Orhan Turan: Küresel piyasada rekabet yüksek standartlı ürünlerle olur

TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, şirketlerin küresel rekabette yer almasının uluslararası standartlarda ürün geliştirilerek elde edileceğini ve bunun da Türkiye ekonomisine büyük katkı sağlayacağını söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Orhan Turan: Küresel piyasada rekabet yüksek standartlı ürünlerle olur

Mehmet KAYA

TÜSİAD Teknoloji Standartları ve Standarda Esas Patentler Yol Haritası çalışmasını Ankara’da düzenlediği basın toplantısında tanıttı. Toplantının açılışında konuşan TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, maliyet-fayda yaklaşımlarının geçerliliğini yitirdiğini vurgulayarak,

“Dönüşüme; yaratılan çevresel etki ve dijital teknolojilerin tektonik değişimleri öncülük ediyor. Bu dönüşüm sürecinde her ülkenin yeni bir kalkınma ve büyüme hikayesine ihtiyacı var gibi görünüyor. Nitekim AB, ABD, Çin gibi hızlı davranan ekonomiler, yeşil ve dijital dönüşümün getirdiği rekabet avantajından faydalanmaya başladı” dedi.

Sanayinin rekabet gücünü koruma ve Türkiye’nin standartlar alanındaki gelişiminin sürükleyicisi olabileceğini kaydeden Turan, aynı zamanda rekabet avantajı ve AR-GE yatırımlarının geri dönüşümü için bu etkinliğin gerekli olduğunu, yol haritasının en önemli unsurunun standart geliştirme organizasyonlarına etkin katılım en çok önemsendiği unsur olduğunu vurgulayan Turan sözlerini şöyle sürdürdü:

“Peki standartların belirleyicisi olmak neden bu kadar önemli? Bugün bu alanda öncü ülkeler ve firmalar bu etkinlikleri sayesinde; ekonomik büyümeye pozitif katkı sağlıyor. Şirketler gelirlerini büyük oranda standart geliştirerek artırırken, son dönemdeki araştırmalar GSYİH’daki büyümenin yaklaşık %20-30'unun standartların geliştirilmesiyle ilgili olduğunu ortaya koyuyor.

Teknolojileri küresel pazarlarda yer buluyor, bu sayede Ar-Ge yatırımlarını geri döndürebiliyor. Özellikle 5G, 6G, yapay zeka, büyük veri, IoT gibi yeni nesil teknolojilere öncülük edebiliyor ve küresel rekabette etki sahibi oluyor. SEP kaynaklı lisans gelirleri ile maliyet avantajı elde ediyor.”

Türkiye Avrupa’nın ucuz işçisi olmaktan öteye geçti

Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez de, Türk sanayicilerinin batılı standartlarda iş yaptığını ancak karar mekanizmalarında, standart oluşturan organizasyonlarda yer almaması nedeniyle, zaman zaman Türkiye’ye karşı teknik önlemler çıkarılmasını engelleyemediğini söyledi.

“Yapılması gerekenler” konusunda beklentileri bulunduğunu belirten Dönmez, “Beklentimiz, TÜSİAD’ın, özel sektörün, kamudaki kuruluşlara sürekli ‘şuna bakalım, şunu yapalım’ demesidir. Standart komitelerinde özel sektör de olmalı.

AR-GE merkezi olan, tasarım merkezi barındıran şirketler, teknopark şirketleri, büyük şirketler, nitelikli KOBİ’ler buralarda bulunmalı yoksa geri kalacağız ve makus talihe geri döneceğiz. Onların düşük ücretli işçileri olmaktan kurtulamayız. Türkiye artık birçok sektörde Avrupa’nın düşük ücretli işçisi olmaktan öteye geçti ancak bunu daha da artırmalıyız” diye konuştu.

Çetin Ali Dönmez, AR-GE teşviklerine dayalı ürün satışlara yönelik analizlerinde, alınan teşvik kadar ürün görüldüğünü, toplam satışlar içindeki payın yüzde 1’ler seviyesinde kaldığını da belirterek, teşviklerin yeniden şekillendirilmesi gerekebileceğini açıkladı. Dönmez, “Bu oranlar potansiyelin çok altı. Belki yararlanan teşvik kadar satışa dönüşmüş, Bazı teşvikleri almak için belirli eşikleri geçmesi gerekecek şirketin. Bunu da oturtmaya çalışıyoruz” dedi.

Toplantıda konuşan Türk PATENT Başkan Yardımcısı Mehmet Duyar da uluslararası rekabete maruz kalmayan bir pazarın neredeyse kalmadığını, büyük şirketlerin standartlar yoluyla bütün dünyayı kendisine pazar haline getirmeye çalıştığını kaydetti. Maddi olmayan varlıkların küresel değerinin 50 trilyon dolara ulaştığını belirten Mehmet Duyar, standartlarla oluşturulan rekabet dezavantajının teknoloji ve AR-GE’ye dayalı, yüksek katma değerli üretimle aşılabileceğini söyledi.

TÜSİAD Başkan Yardımcısı Fatih Kemal Ebiçlioğlu da konuşmasında, kısa vadede teknoloji standartlarında rol alabilmeye yönelik bir yol haritası oluşturmayı tamamladıklarını, orta ve uzun vadede ise uluslararası kuruluşlarda etkinliğin artırılması olduğunu kaydetti.

Standarda Esas Patentler

Yol haritasında politika geliştirme, sektörel politikalar, farkındalık, destek ve finansman, insan kaynağı, etkin katılım, ulusal standardizasyon ekosisteminin güçlendirilmesi ve hukuki altyapı alanlarında eylem planları yer aldı.

Toplantıda, özellikle yüksek teknoloji kullanılan iletişim ve diğer alanlarda Standarda Esas Patentlerin ağırlığının arttığı kaydedildi. SEP’ler, teknolojik cihaz ve sistemlerin çalışması için gerekli standartların sahipliği anlamına geliyor.

Klasik patentlerde patent sahibi, dilediğine lisans vererek patentini kullandırabilirken, teknolojik cihaz ve sistemler söz konusu olduğunda hak sahibi patentini kullandırmaktaki seçim hakkını kaybediyor ve şartları sağlayan ve lisans bedelini ödeyen her şirket bu standardı ve dolayısıyla patenti kullanabiliyor.

Başta mobil iletişim olmak üzere çok sayıda alanda bu türden standartlar geçerli olduğu için bu alana yatırım yapanlar doğal lisans bedeli ödeyicileri haline geliyor.

Ekonomi