Tüsiad’da Türkiye dış politikası konuşuldu! Prof. Dr. Ersel Aydınlı “Türkiye stratejik otonomi egzersizi yapmalı”

TÜSİAD Ankara Temsilciliği'nde “Türk Dış Politikasında 2024” başlıklı bir panel düzenlendi. Panele katılan dış gözlemciler Avrupa Birliği ile gündemin göç ve güvenlikle ilgili konularda yoğunlaşmaya devam edeceği, Kıbrıs’ın ilişkilerdeki kilit olma rolünün de sürdüğü vurguladı. Prof. Dr. Ersel Aydınlı, Türkiye'nin dış politikada özerkleşme arayışına girmesi gerektiğine dikkat çekerek "Türkiye stratejik otonomi egzersizi yapmalı” dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Tüsiad’da Türkiye dış politikası konuşuldu! Prof. Dr. Ersel Aydınlı “Türkiye stratejik otonomi egzersizi yapmalı”

Mehmet KAYA

ANKARA (EKONOMİ) – TÜSİAD tarafından düzenlenen panelde konuşan dış politika gözlemcileri, Türkiye’nin 2025’te dış politikadaki gündeminin değişmediğini ancak zor sürecin devam ettiğini belirttiler. Avrupa Birliği ile gündemin göç ve güvenlikle ilgili konularda yoğunlaşmaya devam edeceği, Kıbrıs’ın ilişkilerdeki kilit olma rolünün de sürdüğü vurgulandı. ABD ile ilişkilerde ise Suriye ve Kürt sorunundaki gelişmelerin başat olacağı, Türkiye’de Trump’a yönelik beklentilerin sıklıkla vurgulanmasına karşılık, ABD siyasi yapısı dikkate alındığında bu beklentilerin gerçekleşmeme ihtimalinin dikkate alınması gerektiği vurgulandı. Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Ersel Aydınlı, Türkiye’nin dış politikada bölgesel olarak etkisini artırmaya yönelik olarak “stratejik otonomi” egzersizleri yapması gerektiğini belirtti.

TÜSİAD Küresel Siyaset Forumu çerçevesinde TÜSİAD Ankara Temsilciliği'nde “Türk Dış Politikasında 2024” başlıklı bir panel düzenlendi. Küresel Siyaset Forumu Akademik Koordinatörü Evren Balta'nın yönetimindeki panele ODTÜ Öğretim Üyeleri Meliha Benli Altunışık ve Başak Alpan, Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Ersel Aydınlı ve Gazeteci-Yazar Murat Yetkin katıldı.

Dış politikanın mevcut görünümüne yönelik panelde, Gazeteci Murat Yetkin, ABD ile ilişkiler açısından Trump dönemine yönelik yorumlarda belirsizliğin öne çıkarılsa da önceki başkanlık döneminden tutum ve davranışlarının bilindiğine işaret ederek, özellikle Türkiye tarafındaki Suriye’deki örgütlere yönelik ABD’nin tutum değişikliği beklentilerinin, Trump istese de ABD’nin diğer yapısal güçleri tarafından boşa çıkarılabileceğine işaret etti. Yetkin, İsrail’in Şam’ın 20 km. yakınına kadar askeri güç getirmesinin Suriye’deki statükoya yönelik zor koşulları gösterdiğinin altını çizdi.

Avrupa Birliği ile ilişkilerin görünümünde ise AB’nin güvenlik endişelerini öne çıkarması ve ABD-NATO ilişkilerine yönelik olarak “stratejik otonomi” arayışlarına vurgu yapıldı. Türkiye ile ilişkilerde, müzakerelerin ilerleme göstermemesi, Kıbrıs’ın karşılıklı ilişkilerdeki kilit özelliğinin devamına dikkat çekilirken, Başak Alpan, Türkiye ile ilişkilerde göç ve AB’nin güvenliği temelli gündemin devam edeceğini belirtti. Alpan, “AB jeopolitik uyanışını yapmak istediğini” vurgularken, ekonomik ve bölgesel ilişkilerinde, hammadde ve enerjideki dışa bağımlılığı yüzünden Avrupa’nın kendisini “kırılgan gördüğünün” altını çizdi.

‘Türkiye stratejik otonomi egzersizi yapmalı”

Türkiye’nin dış politikasında AB ve ABD ilişkilerinde uzun vadeli birliktelik ve çıkar işbirliğine dayalı “normatif” bir ilişkinin kalmadığını, sadece reel politika boyutuyla bir ilişkinin sürdüğünü kaydeden Prof. Dr. Ersel Aydınlı, bunun Türkiye açısından kendisini “menteşe ile” bir bloka bağlama özelliğinden çıkması anlamına geldiğini söyledi. Türkiye’nin istese de istemese de mümkün olduğunca bağımsız hareket etme-dış politikada özerkleşme yolunu araması gerektiğini belirten Prof. Dr. Aydınlı, “Stratejik otonomi meselesi… Türkiye bir şekilde stratejik otonomi egzersizi yapması gereken bir ülke. Stratejik otonomi siyasetle karıştırılıyor. Türkiye şöyle bir memleketti: Geçerli ve kavi menteşeler vardı. Menteşenin birine kendimizi yerleştirmiş memlekettik ve bizim için çok işlev görüyordu. Bu menteşe artık yok. Her türlü siyasetten ve başka şeyden bağımsız olarak stratejik otonomi egzersizi yapmalı. Öyle bir tarihi dönemde ve öyle bir coğrafyada yaşıyoruz. Kürt Meselesinin bir hal yoluna koymak gerekiyor. Çünkü herhangi bir oluşabilecek menteşeye bağlanmamızı da etkiliyor. ABD tarafından Kürt meselesi meseleyi bağlayabileceği bir kilit işlevi görüyor. Türkiye O meseleyi onların elinden almaya çalışıyor. Yapabilir yapamaz, doğru-yanlış tartışmıyorum.” dedi.

Meliha Benli Altunışık da, İsrail’in bölgede güç elde ettiğini, “olmaz” denilen İran-İsrail doğrudan çatışmasının yaşandığını belirterek, İran’a yönelik ilave bir dinamiğin başlamış göründüğünü söyledi. Altunışık, Türkiye’nin geçmişte Katar ile başlattığı bölgesel etkinlik sürecinin sonlandığını, bölge ülkeleriyle daha fazla birlikte çalışma arandığını belirterek, “(Ortadoğuda) Bölgesel güçler var ama hegamonik bir güç yok. Birisi öne çıkınca hemen engelleniyor. Mısır’a yapıldı, Türkiye’ye yapıldı, İran’a yapıldı ben İsrail’e de yapılacağını düşünüyorum. Türkiye’nin bölgesel güç olma konusunda dersler çıkardığını düşünüyorum, inşallah yanılmamıştım. Sessiz etki alanını genişletmeye çalışan bir aktör olduğunu görüyorum.” dedi.

Ekonomi