Para da geliyor, yeni dalga da

Ekonomist Ali Ağaoğlu ve gazeteci Hakan Güldağ, Şans Sohbetleri’nde bu hafta gündemde yer alan ülkeye para girişi iddiaları ile ilgili konuştu. Piyasaya para girişi başladığını belirten ikili, borsa tarafında yabancı yatırımcının bazı banka hisselerinde alım yaptığını söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Para da geliyor, yeni dalga da

Güldağ: Bu hafta piyasalarda, özellikle kurlarda büyük dalgalanmalar oldu. Büyükleçilerle ilgili artan tansiyon tam buzdolabına kalktı derken, Merkez Bankası'nın Enfl asyon Raporu sunumu sonrasında yeni bir hareket oldu. Borsada da yukarı doğru bir hareket yaşanıyor. Borsacılarla konuşunca devamı da gelecek diyorlar.

Ağaoğlu: Önce iyi haberi vereyim, dışarıdan bir miktar para geliyor.

Güldağ: Net hata noksan rakamı da büyümeye başladı. Nereden geliyor para?

Ağaoğlu: Borsada yabancıların ilgi gösterdiği bankacılık sektörüne son 2-3 gündür bir giriş var. Büyükelçiler meselesi Türkiye’ye hasar verebilecek bir konuydu. Neyseki şimdilik de olsa rafa kalktı.

Güldağ: Buzdolabına kaldırıldı diyelim. Devamı gelebilir. Bu, bugün Osman Kavala davası olur. Yarın başka bir konu çıkar. Daha çok ileri-geri adım görürüz. Bu arada 'gri liste' meselesi de geldi.

Ağaoğlu: FATF’ın vereceği hasar veya zorlayıcı ortam zamana yayılacak. Etkileri kademe kademe olacak. Olası jeopolitik gelişmeler, para politikalarında yaşanacak değişiklikler ve bunların etkileri... Özetle para da geliyor, yeni dalgalar da diyebiliriz...

Güldağ: Eh, bu arada da, kurt dumanlı havayı sever misali, anlaşılan içeriden ve dışarıdan rahat bilgi sızdırabilen birileri de nemalanıyor süreçten.

Ağaoğlu: 9.29 ve 9.85 arasında bölgede özellikle yaşadık bunu. Faiz indirimleri, bazı bireysel yatırımcıları kendilerini iyice değer kaybeden Türk Lirası karşısında karlı hissettirip dövizi satmalarına yol açıyor. Bankalar için de oldukça iyi karlar söz konusuydu. Onlar da karın bir kısmını ceplerine koymak istemiş olabilirler. Ayrıca, bu kesimlerin satıcı olduğu bir ortamda borsaya girip büyükelçi olayı ortadan kalktı diyerek, yüksek seviyeden satmak isteyenler varken, aynı durumda almak isteyenler de vazgeçiyorlar. O seviyeden almayalım biraz daha bekleyelim dediklerinde, alıcının azaldığı satıcının azaldığı bir ortamda normal bir kar realizasyonu dönemi geliyor. Salı günü 43’lere kadar geldi, biraz fazla abartılmıştı. Çarşamba yine 55-56’lara geldik.

Güldağ: Büyükelçi olayından bir şey çıkmayacağını bilenler ya da tahmin edenler satışa geçti. Sonra çarşamba günü de 9.53 seviyesinde yoğun baskıyla 9.50'nin altına çektiler. Perşembe günü Merkez Bankası'nın Enfl asyon Raporu sonrası bu kez yukarı yönde baskı yapıldı.

Ağaoğlu: Bir süre sonra karlar realize edilip işlemlerin yeniden durgunlaştığını, hatta 9.38-40 bandına yakın zamanda indiğini göreceğiz. Cuma günü Türkiye’de resmi tatil olması hasebiyle aradaki faiz farkından para kazanmaya çalışan bazıları da döviz satmayı, bir kısmı da o maliyet nedeniyle almamayı tercih ediyor. O da alıcıların bir miktar geri çekilmesine, kurun bir parça gerilemesine, daha doğrusu kâr realizasyonuna bir zemin hazırlamış durumda. Bir kısmı karlarını realize edip, kar cebe yakışır deyip karı cebe koymaya çalıştılar diyeyim. Temel bir değişiklik var mı derseniz yok.

Güldağ: Temel değişiklik yok ama olayların bizi sürükleyip getirdiği bazı eşikler var. Bir model, bir strateji değil ama anlaşılan enfl asyonla mücadeleyi bir kenara koyduk. Önümüzde seçim var. Bu sene büyümede sorun yok ama son çeyrek yüzde 3 ile sınırlı kalabilir büyüme. 2022'ye düşük bir büyüme ivmesi ile transfer olacağımız görünüyor. O nedenle, büyüme tarafını elden geldiğince şahlandırmak için harekete geçtik. Muhtemelen bu süreç yeni KGF'lerle desteklenir. Belki yılbaşında. Tabii asgari ücrette de yüksek bir artış oranı bekleniyor. Yüzde 30 ve üstü. Emekliler de memnun edilmeye çalışılacak. Emeklilikte yaşa takılanlar da... Ankara'da 100-150 milyar liralık paket hazırlığı konuşuluyor. Faiz indirimleri büyük ölçüde ideolojik izler taşıyor ama işin büyüme tarafı da var.

Ağaoğlu: Büyüme tercih edildi evet. Ama şunu da unutmamak lazım. Merkez Bankası faizi iki puan indirince, ardından kamu bankaları, Eximbank, Merkez Bankası faizine endeksli kredi veya imkan tanıyan kamu kurumlarının tamamı indirmek zorunda. Özel sektöre bazı davet yazıları gittiğine dair haberler de çıktı. Birincisi mevduat sahipleri bu oranlardan paralarını yatırmak isterler mi? İkincisi; onların istemediği bir ortamda bankaların gerçek fonlama maliyetleri bu seviyede veya buna paralel azalıyor mu? Hayli zor. Onlar ne yapıyor? Üzerine tahsis, kullandırma gibi farklı isimlerle ekleme yapılıyor ve faiz belli bir seviyeye çıkıyor. İşgören faizi şu anda açıklanan tabela faizinin belki 1, belki 1,5 puan minimum üzerine çıkıyor. O yüzden de işgören faizi ile tabela faizi arasındaki farkı 1,5-2 puan. Korkarım faizler düşmeye devam ettikçe de aradaki fark artacak ve biz işgören faizi farklı bir yerde göreceğiz.

"Euro/Dolar 1,1710'u aşarsa yukarı yön güç kazanır"

Güldağ: Dolar/TL'yi konuşuyoruz ama iş dünyasının yakından izlediği parite tarafında da Euro’nun değer kazanması yönünde beklenti var. 1,20’ler, 1,25’ler civarı konuşuluyor önümüzdeki sene için.

Ağaoğlu: Doların değer kazanacağını sonra Euro’ya şans geleceğini düşünüyorduk, o süreç gecikti. İş dünyasına ben de katılacağım. Daha fazla aşağısında zorlama belki 1,15 olur ama ben paritenin 1,15’in altına gitmesini çok beklemiyorum. 1,1650 arkasında 1,1710 gibi bir seviye var. Orayı geçtikten sonra Euro bir parça daha değer kazanacağı bir bölgeye geçecek ki orada ilk hamle 1,2150 arkasından 1,2350 var. Üzerini de çok fazla beklemiyorum.

“Altın tek başına gidemez, gümüşün desteği lazım”

Güldağ: Altın 1800 doları gördü ama zorlanıyor. Ne düşünüyorsun? Ağaoğlu: Altın tarafında ilginç bir durum var. 1785-90 arası direnç destek karışmış. Aynı karışık kahve falı gibi. Altın gümüşten önce gitmeye çalışıyor ama gümüş bir türlü altını desteklemediği için gidemiyor. Gümüşte 24,50 seviyesi geçilmeden ne altın ne gümüş kolay kolay yukarı gitmeyecek. 24,50 gümüşte geçilirse gümüş altını destekler vaziyete gelecek. Altın tek başına gidemez muhakkak gümüşün de onu desteklemesi gerekiyor. Dediğim hareket olursa altında 1835’ler görülmeye başlanır. Bir gün gelecek, bu da Nasrettin Hoca hikayesi gibi… Şimdiye kadar Bitcoin ve şürekası diyeyim. Enfl asyona karşı hedge olarak altın ve gümüş kullanılırken şimdi Bitcoin ve saz arkadaşları kullanılıyor. Onların da çok doğru bir hedge olmadıkları biliniyor. Çünkü altını çıkarma maliyeti, arz-taleple biraz daha ayağı yere bastıracak bir meta o yüzden enfl asyon hedge için kullanılması daha ihtimal bir nesne. Şimdiye kadar son iki senedir kullanılmadı ama bir gün gelecek o zaman da neden kullanmadık diyecekler ama iş işten geçecek.

“Enerji fiyatları ocak ayına kadar geri çekilmez”

Güldağ: Petrol ve enerjiye de çok kısa değin istersen…

Ağaoğlu: Petrol 86,27’yi gördü. Yükseliş oranı azalmakla birlikte halen daha piyasayı zorlamaya çalışıyor. Yükseliş kalıcı olacak mı dersen benim için halen daha ciddi bir soru. Ben geri gelmesini bekleyen taraftayım. Ama doğalgaz tarafındaki fiyatta yeniden 6 dolarların üzerine çıkması ve biraz daha yukarıda tutunmaya çalışma çabası enerji sektöründe fiyatların geri gelmesini zorlaştırıyor. Kışın soğuk geçeceği ile ilgili emareleri görmedik ama gördüğümüzde bir de oradan vururlar diye düşüyorum. Sonuç olarak enerji fiyatlarında 2022 Ocak sonuna kadar ben bir geri çekilme beklemiyorum. Çünkü, o abarttıkları soğukluk olsa da olmasa da fark etmiyor. Onda bir gevşeme olacaktır diye düşünüyorum.

Ekonomi