sert kayıplar en son geçen yıl şubattaki büyük deprem felaketi sonrasında yaşanmıştı. Peki bundan sonra ne olacak ve hisse senedi piyasalarında yön nereyi işaret ediyor. Uzmanlar her düşüşün bir alım fırsatı yaratmayacağına dikkat çekiyor ve içinden geçtiğimiz sert dalgalı dönemlerde hiçbir şey yapmamanın hisse senedi piyasaları için mantıklı olduğunu vurguluyor. Küresel piyasalar durulana kadar sabit getirili para piyasası fonları veya mevduat gibi enstrümanlarda durulması gerektiğini ifade eden uzmanlar, dışarının durulmasını beklemek gerektiği görüşünde.
UZMANLAR SERT HAREKETLERİ NASIL YORUMLADI?
Sabit getirili enstrümanlarda kalınmalı
■ Rota Portföy Yatırım Danışmanlığı ve Dağıtım Kanalı Bölüm Direktörü Kerem Aksoy: Küresel taraftaki riskten kaçınma modunun Türkiye’ye etkilerini görüyoruz. Uzun bir süredir küresel piyasalarla entegrasyonumuzun olmadığına vurgu yapıyorduk ama son dönemde Türkiye’ye olan ilginin tekrar arttığını görüyoruz. Bu bağlamda yurtdışında tansiyon düşmeden içerideki varlık fiyatlarında volatil seyir devam edecektir. Türkiye piyasaları için çok aşağı yönlü bir performans olabileceğini düşünmüyorum, sınırlı olur ancak yukarı yönlü hareket için de potansiyel görünmüyor en azından ABD seçimlerine kadar burası bir miktar yatay bantta hareket edecek.
BİST100’de dolar bazında 2.92’ye kadar inildi sonra bir miktar yukarıyı gördük. Dolar bazlı işlemler 2.97 seviyelerinden geçiyor. 2.92- 2.97 seviyelerini 200 günlük hareketli ortalama olduğu için önemsiyorum. Bunun üzerinde kalmamız gerekiyor. Onun için de yurtdışında dolar/Japon Yeni ile tetiklenen etkinin özellikle Nasdaq’ı ne kadar daha vuracağına bakmak gerekiyor. Paritenin biraz stabilize olması lazım. Bu hareketler global fonları vuracaktır, teminat tamamlama çağrıları da göreceğiz, diğer varlıklara etkilerini de. Bu hafta biraz sıkıntılı geçecek. Korku endeksi de tarihi zirvelerinde. Yurtiçinde hisse senedi yatırımı yoğun olanların şu an yapacak bir şeyleri yok. Teknik anlamda gelecek tepkilere, 200 günlük hareketli ortalamalara bakmak gerekiyor. 200 günlük ortalamanın altı net satış sinyali olur. Oralardan satıp daha güvenli sabit getirili enstrümanlara dönmek lazım.
Birilerinin battığını birkaç gün içinde duyabiliriz
■ Sermaye piyasaları danışmanı Yunus Kaya: FED, enflasyondaki artışı durdurabilmek için sürekli faizi artırarak Temmuz 2023'de yüzde 5.25-5.50 seviyesine yükseltti ki o dönem TÜFE yüzde 3 idi. Aradan 1 yıl geçti ve TÜFE hiç yüzde 3'ün altına inmedi, yüzde 3,5’larda dolaştı. Diğer taraftan ABD'de son istihdam verisi cuma günü geldi ve alarm zilleri çaldı. Data sonrasında resesyon söylemleri arttı. FED'in faiz indiriminde geç kaldığı bu yüzden 18 Eylül, 7 Kasım ve 18 Aralık toplantılarında 0.25'den 3 indirim yapacağı beklentisi sıfıra inerken artık piyasa yılsonuna kadar 125 puan istiyor. Hatta ya acilen indirecek, ya 18 Eylül’de 50-75 indirecek deniyor. Bu da beraberinde piyasalarda sert hareketleri getiriyor. FED'in bir sonraki toplantısına 43 gün daha var. Bu kadar sürede piyasalar yangın yerine dönerse, kendi tahminlerini aşan ekonomideki yavaşlamaya müdahalede geç kalıyor demek olacaktır. Bu yüzden erken bir faiz indirimi toplantısı beklemek mantıklı olur. Bu da bize Hoş geldin 2024 krizi dedirtir. Zira FED'in son iki acil faiz indirimleri kriz dönemlerinde gelmişti.
Japonya'da merkez bankası martta 17 yıl sonra ilk kez faiz arttırdı 31 Temmuz toplantısında da faizi yüzde 0,10'dan yüzde 0,25'e çıkardı. Bunu piyasa pek beklemiyordu. BOJ ayrıca aylık tahvil alımlarının hızını yarı yarıya azaltacağını duyurdu. Ultra gevşek para politikasından sert dönüş demek olan bu hamle bankanın niceliksel sıkılaştırma yoluna girdiğini gösterdi. 11 Temmuz'dan beri hızla Japon yenine dönen sermaye, bu karar sonrasında atağını daha da artırdı. Son 25 günlük Yen'in dolar karşısındaki değer artışı yüzde 13'ü aştı. Bu kadar kısa sürede bu kadar büyük artış, birçok büyük pozisyon sahibi yatırımcıyı ve fonu zor durumda bırakmakta. Carry trade işi ile yen alıp başka paraya dönen ve yatırım yapanlar oradaki varlıklarını satıp ana paraya geçiş yapıyorlar ki bu kadar büyük atak oluşuyor. Yani finansal zorlama yüzünden açık pozisyonların kapanması finans piyasalarını sallıyor. Halen bu atağın ne kadar süreceğini kestirmek zor. Birilerinin battığını birkaç gün içerisinde duyabiliriz.
Önümüzdeki hafta orta vadede fırsat kollanabilir
■ Perform Portföy Fon Yöneticisi Altan Aydın: Bir süredir endeks zayıflamaya başlamıştı. Biz pozitif haber görmeye beklerken geçen hafta önce jeopolitik gelişmeler biraz zayıfl adık yatırımcı hafta sonu riskini almamayı tercih etti. Ondan önce de bilanço beklentileri nedeniyle pozisyon azaltma ilgisi vardı insanlarda, çekilelim kenarda duralım diyordu. Küresel satış dalgası bunun üzerine geldi. Son 1-2 aylık yabancı çıkışına bakarak bunu Japon Yeni’ne bağlayanlar olabilir ama TL’ye karşı çok düşük bir pozisyondu. Ama küreselde olan pozisyonların etkilemesi düşünülüyor olabilir.
Türkiye’deki pozisyonların kur üzerine etkisi olacağı yorumlarını abartılı buluyorum. TCMB rezervleri oldukça yeterli. Hisse piyasasında ise ABD’de geçen haftalardaki teknoloji hisselerindeki satışlar üzerine resesyon tartışmaları satışları arttırdı. ABD resesyon fiyatlamalarının yersiz olduğunu düşünüyorum. Fed’in de erken toplanıp faizi indireceğini düşünmüyorum zaten geri teper. Jackson Hole toplantısında net bir sinyal verip eylül toplantısında faiz indirimi yapacağı düşüncesindeyim. Japon yeni pozisyonlarını, petrol fiyatları resesyon fiyatlamasını takip etmek lazım. Son olarak da CDS’ler gösterge olacak. Bu dönemde hiçbir şey yapmayanlar yapmamaya devam etmeli önümüzdeki haftadan itibaren orta vadede fırsat kollanabilir.
Dengelenmeyi beklemekten başka çare yok
■ Deniz Yatırım Strateji ve Araştırma Genel Müdür Yardımcısı Orkun Gödek: Piyasalar, farklı birçok başlığı aynı anda fiyatlama karmaşası yaşıyor. Uzun bir süredir aranan “kar realizasyonu gerekçesi” tek bir başlık üzerinden şekillenmek yerine, çoklu değişkenler ile sürece dahil oluyor. Bu esnada çok ciddi anlamda riskli varlıklardan çıkış görüyoruz ki zayıf dolar teması da oyunun merkezinde yer alıyor. JPY’nin hangi noktaya kadar değer kazanacağı ve ABD’de tahvil faizlerinin gerilemesi ile ABD - Japonya tahvil makasının ne ölçekte kapanacağı sorularının yanıtları kısa vadede kolay değil. Ancak, görünen o ki yatırımcılar, yeni dönem için pozisyonlarını hızlı şekilde ayarlama isteğindeler. Şu aşamada panik satışlarının hız kesmesi ve dengelenmesini beklemekten başka çare yok. Yerel varlıklar 1 yıl öncesine kıyasla çok daha fazla yabancı yatırımcı oranına sahip olduğundan, globaldeki çalkantılı dönemler artık fazlasıyla radarımızda yer alacak. Taşınan uzun yönlü lira carry pozisyonlar ve tahvil piyasasına girişleri de gözettiğimizde, riskli varlıklardan çıkışın ulaşabileceği boyutu yakından izlemek gerekiyor. Bizim genel piyasa görüşümüzde henüz değişiklik bulunmuyor. Pozitif beklentilerimizi korumaya devam ediyoruz. Dış gelişmeler bir noktaya dek etkili olsa da temeldeki hikayemiz ve odaklanacağımız başlıklar çok daha farklı ve en az 1 yıl daha böyle devam edecek.