Prof. Dr. Aziz Çelik değerlendirdi: Enflasyondaki düşüş çarşıya-pazara yansıyor mu?
Türkiye’de yıllık enflasyon ağustos ayında ekonomi yönetimi ve Merkez Bankası’nın beklentileri doğrultusunda yüzde 50 bandına geriledi. Prof. Dr. Aziz Çelik, konuyla ilgili yaptığı değerlendirmelerde "Enflasyon teknik olarak düşüyor ama fiyatlar düşmüyor." ifadesini kullandı.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) Ağustos ayında yüzde 51,97 olarak ölçüldü.
Ulusal enflasyon verisi olarak kabul edilen TÜFE, Mayıs ayında yüzde 75,25 ile son 18 ayın zirvesini gördükten sonra Temmuz ayında yüzde 61,78’e gerilemişti.
Son 20 yılın en yüksek ikinci Ağustos ayı enflasyonu
TÜİK’in verilerine göre Ağustos ayında enflasyon bir önceki aya göre yüzde 2,47 artış gösterdi.
Bu oran 2023 Ağustos’unda ölçülen yüzde 9,09’dan sonra son 20 yılın en yüksek ikinci Ağustos ayı enflasyonu oldu.
Bu endeksin yürürlüğe girdiği 2005 yılından bu yana Ağustos aylarında dört kez (2006, 2008, 2009 ve 2013) eksi enflasyon oluşmuştu.
“Enflasyon teknik olarak düşüyor ama fiyatlar düşmüyor”
Kocaeli Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü’nden Profesör Doktor Aziz Çelik, baz etkisiyle yıllık enflasyon düşerken, genellikle daha düşük enflasyonun görüldüğü yaz aylarında, artışın sürdüğüne dikkat çekti.
VOA Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan Profesör Çelik, “Enflasyon teknik olarak düşüyor ama fiyatlar düşmüyor. Doğrudur, enflasyon artışı hızında bir yavaşlama var. Geçen yıl yüzde dokuzdan yüksek enflasyon bu Ağustos’ta yüzde iki buçuğa gerileyince yıllık enflasyon bir anda on puan geriledi. Bunu bir iyileşme göstergesi olarak kabul etmek mümkün değil. Türkiye ekonomisinde çoklu bozukluk var. Birden çok hastalığı olan hastaya verdiğiniz bir ilaç, bir organı düzeltirken başka bir organı bozabilir. Bizde de durum bundan farklı değil. Faiz yükselince dolar çıkmıyor ama yatırım da duruyor; ücretleri kısınca talep daralıyor, enflasyon geriliyor ama büyüme de düşüyor” dedi.
Mehmet Şimşek: “Dezenformasyon belirginleşiyor, aylık gıda enflasyonu 4 yıl sonra negatif oldu”
Hakkında geçtiğimiz haftalarda çıkan istifa söylentileri Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’na bağlı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi tarafından yalanlanan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, dezenformasyonun belirginleştiğini söyledi.
Ekonominin dümenini elinde tutan Şimşek, X hesabından yaptığı paylaşımda, “Yıllık enflasyon son 3 ayda 23,5 puan gerileyerek yüzde 52 gerçekleşti. Geçici unsurların da etkisiyle aylık enflasyon Ağustos’ta yüzde 2,5, yönetilen-yönlendirilen fiyatlar hariç ise yüzde 1,4 gerçekleşti. Aylık gıda enflasyonu 4 yıl sonra negatif oldu. Güçlenen finansal istikrar, ekonomideki dengelenme ve beklentilerdeki iyileşmenin etkisiyle son çeyrekte aylık enflasyonun ana eğiliminde düşüş bekliyoruz. Böylece yıl sonunda enflasyonun tahmin aralığında gerçekleşmesini öngörüyoruz. Program hedeflerine ulaşma konusunda kararlılığımız aşikâr” yorumunda bulundu.
“İktidar beklenti enflasyonu üzerinden asgari ücret zammını kendi seçmenine bile anlatamaz”
Çalışma ekonomisi ve endüstri ilişkileri uzmanı olan Aziz Çelik, “Hazine ve Maliye Bakanı’nın kendisini teyit eden verilerle pozitif hava yaratmaya çalıştığını” dile getirdi.
Profesör Çelik, “Bakan Şimşek’in elinde sihirli değnek yok. Onun da yapabilirlikleri sınırlı, kısıtları var. İstihdam Ağustos’ta 341 bin azaldı, atıl işgücü 1,7 milyon arttı. Sayın Şimşek, sessiz kaldı. Sanayi üretimi bu ayki verilere göre neredeyse yüzde 5 düştü. Bakan sustu. Yıllık enflasyonda baz etkisiyle yaşanan düşüşte ise konuşuyor. Bakın hükümeti zor bir Ocak ayı bekliyor. Çünkü bu yıl Temmuz’da ücret artışı yapılmadı. Çalışanlar birikimli artış bekliyor. Hak-İş ve Türk-İş gibi konfederasyonlar bile miting yapmak zorunda kaldı. IMF’nin raporunda ‘hedef enflasyon üzerinden zam yapın’ önerisi var. Bu olursa ki bu konuda çalışıldığı anlaşılıyor. Beklenti enflasyonu üzerinden bir ücret artışı büyük tepki çeker. İktidar bunu kendi seçmenine bile anlatamaz ki halihazırda örgütte Şimşek politikalarına tepki olduğu söyleniyor. Dahası bu ekonomik programın manevra alanı da bulunmuyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “Dezenflasyon süreci devam ediyor”
Ekonomik programın Şimşek’le birlikte en güçlü savunucusu olan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ise enflasyonda elde edilen pozitif sonuçların refah seviyesi ve gelir dağılımı üzerindeki etkilerinin önümüzdeki dönemde görüleceğini söyledi.
X hesabından değerlendirmelerde bulunan Yılmaz, “Dezenflasyon süreci devam ediyor. Enflasyonist baskıların azalmasının etkisiyle TÜFE Ağustos ayında yüzde 2,47 oranında arttı. Güçlü siyasi ve sosyal sahiplenme ile enflasyonda sağladığımız sonuçlarla öngörülebilirliği arttırıyor, istikrar içinde büyüme hedefimize katkıda bulunuyoruz. Açıklayacağımız güncellenmiş OVP (Orta Vadeli Program) ile mal ve hizmet piyasalarının daha etkin işlev görmesini sağlayacak ve piyasada rekabeti artıracak politikalar vasıtasıyla enflasyon üzerindeki ataleti kırmayı ve uzun dönemli beklentileri iyileştirerek dezenflasyonun reel ekonomi üzerindeki maliyetini hafifletmeyi amaçlıyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile Hazine ve Merkez Bankası’nın ortaklaşa hazırlayacakları Orta Vadeli Program’ın bu ay içinde açıklanması bekleniyor.
TCMB: “Talepteki dengelenmenin dezenflasyon sürecine katkısının güçlenerek sürmesini bekliyoruz”
Bu arada Merkez Bankası’nın internet sitesinde Abdullah Kazdal ve Ece Taşan imzasıyla yayınlanan ikinci çeyrek milli gelirleri hakkındaki makale, dezenflasyon sürecinin yılın ikinci yarısında süreceğini vurguluyor.
Makalede, “Büyüme kompozisyonu, gerek büyümenin sürdürülebilirliği gerekse dezenflasyon süreci açısından önemli bir unsur olarak öne çıkmakta. 2024 yılının ilk yarısına ilişkin milli gelir verileri, ilk çeyrekte öne çekilmiş talep ve ikinci çeyrekte köprü günleri gibi faktörleri göz önünde bulundurduğumuzda, iktisadi faaliyetin ana eğiliminde ılımlı ancak para politikasının gecikmeli etkileriyle giderek artan bir zayıflama gerçekleştiğini gösteriyor. Üçüncü çeyreğe ilişkin öncü göstergeler ve yüksek frekanslı veriler de yurt içi talebin yavaşlamaya devam ettiğine işaret etmekte. Bu çerçevede, yılın ikinci yarısında talepteki dengelenmenin dezenflasyon sürecine katkısının güçlenerek sürmesini bekliyoruz” deniyor.