Paket faydalı ama yeterli değil!

Ekonomist Ali Ağaoğlu ile ekonomi gazetecisi Hakan Güldağ, 'Ekonomik İstikrar Kalkanı' paketinin reel sektöre ve ekonomiye olası etkilerini değerlendirdi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Paket faydalı ama yeterli değil!

Ekonomist Ali Ağaoğlu ile ekonomi gazetecisi Hakan Güldağ, bu hafta Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından koronavirüse karşı açıklanan 'Ekonomik İstikrar Kalkanı' paketinin reel sektöre ve ekonomiye olası etkilerini değerlendirdi.

Güldağ: Koronavirüs tüm dünyayı etkileyen unsur olarak devam ediyor. Türkiye’de görüldüğünden beri bir hafta oldu, vaka sayısı artıyor. Maalesef, virüs sebebiyle iki ölüm gerçekleşti. Sağlık Bakanı herkesi evden çıkmamaya davet ederken, iş dünyasının da hükümetten talepleri oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan koronavirüse karşı ekonomik tedbir paketini nasıl yorumluyorsun?

Ağaoğlu: Hepimize kolay gelsin, bu bütün dünya için problem… Birçok krizi yaşamış birisi olarak ‘kriz tecrübem var bir şeyleri önceden görebilirim’ derdim. Fakat ilk defa içinde ‘ölüm korkusu’ olan bir krizle karşı karşıya kaldım. Yönetmesi de bütün dünya için zor. Ülkeler kendi çapında önlemler alıyor ama birbirlerine destek olacak yöntemle almadıkları için bir yerdeki hastalık öteki tarafa çok kolaylıkla sirayet etti. Neredeyse bütün piyasalar çöktü. Tam 'erime' diyeceğimiz bir durum var. Önünde de durulamıyor. Fed’in faiz açıklamasına rağmen dolar endeksi yükseliyor. Sterlin 1986’dan bu yana en düşük seviyesinde geldi. Bu dengeyi kurmak bayağı zaman alacak. Pakete gelince benim en önce gördüğüm vergi ertelemeleri var.

Güldağ: Pakette muhtasar ve KDV ve SGK primleri Nisan, Mayıs ve Haziran ödemeleri 6’şar ay ertelendi. Şirket borçlarında da üç ay gibi bir erteleme söz konusu. Ama sence bütün kesimleri rahatlatan, güçlü bir mesajı oldu mu paketin?

Ağaoğlu: Vergi, prim indirimleri hiç şüphesiz bir avantaj. Onun ötesinde önemli olduğunu düşündüğüm Kredi Garanti Fonu var. Ama ben paketten biraz daha büyük hamle beklerdim doğrusunu istersen… Bunu daha önce de söyledim. Biz barutları daha önceden tükettik. Çok da gerekmeyen zamanlarda sırf ekonomi büyüsün diye verdiğimiz çabalar, o barutların tükenmesine sebep oldu. Şirketlerin, KDV alacakları var. Şirketler için çok büyük bir rakam. Bu KDV’nin bir şekilde ödenmesi veya hazine bonosu olarak verilmesi kritik mesela… Böylelikle Hazine bonosu, faiz de taşıyacağı için KDV alacaklarının şirketlerin bilançolarına getireceği yükü hafifletme şansı olurdu. Diğer taraftan da en kötü ihtimalle bunu bankalara teminat mektubu olarak verip ters repo yoluyla bir likidite temin etme imkanları olurdu.

Güldağ: İş dünyası epey dillendirdi bunu...

Ağaoğlu: Evet bu en çok arzu edilen, beklenen kalemlerden biriydi ama kaynak tarafında sorunlarımız olacağı veya olduğu için bu pakete girememiş. Belki önümüzdeki günlerde bu da düşünülebilir veya bu kalkanı daha da fazla güçlendirmek için bu ve benzeri major birkaç adımlar atılabilir.

Güldağ: Bu arada, Cumhurbaşkanı paketi açıklarken, çok açmadı ama bazı vurguları konuyu sadece bir sağlık sorunu olarak görmediğine işaret ediyordu. Böylesi önemli salgın dönemleri, feleaket dönemleri sonrasında dünyada meydana gelen değişiklikleri vurguladı. 'Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak' dedi. Salgın sonrasında dünyanın değişeceğinin altını çizdi bir anlamda. Bana ilginç geldi. Dünyanın gidişatında gerçekten bir çok bozukluk var. Bütün teknolojik gelişmeye rağmen dünya ekonomisi arzu edilen seviyede büyümüyor. Gelir dağılımı giderek bozuluyor. Gece yarısı alınan kararlara bakarsan geleceğe ilişkin güven değil, panik havası var. Koronavirüs ile dünya bir testten geçiyor aslında. Orta ve uzun vadeli etkileri olacak bir test bu. Ancak öte yandan, bir de bugünün görevleri var. İstihdam ne kadar koruyabileceğiz. Dayanın önümüz bahar demek iyi güzel ama önünü göremeyen, net mesaj alamayan, kendi sektörüne destek verilmediğini gören iş insanları nasıl hareket eder? İşçi mi alır, işçi mi çıkarır? Yoksa ilan edilen paket, kendi içerisinde iyi ve faydalı. İş dünyası temsilcileri de öyle söylüyor. Ama yeterli mi? İşte o konuda genel görüş daha fazlası yapılmalıydı yönünde, benim gördüğüm. İki ay ücretleri ben ödeyeceğim dese ne olurdu diye soruyorlar. Fransa Cumhurbaşkanı Macron 'Bir tek Fransız şirketi batmayacak' sözü gibi bir laf bekleniyordu sanıyorum. Yoksa yarın bankaya olan kredi borcu ertelendiyse, ferahlar mı ferahlar, SGK primini 6 ay sonra yatır deniyorsa bu da nefes aldırır. Ama düşünsene günü gününe yaşayan esnaf, iki-üç ay iş yapmadan nasıl dayanacak? Hayatiyetini yitiren esnafa vergi indirimi ne kadar kar eder? Benim gördüğüm paket, esas olarak ‘bu işi 2-3 haftada atlatacağız’ senaryosuna dayanıyor. Cumhurbaşkanı da 3 hafta dişimizi sıkarsak sonrası ferahlık gibi bir mesaj verdi. İnşallah öyle olur ama olmama ihtimali yüksek. Ben mutlaka açıklanan desteklere yeni destekler eklenir diye bekliyorum. Yoksa yeterli olmayacak.

Ağaoğlu: Yeniden söylüyorum parasal genişleme virüse çare olur mu? Böyle bir takım ekonomik çabalarımız var ama öteki tarafa baktığımızda insani olarak gerçekten sokağa çıkamayan insanlara sıfır faizde verseniz ki, Avrupa’da eksi faizler ekonomileri çalıştırmanız çok kolay değil. Bunu sineye çekerek belki de bir ara vermek gerekiyor. Garip olacak ama acaba ülkeleri 2-3 haftalığına kapatmak mı lazım? Sadece yaşama gerekli şeyleri üretelim kapatalım mı acaba?

Güldağ: Para basıp herkese dağıtacak mısın o zaman?

Ağaoğlu: Hane halklarına çek göndereceksin, yapacak fazla bir şey yok. Ancak onun ötesinde, tedarikte sıkıntı esas dert. Özellikle Çin’den ara mamul ve bazı ham maddeler sıkıntı yaratıyor. İlaç ve gıda koruyucularının bile büyük kısmı dünyaya Çin’den gidiyor.

Güldağ: İyi haber şu ki; Çin hızla iyileşiyor şu anda…

Ağaoğlu: Ama ihracatımızın yüzde 50’si Avrupa’ya. Sınırlar kapalıyken kime ne götüreceksiniz?

Güldağ: Pakette ihracatçıya stok finansmanı desteği var...

Ağaoğlu: Şimdi ürettim, malım elimde duruyor. Siparişim de anlaşmam da var. 'Gönder alacağım malı' diyor müşteri ama gönderemiyorum, yollar kapalı... İşte bunun bir maliyeti var. Stok tutma maliyeti... Bunun finansmanı olması gereken bir adım. İhracatçının ayakta kalmaları lazım ki bir sonraki aşamada üretim yapmaya devam edebilsinler. Ancak bu yönetilmesi zor bir süreç.

Güldağ: İhracatçılar için stok tutma maliyetinin karşılanması kesinlikle önemli ama bir kesinlik daha varsa, yeterli olmaz. Üretim süreci ne olacak? İşçilik, genel giderler... Doğru, belki iki ay sonra virüs sönümlenecek ve ertelenen talep patlayacak. Elinde mal olması önemli. Ama bunu kim garanti edecek? Bu belirsizlikte, stoğa ne kadar çalışırsın? Bütün bunların ötesinde daha yakıcı bir sorun olarak ihracatçı parasını Avrupa’dan almakta zorlanacak. Gönderdiği malın karşılığını alabilecek mi ki? İtalya'da, İspanya'da kimi bulacak işinin başında? Bu noktada Eximbank veya diğer alacak sigortası kuruluşlarının tavrı çok önemli. Şimdi sağılık sigortası olanlara söylendiği gibi, 'test, tahlil kısmı tamam ama virüse yakalandıysanız, Dünya Sağlık Örgütü pandemi ilan etti, biz bir şey yapamayız' denildiği gibi, ihracatçıya 'kusura bakma mücbir sebep var, ödeme yapamıyoruz' denilecek mi?

Cumhurbaşkanı'nın açıklamasında ihracatta yavaşlamaya dikkat çekiliyor. Mart ayının ilk yarısında önemli düşüş var ihracatta. Demek ki bizim mart - nisan ihracatımızda ciddi düşüş meydana gelebilir. Bunu öngörüyorsak, ona göre destekleri kurgulamak lazım.

Bir de, iç piyasa meselesi var tabii... Orayı sağlam tutmak için bu tedbirler alınıyor. Ancak çek ödemelerinde ertelemeler başladı. Zincirleme etkiler. Piyasayı bozucu etki yapar. Tedbir düşünülmesi gerekiyor. İstersen onu da bir sonraki sohbetimizde ele alalım.

Turizm özelinde daha farklı tedbirler de olabilirdi

Güldağ: Turizm teşviklerine nasıl bakıyorsun?

Ağaoğlu: En narin sektörlerden biri turizm, hemen hemen her şeyden etkileniyor. Onların işi bu yıl çok zor olacak. Turizmde kısa zamanda toparlama söz konusu olur mu? Benim şöyle bir endişem var; hani virüsün aşısı bugün bulundu dense, şu ana kadar yaşananları tekrar telafi etmesi gerçekten zaman alacak. Bütün dünyada yaşanan sıkıntı aslında sistemik bir güven kaybı oldu. Mesela organizasyon şirketlerinin de işi zor.

Güldağ: Onlara vergi desteği var.

Ağaoğlu: Önce para kazanman, fatura kazanman lazım ki vergi ödeyesin. Şimdiye kadar kestikleri tamam ama bundan sonra biraz zor kesecekler gibi...

Güldağ: Turizm beraberinde 54 sektörü etkiliyor. Türkiye’ye geçen yıl 51 milyon turist geldi. Bu turistlerde alışveriş yapıyor, yiyor, içiyor. Bu her şekilde önemli. Turizm için tedbirler faydalı ama yeterliliği sorgulanır. Bana turizm özelinde daha farklı tedbirler, destekler olabilirdi gibi geliyor. Mesela vergilendirme güzel ama uçakta KDV’yi yüzde 18’den yüzde 1 indirdin bu müşteri varsa geçerli. Fazla bir anlamı yok. Konaklama için de bu geçerli. Ekimden beri alınan Turizm Tanıtım Geliştirme Ajansı’nın ödemelerini neden dışında bıraktılar anlamadım. Bu da eklense ne olurdu? Ama onun ötesinde kısa çalışma ödeneği önemli. Turizmci şunu düşünüyor; ‘ben yarın açayım mı açmayayım mı?’ Çünkü 20 ülkeye uçuşlar durmuş. İşler, yüzde 25 azalmış. Bu demektir: Açayım mı, açmayayım mı? Açtığın anda eksi ile başlıyorsun. Kısa çalışmada 3 yıl çalışıyor olmak kural var. Turizm için askıya almak gerekiyor. Bu kararın hemen bu hafta verilmesi gerekiyor. Olmazsa bir kısım çalışanı zorlayabilir. Şu an konuştuğumuz turizmciler bir hayli kaygılı. Biraz evde oturana vergileri indirmek gibi bir şey olmuş oldu diye düşünüyorum.

Petrolün kısa sürede toparlaması zor görünüyor

Güldağ: Normal finansal piyasalara etkisi nasıl devam ediyor peki?

Ağaoğlu: Kur tarafına geleceğim. Üretmek için yeni tedarikler olması lazım ki talep olsun. O talep biraz azalacak. Bizim ve bütün dünyanın büyüme hedefleri şaştı. Dünya bu yıl büyürse şanslıyız. Diğer taraftan da petrol fiyatlarında düşüş var. Türkiye’nin petrol faturasında çok çok ciddi bir düşüş olacak. Petrol fiyatlarından Türkiye’nin önemli avantajı var. Ben petrol 30 doların altına düşmez diyordum. Fakat bu sefer petrol petrol olmaktan çıktı. Sudan ucuz Brent petrolün fiyatı 25 dolara düştü. Petrolün kısa sürede toparlaması zor görünüyor. Stok birikiyor.

Güldağ: Brent petrol 22 doları aşağıya doğru kırarsa, 16 dolar doğru da seyredebileceğini söyleyen teknik analizler de var.

Ağaoğlu: Rakamlara yeterince işkence edersen sana istediğini söyler’ diye bir laf var. Ben de teknik analiz için söyleyeyim; grafiklere yeterince işkence edersen sana istediğini söyler…

Ekonomi